'ergenekon' soruşturması kapsamında oda tv adlı internet sitesinde yapılan aramalar sonrası gazeteciler ahmet şık, nedim şener ve soner yalçın'ın da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın sekizinci duruşması yapıldı. perşembe akşamı tahliye taleplerini değerlendiren mahkeme heyeti, savunmalarını yapan ahmet şık ve nedim şener dahil sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
çağlayan'daki istanbul 16. ağır ceza mahkemesi'nde görülen davayı takip eden sanıkların yakınları ve çok sayıda gazeteci açıklanan kararla büyük üzüntü yaşadı. davanın bir sonraki duruşması 23 ocak’ta yapılacak.
'kitabımı getirmedim, belki patlar'
duruşmada savunmasına, “kitabımı yanımda getirmedim, patlar belki” diye başlayan ahmet şık, dostunun da düşmanının da kendisini iyi tanıdığını belirterek, “meslek ahlakını önemseyen ve gerçeğin peşindeki bir gazeteci olduğum için buradayım” dedi. başbakan recep tayyip erdoğan, şık'ın tutuklandığı dönemde kaleme aldığı ve henüz basılmayan ‘imamın ordusu’ kitabına atıfla, “bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tehlikelidir” benzetmesinde bulunmuştu.
savunmasında, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaların tümünü reddeden ahmet şık, “hiçbir kurum, kuruluş ya da kişiden talimat alarak haber yapmadım. yapacağım bir haberden de herhangi bir kurum, kuruluş ya da kişinin müdahalesiyle vazgeçmedim” dedi. mesleki prensiplerinden hiçbir zaman ayrılmadığını anlatan şık, “bu nedenle yargısız infazlarda öldürülenler için 'çatışmada ölü ele geçirilen teröristler' demedim. işkence mağdurlarını görmezden gelmedim, 'meçhul' denen faillerin devletin tetikçisi olduğu gerçeğini de gizlemedim” diye konuştu.
‘ergenekon’a yardım etmekle suçlanmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden şık, “bugüne dek yazdıklarıma, gazetecilik geçmişime, sosyalist kimliğime bakılmaksızın 'ergenekon'a yardım etmekle suçlanıyorum. halbuki, 'imamın ordusu' dahil, bugüne dek yazdıklarımı yan yana getirmek dahi bu iddiayı boşa çıkarmaya yeterli olacaktır” dedi.
'imamın ordusu' adlı kitabını, polis teşkilatında olup bitenlerin anlaşılması açısından ve tartışmalı soruşturmalarla ilgisinin ortaya çıkması açısından önemsediğini belirten şık, “gazetecilere, meslektaşlarıma 'dokunan yanar' dedim. dokundum, buradayım” diye konuştu.
davada gazetecilerin değil gazeteciliğin yargılandığını belirten şık, “çiğnenen sadece bir gazetecinin ifade özgürlüğü değil, bir toplumun bilgiye ulaşma özgürlüğüdür. kitabımda, gerçeğe aykırı ya da karalamaya yönelik tek satır yoktur. şiddete çağrı, terör örgütü propagandası ya da suçluyu övme manasına gelecek tek bir cümle de yoktur” sözleriyle savunmasını sürdürdü.
nedim şener duygulandı
ahmet şık’ın ardından savunma sırası meslektaşı nedim şener’deydi. şener savunmasını hazırladığı altı klasör dosyayla yaptı. şener, "20 yıla varan meslek hayatında binden fazla haber ve 10 kitapta yazdım. tüm yazdıklarımı yargılandığım 100'e yakın davada savundum, ama ilk kez yazmadığım şeyler nedeniyle tutukluyum ve yargılanıyorum” dedi.
şener, bugüne gelebildikleri için şükrettiğini belirterek, “türk kamuoyuna, öncelikle de özgürlük için yola düşen arkadaşlara, ragıp zarakolu, büşra ersanlı ve hopalılara selam gönderiyorum. hapse düşünce insan daha iyi anlıyor her şeyi. hapse girdiğim ilk gün, hapse düşen son insan olmak için çok dua etmiştim. ancak öyle olmadı” şeklinde konuştu.
hayatında kendisine verilecek en büyük cezanın utanmak olabileceğini söyleyen şener'in, gazeteci sedat simavi'nin, “kalemini kır ama satma” sözünü hatırlattıktan sonra duygulu dakikalar yaşadı. mahkeme başkanı mehmet ekinci'nin, “isterseniz kısa bir ara verelim'' demesi üzerine şener de “evet, iyi olur” deyince, duruşmaya ara verildi.
aranın ardından savunmasına devam eden şener, ''keşke dijitallerden bahsetseydim, böyle duygulanmazdım. haklılığımın verdiği güçle savunma yapıyorum. karşınızda adaletin gücünü görmek istiyorum'' ifadelerini kullandı.
‘cemaatten nefret etmedik’
şener, fetthullah gülen cemaati ile ilgili herhangi bir sorunu olmadığını belirterek, “biz cemaatten nefret etmedik. sadece merak ettik, sonra da kitap yazdık” diye konuştu.
kesinlikle ‘ergenekoncu’ olmadığını, bunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden şener, dink cinayetinin aydınlatılması için çabaladığını, söz konusu cinayetin işlenmesinde ihmali olduğunu öne sürdüğü kişilerin tutuklanmadığını ve yargılanmadığını da sözlerine ekledi.
kaynak: ajanslar
Yorumlar