şiddetin sürdüğü suriye’den kaçan mültecilere yönelik 12 bin kişilik konteyner kentin bulunduğu türkiye’nin sınır kenti kilis’teki devlet hastanesi, bu konumu nedeniyle hareketli günler yaşıyor. muhaliflerle ile ordu arasındaki çatışmaların türkiye sınırına sıçradığı son dönemde, kilis'e birçok yaralı suriyeli geçiyor.

 

kilis’teki al jazeera muhabiri umut uras, hastanelerde tedavi altına alınan suriyelilerle konuştu. yaralılardan ahmet hatip, eski polis olduğunu söylüyor. yaklaşık bir ay önce, halep’in azez ilçesinde görev yaparken, polise ‘rus yapımı ağır silahlar tedarik edildiğini’ ve ‘sivillere ateş açma emri verildiğini’ belirten hatip, "genç ve çocuklar dahil, tüm göstericileri vurmamız istendi" diyor.

 

emri dinlemeyerek polis gücünden firar ettiğini anlatan hatip, eski silah arkadaşlarının kendisini bulup bacağının iki yerinden vurduğunu, kemiğinin parçalandığını ifade ediyor.

 

azez’deki muhaliflerin evlerinde bacağının basit bir şekilde tedavi edildiğini ve saklandığını belirten hatip, 10 gün önce sınırdan geçerek kilis’e kaçtığını dile getiriyor. bacağına ancak türkiye’ye geçtikten sonar platin takılabildiğini vurgulayan hatip, babası, annesi, ve beş kardeşinin hama’da yaşadığını ve kentte şartların kötü olduğunu aktarıyor.

 

otuz üç yaşındaki abdurrahman atik ise, halep’in merkezinden şehir dışındaki köyü aneden’de giderken vurulduğunu anlatıyor. alçıya alınmış koluyla karnındaki ve bacağındaki yaraları gösteriyor.

 

berberlik yaptığı köyünün bombalandığını ve yakılıp yıkıldığını ifade eden suriyeli, "13 kişinin bir evde diri diri yakıldığını gördüm" diyor. 

 

suriye devlet başkanı beşar esad'ın adı geçtiğinde hakaret içeren kelimeler kullanan atik de sınırı kaçak yollardan geçenlerden. yedi gün önce kilis’e giriş yaptığını söyleyen suriyeli, "türkiye, bize iyi bakıyor. tüm sağlık gereksinimlerimizi karşılıyor" ifadesini kullanıyor.

 

 

bir başka azezli ahmet dedihi ise pasaport ile aracı içinde sınırı geçen suriyelilerden. on bir gün önce türkiye'ye ulaştıktan sonra gaziantep’te ev kiraladığını ve bu süre içinde ailesinden 25 kişinin gerek kaçak yollardan, gerekse pasaport ile türkiye’ye geçiş yaptığını aktarıyor.

dedihi, "düne kadar tümü sağlam geçmişti fakat erkek kardeşim kaçak yollardan girerken vuruldu" diyerek, şam’ın ankara ile ilişkilerini geren pazartesi günkü sınır çatışmalarında kardeşinin de iki ayağından yaralandığını anlatıyor.

 

üç odada 25 kişi yaşadıklarını dile getiren dedihi, güvenlik sağlanıncaya kadar ülkelerine dönmeyeceklerini söylüyor. kızkardeşlerinin ve ailelerinin de azez’den halep’e geçtiğine değinen dedihi, "onları da türkiye’ye getirmeye çalışıyoruz" diyor.

 

suriyeli sığınmacı, şam yönetiminin mültecilerin sınırı geçmesini istemediğini ve bu yüzden bölgedeki saldırılarını yoğunlaştırdığını düşünüyor. sınırın diger tarafindan gelen silah seslerini duymak mümkün. 

suriye'de isyanın başladığı 15 mart 2011 tarihinin üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçti. ülkedeki şiddetten kaçarak nisan ayından itibaren türkiye'ye sığınmaya başlayan suriyeliler, başlangıçta yalnızca hatay'daki çadır kentlerde ağırlandı. sayıları 25 bini geçen sığınmacılardan sekiz bini kilis'te kurulan konteyner kampa nakledildi. kilis'te sınırın sıfır noktasında bulunan kampın kapasitesi 12 bin.

 

pazartesi günü yaralı halde sınırı aşmayı başaran yaralılardan biri yaşamını yitirdi, diğerleri hastanede tedavi ediliyor. konteyner kampa da suriye tarafından atılan kurşunlar isabet etti, bir türk tercüman da hayatını kaybetti.