istanbul 14. ağır ceza mahkemesi, agos gazetesi genel yayın yönetmeni hrant dink'in öldürülmesine ilişkin davanın tutuklu sanıklarından yasin hayal'i, 'hrant dink'i tasarlayarak öldürmek' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
sanıklardan erhan tuncel ise, 'tasarlayarak adam öldürmek' suçundan beraat ederken, bombalı eylemden 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı. mahkeme, tuncel'in tahliyesine karar verdi.
mahkeme, sanıklardan hiç birini 'örgüt üyeliği'nden suçlu bulmadı.
18 kişinin yargılandığı davada, suikastte tetiği çeken ogün samast'ın dosyası ayrıldı ve 22 yıllık hapis cezası aldı, diğer sanıkların yargılandığı davanın 26 aralık'taki son duruşmasında mahkeme heyeti karar sinyali vermişti.
istanbul 14. ağır ceza mahkemesi'nde görülen davanın 25'inci duruşmasına tutuklu sanıklar erhan tuncel ve yasin hayal katılırken, hakimin çağrısına uyan avukatların tümü salonda hazırdı.
oğlu tolga baykal ceylan 10 ağustos 2005 tarihinden bu yana kayıp olan kadriye ceylan'ın davaya müdahillik talebi kabul edilmedi.
cumhuriyet savcısı hikmet usta daha önce aktardığı mütaalayı tekrar edince dink ailesinin avukatları söz alarak savcının sadece cinayete odaklandığını söyledi. avukat ismail cem halavut, dink'in türkiye'deki azınlık politikalarını eleştiren haberler üzerine hedef seçilip tehdit edildiğini ve öldürüldüğünü dile getirdi.
avukat halavut, yargıç önüne çıkarılamayan kamu görevlilerini hatırlatarak cinayetin ergenekon yapılanmasının yalnızca trabzon ayağı tarafından değil, daha geniş bir örgüt tarafından işlendiğini belirtti.
dink ailesinin avukatları, bütün sanıkların ayrı ayrı cezalandırılmasını istedi.
dink davasında sanıkların son sözlerisanıklara karar öncesi son sözleri soruldu. erhan tuncel, “bu yolda bir aile, bir gençlik ve bir istikbal kaybettim. vatan sağolsun" dedi.
mahkemeye meydan okudu
sanık yasin hayal, iddianameyi hazırlayan savcılardan fikret seçen’e hakaret etti. mahkeme başkanı’nın hakaret etmemesi için uyardığı hayal, "benden şikayetçi olabilir" diye konuştu.
hayal daha sonra “bu salonlarda birçok anadolu çocuğunun kalemi kırılmıştır. buradan mahkemenize meydan okuyorum. bakalım hangi delikanlı benim kalemimi kıracak? kalemimi kıracak delikanlı arıyorum" ifadesini kullandı.
ab yeni soruşturma istedi
ab komisyonu, hrant dink davasında istanbul 14. ağır ceza mahkemesinin verdiği kararı yetersiz buldu.
ab komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi stefan füle'nin sözcüsü peter stano, avrupa insan hakları mahkemesinin (aihm), hrant dink davasında 14 eylül 2010'da türkiye'yi mahkum ettiğini hatırlattı.
söz konusu kararda türkiye'nin dink'in yaşama hakkını güvence altına alamadığına hükmedildiğini anımsatan stano, "cinayette payı olan herkesin yargı önüne çıkarılmasına ve üst düzey yetkililerin müdahalelerine yönelik yeni soruşturmalara ihtiyaç duyulduğunu" söyledi. stano, "aihm mahkumiyetinde açığa çıktığı şekilde türkiye'nin yargı sistemindeki eksikleri tamamlamasının önemini vurguluyoruz" ifadesini kullandı. sözcü stano, türkiye'nin suçluların dokunulmazlığıyla mücadelede başarılı olabilmesi için aihm kararının tam uygulanmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
telefon kayıtları
telekomünikasyon iletişim başkanlığı'nın cinayetten iki yıl sonra gönderdiği 'olay gününe ilişkin telefon görüşmeleri', tetiği çeken ogün samast'ın o gün yalnız olmadığını ortaya çıkarmıştı.
cinayetin tutuksuz sanıklarından mustafa öztürk ve salih hacısalihoğlu'nun cinayetin işlendiği gün agos gazetesi çevresinde bulunan beş kişi ile telefon irtibatı kurduğu ileri sürülmüştü.
bunun üzerine mahkeme olay yerine yakın bölgedeki 20 baz istasyonu ve 91 telefon numarasına ait kayıtların silinmemesi için tedbir kararı almıştı.
‘hrant’ın arkadaşları’ tepki gösterdi
adliye önünde toplanan 'hrant'ın arkadaşları' adlı grup, kararın açıklanmasının ardından agos gazetesine yürüdü.
karanlıkta kalacak noktalar
duruşmada karar çıkması halinde cinayetin arka planı karanlıkta kalacak. savcı hikmet usta’nın mahkemeye sunduğu "bu cinayeti simit satan çocukların tek başlarına işlemediği bellidir" şeklinde mütalaa verdiği davada, hiçbir devlet görevlisi ceza almayacak.
dink ailesinin cinayette ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle 30 kamu görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine savcılık, istanbul valiliği'nden soruşturma izni istedi. ancak valilik 'görevi ihmal' soruşturmasına izin vermedi ve istanbul bölge idare mahkemesi'nin verdiği hükümle bu karar kesinleşti. artık kamu görevlileri yalnızca 'cinayete yardım ve yataklık' ile 'iştirak'ten suçlanabilecekti.
oysa avrupa insan hakları mahkemesi'nin (aihm) 14 aralık 2010'da verdiği gazeteci dink’in yaşam hakkının ihlal edilmesi ve cinayet önleminin alınmaması nedeniyle suikastta kamu görevlilerinin açık sorumlulukları bulunduğu yönündeki karara türkiye itiraz etmemiş ve karar kesinleşmişti. aihm kararında, trabzon emniyet müdürlüğü, trabzon jandarma komutanlığı ve istanbul emniyet müdürlüğü'nün cinayeti açıkça engellemediği belirtildi.
neredeyse hepsi terfi etti
avrupa nezdinde kararı kabullenen ankara yönetimi, türkiye içinde hiçbir adım atmadı. haklarında soruşturma açılan dönemin istanbul valisi muammer güler, şimdilerde hükümetteki adalet ve kalkınma partisi'nden (akp) milletvekili. dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah ise terfi ederek osmaniye valisi oldu.
cinayetin hemen ardından görevden alınan trabzon emniyet müdürü reşat altay, halen poli müfettişi koltuğunda oturuyor. altay, "hayal’in dink’i öldürmeyi tasarladığını belirtilen 15 şubat 2006 tarihli f-4 raporunu görmedim" diyerek trabzon emniyetinin cinayetten haberi olduğunu göstermişti. altay, trabzon polisinin istihbarat elemanı erhan tuncel'le nisan 2006'da ilişkilerini kestiklerini söylemişti, oysa ki ilişkinin resmen kesildiği tarih ekim 2006. bir başka önemli ayrıntı, cinayetin iki hafta öncesine kadar trabzon polisiyle tuncel arasında görüşmeler sürdü ve polis 19 ocak'a kadar tuncel'in telefonlarını dinledi.
dönemin emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire başkanı ramazan akyürek de halen emniyetin bir başka biriminde görevli.
19 ocak 2007 tarihinde istanbul emniyet müdürlüğü istihbarat şube müdürü koltuğunda oturan ve trabzon'dan gelen istihbaratı değerlendirmemekle suçlanan ahmet ilhan güler de terfi edenler arasında. güler, halen birinci sınıf emniyet müdürü konumunda araştırma ve planlama kurulu uzmanı olarak görev yapıyor.
trabzon'dan 17 şubat 2006 tarihinde gelen ihbarla ilgili tahkikat yapmayan istanbul emniyeti, suikastten sonra geçmiş tarihli sahte evrak düzenlemişti.
mit'e hiç dokunulamadı
soruşturma listesinde 2004 yılında hrant dink’i istanbul valiliğine çağıran vali yardımcısı ergun güngör de ve milli istihbarat teşkilatı (mit) görevlileri özer yılmaz ile handan selçuk da vardı. mit görevlileri, ankara cumhuriyet başsavcılığı'nın verdiği zamanaşımı kararıyla soruşturmadan kurtuldu. erol güngör ise yalova'da vali yardımcılığı görevini sürdürüyor.
hrant dink, ölmeden evvel kaleme aldığı son iki makalesinde valilikteki bu ziyaret sırasında sabiha gökçen haberi nedeniyle iki mit mensubu tarafından tehdit edildiğini yazmıştı.
poster çektirenler ceza almadı
tetiği çeken ogün samast'ı samsun emniyeti'nin çay ocağında çay ikram ederek sorgulayan polis ve jandarmalar, "vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" yazılı türk bayraklı takvim önünde fotoğraflar çektirdi. görüntülerin ortaya çıkmasıyla patlayan skandalda, mahkeme polisler metin balta ve ibrahim fırat hakkında beraat kararı verdi.
albay ve yüzbaşı'ya altışar ay hapis
şimdiye kadar cinayette 'görevi ihmal' suçuyla yargılanan sekiz kişiden dönemin trabzon il jandarma komutanı albay ali öz ile istihbarat şube müdürü yüzbaşı metin yıldız altışar ay hapis cezasına çarptırıldı. diğer dört sanığa da dörder ay ceza verildi. dink ailesinin avukatları, duruşmaya bakan hakimin tüm uğraşlarına rağmen davayı ağır ceza mahkemesine taşıyamadığını söyledi ve dosya kapandı.
telefon irtibatını avukatlar buldu
peki karar aşamasına gelen davada son durum ne? avukatların ısrarlı talebi sonrasında, mahkemenin isteğiyle telekomünikasyon iletişim başkanlığı (tib) cinayet anındaki telefon kayıtlarını gönderdi. iki yıl sonra gelen kayıtları inceleyen savcılık, ogün samast'ın agos gazetesi önünde yalnız olduğuna hükmetti. ancak, aynı kayıtları inceleyen dink ailesinin avukatları tutuksuz sanıklardan mustafa öztürk ve salih hacısalihoğlu'nun cinayet günü agos çevresindeki beş kişiyle telefon görüşmesi yaptığını tespit etti.
avukatlar, yasa gereği bir ay içinde silinecek olan bu görüşme kayıtlarına silinmemeleri için tedbir konmasını mahkemeden talep etmişti. mahkeme, avukatların bu talebini kabul etti ve söz konusu kayıtlara tedbir kondu.
kaynak: al jazeera ve ajanslar
Yorumlar