Fukuşima'da depremin izleri
Mart ayında 8.9 büyüklüğünde depremin yaşandığı Fukuşima'da halkın hem psikolojik hem de maddi desteğe ihtiyacı var.

japonya’nın fukuşima nükleer santrali’ndeki radyasyon sızıntısı halkın psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor. yetkililer haziran ayından itibaren artan intihar vakası sayısını, felaketten kaynaklanan bunalıma bağlıyor.
japon çiftçi korkusuna yenik düştü
nükleer santralden yaklaşık 60 kilometre uzakta tarlaları bulunan çiftçi hisashi tarukawa, santraldeki patlamayı televizyonda izlediği anda tek bir cümle kurmuş : “şimdi her şey bitti.”. tarukawa’s oğlu kazuya 24 mart sabahı babasını sebze tarlasında bir ağaca asılı olarak bulmuş.
tarukawa’nın intihar etmek için hiç bir sebebi olmadığını söyleyen ailesi bunun samurayların intihar şekli ‘harakiri’ye benzeyen bir tür protesto olduğunu düşünüyor.
tarukawa’nın bundan 23 yıl önce hiroşima saldırısını anma törenlerine katıldıktan sonra çok hassaslaştığını ve sürekli radyasyonun zararlı etkilerinden bahsettiğini belirten ailesi fukuşima nükleer santrali’ni işleten şirket tepco’ya hem maddi hem de manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyor.
intihar oranları arttı
turakawa ailesinin evinde yaşanan acı sadece onlara mahsusu değil. japon hükümetinin yaptığı açıklamaya göre haziran ayından beri deprem, tsunami ve nükleer felaket yüzünden umutsuzluğa kapılan en azından 16 kişi yaşamına son verdi. bu kişilerin çoğunun yaşları 50 ila 60 arasında değişiyor.
bu durum, intihar oranları yüksek ülkeler arasında yer alan, her yıl 30 bin’den fazla kişinin intihar ettiği japonya’da sosyal bir yaraya parmak basıyor. uzmanlar 11 mart’ta yaşanan felaketin ardından bu rakamın yükselmesinden endişe ettiklerini belirtiyorlar.
sevdiklerini geride bırakıyorlar
depremin yaşandığı 11 mart 2011 tarihinden itibaren nükleer sızıntının yaşandığı nokta ve çevresinden tahliye edilen insan sayısı 87 bin’in üzerinde.
uzmanlar hayatta kalanların sevdiklerini geride bıraktıkları ya da yaşadıkları için suçluluk duygusu hissederek depresyona girebildiğini belirtiyor.
kamaishi şehrinde hizmet veren kumo no ito adlı intiharı engelleme ve psikolojik danışmanlık grubunun başkanı hisao sato, “hayatta kalanlar önce yaşadıkları için seviniyorlar ve intihar eylemini akıllarına getirmiyorlar. ama zaman geçtikçe gerçekle yüzleşen birey, etraftan gelen yardımlar da azaldıkça dengesini kaybediyor, kendini yorgun ve değersiz hissetmeye başlıyor” diyor.
manevi destek yetmiyor
japon hükümeti barınaklarda kalan ve kendini dışlanmış hisseden depremzedeler için psikolojik yardım sağladıklarını belirtiyor. uzmanlar ise bu tür yardımların tek başına faydasının olmayacağını, ev ve iş imkanları gibi maddi desteğin eksik olmaması gerektiğini vurguluyorlar.
tokyo’nun kuzeyinde yer alan saitama hastanesi’nin genel müdür yardımcısı psikiyatr shinji yukita, “sadece psikolojik destek intihar vakalarını azaltmaz,” dedi. yukita, psikolojik desteğin ancak temel ihtiyaçlar yardımı ve tıbbi yardım ile desteklendiği takdirde başarılı olabileceğini belirtti.
depremden kurtulan 59 yaşındaki tsukasa kanno “evimi ve dükkanımı kaybettim ama mutluydum çünkü ailem ve ben hayatta kalmayı başardık. fakat şimdi yavaş yavaş ‘biz ne olacağız diye düşünmeye başladık. kendimi çok bitkin hissediyorum, geleceği göremiyorum,” dedi.
Yorumlar