Türkiye'de diyabet arttı
Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen rahatsızlığın görülme oranı, 10 yıl öncesine oranla iki katına yükseldi.
Haberin Öne Çıkanları
Obezite tetikliyor
İki tipi var
Tedavisi mümkün

yaklaşık 6,5 milyon diyabet hastasının bulunduğu türkiye'de, rahatsızlığı olan kişilerin yarısı, yani yaklaşık 3,5 milyonu diyabet hastası olduğunun farkında değil.
ankara numune eğitim ve araştırma hastanesi endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları klinik şefi ve türkiye obezite ve diyabet koordinatörü prof. dr. serdar güler, türkiye’de diyabet hastalığı 10 yıl öncesine göre iki kat artış gösterdiğini söyledi.
güler, diyabet hastalığının tüm dünyada giderek arttığını vurgulayarak, türkiye’de 20 yaş üzeri nüfusun yaklaşık yüzde 30'unda diyabet hastalığı için çok ciddi risk olan 'prediyabet' durumu mevcut olduğu belirtti.
güler, “bu iki rakamı birbiriyle topladığınız zaman 20 yaş üzeri nüfusun yaklaşık yarısı ya şeker hastası ya da şeker hastalığı riski taşımakta'' dedi.
türkiye'de şeker hastalığının, 10 yıl önceye göre iki kat yükselmesinin en büyük sebebinin, kilo fazlalığı ve obezitenin artmasına olduğunu belirten güler, giderek çoğalan bir problem olması nedeniyle diyabet için ciddi önlemler almak, hastaların sayısını azaltmak ve hastaların yaklaşımını düzeltmek gerektiğini sözlerine ekledi.
'çocuk yaşta önlem gerekiyor'
diyabeti önlemede okul çağı çocuklarına ve ev kadınlarına büyük iş düştüğünü dile getiren güler, ''obezite artık çocuklarda da artmaya başladı. bu dönemde dengeli ve sağlıklı beslenme eğitimleri verilirse çocuklar hayatları boyunca beslenmelerine ve fiziksel aktivitelerine dikkat ederlerse, şeker hastalığının gelişme riski azalacaktır” dedi.
şeker hastalığını engellemenin en temel iki yolundan birisi dengeli-sağlıklı beslenmek, diğeri ise fiziksel aktivite artışı.
güler de bunların sonucunda obezite, şişmanlık ve aşırı kilonun engellenebileceğinin altını çizdi.
iki türü var
diyabet tip 1 ve tip 2 diye ikiye ayrılıyor. tip 1 diyabet, daha çok çocuklarda, gençlerde başlıyor ve vücutta insülin üreten hücrelerin tahrip olmasıyla ortaya çıkıyor. burada önleyici olarak yapabilecek tek şey, hastaya dışarıdan insülin vermek.
tip 2 diyabetin ise çok farklı bir gelişme mekanizması var. insülin üreten hücrelerde tahribat olmuyor ama hücreler yeterince çalışmıyor. buna ek olarak vücutta bunların salgıladıkları insüline karşı direnç voluşuyor, dolayısıyla salgılanan insülin yeterli etkiyi gösteremiyor.
tip 2 diyabetin, genetik geçişi yüksek olan bir hastalık olduğuna dikkati çeken gürel, anne ve babada diyabet olmasının, hastalığa yakalanma riskini artırdığını belirterek, ''eğer anne ve babada da diyabet hastalığı varsa risk yüzde 50'ye kadar çıkıyor'' dedi.
'genetik geçiş de önlenebilir'
genetik faktörlerin çok ciddi risk olduğunu ama tek nedenin bu olmadığına işaret eden gürel, beslenme şekli ve hareket gibi çevresel faktörlerin de sonucu değiştirebileceğini söyledi.
obeziteyi engelleyerek genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde dahi diyabet başlangıcının geciktirilebileceğini belirten güler “son zamanlarda fazla kilonun artışındaki yükselişle beraber çocukluk çağında da tip 2 diyabet görmeye başladık. tip 2 diyabet aslında erişkinlerin hastalığı olarak bilinirdi, tanınırdı. şimdi ise 15-16 yaşındaki çocuklarda tip 2 diyabet görmeye başladık. o nedenle bizim asıl hedefimiz çocuklar, özellikle okul çağındakiler” diye konuştu.
tedavisi ömür boyu sürüyor
diyabet hastalığının tedavisi mümkün olduğunu ancak ömür boyu devam ettiğine işaret eden gürel, diyabetin düzgün tedavi edilmediği takdirde hastalığa bağlı olarak çeşitli problemlerin yaşanabileceğini anlattı.
el, ayak, parmak gibi uzuv kesilmeleri, yeni gelişen körlükler, böbrek yetmezliği sonucu diyalize maruz kalma gibi rahatsızlıklar diyabete bağlı ortaya çıkabilen sorunlardan bazıları.
güler, tüm bu rahatsızlıkların doğru tedavi ile önün geçilebileceğini sözlerine ekledi.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar