pakistan asıllı nazir afzal, ingiltere kraliyet başsavcısı. kadınlara ve çocuklara yönelik taciz, cinsel istismar, şiddet ve namus cinayetleriyle ilgili çalışan ayrıca bu konulardaki yasal düzenlemeler için ingiliz hükümetine de danışmanlık yapan afzal, alanında bir çok ödüle sahip bir hukukçu. son dönemlerde zorla evlendirme konusundaki yasal süreçte etkin rol oynadı, suçun kapsamıyla ilgili danışmanlık yaptı. 

hukuk alanında birçok ödüle sahip olan nazir afzal, kadın ve demokrasi derneği kadem’in düzenlediği kadın ve adalet zirvesi'ne katılmak için istanbul’daydı. ingiltere’de kadın ve çocuklara yönelik şiddeti al jazeera’ya anlattı.

afzal, ingiltere'de en tanınmış ve en kıdemli müslüman hukukçu olarak da tanınıyor. ingiltere'de yılda bir milyon kadar kadına ve çocuğun taciz ve şiddete maruz kaldığını söyleyen afzal, çocukların da bu şiddeti izleyerek büyüdüğüne dikkat çekiyor. ingiltere'de bu konuda çalışan birçok sivil toplum örgütünün varlığını vurgulayan afzal'a göre, buna rağmen ülkede hala bu sorunun önüne geçilemiyor:

“polis ve savcılar bu konu ile çok mücadele ediyor. hükümet de bu mücadeleye liderlik ediyor. fakat bu problem hala var. bizim görevimiz insanların kendilerine güvenlerinin olmasını, kendilerine yapılanı açıklamalarını ve destek görmelerini sağlamak. benim açımdan amaç ise daha çok vakayı mahkemeye, yargıya taşıyarak faillerin, suçluların yaptıklarından dolayı cezalandırılmasını sağlamak.”

"ingiltere'de de namus davaları oluyor"

başsavcı afzal taciz gibi olayların hemen her toplumda yaşandığını, kadınların güvende oldukları hiçbir toplum olmadığını ifade ediyor. afzal, 64 farklı ülkeden mağdur insanın davaları ile ilgilendiğini söylüyor:

“tüm bu vakalarda ortak olan yön; erkeklerin kadınların güçsüzlüğünü suiistimal etmesi. bunun herhangi bir ırkla, dinle veya gereklilikle alakası yok. maalesef hangi toplumdan olurlarsa olsunlar, geçmişleri nereden olursa olsun, erkekler kadınlara zarar vermenin bir fırsatını buluyorlar. bu durumda bizim onların rengine, dinine, ırkına karşı kör olarak, her davayı aynı şekilde aynı titizlikle yargılamamız gerekiyor.”

afzal ingiltere’de namus cinayetleri ile de ilgileniyor. farklı kültür ve ülkelerden insanların yaşadığı ingiltere’de,  ingiliz toplumunda da bu cinayetlerin görüldüğünü söylüyor:

“ilk olarak 10 yıl önce ingiltere'de namus davaları konusunu duydum. ingiltere'de namus davası uğruna yılda belki de 10 öldürme vakası yaşıyoruz. çoğu belki güney asyalı, doğu avrupalı, orta doğulu aileler ancak katolik irlandalı ailelerde de namus cinayetlerini görüyoruz. eğer ailede ‘namus şeref önemlidir, aileyi bir arada tutan şey onurdur’ gibi gelenekler güçlü ise bu tür cinayetler yaşanıyor. diyorlar ki; ‘namus şeref kadınların ve kızların terbiyeli davranmalarıdır. onlar kendi tercihlerini yapamazlar, istediklerini yapamazlar, eğer yaparlarsa sonuçlarına katlanırlar.’

"baba, kızını öldürmüş"

afzal kendisine gelen bir türk ailesiyle ilgili yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor:

"birkaç yıl önce ilgilendiğim bir dava tülay adında 15 yaşındaki bir türk kız hakkındaydı. bu kız ortadan kaybolmuştu ve 10 yıl boyunca kendisinden haber alınamadı. öldüğünü biliyorduk ama ispatlayamamıştık. 10 yıl sonra 2010'da annesi polise kendi eşinin kızını öldürdüğünü söyledi. ve bu adamı yargıladık, şu an müebbet hapiste. ama önemli olan nokta annesi bu durumla uzun süre yaşadıktan sonra, daha fazla dayanamadı ve polise durumu açıkladı ve biz davayı açabildik. her toplumun bunda payı var."

türk babanın kızını öldürme sebebinin ise erkek arkadaşının olması olduğunu belirtiyor.

başsavcı afzal, kızın cesedini bulamadıklarını belirtiyor.

afzal’a göre pek çok ailenin ingiltere’de yargılanmamak için kızlarını öldürülmek için kendi ülkelerine, pakistan'a, türkiye'ye, hindistan'a götürdüğünü söylüyor. afzal, ingiltere'de bu örneklerin önüne geçmek için yeni yasalar çıkarıldığını, ceza hukukuna zorla evlendirilme dâhil bir çok yeni kanun eklendiğini kaydediyor.

ingiltere’de çocuklara yönelik taciz ve cinsle istismar suçları ile de çokça karşılaştıklarını anlatan afzal, “çocuklar onlarca yüzlerce yıldır taciz ediliyordu ve kimseye bu durumu açıklayamıyorlardı. genelde aile içinde taciz ediliyorlardı ve kendilerine zarar verildiğini söyleyemiyorlardı. çocuklar uzun bir süre polise başvurup yardım talep etme konusunda kendilerine güvenmiyorlardı. şu an güveniyorlar. şu an ingiltere tarihinde her zaman olduğundan daha fazla sayıdaki dava ile çocuklara yönelik istismar vakıalarını ele alıyor. anne babalar, öğretmenler, doktorlar da eğer bir şüpheleri varsa polise başvurmaları konusunda cesaretlendiriliyor"