Türkiye Süper Ligi

'Burası Kriminal Süper Lig'

Üç yıl önce başlayan şike davası ve artan tribün olayları mahkeme salonlarını spor sayfalarına taşıdı. Türkiye'de malzeme o kadar bol ki ortaya 'Kriminal Spor' adında da bir radyo programı çıktı. Bu programın dünyada başka bir örneği yok.

radyospor'da her perşembe taraftarları şiddetten uzaklaştırmak için çaba sarfeden programcılar, yıllarını adliye ve emniyet koridorlarında geçiren iki deneyimli gazeteci.

özkan tamirak akşam gazetesi'nin haber müdürü. emrullah erdinç de atv haber'in polis adliye uzmanı. 3 temmuz'da başlayan şike sürecini belgeleriyle anlattıkları çok beğenilen bir kitapları da var: ne şike bitti ne sevdam.

istanbul'da oynanan galatasaray-kızılyıldız maçında sırp taraftarın öldürülmesi, milli takımdaki gökhan töre-hakan çalhanoğlu tartışmaları, şırnak'ta cizrespor'un maçlarında yaşananlar, uşak'ta bir grup taraftarın otobüslere saldırması, fenerbahçe tribünlerinde yaşanan ayrılık sesleri. bu yazdıklarımız sadece son birkaç ayda gündeme düşenler. her hafta özellikle alt liglerde hakemlere yapılan saldırılar, taraftar hatta futbolcu kavgaları da var. 

erdinç'e göre burası, türkiye süper ligi değil adeta kriminal süper lig:

"biz programa radyospor genel yayın yönetmeni barış ertül'ün de önerisiyle şike sürecinden sonra başladık ama ondan önce de türkiye'de futbol, kriminal bir vakaydı. mafya vardı. futbola etki ediyordu. bahis işine de girmişlerdi. hakemlerle yakın ilişkileri vardı. biz de hep bunları yakından takip ediyorduk"

son dönemde bu tip haberleri duymaz olduk. fakat gündemde yine aynı önemde bir konu var: tribün terörü.  

türk futbolunu yönetenlerin samimi olduğuna inanmıyorum. türk futbolunda şiddetin biteceğine de inanmıyorum. çünkü bu iş ülkede ranta dönüşmüş.

by Özkan Tamirak

kriminal spor programının yapımcılarından özkan tamirak'a göre şiddeti önlemek için oluşturulan passolig sistemi çöktü. tribünlere taraftar gitmiyor. bunda kendilerini anlatamamanın da payı büyük.

emrullah erdinç ise passolig'in tribün terörünü bitirmede çare olacağını düşünüyor. ama ona göre de sistem yanlış kuruldu: 

"taraftarın cebinden daha az para çıkması gerekiyordu. taraftar bu karta daha kolay ulaşmalıydı. ama olmadı. federasyon, bakanlık, taraftar grupları hep bir araya gelip ortak karar alınmalıydı. herkesin görüşü sorulmalıydı. ama bu da olmadı. taraftarın görüşünü almadılar. 'biz yaptık, oldu' dediler. passolig'in doğru yerleri var. karaborsa bitti. tribündeki şiddet olayları azaldı ama taraftar da kaçtı"

'fenerbahçe tribünlerinden endişeliyim'

'kriminal spor'un iki yapımcısının üstüne basa basa çizdikleri bir konu var. o da deyim yerindeyse timsah gözyaşları. yöneticiler basın önünde gösterişli açıklamalar yapsalar da kameralar kapandıktan sonra taşın altına ellerini sokmuyorlar. kanunları da uygulamıyorlar. 

özkan tamirak "türk futbolunu yönetenlerin samimi olduğuna inanmıyorum. türk futbolunda şiddetin biteceğine de inanmıyorum. çünkü bu iş ülkede ranta dönüşmüş. kendilerine taraftar diyen çeteler var. eğer siz onların rantını keserseniz gerekirse tribünleri yakarlar. türkiye'de amigolar yine etkin rol almaya başladı" diyor.

endişeli olduğu noktalardan biri de fenerbahçe tribünleri. ona göre stada sokulmama, kombinelerin iptal durumlarının yaşandığı fenerbahçe tribünlerinde önümüzdeki dönemde şiddet olayları artabilir.

tamirak, kurulan spor şubelerin de işlevlerini kaybettiğini düşünüyor:

"spor şubeleri kurduk. ama maalesef bu şubeler işlevliğini yitirdi, dinamiğini kaybetti. biz avrupa'da maçlara gidip polisin tribünlerde nasıl davrandığını izledik. mesela almanya'da taraftarlar alkol alsalar da her şeyi adabında yapıyorlar. kimse kimseye sataşmıyor. güvenlik görevlilerine bakalım. ülkemizde 'saatimi doldursam da gitsem' diye bekliyor. gündüzleri plazalarda çalışıp akşam saatlerinde basketbol maçlarında görev yapmaya gidenleri biliyorum. bunların tek elden sadece bu iş üzerine eğitim alanlar tarafından yapılması gerekiyor. maçlara görev almanın polis için de angarya olmasından çıkması lazım"

türkiye'de tribünler eskiye oranla boş. bunun nedenini kimi passolig'e kimi de transfer yanlışlıklarına, şike davasına, tribün olaylarına dayandırıyor. passolig sistemini istemeyen taraftarların sayısı da fazla. hukuki yollarla da bu sistemden çıkmaya çabalıyorlar. 

taraftar hakları dayanışma derneği passolig'in iptaliyle ilgili dava açmış ve mahkeme de konuyu anayasa mahkemesi'ne taşımıştı. gerekçe olarak da uygulamanın "anayasa, avrupa insan hakları sözleşmesi ve insan hakları evrensel beyannamesi'ne aykırı" olmasını göstermişti.

emrullah erdinç'in bu konu hakkındaki görüşünü de sorduk. o, bu davanın taraftarların lehine sonuçlanacağını düşünmüyor. sebep ise hükümet kanadının ve gençlik ve spor bakanlığı'nın şu ana kadar passolig sistemi ile ilgili herhangi bir eylemde bulunmaması.

'tüm iddiaları gardiyanla aziz yıldırım'a ulaştırdık'

özkan tamirak ve emrullah erdinç'in 3 temmuz şike sürecini anlattıkları 'ne şike bitti ne sevdam'adlı kitapları da büyük ilgi gördü. kitabın yazım aşamasında da ikili ciddi bir gayret göstererek ortaya atılan her iddiayı mektuplaştırarak metris'te yatan fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'a gardiyan aracılığıyla iletti. yıldırım da mektupla cevap vermese de başkaları aracılığıyla iddiaları doğruladı. 

Emrullah Erdinç ve Özkan Tamirak programa üç yıldan beri devam ediyor.
[Fotoğraf: Kemal Soğukdere - Al Jazeera]

emrullah erdinç o günleri şöyle anlatıyor: "ben o dönemde ortaya atılan her iddiayı mektuba yazarak metris'e götürüyordum. gardiyan aracılığıyla aziz yıldırım'a iletiyordum. gardiyan yasal olarak mutlaka vermek zorunda o mektupları. her türlü iddiayı aziz yıldırım'a sordum. o da bana başka birileri üzerinden cevap verdi. her aşamasında onu bilgilendirdim. mektuplarını da hâlâ saklıyorum"

fenerbahçe başkanı aziz yıldırım, o dönemde çıkan haberler nedeniyle birçok basın kuruluşuna ve gazetecilere dava açtı. ama aralarında 'ne şikem bitti ne sevdam' adlı kitap yoktu. özkan tamirak'a göre kendilerine dava açılmamasının en büyük nedeni tamamen belgelerle çalışmaları:

"metris'e gittik. aziz yıldırım'a sorularımızı sorduk. kimseyi suçlamadık. hep belgelerle konuştuk ve hep objektiftik"

iki gazeteci de futbol sevdalısı. özkan tamirak almanya'da galatasaray'ın tribün olayları nedeniyle ceza aldığı borussia dortmund maçından sonra bir daha stadyuma gitmemiş. yakın zamanda da gitmeyi düşünmüyor. en büyük hâyâlleri eşleri ve çocuklarıyla tribünlerde maç keyfi yaşamak.

verdikleri mesaj da şu:  "biz yaşanan her şiddet olayını radyodan duyurarak buna önlem alınması için yetkilileri göreve çağırıyoruz. emniyet güçleriyle iyi diyalog içerisindeyiz. bunları neden yapıyoruz? dolu ve coşkulu tribünlerde maç izlerken artık keyif almak istiyoruz"

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;