ben her zaman şunu söylerim. başarının anahtarı belli bir süreç ve iyi bir ekip. yönetimin sizi desteklemesi, taraftarınızın yanında olması ve oluşturduğunuz takımın sizin mantık yapınıza uygun olması. bu süreç 10 yıl önce başladı. 2003-2004 sezonundan buralara gelindi. 2003- 2004 sezonunda arada göreve geldik. ligi izledik ve hangi oyuncular bize uygun diye baktık ve yapılanmaya gittik. bu yapılanma sonucunda da hedefler koyduk. ilk hedefimiz türkiye ligi'ndeki ankara ambargosunu kaldırmaktı ve istanbul'a 2004-2005 sezonunda ilk şampiyonluğu getirdik.

sonraki hedeflerimiz de türkiye'de hentbolu popüler hale getirmek, beşiktaş'ı avrupa'da başarılı kılmak ve  bu sporu taraftarların sevdiği bir branş haline getirmek. bu da başarıyla olacaktı. beşiktaş ile avrupa'da da bir trend yakaladık. çok özel takımlar karşısında çok özel sonuçlar aldık. asıl hedefimiz şampiyonlar ligiydi ve bu hedefe ulaştık. bu bir süreçti ve doğru tamamladığımıza inanıyorum.

oynayacağınız takımlara ve o ülkelerdeki hentbola bakıldığında şampiyonlar ligi, sizin takımınızı aşan bir düzey mi sizce?

şunu açıkça söyleyebilirim. hepsi bizden üç beş gömlek üstünler. şampiyonlar ligi bu işin zirvesi. altılı dört tane grup var ve bu gruplar almanya, fransa, isveç, norveç gibi bu sporda söz sahibi olan ülkelerin takımlarından oluşuyor. bizim gruba baktığımızda da bu seviye farkı ortaya çıkıyor. ölüm grubu diyebilirim bizim grup için. flensburg, geçen yılın şampiyonlar ligi şampiyonu. barcelona, şampiyonlar ligi üçüncüsü. kopenhag, danimarka milli takımının nüvesini oluşturan takım. alingas, isveç'in uzun vadeli düşünerek oluşturduğu pilot takımı. visla polov, polonya'nın ikinci takımı ve beşiktaş. biz iyi bir takımız. ekonomik ve oynadıkları ligler açısından bizden çok üstün takımlar. başta zorluk yaşayacağımız kesin ama zamanla, lige alıştıkça zorlukları aşacağımıza inanıyorum.

türkiye'de hentbolda profesyonellikten bahsedebilir miyiz?

türkiye'de profesyonel bir ligden maalefes bahsedemiyoruz. çünkü profesyonel dediğiniz vakit, 24 saatini bu işe ayıran sporcular ve antrenörler olması gerekiyor. şu an türkiye'de ekonomik durum ve bütçeler ile ancak beşiktaş'ın bu yaptığı kadar yapılabilir. baktığınız zaman, her takımda sporculuk, antrenörlük dışında başka bir işle uğraşıyor oyuncular. ama belli bir süreç içerisinde, basketbol, futbol, voleybol gibi tamamen profesyonelliğe dönüş olacaktır diye düşünüyorum. rakiplerimize baktığımızda ise bütün oyuncular 7/24 sadece hentbolla uğraşıyor.

hentbol şubesi olarak maddi sıkıntıları aşabildiniz mi?

yaşanan bu 10 yıllık süreç içerisinde büyük sorunlarımız oldu. ama biz bir aileyiz ve sorunlarımızı kendi içimizde çözdük. yönetimimiz ve taraftarlarımız bizi o günlerde hiç yalnız bırakmadılar ve zamanla sıkıntılarımız azalmaya ve düzelmeye başladı. son üç yıldır herhangi bir ekonomik problem yaşamamaktayız. bunda mogaz'ın katkısı çok büyük. mogaz türkiye'de ilk defa bir hentbol takımına sponsor oldu. koç ailesine ne kadar teşekkür etsek azdır.

türkiye'de hentbola olan ilginin artması için size en çok üzerinde durulması gereken faktör hangisi?

eğitim faktörü. türkiye'de maalesef, aileler çocuklarını işinin ehli insanlara bırakmıyorlar ve kendi çocukluklarında yapamadıkları şeyleri çocuklarına yaptırmaya çalışıyorlar. çocuğun genetik yapısına, aile yapısına bakıyorsunuz, çocuğun uzama şansı yok . buna rağmen çocuğunu zorla basketbolcu yapmaya çalışan aileler görüyorum. bizde mantık, çocuğun sportif yapısına bakmadan, hangi sporda hemen ve çok para kazanabilir düşüncesiyle, bir spora yazdırmak. aileler, kendi beklentilerine göre değil, çocuklarının beklentileri ve yapabileceklerini göre karar verirse hentbol başta olmak üzere diğer daha amatör kalmış sporlar da gelişecektir.

türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi de, bu sene şampiyonlar liginde de yaşadığımız salon sorunu. bütün salonlar sadece belli branşlara göre yapılmış. ama sonuçta devlet her branşa eşit uzaklıkta olmalı ve aynı hizmete vermeli.

spor salonlarında ne tür sıkıntılar yaşanıyor?

Müfit Arın, özellikle ilk maçlarda zorluk yaşayacaklarını söyledi.

[[fotoğraf:Özgür Tekşen/AJT]]

en basitinden okullardaki spor salonlarına bakalım. klasik 50 yıl öncesinden kalma projelere göre ve o metotlarla inşaa ediyorlar. ve bu salonlar sadece basketbol ve voleybola hizmet edecek şekilde. hentbolu da sokmaya çalıştığınızda olmuyor.

lig maçlarınızı da oynadığınız süleyman seba spor salonu uluslararası normlara uygun mu?

maalesef değil. normalde salonun 20'ye 40 ve arkasında dört tane tribün olması gerekiyor. kapasitelerinin üç, beş bin olması gerekli. reklam panolarının standartlara uyması gerekli. zeminin tek olması lazım.

rekabet, hentbola olan ilginin artmasında ne derece etkili olur?

rekabet şart. bunun için de beşiktaş gibi köklü kulüplerin hentbol takımı kurması gerekli. örneğin fenerbahçe, ezeli rakibimiz. bir hentbol takımı olsa herşey daha farklı olur. rekabet, daha fazla başarıyı getirir, daha fazla başarı da ilgiyi arttırır, tribünler dolar. mesela trabzonspor var ligimizde ama futbola ve basketbola gösterdiği ilginin onda birini hentbola göstermiyor.

türkiye hentbol federasyonu'nun çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

benim genel görüşüm; bir kere sporun siyasetten mutlaka uzaklaşması lazım. alt yapı çalışmalarının mutlak suretle hızlandırılması gerekli.  istanbul, bir ülke adeta ama he doğru düzgün bir okul takımı var yeni, ne de kulüp takımı. bosna hersek dört milyonluk bir ülke, üç tane hentbol ligi var. bunlar yeterli değil elbette.

kaynak: al jazeera