Suriye'de iç savaş

Halep'e en yakın hastane Gaziantep'te

Son bir yılda 68 bin Suriyeli sağlık hizmeti almak için Gaziantep Devlet Hastanesi'ne geldi. Hastaların çoğunluğu kadın ve çocuklar.

gaziantep… bir zamanlar suriyelilerin gözde turizm destinasyonlarından olan bu türkiye kenti, şimdilerde onlar için bir sığınak.

üçüncü yılını doldurmak üzere olan suriye’deki isyan artık bir iç savaşa dönüşmüş durumda ve bu savaşın en büyük kurbanları da siviller. 

çatışmalar, patlamalar ve varil bombaları nedeniyle yaralanan suriyelilerin türkiye'de tedavi için getirildiği hastanelerden biri de gaziantep  dr. ersin arslan devlet hastanesi.

bölgenin tek yanık tedavi merkezini bünyesinde bulunduran hastane, sadece çatışmalarda yaralananlara değil, suriye’de çöken sağlık sistemi nedeniyle tüm suriyeli hastalara hizmet veriyor. kanser, böbrek, şeker hastası suriyeliler burada tedavi oluyor.

türk hükümetinin talimatıyla gaziantep devlet hastanesi’ne başvuran suriyeli hastalar, kendileri için düzenlenen kimlik belgesi ile, türk vatandaşları gibi sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanıyor.

savaşın sivil mağdurları

onkoloji bölümünün yenilenen kemoterapi salonundayız. bölgenin dört bir yanında gelen kanser hastaları burada tedavi görüyor.

Hüda Molla: "Türkiye olmasa kansere karşı hiç bir umudum olmazdı" [Mustafa Değirmenci-Al Jazeera]

bugün salondaki tek suriyeli 58 yaşındaki hüda molla olsa da onun gibi onlarca suriyeli bu merkezden faydalanıyor. hüda molla kemoterapi sonrası bitkin. görevliler ona tekerlekli sandalye getirinceye kadar, oğlu muhammed’in omuzuna başını yaslayarak dinleniyor. muhammet hayır, türk devletine ve halkına minnettar. ailesiyle birlikte savaşa rağmen suriye’de yaşıyor. onu türkiye’ye getiren sebep annesinin tedavisi. ona göre annesini savaş değil ama savaşın yol açtığı sıkıntılar öldürecekti:

suriye’de tıbbi hizmetler kötü. bir kere doktor yok. doktor ve ilaç olsaydı gelmezdik. yara pansumanı yapan, ufak tefek dikiş işlerini yapan sahra hastaneleri var. hepsi o.”

diyaliz merkezi, hastanenin bir diğer önemli birimi. suriyeliler bu servisten de ücretsiz olarak faydalanıyor. kendini um ali olarak tanıtan bir kadın bizim kim olduğumuz merak ediyor. öylece diyaliz makinasına bağlı kalmaktan sıkılmış, memnuniyetle bizimle konuşmak istiyor: “ allah türkiye’den razı olsun. ben suriye’de de diyaliz cihazına bağımlıydım.  malum koşullar nedeni ile olan cihazlar bozuldu, doktorlar birer ikişer kayboldu. ama burada bana ülkemden daha iyi bakıyorlar. hemşireler ve personel çok iyi. allah onları korusun.”

siyasi değil insani yardım

gaziantep devlet hastanesi, suriye rejimi veya muhalefet denetimindeki bölgeler arasında ayrım gözetmiyor.

Havin Abdullah oğlu Ahmet'in Türk doktorların gayreti ile yaşadığını söylüyor. [Mustafa Değirmenci-Al Jazeera]

hastalar arasında rejim yanlıları da var muhalifler de. özerkliğini ilan eden kürt denetimindeki afrin’de de hastaneler çalışıyor, doktorlar mevcut. ama bölge halkı türkiye’yi tercih ediyor. havin abdullah, afrinli doktorlar oğlu ahmet’in hastalığını bir çare bulamayınca, soluğu gaziantep’te aldı: “afrin’de tedavi yok. dokrotlar çocuğu ya şam’a yada türkiye’ye götürün dediler. şam yolu karlıydı. türkiye’ye gelmek daha hızlı.” diyor.

anne havin abdullah menenjit geçiren çocuğunu türk doktorların kurtardığını söylüyor: “buraya geldiğimizde çocuğum bitmişti. 6 gün yoğun bakımda tutuldu. sonra da 7 gün serviste kaldı. el hamdülillah şimdi daha iyi.”

hastanenin bir başka köşesinde ise çatışmalardan kaçan bir aile var. anne halidiyye brimo iki küçük kızıyla birlikte hastanede.

Nura ve Amar (soldan sağa) evlerine düşen röketin etkilerini vücutlarında taşıyor.[Mustafa Değirmenci-Al Jazeera]

henüz 15 yaşındaki nura el sahyoni “evimize bir roket düştü. biz isabet alan odanın yanındaki odada idik. roketin bütün tozu dumanı üzerimize geldi... toz üzerimize geldikten sonra elimi kaşıdım ve hemen kanadı. vücudum da aynı durumda. aynı belirtiler 12 yaşındaki kız kardeşi amar ve annesinde de var" diye konuşuyor.

dil engelini gönüllülerle aşıyorlar

hastane kapısında bekleyen gönüllü tercümanların çoğu suriyeli türkmenler. onların görevi hastalar ve doktorlar arasında iletişimi sağlamak. hastane yönetimi, uzun zamandır gönüllüler tarafından yürütülen tercümanlık hizmetinin daha kaliteli bir şekilde yapılması için yakında kadrolu bir ekip oluşturacak. böylece eğitimli tercümanlarla daha iyi sağlık hizmeti verilmesi planlanıyor.

türk vatandaşlara verilen hizmetin kalitesi düşüyor mu?

hastanede her köşe başında arapça konuşanlara rastlanıyor. hastane’nin baş hekimi, suriyeli hastaların rutin işlerini aksatır yoğunlukta olmadığını söylüyor. dr. idris yıldırım savaş nedeniyle gelen ve yatarak tedavi edilmesi gereken yaralıların kendileri açısından en masraflı grup olduğunu gizlemiyor. uzun süre tedavi görmesi gereken yaralılar 606 yatak kapasiteli hastanede bazen zorlayıcı olabiliyor. ama yine de yüzde 90 doluluk oranı ile çalışan hastane, şimdiye kadar, ihtiyacı karşılama konusunda bir sorun yaşamamış. hastane bütçesi, suriyeli sığınmacılarla ilgili olarak, başbakanlık afet ve acil durum yönetimi başkanlığı (afad) tarafından da destekleniyor.

yıldırım, gaziantep devlet hastanesi bünyesindeki yanık tedavi merkezinin önemini de vurguluyor: "bölgedeki tek yanık tedavi merkezi bizde. dolayısıyla savaş mağduru yaralıların hepsi bize sevk ediliyor. ancak uzman ekibimiz canla başla çalışarak hem türk hem de suriyeli hastalara hizmet veriyor."

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;