IŞİD
'IŞİD mücadelesinde kapsayıcı süreç şart'
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore Al Jazeera’ye konuştu. Suriye rejiminin IŞİD ile mücadelede çözümün değil sorunun bir parçası olduğunu vurguladı, 'Bu mücadelede Irak'ta olduğu gibi kapsayıcı bir sürece ihtiyaç var' dedi.

5-6 eylül’de galler’de düzenlenen nato zirvesinin ardından al jazeera’ye konuşan ev sahibi ülkenin büyükelçisi, nato zirvesinde işid ile mücadeleye yönelik alınan kararları değerlendirdi.
ülkesinin suriye’deki işid mevzilerine yapılacak bir operasyona katılmayı gündem dışı bırakmadığını belirten moore, türkiye’nin hassasiyeti olan rehineler konusunda ise ‘işid’in politikamızı rehin almasına izin veremeyiz’ dedi ve ekledi: “insanları rehin aldıklarında bundan kazançlı çıkarlarsa, çok fazla insanı rehin almaya devam ederler. unutmayın ki, rehineler dışında, işid, irak ve suriye'de bugüne kadar yüzlerce kişiyi öldürdü...”
moore, peşmerge’ye verilen silahların pkk’ye geçişi ihtimalini en aza indirmeye çalışacaklarını, ancak bunun yüzde yüz garantisini veremeyeceklerini söyledi.
nato ve partner bazı batılı ülkeler, irak ordusu ve peşmerge’ye silah desteği veriyor, bu yolla işid’in başarısız olmasını sağlamaya çalışıyor. türkiye’nin, peşmergeye verilen silahların pkk’ya geçmemesi uyarıları var. bunun önüne geçmek için bir önlem alacak mısınız? türkiye’ye bunun garantisini verebiliyor musunuz?
hepimiz bunun önlenmesi gerektiği konusunda çok açık olduk. silahları alanların pkk olmaması gerektiğini açıkça dile getirdik. birleşik krallık, pkk’yı terörist bir örgüt olarak kabul ediyor ve bu konuda türkiye’ye en çok desteği vermiş ülkedir. pozisyonumuz değişmedi. ama aynı anda, kdp’nin kendisini işid’e karşı koruma yetkinliğine sahip olduğundan emin olmalıyız. türkiye ve birleşik krallık bu konuda aynı noktada, ikimiz de erbil’e çok yakınız ve destekliyoruz, işid’in oraya girmesini kesinlikle istemiyoruz.
pkk’nın bu durumdan askeri avantaj sağlama olasılığını en aza indirmek için elimizden geleni yapacağız. bunun yüzde yüz garantisini asla veremeyiz, bunu da kabul ediyorum. fakat pkk’nın askeri anlamda güçlenmemesi için çok dikkatli olacağız.
nato zirvesinde, nato türkiye’nin sınırlarını koruyacağını açıkça belirtti. peki, işid’e karşı yapılacak olan mücadele sırasında işid’in elinde bulunan 49 türk rehineyi korumak için önlem alınacak mı? bu konuda bir taahhüt verildi mi?
türkiye’nin durduğu hassas pozisyonun hepimiz farkındayız, bu korkunç bir durum. ingiliz vatandaşları da, 49 kişi olmasa da, işid’in elinde ve öldürmekle tehdit ettikleri bir sonraki rehine bir ingiliz vatandaşı. ailesiyle sürekli görüşüyoruz, büyük bir sempati besliyoruz. ama ne olursa olsun, işid’in, politikamızı rehin almasına izin veremeyiz, alamaz. onlarla mücadelemize devam edeceğiz, daha önce bunun için büyük bedeller ödedik. yine de devam ettik. türkiye’nin duruşunu bu noktada elbette anlıyoruz.
yani işid’e karşı yapılacak operasyonlarda bu rehineleri korumaya yönelik bir taahhüdünüz olmadı mı?
bu rehinelerin güvenle evlerine dönmesi için elimizden geleni yapacağız ama açıkçası eğer her seferinde insanları rehin aldıklarında bundan kazançlı çıkarlarsa, çok fazla insanı rehin almaya devam ederler. aynı sebeple, sert bir şekilde uyguladığımız rehineler için asla fidye ödememe politikamız var. bu sebeple bazen diğer ülkelerin vatandaşları evlerine dönerken ingiliz vatandaşları katledildi. neden bunu yapıyoruz? çünkü bu parayı diğer terörist eylemleri için kullanırlar. hem de bir dahaki sefer paraya ihtiyaç duyduklarında yine bir ingiliz vatandaşını kaçırırlar. ailelere duyduğumuz merhametle bir sonraki grubu koruma arasında bir denge kurmalıyız. eğer bu parayla bir bomba patlatırlarsa, 2005’te londra’da olduğu gibi 52 masum insan hayatını kaybedebilir. londra sokaklarındaki masum insanların hayatları da değerlidir, onları da korumalıyız. bu kararı almak zorunda olmak korkunç. ama işid’in yaptığı şeye devam etmesine izin veremeyiz. unutmayın ki, rehineler dışında, işid bugüne kadar yüzlerce kişiyi öldürdü irak ve suriye’de.
türkiye kendi kararlarını kendisi vermek zorunda ve türkiye’nin kararlarına, aldığı tutuma kesinlikle saygı duyuyoruz. türkiye’nin işid’e karşı tutumunu gayet net bir şekilde biliyoruz, bizden farklı bir görüşte değiller. ama uzun bir sınırı var bu ülkelerle ve bu durum çok anlaşılır.
nato’da işid’e karşı çekirdek koalisyon kuruldu, 10 ülke bu koalisyona katıldı. türkiye dışında hiçbirinin suriye veya irak’a sınırı yok. diğer ülkelerin koalisyona girerken motivasyonu neydi, neden bu 9 ülke? işid’in kendilerine doğrudan tehdit olacaklarını mı düşünüyorlar?
28 kişilik bir organizasyon olunca daha hızlı hareket etmek için daha küçük bir grup oluşturmak gerekebiliyor. tüm nato, işid’in büyük bir tehdit olduğunun farkında, hepimiz aynı düşünceleri taşıyoruz. bunun yanında birleşik krallık olarak yaklaşık 500 vatandaşımızın işid’le savaşmaya gittiğini biliyoruz. bu gençler bir gün evlerine geri dönecekler. bu tehdidi daha önce de yaşadık, şu an içinde bulunduğumuz bina (birleşik krallık istanbul başkonsolosluğu) afganistan’da radikallere karışıp türkiye’ye dönenler tarafından bombalı saldırıya uğradı. bunun yine olmasını istemeyiz. ancak bu koalisyonda bulunan ülkeler yabancı savaşçılar konusuna daha çok odaklanmış durumda. asıl tehdit hissetiğimiz kısım bu. örneğin bu durum, koalisyonda olmayan portekiz için bir sorun değil.
koalisyona katılan ülkelerin müslüman nüfus oranları mı daha fazla?
tam rakamları hatırlamıyorum ama evet, örneğin birleşik krallık’ta önemli sayıda müslüman yaşıyor. almanya, danimarka, hepsinde... bu müslümanlar harika, topluma büyük katkı yaptıkları bir rolleri var. kabinelerimizde müslümanlar var. ancak açıkçası bazı gençler radikalleşebiliyor, biz de bu tehditle mücadele edebilmeliyiz.
abd dışişleri bakanı kerry, suudi arabistan’da arap ülkelerin bakanlarıyla bir toplantı yaptı ve bölgesel bir koalisyon da kuruldu. cidde bildirisi’nde bu koalisyonun eşgüdümlü askeri harekât kararı aldığı belirtildi. bu koalisyon, çekirdek grubun bir parçası olarak nato ile ortak mı çalışacak?
henüz alınmış bir karar yok. nato şimdiden zaten dahil olmuş durumda, ancak bu ülkelerin adımlarına doğrudan eklenecek olup olmaması bir soru işareti. ancak hiçbir şeyi de gündem dışı bırakmıyoruz. abd zaten bunun bir parçası, biz de bu senaryonun neresinde duracağımızı göreceğiz.
nato haricinde, birleşik krallık bunun parçası olacak mı?
birleşik krallık artık tek başına, ortaklarına danışmadan karar vermiyor. o günler çok eskide kaldı. abd ve diğerleriyle ortak hareket edeceğiz. sincar dağı’nda ve amirli’de ortak çalıştık, şii türkmenler ve ezidilere yardım götürdük. birleşik krallık askeri techizatı kullanıldı. ancak henüz koalisyonla ilgili geniş kapsamlı bir karar alınmış değil.
suriye’deki işid mevzilerine abd bir operasyon gerçekleştirirse, birleşik krallık yanında yer alacak mı?
cameron açıkça belirtti ki, işid’e karşı alınacak hiçbir önlemi reddetmiyoruz, gündem dışı bırakmıyoruz. açıkçası bilmiyorum, şu anda durum çok karışık, londra’da bunun üzerine konuşuluyor şu aralar. bu sebeple şimdiden varsayımsal konuşmak istemiyorum. birleşik krallık işid’i yok etmek için atılacak her adımda yardımcı olmak istiyor. ama aynı zamanda suriye’de işid’in büyümesine yol açan adamı, esed’i de unutmuyoruz.
"esed, çözümün değil sorunun bir parçası"
işid’le mücadelede esedö’le herhangi bir işbirliği söz konusu olmayacak bu durumda...
esed sorunun bir parçası, çözümün değil. ‘gelin konuşalım, işid’le birlikte mücadele edelim’ diye yalan söylüyor, bu saçmalık. esed, işid’in en büyük yaratıcılarından biri. onlarla işbirliği yapıyor, petrollerini alıyor ve propaganda aracı olarak kullanıyor. ama bu işe yaramayacak. hepimiz biliyoruz ki bu insanların ortaya çıkmasına o sebep oldu, öncelikle kendi insanlarını katlederek... suriye’de de irak’ta olduğu gibi herkesi kapsayıcı bir siyasi sürece ihtiyacımız var. sünnileri, alevileri, kürtleri kapsayan bir çözüm bulunmalı.
erdoğan ve cameron’ın nato zirvesindeki görüşmesinde dinleme iddiaları gündeme geldi mi?
bunu türk tarafına sormak gerekir, çünkü biz bu konuyu gündeme getirmedik. bizim, istihbarat konularında asla yorum yapmamak gibi bir politikamız var. bu sebeple bir şey söyleyemem.
kaynak:al jazeera
Yorumlar