Türkiye İsrail krizi

İsrail ile ambargo müzakeresi

Tel Aviv ile ilişkilerin normalleşmesi için müzakerelere devam eden Ankara, yalnızca Mavi Marmara baskınında ölen vatandaşlarına ödenecek tazminat miktarını değil, Filistin’e yönelik insani durumun iyileştirilmesini de yazılı anlaşmaya bağlamak istiyor.

Haberin Öne Çıkanları

Tazminatta anlaşma yakın

Ambargo devam ediyor

İsrail'in taahhüdü

Erdoğan Al Jazeera'ya verdiği söyleşide, "Türkiye-Gazze arasında ambargo kalkmadıktan sonra bu iş olmaz" dedi. [Al Jazeera]

başbakan recep tayyip erdoğan, israil ile ilişkilerin normalleşmesi için gazze’ye yönelik ambargonun da kaldırılması gerektiğini al jazeera’ya verdiği söyleşide vurguladı. erdoğan, “türkiye-gazze arasında ambargo kalkmadıktan sonra bu iş olmaz.” dedi.

israil ise, gazze’ye yönelik ambargonun tamamıyla kalkmasının mümkün olmadığını açıkladı.

al jazeera’ya konuşan israil dışişleri bakanlığı yetkilisi, gazze’ye yönelik ambargonun tamamıyla kaldırılmasının israil’in gündeminde olmadığını söyledi:

“ekim 2013’e kadar, gazze’ye yönelik abluka gevşetilmişti. günde 70 kamyon malzeme gidiyordu ve bu kamyonlar inşaat malzemesi de götürüyordu. ancak bu tarihte yaklaşık iki kilometre uzunluğunda gazze’den israil’e uzanan bir tünel keşfettik. bizim tahminlerimize göre, bu tünelin yapılması için 500 ton çimento kullanılmış. girmesine izin verdiğimiz malzemenin böyle bir tünel için kullanılması bizim açımızdan kabul edilebilir değil.”

israil’de yayınlanan haaretz gazetesi de, çarşamba günü israil başbakanlık kaynaklarına dayandırdığı haberinde, gazze’ye yönelik ablukanın tamamıyla kaldırılmasının ‘söz konusu bile olamayacağını’ duyurdu.

başbakan erdoğan, israil ile ilişkilerin normalleşmesi için, gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması şartını anamsatarak, bunun bir protokole bağlanmasını istedi:

ambargonun da kaldırılması lazım. bir protokolle bağlanabilir. bu protokol bağlanır da bu adımlar atılırsa, biz normalleşme sürecini hemen büyükelçileri yeniden göreve atamak ve göreve başlatmak süreciyle yeniden başlatabiliriz. türkiye-gazze arasında ambargo kalkmadıktan sonra bu iş olmaz. bizden oraya her türlü malzeme rahatlıkla gidebilecek duruma gelmeli.”

al jazeera’nın konuştuğu israilli yetkili, geçmişte türkiye’nin gazze’de tika aracılığıyla yaptırdığı 150 yatak kapasiteli hastane için gerekli inşaat malzemesine de izin verildiğini anımsattı:

“ancak, ekim 2013’den beri ağırlıklı olarak yalnızca birleşmiş milletler projeleri için gerekli olan inşaat malzemelerine izin veriyoruz.”

türkiye’nin üç şartı

31 mayıs 2010'da türkiye'den abluka altındaki gazze'ye yardım götüren mavi marmara gemisi, uluslararası sularda israil askerlerinin operasyonuyla durdurulmuş, israil’in saldırısı sonucu dokuz türk vatandaşı öldürülmüştü.

saldırının ardından tel aviv'deki büyükelçisini çeken türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için, resmi özür, öldürülenler ve yaralananlar için tazminat ve gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını istemişti.

ilişkilerin normalleşmesi için devam eden müzakare sürecinin sonuna gelindiğinde, türkiye varılabilecek olası mutabakatı yazılı bir anlaşma haline getirmek istiyor. türk dışişleri bakanlığı yetkililerine göre, böyle bir anlaşma yapılırsa, anlaşmada filistin’e yönelik insani durumun iyileştirilmesini de içeren bir atıf da olacak.

ancak müzakereler devam ettiği için, bu atfın içeriği henüz netlik kazanmadı.

israil ile tazminat konusunda anlaşma yakındı

türk dışişleri kaynakları geçen hafta israil ile ilişkilerin normalleşmesini önünü açacak görüşmelerde tazminat konusunda anlaşmanın yakın olduğunu söylemişti.

 başbakan yardımcısı bülent arınç israil’le henüz bir anlaşmaya varılmadığını söylemiş, ancak “çözümün yakın olduğunu ben de hissediyorum” demişti:

 “eğer tazminat konusu çözüme bağlanırsa arkadan diplomatik ilişkilerin kurulması, eskiden olduğu gibi büyükelçilik düzeyinde atamaların yapılması ve bununla ilgili çalışmaların başlaması gerekiyor. bunu takiben de israil ve türkiye bu ambargoların, ablukaların kaldırılması konusunda birlikte çalışacaklar."

israil’in ambargo taahhüdü

abd başkanı barak obama’nın araya girmesiyle, israil başbakanı benyamin netanyahu 22 mart 2013’de, erdoğan’ı telefonla arayarak israil adına türk halkından özür diledi ve tazminat ödenmesini de kabul etti.

netenyahu, o tarihte sivil halkın kullanacağı malların gazze dahil filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamalarının esas itibariyle kaldırdığını ve sükunet devam ettiği müddetçe bu durumun da devam edeceğine ilişkin taahhütte bulunmuştu.

israiel’in reddettiği mekanizma

israil, 14 kasım 2012’de gazze’ye yedi gün süren bir saldırı başlatmış, türkiye, mısır ve katar’ın devreye girmesiyle 21 kasım 2012’de ateşkes sağlanmıştı. ateşkes metninde ‘kişilerin ve malların serbest dolaşımının kolaylaştırılması için geçişlerin açılacağı’ ifadesi de yer almıştı.

ancak, ateşkesin duyurulmasının ardından israil tarafı gazze’ye uygulanan ablukanın süreceğini belirtmişti.

o dönemde, gazze’ye mal ve insan geçişleri için uluslararası bir mekanizma kurulması da gündeme geldi ancak israil böyle bir mekanizma kurulmasını reddetti.

dışişleri bakanı ahmet davutoğlu, 22 mart 2013’de trt’de yayınlanan bir programda, ateşkes sonrasında, gazze’ye yönelik ablukanın hafifletildiğine dikkat çekmişti:

“ambargo ve kısıtlamalar bağlamında daha önce, mavi marmara olayının cereyan ettiği dönemlerde çok sert uygulamalar vardı, hiçbir şey giremiyordu. ateşkes sonrasında - ki biz de ciddi katkı sağladık o sürece biliyorsunuz - kasım’daki gazze saldırıları sonunda yapılan mutabakatla zaten bazı kısıtlamalar kaldırıldı, örneğin bizim oraya giden hastanemiz”

davutoğlu aynı söyleşide, ateşkesten sonra gazze’yi ziyaret ettiğini de anımsatarak, gazze’ye yönelik ablukanın zayıflamaya başladığına dikkat çekmiş ancak konunun her zaman türkiye’nin takibinde olacağını da vurgulamıştı:

“netanhayu’nun telefondaki kendi ifadesi şudur: ‘gazze başta olmak üzere filistin’de insani durumun iyileşmesi için türkiye ile her türlü işbirliğine hazırım”. bu da şu demek: biz türkiye’yle bina yaparız, hastane yaparız, okul yaparız. gazze’nin ve filistin’in kalkınması için her türlü çabayı gösteririz. bu konuda da önümüze de bir engel getirilmez. zaten ablukanın nihai hedefi buydu, bunlar aşılmış oluyor. tabi uygulamayı göreceğiz, bunlar taahhüt, uygulama esnasında bir zorlukla karşılaşılırsa bunlar hep gündeme getirilecek ve türkiye bu uygulamanın yakından takipçisi olacak. hiçbir zaman sadece bir söz verildi ve arkası takip edilmedi diye bir konu olmaz.”

israil de askerleri için güvence istiyor

israil olası bir anlaşmada mavi marmara baskınına katılan israil askerlerine karşı türkiye’de açılan davaların da düşmesini istiyor.

türkiye’de dönemin israil genelkurmay başkanı rau aluf gabiel ashknazi, deniz kuvvetleri komutanı eliezer alfred marom ve hava kuvvetleri komutanı avishay levi'nin gıyabında dava açılmıştı.

türk yetkililer israil’in askerlerine yönelik istediği yasal düzenleme ile ilgili “bu sürecin sonunda bir anlaşma olacaksa, bu anlaşma elbette meclis'in onayından geçecek ve türkiye hukuku açısından bağlayıcılığı oluşacak.” ifadesini kullandı.

ablukayı kırmak için yola çıkmıştı

israil’in gazze ablukasını kırmak için yola çıkan mavi marmara gemisine 31 mayıs 2010’da uluslararası sularda askeri operasyon düzenlenmesinden sonra ankara-tel aviv ilişkileri kopma noktasına gelmişti.

aylar süren görüşmeler sonuç getirmeyince, defalarca ertelenen birleşmiş milletler’in (bm) mavi marmara baskınına ilişkin raporu 2011 eylül ayında açıklanmıştı.

bm'nin 105 sayfalık raporu, israil komandolarının gemide örgütlü ve şiddetli bir direnişle karşılaştıklarını iddia ederek askerlerin kendilerini korumak için güç kullanmaları gerektiğini öne sürmüştü.

buna karşın israil askerlerinin aşırı ve mantıksız güç kullandığını vurgulayan bm raporu, yolcuların hayatlarını kaybetmesini kabul edilemez bulmuştu ve israil askerlerinin daha sonra da yolculara kötü muamele ettiğini belirtmişti.

rapor, israil'e üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması ve tazminat ödemesini tavsiye etmişti.

dikkat çeken bir başka nokta ise raporun, israil'in gazze'yi deniz ablukası altında tutmasını yasalara uygun bulması olmuştu.

raporun içeriğine sert tepki gösteren türkiye, israil ile diplomatik ilişkilerin ikinci katip düzeyine düşürülmesi de dahil olmak üzere bir dizi kararı hayata geçirmişti.

kaynak: al jazeera

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;