Kıbrıs müzakereleri
Kıbrıs müzakerecisi 'enerji'den umutlu
Kıbrıs'ta Türk tarafının müzakerecisi Kudret Özersay, Al Jazeera'ya konuştu; Güney Kıbrıs'ın doğalgazını satabilmek için Kıbrıslı Türklere ihtiyaç duyduğunu, bu durumun çözüm umutlarını artırdığını söyledi.
Haberin Öne Çıkanları
Kıbrıs'ta müzakereler başlıyor
Özersay tam yetkili müzakereci
Uluslararası aktörler etkili
kıbrıs’ta müzakereler bir buçuk yıl sonra yeniden başlıyor. müzakere heyetlerine bu kez ‘tam yetki’ verildi.
tam yetkili müzakereci kudret özersay, 2004’te üzerinde uzlaşılan annan planına giden süreçte de müzakere heyetindeydi. 2010 yılında cumhurbaşkanı özel temsilcisi oldu. ancak 2012 yılında, sürecin ciddi şekilde ilerlemediği eleştirisini getirerek istifa etti.
müzakerelerin yeniden başlaması için güney kıbrıs’ın şart koştuğu ortak bildiri metninde uzlaşıldıktan bir gün sonra, 8 şubat’ta yeniden cumhurbaşkanı özel temsilcisi ve bu kez ‘tam yetkili’ müzakereci görevine geldi.
al jazeera’nin sorularını yanıtlayan özersay, iki yıl önce istifa ettiği göreve gelirken eleştirdiği noktaların eskiye göre değiştiğini, “bu kez bir miktar umut olduğunu” söyledi.
'kıbrıslı türklere ihtiyaç, bizi kapsamlı çözüme götürür'
özersay’a göre bu kez farklı olan asıl nokta, güney kıbrıs’ın müzakere sürecine daha olumlu yaklaşması. bunun sebebi de, rum yönetiminin kktc ve türkiye’ye olan ihtiyacını farketmesi:
“güney kıbrıs ekonomik krizden sonra, ab’nin de çok kolay ve hızlı bir biçimde bir üye devleti kurtaramayacağını farketti. enerjinin güney kıbrıs ekonomisinin kurtarılması için kullanılması düşüncesi, bu bağlamda hem kıbrıslı türklere hem türkiye’ye olan ihtiyaç, adım adım bizi kapsamlı çözüme gidecek olan pozitif gelişmelere götürür.”
'uluslararası aktörlerin bölgede çıkarları var'
ikinci nokta ise uluslararası aktörlerin tutumu. daha önce “müzakereler sürse de doğu akdeniz’de istikrar sağlanır” diyerek ciddi bir sonuç için bastırmayan aktörlerin, bu kez bölgedeki çıkarları doğrultusunda algısının değiştiğini düşünüyor. bunların başında da, akdeniz'de bulunan ve güney kıbrıs'ın arama çalışması yaptığı doğalgazın en az maliyetli şekilde avrupa'ya ihracatı geliyor:
“bölgedeki enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara aktarılması için mevcut statüko bir engeldir algısı varsa, bu aktörlerin ağırlıklarını koyacakları anlaşılıyor.”
özersay'a göre, ada’da kapsamlı bir sürece son noktayı koymak için bir kırılma noktasına ihtiyaç var:
“2004’te annan plan giden süreçte kırılma noktası, türkiye’nin ab’ye üyelik için müzakerelerin başlaması kararının alınmasıydı. şimdi de kırılma noktası enerjiyle ilgili olarak 2015 yılına işaret ediyor. 2015’te bölgede doğalgaz rezervinin miktarı tespit edilecek. uluslararası şirketlerin israil’in de dahil olduğu leviathan bölgesiyle bir bütün olarak ele alıp bu enerjiyi hangi kanallardan dünya piyasasına aktarmak istediğine karar verecek.”
bu kez müzakere sürecini farklı kılan bir nokta daha var; iki tarafın liderlerinin merkez sağ kökenli olması ve bu sebeple halk üzerinde geniş bir kesimde daha etkili olmaları. özersay, liderlerin etkisini anlatırken, “2004 yılındaki referandum öncesi dönemin güney kıbrıs lideri papadopulos’un kameralar önünde ağlayarak rum halkını 'hayır'a davet ettiğini ve yüzde 70'in üzerinde hayır oyu çıktığını” hatırlatıyor. bu sebeple, güçlü liderliğin sonuç alıcı müzakereye ulaşmada etkili olduğu inancında.
'ab sürecinde geçiş dönemine ihtiyacımız var'
müzakereci kudret özersay, aynı zamanda doğu akdeniz üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde öğretim üyesi. kıbrıs’ta ilk kez uygulanacak olan ‘çapraz müzakere sistemi’ kapsamında, iki hafta içinde atina’ya gitmesi planlanıyor. rum kesiminin müzakerecisi de eşzamanlı olarak ankara’ya gidecek. yani müzakerelerde garantör ve taraf devletler arasında kilit bir rol oynayacak:
“yunanistan ile konuşacağımız meseleler var, konular itibariyle hazırız. taraflar bir yerde çay içerse diğerinde kahve içemez gibi bir gayretimiz yok. kıbrıs türk kurucu devleti olarak bazı somut güvenceler istiyorsak, yunanistan’ın bize bu konuda bir destek vermesini talep edebiliriz. olası bir kapsamlı çözümde ab hukuku otomatik olarak kıbrıs’ta uygulanırsa herhalde şirketlerin yarısı batar, o standardın altındadır çünkü şirketlerimiz. standardın yakalanmasına kadar geçiş dönemine ihtiyacımız var.”
müzakerelerin süresi konusunda tahminde bulunmaktan kaçınan özersay, “bu sorun yüzünden ailesinden en yakınlarını kaybeden biri olarak, bir daha iki tarafta da kimsenin böyle acılar yaşamasını istemediğim için, sorununun bir an önce çözülmesini umuyorum” diyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar