Kültür-Sanat
Kuzey Amerika'da ilk İslam müzesi
Kısa süre önce Toronto'da açılan Ağa Han müzesi, İslam kültürü ve sanatına dair en geniş koleksiyonlardan birine sahip. Müze binasından koleksiyonun konumlandırılışına kadar her detay, 1400 yıllık tarihi en doğru şekilde anlatmak üzerine planlanmış.

ağa han hanedanının varisi kerim ağa han'ın yıllardır oluşturduğu koleksiyon, kanada'nın en büyük şehirlerinden biri olan toronto'da açılan müzede sergilenmeye başlandı. işık ve çoğulculuk teması üzerine inşa edilen müze binası, koleksiyonun kimliğine uygun bir şekilde japon mimar fumihiko maki tarafından inşa edildi. pritzker ödüllü mimar maki'nin ön plana çıkardığı unsur olan 'ışık', aynı zamanda islam kültürünün 1400 yıllık öyküsünü de anlatıyor. müzenin ceo'su henry s. kim ve küratörü filiz çakır alp, kısa sürede dünyanın sayılı müzeleri arasına girecek olan toronto ağa han müzesine dair sorularımızı yanıtladı.
kuzey amerika'nın ilk islam müzesi olma özelliğine sahip ağa han toronto müzesinin ceo'su henry s. kim neden kanada'nın tercih edildiğini şöyle anlatıyor: "şimdiye kadar geri dönüşler bizim açımızdan çok iyi. 18 eylül'de kapılarımızı halka açtık. çok geniş bir kitleye hitap edecek bir müze bu hem bölgedeki müslüman nüfus hem de toplumun geneli için. toronto tercihimiz üzerinde uzun zamandır düşünüyorduk. kanada çoğulculuk anlayışa sahip bir yer ki bu bizim de hedefimiz. majesteleri ağa han'ın dediği gibi, 'kanada'nın demokrasi, sivil toplum ve çoğulculuk konusundaki başarısı dünyanın geri kalanında da en büyük ihtiyacımız.' kendisi her zaman çoğulculuğun öneminden ve daha iyi bir dünya için gerekliliğinden bahseder.'

müzenin en önemli özelliği aynı zamanda eğitim amaçlı bir enstitü olarak görülmesi. hem kerim ağa han ve şirketlerinin sorumluluğunu üstlenen çocukları hem de müze çalışanları bu fikirde. henry s. kim, bu enstitü anlayışının çoğulculukla birleşmesi gerektiğinin altını çiziyor: "müze eser toplayacak, araştıracak ve islam'ın 1400 yıllık yaratıcı geleneğini kapsayıcı ve çoğulcu bir şekilde ortaya koyacak. koleksiyonumuzun vizyonu, her bölgeden ve her dönemden en çarpıcı eserleri bir araya getirmek, müslüman dünyasına dair olabildiğince fazla materyali izleyiciye sunmak olacak. tabii her bir eserin eğitici tarafını da ön plana çıkaracağız. buranın kuzey amerika'da islam sanatına adanmış tek müze olmasının yanında, islam eserleri sergileyen birçok müzeden farklı olarak sadece bu konu üzerine yoğunlaşmakta. ayrıca bunları bilimsel, sanatsal ve kültürel bağlamda inceleyen dolayısıyla islam medeniyetlerinin dünya mirasına katkısını da sunuyor.'
sadece çalışma mantığı ya da konumuyla değil, koleksiyonu itibariyle de müzenin birçok farklılığı bulunuyor. eserler, müslüman ve müslüman olmayan toplumların 1400 yıllık ilişkisini ve etkileşimini yansıtıyor. henry s. kim koleksiyon içeriğini şöyle anlatıyor: "örneğin, ispanya'dan bazı eserlerimiz var, avrupa'nın farklı yerlerinden islam sanatından etkilenmiş objelerin yanı sıra, iran'dan bir eserde ise çin kültürünün etkilerini görebiliyorsunuz. bu etkilenme, sanatsal da olabiliyor, teknik de. çapraz kültürlülüğü ve birbiriyle etkileşimi sadece plastik sanatlarda değil, müzik, dans ve geleneğin inşa edildiği sanatın her alanında görebiliyoruz. biz bu alışverişi ağa han müzesinde açıkça gösteriyoruz, çünkü islam kültürünün bu yönü yeterince bilinmiyor."
ağa han'dan japon mimara mektup
dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden birine kendi adını veren ağa han'ın yine adıyla anılacak bir müze binasının yapılış sürecine kayıtsız kalması da mümkün değildi elbette. henry s. kim'in deyimiyle majesteleri ağa han, projenin hem oluşturulma hem de yönlendirme sürecini bizzat yönetti. hatta projelendirme sürecinden önce pritzker ödüllü japon mimar fumihiko maki'ye kerim ağa han, müzenin vizyonunun açıklayan bir mektup yazdı. henry s. kim mektubun içeriğini ve süreci anlatıyor:' "bu mektupta, tüm dünya dinlerinde ve kültürlerinde çok önemli bir unsur olan 'ışığı' müze binasının göstermesi gerektiğiniz yazdı. maki bunun karşılığında, mimariyi tamamen 'ışık' üzerine kurdu ve şu anda müzede dolaştığınızda olabilecek her noktadan binanın içerisine ışık girmekte. bu ışık direkt de gelebiliyor, yansıtılarak da. hatta binayı 45 derece kuzeye yönlendirilmiş bir açıyla inşa etti ki gün içerisinde bina olabildiğince fazla ışık alabilsin. binanın köşeleri, duvarlarındaki keskin çizgiler de ışığın kırılmasından ilham alınarak yapıldı."
tabii müze binasıyla koleksiyon arasındaki paralellik de es geçilmemiş. kim'in anlattığına göre bu iki unsur, birbiriyle üç şekilde benzerlik gösteriyor: '"bunlardan ilki binanın ışığı, koleksiyonun ise aydınlanmayı gösteriyor olması. ikincisi, koleksiyon müslüman toplumların sanatsal ve mimari özelliklerini ortaya koyuyor, bina ise modern çizgilerle geleneksel çizgilerin buluştuğu bir yapı olma özelliğine sahip. üçüncüsü ise binanın esnek yapısı ile koleksiyonun doğası arasındaki bağlantı. eserlerin yer aldığı alanlar farklı programlar için de kullanılabiliyor, iç ve dış mekanlar yeniden tasarlanıp koleksiyon da buna göre yeniden şekillendirilebiliyor"

'bu koleksiyonla birçok sanat tarihçisi yetişti'
müzenin küratörlerinden filiz çakır alp, eserlerin dizilişinden, konumlandırılışına, kütüphanesinden izleyicide oluşacak algıya kadar her detayla ilgileniyor. berlin'de islam tarihi üzerine aldığı eğitimin ardından ağa han koleksiyonundan sorumlu bir konumda toronto'daki müzede çalışıyor. alp, koleksiyonon önemini şöyle anlatıyor, ' 8. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzun bir tarihi, çağının en gözde estetik anlayışına göre yapılmış eserlerini içerir, biz de bunları izleyiciye sunmaya çalıştık. değişik coğrafyalarla islam kültürünün ne kadar geniş bir alana yayıldığını ve batı kültürleri ile ilişkilerine yer vermek istedik. örneğin ipek yolu, çin'i akdeniz ülkeleri ile birleştiren bir ticaret ve kültür yoluydu. yine memlük döneminden itibaren daha da güçlenen akdeniz ticareti ve osmanlı'nın rolü, odaklandığımız konular arasında. genel bir çerçeve ve değişik aralıklarda, önemli konularla bağlantı kurmaya çalıştık.'
daimi sergi içerisinde ahşap, seramik, maden sanatının nadide örnekleri yer almakla birlikte gözde 14. yüzyıl moğol esintisi taşıyan kaftanlar da bulunuyor. bunun yanında el yazmaları ve resim sanatında da iddialı bir müze. iran resim sanatının en önemli öğelerinden olan şeyhname yazmaları ve resimleri de koleksiyonun önemini artıran seçkin eserler arasında. küratör filiz çakır alp için, ağa han toronto'nun dünya müzeleri içindeki yeri oldukça önemli, 'bu müzenin koleksiyonu çok kaliteli ve yıllardır gerek bilim adamları, gerekse sanat severler tarafından bilinmektedir. hakkında yazılan kitaplarla birçok sanat tarihçisi yetişti. bize düşen görev, müzenin ve koleksiyonun dünya sanat tarihçilerine daimi ve açık olması ve karlılıklı bilgi alışverişi ile bilgilerin genişletilmesi. bu amaca ulaşabilmek için güçlü bir kütüphane oluşturmaya çalışıyoruz. şu anda yaklaşık 10 bin kitaplık bir hacme sahibiz.'

koleksiyonda osmanlı ve anadolu eserleri
ağa han toronto müzesinde, konya'ya ait olduğu düşünülen 14. yüzyıla ait bir şamdan bulunuyor. şamdanın özelliği, ilhanlı hanedanı abu said bahadur hani'nin ismi de kitabede yer alıyor. anadolu selçukluları ve ilhanlılar arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından bu şamdan çok önemli. ayrıca ii. sultan selim portresi, osmanlı resim sanatına güzel bir örnek teşkil ediyor. iznik seramikleri de koleksiyonda önemli bir yer tutuyor. filiz çakır alp'e göre osmanlı imparatorluğu, akdeniz'e hakim sanat anlayışının ve etkilerinin geniş bir çevreye yayılmasını sağladı. bunun en güzel örneklerinin arasında uşak halılarını gösteriyor. rönesans ressamlarının da dikkatini çeken tablolarda yer alan uşak halıları, osmanlı ekonomisine ve avrupa ülkeleriyle ilişkilerine dair önemli bilgiler içeriyor.
Yorumlar