Türkiye
'Laik ve bilimsel eğitim için' boykot
Farklı parti ve oluşumların bir arada olduğu Birleşik Haziran Hareketi, Eğitim-Sen ve bazı Alevi örgütleri bugün eğitim politikalarını protesto ediyor. “Laik ve bilimsel eğitim için ayaktayız” çağrısıyla duyurulan boykota katılanlar, çocuklarını bugün okula göndermeyecek.

tülay gülhan istanbul’da yaşıyor. oğlu 6. sınıfa gidiyor. serdar öz izmir’de yaşıyor. onun da bir oğlu var, 8 yaşında. her ikisi de çocuklarını bugün okula yollamayacak. ak parti hükümetinin eğitim politikalarından rahatsız olduklarını söylüyorlar.
tülay gülhan’a göre, alevi olan çocuğuna okulda sünnilik öğretiliyor:
“geçen çocuk ‘anne ben abdest almayı öğreneceğim’ dedi. sonra bir cami projesi vermişler, beraber yaptık. çocuk, ‘anne bu olmadı’ dedi. böyle yavaş yavaş çocukların aklına girmeye başlıyorlar. bunlar bizi rahatsız ediyor. ben alevi'yim. çocuğumun okulda alevilik öğrenmesini isterim ama öğrendiği şey sünnilik.”
“çocuğumun kafası karışıyor”
tülay gülhan mutfak işçisi, eşi ise tornacı. istanbul'un en ucundaki ilçelerden birinde, sarıgazi'de yaşıyorlar. “ucu ucuna geçinip gidiyoruz, tek derdimiz çocuğumuzu okutmak ” diyor. ancak söylediğine göre, çocuğunu okuturken zorluk çekiyor:
“ben çocuğumu sık sık cemevine gönderiyorum, aleviliği öğrensin diye. cemlere katılıyor. dede ile sohbet ediyorlar. okula gidiyor, farklı şeyler öğreniyor. çocuğumun kafasının karıştığını hissediyorum. çocuğuma öğretilene de 'hayır öyle değil' diyemiyorum. sonuçta zorunlu ders, çocuğum ya dersten kalırsa? o zaman benimle zıtlaşacak. çocuğa kimliğine göre böyle yap, böyle davran da diyemezsin. biz şimdi hazreti ali’yi anlatıyoruz, çocuk kitabı okuduğu zaman başka bir şey çıkıyor. çocukta da bir çelişki oluyor. biz mi yanlış yapıyoruz, bilemiyorum.”
izmir’de yaşayan öz ailesi de eğitim meselesinin hayatlarını doğrudan etkilediğini, onun için de eleştirmekle yetinmeyip, boykota katılma kararı aldıklarını söylüyor. baba serdar öz, ilköğretim çağındaki çocuklara verilecek din temelli zorunlu eğitimin ileride telafisi mümkün olmayan ruhsal sorunlara neden olacağını düşünüyor:
“din meselesi ciddi bir meseledir. beş, altı yaşından itibaren bir çocuğun bu ciddi meseleyi kavrayabilecek ne iç dünyası, ne aklının olduğunu düşünüyorum. o nedenle bu yaşta çocuklara böyle bir eğitim verilmemeli. ama 18 yaşına gelmiş bir genç artık doğrunun, yanlışın, ruhun, cennetin, cehennemin, günahın, sevabın ne olduğunu anlayabilecek bir duruma gelmiştir. o zaman seçimini yapabilir ve bu seçiminden dolayı da suçlanamaz.”
yasal yollara başvuracak
öz, oğlunun bir sene sonra zorunlu din dersi eğitimi almaya başlayacağını, bu sistemden kaçmak için ne gerekiyorsa yapacağını söyledi.
“ben orada islam yazmasından rahatsız değilim ama orada islam yazdığı için benim oğlum zorunlu dini eğitim almamalı. almaması için yasal yollardan ne gerekiyorsa yapacağım. bu işin sonu benim kimliğimdeki din hanesinin boşaltılmasına kadar gitse, ben bunu yapacağım.”
Yorumlar