2015 Genel Seçimi
Osman Gazi diyarında seçim atmosferi yok
Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin diyarı Bursa’da seçim atmosferi pek yok. Esnaf yakınıyor, seçim deyince ‘siyasetle ilgilenmiyoruz’ sözünü duyuyorum. Seçmen, kararını son güne bırakıyor.

bursa, osmanlı’nın ilk başkenti. tarihi osmanlı şehri her geçen gün göç almasıyla da büyüyen bir şehir.
kente yalova üzerinden geçiyorum. şehir içinde parti il binaları önünde parti flamaları dışında bir renklilik yok. partililerin daha çok aday programları var. şehirde gezen parti araçlarından seçim şarkıları da yükselmese seçime dair bir emare bile yok. ak parti il başkanlığı’nda bu durumu sorduğumda bir partili “partimizin çalışması henüz başlamadı. sayın başbakanımız kentimizde miting yaptıktan sonra biz her alanda çalışmalarımıza başlıyoruz. o zaman görün bizi” diyor.
kent meydanı’ndaki lokanta işletmecisi hareketsizlikten yakınıyor:
“nerede eski seçimler. önceki yıllarda adaylar partililer gelip lokantayı doldururlardı, yemek yerlerdi. ama şu ana kadar hiç kimse uğramadı.”
“belli değil, bakarız”
dört gün kaldığım kentte, birçok kişiye seçimi sordum. birçoğunun “siyasetle ilgilenmiyoruz” demesi dikkatimi çekiyor. “oy kullanmayacak mısınız?” diye sorduğumda, “elbette kullanacağız” diyorlar. tercihlerini hangi partiden yana kullanacaklarını sorduğumda, “belli değil, bakarız” diyorlar. ama ak parti’nin gücü kentte hissediliyor, chp ardından mhp geliyor.
kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde hdp diyenler var. bursa’da genel hava şimdilik parti tercihini açıktan söylememek. yine de ak parti’nin birinci çıkacağını söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla. bunlardan biri de aybars aybaraz’dı. esnaf olan aybaraz, mhp’ye oy vereceğini söylüyor ama ak parti’nin birinci çıkacağına inandığını belirtiyor.
“her şey bir, iki gün kala belli olur”
ismini vermek istemeyen bir esnaf, seçmenin kararsızlığıyla ilgili tarihten çok dikkat çekici bir örnek veriyor: “cumhurbaşkanı kenan evren, turgut sunalp’ı destekledi ve herkesin onu desteklemesini istedi ama halk turgut özal’ı başbakan seçti.” bunu cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’ın 400 vekil istemesinden dolayı mı söylediğini sorduğumda, yorum yapmaktan kaçınıyor ama şunu demekten de kendini alamıyor: “ne olacağı belli olmaz. ben ticaretle uğraşıyorum. bir gün kötü kazanıyorum, bir gün iyi kazanıyorum. siyaset de ticaret gibidir.” bu sırada yanında bulunan misafiri söze girerek “bursa’da her şey seçime bir, iki gün kala belli olur” diyor.
esnaf yakınıyor
şehrin kalbi, tarihi ulucami’nin de bulunduğu bakırcılar çarşısı’nda atıyor. çarşıda bakırcılar artık yok, çeyizlik tekstil ürünlerinin satıldığı dükkânlar var. çarşı oldukça kalabalık ve hareketli ama esnafın çoğu işlerin durgunluğundan yakınıyor, bazılarıysa “şükür, iyi” demekle yetiniyor.
mehmet inci 56 yaşında. seçimin nabzını sorduğumda ilk söylediği söz “beyinler yorgun, seçimi düşünen yok” oluyor. ardından sözü dövizin yükselişine, esnafın durumunun kötü oluşuna getiriyor:
“iki yıldır işler sakat. parasızlık var. son günlerde daha çok hissediyoruz. esnaf ağlıyor. herkes ödemeleri düşünüyor. bankalara kredi borçlarımız var.”
mehmet inci şu ana kadar mhp ve chp’ye oy verdiğini ama bu seçimde kararsız olduğunu belirterek ekliyor, “aslında herkes son günleri bekliyor. partilerin vaatlerine göre karar vereceğiz.”

koalisyon hükümeti kaygısı
esnafta genel olarak bir koalisyon hükümeti kaygısı seziliyor. bundan dolayı akp’nin tek başına iktidar olmasını istiyorlar. memnuniyetsiz olsalar da, 'sadece bu yüzden ak parti’den yana tercih kullanacağız' diyenler var.
bunlardan biri esnaf, 29 yaşındaki mustafa yılmaz. işlerinin durgunluğunu siyasi belirsizliğe bağlıyor. her yıl aynı sıkıntıyı yaşadıklarını ama bu yıl daha uzun süre işlerinin kötü olduğunu hatırlatıyor. onun düşüncesine göre ak parti iktidarı devam etmeli. “ak parti yüzde 45’in altına düşmemeli” demeyi de unutmuyor. iktidarın hatalarının olduğunu söylüyor ama yine de akp’ye oy vereceğini söylüyor. mhp’ye oy vereceğini söyleyen aybars aybaraz da koalisyonu risk olarak gören bir esnaf. koalisyon hükümetini istemediğini açık şekilde dile getiriyor.
iki parti rekabeti
kentte mhp ile akp çekişmesi bariz şekilde kendini gösteriyor. bu iki parti birbirinden oy ve vekil çalma peşinde. mhp’lilere göre, ak parti dağılmış durumda. bunu bülent arınççılar, faruk çelikçiler ve il başkanı cemalattin toruncular olarak ayırıyorlar. bu durumun partiyi etkilediğini, ak parti seçmeninin kendilerine yöneldiğini savunuyorlar.
ak parti il başkanı cemallettin torun, sohbetimizde rakiplerinin kim olduğunu sorduğumda, “rakibimiz kendimiz. öncelikle birbirimizle olan güzel birlikteliğimizi sürdürmemiz gerekiyor” diyor. mhp’lilerin iddiasını bu sözlerle birlikte düşündüğümde, iddiaların gerçeklik payının olduğu görülüyor.
nitekim torun’a “akp’nin kendi içindeki birlikteliğinden mi bahsediyorsunuz” diye soruyorum. yanıtı aynen şöyle:
“ak parti'nin kendi teşkilâtları içindeki birlikteliği çok önemlidir. bizim önce birlikteliği sağlamamız gerekiyor. bizim bursa’da bu güzel birlikteliğimiz var ve bu şekilde seçime giriyoruz. bir parçalanma sürecinde sıkıntıya girer, oy oranınız düşer. en büyük rakibimiz birlikteliğin karşısında olan davranış biçiminedir. biz buna izin vermiyoruz.”
bakan müezzinoğlu adaylığı
ak parti adaylarıyla ilgili bir diğer konuşulan konu ise, çoğunun bursa dışından gelmesi. ama ak partililer kendi aralarındaki sohbetlerde, sağlık bakanı mehmet müezzinoğlu’nun bursa’dan aday gösterilmesini çok doğru bir seçim olarak görüyorlar. bir kent için bakan adaylığının önemli olduğunu, partilerinin de bir bakanı kentlerinde aday göstermesinin önemini vurguluyorlar.
mhp ise muhalefetini sürdürüyor. kentte üçüncü parti konumunda. çözüm süreci karşıtlığı, yolsuzluk ve yoksulluk en çok kullandıkları söylem. tek rakip olarak ak parti’yi görüyorlar. milliyetçi hassasiyetlerin yoğun olduğu kentte, milliyetçi söylemlerle seçmeni etkiliyorlar. ak partililer de mhp’lileri eleştiriyor. onlara göre de, mhp’nin adayları iyi isimlerden oluşmuyor ve bu yüzden mhp tabanı bu seçimde daha yoğun bir şekilde kendilerine kayacak. ayrıca kendilerinin somut hayata geçecek projeler ürettiklerini, hizmet odaklı çalıştıklarını hatırlatıyorlar.
çözüm süreci karşıtlığı
kentte çözüm sürecini kime sorduysam kürtler dışında hemen hemen herkes tepkisini dile getiriyor. bu konuda parti fark etmiyor. birçok kişide, süreç karşıtlığı, pkk’ya taviz verilme düşüncesi hâkim. “süreci desteklemiyorum” diyenlerin sayısı bir hayli fazla. bu konuda en çok duyulan söylemlerden biri de “biz ayrı değiliz ki; kürt, türk hepimiz birlikte yaşıyoruz. aramızda sorun yok” diyorlar.
provokasyonlara karşı uyarı
hdp il eşbaşkanı kezban dumlu, çalışmalarında şu ana kadar milliyetçi kesimden bir tepki almadıklarını söylüyor. mhp il başkanı yüksel yılmaz’ın görüşmemizde “kentte hdp ile olası herhangi bir gerginliğin yaşanmaması için çalışanlarımızla toplantılar yapıyoruz, uyarılarda bulunuyoruz” uyarısına benzer uyarıda kendilerinin de bulunduğunu hatırlatıyor. dumlu, “provokasyonların olacağını bunlara karşı tedbirli ve sakin olmamızı anlatıyoruz” diyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar