Türkiye

Şeker savaşları

Türkiye’de şeker sektöründe savaş var. Nişasta bazlı şekerlere uygulanan kotaların arttırılması bu savaşı daha da körüklüyor. Ancak Sayıştay raporlarına göre, bu kotaları belirlemekle yükümlü Şeker Kurumu devleti yanılttı. Piyasada en çok konuşulan bir diğer başlık 'lobi faaliyetleri'.

Konular: Tarım, Türkiye
Şekerpancarı üreticileri: NBŞ üreticilerinin kotası artacak, bizimki düşecek. [Fotoğraf: AA]

türkiye’deki şeker sektörünün yıllık ekonomik büyüklüğü 3 milyar abd doları. türkiye’nin gıda tüketimine yönelik şeker ihtiyacı, şekerpancarından üretilen beyaz şeker ve nişastadan üretilen glukoz ve izoglukoz ile karşılanıyor. bugün 3 milyon 151 bin tonu pancar şekeri, 990 bin tonu nişasta bazlı şeker olmak üzere toplam 4 milyon 141 bin ton şeker üretim kapasitesi mevcut.

piyasadaki en güçlü yapı türkiye şeker fabrikaları, yani ‘türkşeker’. üretim şekerpancarından, kamuya ait ve 2000 yılından bu yana özelleştirme kapsamında. türkşeker bünyesinde 25 fabrika var. şeker pancarından üretim yapan fabrikaların 5’i pankobirlik’in; 3’ü de özel şirketlerin. nbş (nişasta bazlı şeker) üreten firma sayısı da 5.  

dünyada olduğu gibi türkiye’de de şeker, en fazla devlet müdahalesi altında üretilen ürünlerden biri. piyasa, 2002-2003 yılından bu yana, 4634 sayılı şeker kanunu ve bu kanuna bağlı çıkarılan yönetmelikler çerçevesinde düzenleniyor. amaç şeker üretiminde istikrarın sağlanması ve sektörün iç piyasada rekabet kurallarına göre yönlendirilmesi.

yasayla birlikte piyasaya yeni bir ‘oyun kurucu’ girdi. şeker kurumu sistemin yürümesi ve denetlenmesinden sorumlu tek merci. kurumun karar organı da şeker kurulu. kota uygulamalarından pancar ve şeker fiyatlarına kadar sektörü düzenlemek ve denetlemekle yükümlü.

bugün çokça tartışılan nbş kotaları da yine bu yasayla birlikte türkiye gündeminde kendini hissettirmeye başladı.

nbş (nişasta bazlı şeker) için yapılan son yüzde 30’luk kota artırımı şekerpancarı üreticileriyle nişasta ve glikoz üreticileri arasındaki savaşı daha körükledi.

Başta Cargill olmak üzere Nişasta ve Glikoz üreticileri Al Jazeera'nın görüşme talebini kabul etmedi.
[[Fotoğraf: AA]]

‘lobi faaliyetleri çok güçlü; kaybeden türkiye’

mehmet büyükalim tatlandırıcı kotaların artmasını böyle özetliyor. o da şekerpancarı ekicisi. konya’da önder çiftçilerden nbş (nişasta bazlı şekerler) üreticilerinin alınan kararlara müdahalesi olduğunu düşünüyor ve bu kararların alınmasını türkiye’de çiftçilerin temsilcisi olmamasına bağlıyor:

"bu kararlar üreticinin tamamen aleyhine. onların kotası artarken bizimki düşecek, bu ülkenin zararına. çokuluslu şirketler var, nbş üreten. lobi faaliyetleri çok güçlü; hükümeti, siyasileri etkiliyorlar. matematiği bilmem ama bu kotalar her yıl arttırılıyor, doğru değil. kazanan lobiler, kaybeden türk çiftçisi. çiftçinin hükümette iyi bir temsilcisi yok. bakanlıkta bu işleri bilen adamlar yok. bilmedikleri için oluyor bu artış. işi bilen, sorunları çözecek insanlar olmalı."

‘şeker kurumu devleti yanlış yönlendirdi’

pankobirlik genel müdürü taner taşpınar da, nbş (nişasta bazlı şekerler) kotaları üzerinden yürüyen savaştan bahsediyor ve ‘sayıştay raporlarına’ vurgu yapıyor.

Taşpınar: Şeker Kurumu'nun kota artış talebinİ pazarlama yılının sonunda yapması manidardır.
[[Fotoğraf: Pankobirlik Arşivi]]

"sayıştay’ın 2012-2013 raporlarında şeker kurumu’nun ihtiyaç var gerekçesiyle ortaya koyduğu nbş kota artışı rakamlarının gerçekçi olmadığı ve bakanlar kurulu'nun yanlış yönlendirildiği ortaya çıkmıştı. diğer yandan şeker iş sendikası’nın her yıl danıştay’a dava açtığı ve danıştay her yıl yürütmeyi durdurma kararı verdiği halde bu kararların hiçbiri uygulanmayarak göz önünde bulundurulmamaktadır. danıştay kararlarının uygulanmamasının en büyük nedeni de şeker kurumu’nun kota artışı talebini pazarlama yılının sonuna doğru yapmasıdır. zira bakanlar kurulu kararları mayıs, haziran aylarında yayınlanmakta ve danıştay kota artış talebinde yürütmeyi durdurma kararı verse dahi, nbş şirketleri kota artışından dolayı elde ettikleri tatlandırıcıları çoktan satmış olmaktadırlar. şeker kurumu'nun bu talebi pazarlama yılının sonunda yapması manidardır ve birçok soruyu da beraberinde getirmektedir."

taşpınar ülke menfaatleri için öz sermaye ile kurulan şeker sanayiinin korunması ve desteklenmesi için nbş (nişasta bazlı şeker) kotalarının sürekli olarak arttırılmasına izin verilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

‘yargı kararları uygulanmıyor’

tarım politikaları yazarı ali ekber yıldırım da yargı kararlarının uygulanmamasını nişasta ve glikoz üreticilerinin varlık gücüne bağlıyor:

Yıldırım: Bu konuda öylesine güçlü bir lobi var ki, yargı kararları uygulanmıyor.

"şeker kurumu nişasta kökenli şeker kotasına ilişkin görüşünü belirlerken, konuyla ilgili, yargının, yürütmenin durdurulması kararlarını ve durdurma gerekçelerini de dikkate almalıdır. ancak kurum davalarla ilgili olarak yargıya sunduğu savunmalarında; glikoz talebinin yurtiçi üretimle karşılanamadığı görüşü ile birlikte, verilen yürütmenin durdurulması kararının sadece o davayla ilgili uyulması zorunlu bir karar olduğu, idarenin daha sonra yaptığı bir işlem ve karar için açılacak olan ve gelecek pazarlama yıllarına ilişkin davalarda hukuken uyulması zorunluluğu bulunulmadığını belirtmektedir. sayıştay raporunda da belirtildiği gibi bu konuda öylesine güçlü bir lobi var ki, yargı kararları uygulanmıyor."

'türkiye’nin şekeriyle oynamayın'

ziraat mühendisleri odası (zmo) genel başkanı özden güngör, kota uygulamasının nişasta ve glikoz üreticilerine uygulanan bir ayrıcalık olduğunu düşünüyor. güngör bunun devam etmesiyle birlikte sanayide kullanılan şekerlerin tamamen mısırdan elde edilen şekerlere dayandırılacağını da iddia ediyor.

Güngör: Kanun tasarısı on yıllardır elde edilmiş çiftçi ve çiftçi örgütlerinin haklarını elinden almakta
[[Fotoğraf: AA]]

"türkiye`de nbş kotalarının sürekli olarak artırılmasına bir son verilmeli ve ab kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenme yapılmalıdır. şeker üretim maliyetlerini düşürmek için şekerpancarı tarımı desteklenmelidir. kanundan öncelikle beklenen, koşulların daha da iyileştirilmesi, vatandaşın çıkarının gözetilmesi, ülkenin stratejik ürünlerinin korunmasıdır. oysa şeker kanunu tasarısı şekerpancarı üreticilerini ve doğal şeker üretim sektörünün aktörlerini hayal kırıklığına uğratmakta ve derin kaygılar yaratmaktadır. kanunlar, yasal düzenlemeler her şeyden önce kamu çıkarı gözetilerek hazırlanmalıdır, çıkarılmalıdır. aksi takdirde ortaya çıkacak faturanın ekonomi-politik ve sosyo-politik maliyeti ağır olacaktır. bu nedenle, türkiye`nin şekeri ile oynamayın."

Güngör: Ekonomiye her yıl milyarlarca TL katkı sunan bir ürün ve sektör. Bazılarının iştahı kabarıyor.
[[Fotoğraf: AA]]

'iddialar gerçeği yansıtmıyor'

tüm bu tartışmaların tam göbeğinde bulunan şeker kurumu, al jazeera’nin sorularını yanıtladı. kurum türkiye’de şeker rejimini düzenleyici konumunda. başkan dr. hüsnü tekin iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylüyor. tekin’e göre, iddiaların aksine 2001 yılından önce serbestçe yapılan nbş (nişasta bazlı şeker) üretimi kontrol altına alındı.

"bugüne kadar bakanlar kurulu, yüzde 25 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda nbş kotasını artırmıştır. bakanlar kurulu son dört pazarlama yılında nbş kotasını sırasıyla; yüzde 35, yüzde 38, yüzde 25 ve son olarak da yüzde 30 olarak artırmıştır. bu artışlara rağmen kota uygulaması başlamadan önceki 2001/2002 pazarlama yılında yurtiçi nbş satışı 461 bin ton olmasına karşın, en son tamamlanan pazarlama yılında bakanlar kurulu kararı ile artırılmış, nbş kotası 305,6 bin ton olarak gerçekleşmiştir. nbş kotasının bakanlar kurulu kararı ile kanunun tanıdığı en üst limit olan yüzde 50 oranında artırılması halinde bile ulaşılabilecek nbş miktarı 375 bin ton olmaktadır. bu miktar, kota sisteminden önceki 461 bin ton nbş satış miktarından yüzde 19 daha düşüktür."

Tekin: NBŞ ihtiyacına rağmen NBŞ kotasını arttırmamak, yurt içi ihtiyacın ithalat yoluyla karşılanmasına neden olacak.
[[Fotoğraf: Şeker Kurumu arşivi]]

tekin aynı zamanda nişasta bazlı şekere yapılan yüzde 30’luk artışın piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda belirlendiğini söylüyor:

"ülkemizde glukoz ve izoglukoz olmak üzere iki temel nbş türü üretilmektedir. nbş’nin bu iki türünün kullanım fonksiyonları bakımından bazı farklılıkları bulunmaktadır. glikoz; reçel, jöle ve şekerleme sanayiinde pancar şekeri olarak bilinen sakarozun kristalizasyonunun engellenmesi, viskozite artışı sağlaması; dondurulmuş gıdalarda donma noktasını düşürmesi; fırıncılık ürünlerinde fermantasyon özelliğini geliştirmesi gibi nedenlerle gıda üretiminde sakaroz yerine değil, sakaroz ile birlikte kullanılmaktadır. bu nedenle bir nişasta bazlı şeker türü olan glikoz, pancar şekerinin ikamesi olmayan bir üründür. en önemli kullanım alanı gazlı içecek sektörü olan izoglukoz ise, pancar şekeri ikamesi olarak kabul edilmektedir. pancar şekeri olarak bilinen şeker türü ise katı formda pazara sunulan kristalize saf sakarozdur. ancak bu şeker katı formda üretildikten sonra birtakım fiziksel işlemler uygulanarak, yani yapılan ikincil bir işlemden sonra sıvı formda piyasaya arz edilebilmektedir. zira kristal şekerin sıvı forma getirilebilmesi için, katı formda üretildikten sonra tekrar birtakım işlemlerden geçirilmesi gerektiğinden ve bu durum üreticilere ekstra maliyet getirdiğinden, şekeri çözerek (sıvılaştırarak) kullanan gıda sanayii (özellikle içecek sanayii) ürünlerinde sakaroz kökenli kristal şekeri yerine, ilk üretim hali sıvı olan izoglukozu (nişasta bazlı şeker) üretim maliyetinin sakaroza göre daha düşük olması ve kullanım kolaylığı nedeniyle tercih etmektedirler. bu nedenlerle taleplerinin karşılanabilmesi için nbş kotalarının artmasını talep etmektedirler."

kurum, şekerpancarı üretiminin 2003 yılına göre yüzde 30 arttığını ve nbş (nişasta bazlı şeker) kotalarındaki değişimlerin üretimi azalttığı şeklindeki yorumların doğruyu yansıtmadığını açıkladı.

[[Fotoğraf: AA]]

‘devlet ortaya çıkarsın’

lobi iddiaları, nbş (nişasta bazlı şeker) sektörüne çok uzun zamandır yöneltilen iddialardan biri. iddia konusu da, üretim yapan firmaların kota artışı konusunda ‘doğrudan’ ya da ‘dolaylı’ müdahalelerinin olduğu yönünde.

bu konuda sorularımızı yanıtlayan adaso (adana sanayi odası) meclis başkanı ve sunar grup ceo'su hüseyin çomu, lobi faaliyetleri yürüten firmaların ortaya çıkarılmasını istiyor. çomu’nun sahibi olduğu sunar grup, türkiye’de nbş (nişasta bazlı şeker) üretiminde önemli bir paya sahip.

Sunar Grup tarıma dayalı sanayi alanında 6 farklı sektörde faaliyet gösteriyor.

"özellikle ülkemizin üretim artışını sabote etmek isteyen gerek yerli gerek yabancı kökenli menfaat odakları gerçekten de olumsuz lobi faaliyetleri de yapabilmektedir. bizim umudumuz ve beklentimiz odur ki; devletimiz olumsuz lobi faaliyetleri yürüten firma ve odakların yanlışlarını bir an evvel ortaya çıkarsın. lobi faaliyetleri ve yanlış yönlendirmelerle bulanan zihinleri, bilim insanlarımız ve ekonomistlerimiz en doğru şekilde doğruları ortaya koyarak rahatlatsın. bizler bu hususta onlara yardımcı olmaya hazırız. tekrar ve ısrarla söylüyoruz ki; türkiye netice itibariyle üretimini her alanda üç kat arttırmalı ki; bugün aşağı yukarı 10 bin dolar seviyesinde olan kişi başı gayrisafi yurtiçi hasıla, hiç olmazsa avrupa’nın kısmen geri kalmış ülkelerindeki seviyeye yani 30 bin dolar seviyelerine çıkarak, ülkemiz daha mutlu, daha gelişmiş bir ülke seviyesine ulaşsın. bunun için tekrar söylüyorum, üretimlerimizi arttırmamız lazım. üretimlerimizi verimli ve ekonomik yapmamız lazım. fazla ürünlerimizi de dünyanın çeşitli ülkelerine ihraç etmemiz lazım."

2012-2013 yılı sayıştay raporu

sayıştay’ın şeker kurumu ile ilgili 2013 yılı raporunda türkiye’de her yıl artırılan nbş (nişasta bazlı şeker) kotasının ihtiyaç olmadığı halde artırıldığına dikkat çekiliyor.

şeker kurumu, nbş (nişasta bazlı şeker) konusunda bakanlar kurulu’nun sağlıklı bilgilendirilmediğini vurgulayan raporda "açıklanan veriler, şeker kurumu’nun nişasta kökenli üretim yapan şirketler için tespit edilen kotanın her pazarlama yılı artırılması yönünde görüş belirtmesinin geçerli bir nedeninin bulunmadığını açıklamaktadır. sektöre ait tüm bilgi ve verilere sahip bulunan kurum'un bakanlar kurulu'na konuyla ilgili sağlıklı karar almasına yardımcı olacak bilgiler sunmaya özen göstermesi gerekir" ifadeleri dikkat çekici.

nbş kotalarının ihtiyaç olmadığı halde artırılmasından dolayı pancar üreticisine büyük zararlar verildiği ifade edilen raporda,  "tablodaki verilere göre, şeker talebinin yurtiçi üretimle karşılanmasında bir sorun bulunmadığı (bu durum danıştay kararlarında da açıkça belirtilmekte), 2011/2012 pazarlama yılına devreden toplam şeker stokunun 534.056 ton düzeyinde olmasına karşın; bakanlığa kotanın arttırılması yönünde görüş bildirerek, rakip üreticiler arasındaki denge, pancardan üretim yapanlar aleyhine bozulmaktadır" deniliyor.

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;