Spor

Spor kitabı okumak ister misiniz?

Okuma oranının düşük olduğu Türkiye'de en çok ilgi gören spor dalı futbol, kağıda döküldüğünde farklı bir kimliğe bürünüyor. Basılan onlarca spor kitabından çok azı ikinci baskıyı görüyor. Tanıl Bora'ya göre sporcu biyografisi yok denecek kadar az, olanlar da güzellemeler ve hamaset içinde boğuluyor.

Ibrahimovic'in kitapları en çok satan spor kitaplarından. [Getty]

istatistik kurumu'nun geçen nisan ayında açıkladığı rapora göre, türkiye'de kitap okumaya günde sadece 1 dakika ayrılıyor. avrupa birliği ülkelerinde ortalama yüzde 21 olan kitap okuma oranı türkiye'de ise binde bir.

okunan az kitap arasından en çok ilgiyi aşk temalı roman, siyaset ve düşünce kitapları görüyor. türkiye, futbolun çok ilgi gördüğü bir ülke olmasına karşın, iş okumaya gelince bu bağ ortadan kalkıyor.

iletişim, türkiye'de spor kitaplarına en çok ilgi gösteren yayınevi. bastıkları 36 spor kitabı var. birçoğu ikinci baskıyı bile göremedi. fakat editörü tanıl bora yine de iyimser:

"spor kitapları diğer türlere göre nispeten az satıyor. buna karşılık iyimser yaklaşırsak, yirmi sene önce hemen hiç olmayan bir "tür" bu; sürdürülebiliyor olması da bir başarıdır."

avrupa'daki kitapevleri bu tür açısından zengin.  spor kitapları için açılan özel bölümlerde karşımıza en çok sporcu biyografi ve otobiyografileri çıkıyor. başarıya giden yollar, soyunma odası sırları, zamanında söylenenemeyenler kağıda dökülüyor. hem emekli hem de aktif birçok yıldızın kitabını görebilmek mümkün.

bunların arasında marcel desailly, alex ferguson, zlatan ibrahimovic, andrea pirlo gibi yankı uyandıranlar da var. türk sporu ise bu alanda kısır. son dönemde aklımıza gelen tek kitap eski milli futbolcu tümer metin'in.

'türkiye'de sporcular ebedi ergenler gibi muamele görüyorlar'

tanıl bora'ya 'neden yazmıyorlar?' diye sordum:

"ya da avrupa'da olduğu gibi bir gölge yazarla anlaşıp yazdırmıyorlar? bunun da spor kültürümüzle alakası var. sporcular, özellikle tabii futbolcular, reşit özneler değil de ebedi ergenler gibi muamele görüyorlar; bir tür vesayet altındalar. standart demeç klişeleri dışına çıkmaları istenmiyor, hele toplumsal, politik konularda görüş bildirmeleri (resmi ideolojinin, iktidarların kampanyaları haricinde) neredeyse bir tabu. bu bastırılmışlık, onları kendileri ve yaptıkları iş üzerine düşünmekten alıkoyuyor. sporcuların, futbolcuların konumlarını güçlendiren, onlara bir ses kazandıracak bir örgütlenme de yok. bence temel neden bu. sporcuların çoğunun okuma yazmayla ilgisinin olmamasından bile daha önemli bir neden olduğunu düşünüyorum."

iletişim yayınları editörü'ne göre türkiye'de spor kitaplarında içerik sıkıntısı var. türkçe sporcu biyografisi yok denecek kadar az, olanlar da güzellemeler ve hamaset içinde boğuluyor. 

ilk spor kitaplarını mart 2001'de (ümit kıvanç-kesin ofsayt) basan iletişim yayınları, çeviri kullanmıyor, telif eser yayınlıyor. futbol kitapları dizisinden çıkardıkları 36 kitaptan sadece sekizi yeni baskı yaptı. en çok ilgiyi "futbol ve kültürü" ve "takımdan ayrı düz koşu" derlemeleri, hakan kulaçoğlu'nun "trabzonspor", özgür topyıldız'ın "eskişehirspor" derlemeleri gördü.

'çupi'nin kitaplarının karşılaştığı ilgisizlik bizi üzüyor'

türk spor medyasının en zengin kelime hazneli yazarlarından islam çupi'nin seçme yazılarından oluşan üç kitabı ise hâlâ ilk baskılarını tüketmiş değil. tanıl bora hem üzgün hem de hayal kırıklığına uğramış:

"bu kadar saygı gören, hayırla anılan bir yazı ustasının kitaplarının karşılaştığı ilgisizlik, bizi üzüyor. fenerbahçe şükrü saracoğlu stadı'nda islam çupi adına bir tribün var.  o stadın 'marketinde' bu kitabı isteyen alsın diye bulundurulması için gösterdiğimiz çabaya bile karşılık alamadık."

'en çok ilgiyi simon kuper'in kitapları gördü'

türkiye'de spor kitaplarına önem veren yayınevlerinden biri de ithaki. genelde çevirilere yer verdikleri 'futbol kültürü' serisinde aralarında marcel desailly'nin 'kaptan' ve simon kuper'in 'futbol asla sadece futbol değildir' gibi dünyaca ünlü kitaplarında bulunduğu 11 kitapları var. 

ithaki yayınevi'nin satış ve pazarlama müdürü coşkun ören de aynı fikirde: "türkiye gibi tabiri caizse futbolla yatıp kalkan bir ülke için satış oranları çok düşük"

arz talep meselesi doğrultusunda ülkede az spor kitabı satıldığını söyleyen ören, en yoğun ilgiyi simon kuper'in 'futbol asla sadece futbol değildir' kitabında gördüklerini belirtti. kitap, baskı üstüne baskı yapmış. simon kuper'in 'futbolun şifreleri' ve franklin foer'in 'futbol dünyayı nasıl açıklar?' kitapları da iyi satış rakamına ulaşanlardan. 

türkiye'de spor okunmuyor. peki izleniyor mu? geçtiğimiz günlerde türkiye futbol direktörü fatih terim'in paylaştığı bilgilere göre ülkede spor -bir başka deyişle futbol- programları da izlenmiyor. sadece pazar günleri gol görüntüleri veren programlar ilk 100'e girebiliyor. terim, "ilk 100'de 20 tane dizinin tekrar gösterimi var, ancak bir tane spor tartışma veya yorum programı yok" diyor.

tanıl bora ise "spor müsabakalarını izleyenlerin çoğunluğu esas olarak 'skoru', 'neticeyi' izliyor. oyun ve spor zevkiyle müsabaka izleyenler, bir azınlıktır. spor üzerine düşünmeye veya bunun edebiyatıyla ilgilenmeye yatkın olan da sadece bu azınlıktır" diye düşünüyor.

bu azınlıktan spor kitabı yazmak isteyenler de oluyor. fakat fazla değil. tanıl bora, iletişim yayınları'na yılda üç-dört öneri geldiğini, bunların ortalama birinin gerçekleştiğini söylüyor.

spor kitap dağarcığını yükseltmek isteyenler için de ipucu veriyor: 

"hamasi ve 'ucuz' romantik olmaması, teknik-mesleki sınırlarda kalmamasına dikkat ediyoruz. 'malzemeli' olmasına, yani bilgi, ayrıntı içermesine... akademizme kaçmamak kaydıyla arka planında sosyal bilimsel bir perspektifi barındırmasını tercih ediyoruz."

kaynak: al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;