ülkelerinde yaşanan iç savaştan kaçarak ceylanpınar’a gelen sığınmacıların bir kısmı çadır kentlerin dışında şehir içinde kiraladıkları evlerde yaşam mücadelesi veriyor. bu suriyeli ailelerin büyük çoğunluğu humus, şam, dırbesiye, rakka, halep ve deyr ez zor gibi çeşitli şehirlerden buraya gelmiş.

bir taraftan savaşı unutmaya çalışan aileler, diğer taraftan da çocuklarını eğitmenin kaygısı içerisinde.

suriye sınırındaki ceylanpınar ilçesinde, sınıra en uzak mahallerin birinde, kepenkleri yarıya kadar indirilmiş 15 metrekarelik bir dükkân 10 kadar çocuk, gönüllü bir suriyeli öğretmen tarafından eğitiliyor.  

15 metrekarelik dükkanda yaklaşık 10 öğrenci ders alıyor. [Fotoğraf: Abdurrahim Aydın / Al Jazeera Türk]

ortada bir elektrik sobası ve yazı tahtası ile havanın soğuk olması nedeniyle, atkı ve beresini çıkarmadan ders anlatmaya çalışan öğretmen, öğrencilere savaş nedeniyle ülkelerinde göremedikleri derslerden geri kalmamaları için arapça yazı yazmayı öğretiyor.

duvarları nemden rutubetlenmiş bu küçük dükkânda yaşları beş ve yedi aralığında olan çocuklar, türkçe ve arapça okuma yazmanın yanında kur'an-ı kerim dersi de alıyorlar.

‘’hemşire olmak istiyorum’’

suriye’deki savaştan kaçarak ceylanpınar’a aileleriyle birlikte gelen çocukların kimi büyüyünce öğretmen, kimi doktor kimi ise hemşire olmak istiyor.  

Öğretmenini dikkatle dinleyen Şeyma, hemşire olmak istiyor. [Fotoğraf: Abdurrrahim Aydın / Al Jazeera Türk]

bu çocuklardan biri beş yaşındaki şeyma ali. iki ay önce ailesi ile birlikte suriye’nin deyr ez zor kentinden gelmiş. ceylanpınar’da kiraladıkları evde yaşayan şeyma ve ailesi, suriyeli çocukların gittiği okul uzak olunca, ailesi onu burada verilen derslere yollamış.

burada, arkadaşları ile birlikte ders almaktan mutlu olduğunu söyleyen şeyma, büyüyünce hemşire olmak ve hastaları iyileştirmek istiyor.

beş yaşındaki inas agup ve yedi yaşındaki enes agup kardeşler de bu dükkânda ders gören çocuklardan. altı ay önce halep’ten günlerce süren yolculuğun ardından ceylanpınar’a gelen agup kardeşlerin babası felçli. suriyeli sığınmacıların yaşadığı çadır kente yerleşmemelerinin nedeni de babalarının hastalığı. çünkü ev ortamında bakılması gerektiğini düşünüyorlar. ev kiralarını ve diğer ihtiyaçlarını da gelen yardımlarla karşılıyorlar.

‘’çocuklara bir şeyler öğretmenin sevincini yaşıyorum.’’

okul olarak kullanılan dükkânda eğitim veren öğretmen de suriyeli. 25 yaşındaki abdullah selim, şam üniversitesi arap edebiyatı bölümü'nden mezun.

üniversiteyi bitirdikten sonra rasulayn’a yerleşen selim, suriye’de iç savaş başlayınca ceylanpınar’a gelmiş. önceleri mesleğini icra edememenin üzüntüsünü yaşayan selim, sokaklarda eğitimsiz gezen suriyeli çocukları görünce aileleriyle konuşup, hepsini bir araya getirerek bu dükkânı okula dönüştürmüş.

MUHACİR-DER Başkanı İbrahim Bektaş: Elimizden geldiğince onlara yardımcı olacağız. [Fotoğraf: Abdurrahim Aydın / Al Jazeera Türk]

selim, "dükkânı ilk kiraladığımızda altından kalkamayacağımı düşündüm. şimdi ise çok iyi gidiyor. çocuklara bir şeyler öğretmenin sevincini yaşıyorum’’ diyor.

dükkânın kirası ile öğretmenin kalacağı yerin ücretini muhacirlerle yardımlaşma dayanışma ve eğitim derneği (muhacir-der)  adında bir kuruluş veriyor. dernek başkanı ibrahim bektaş, "çadır kentlerin dışında yaklaşık sekiz bin suriyeli sığınmacı var. bunların büyük bir bölümü çocuk. şehir içinde bu çocuklara eğitim verebilecek bir kurum olmadığı için bizler de imkânlarımız dâhilinde yardımcı olmaya çalışıyoruz’’ diyor.