Kıbrıs sorunu

Türk gemileri Kıbrıs'tan çekilmeyecek

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, kara sularında yasal olmayan yollarla sismik araştırma yaptığı gerekçesiyle Türkiye için yeni tedbir kararları aldı, AB sürecinde fasıl açılmasını bloke edeceklerini açıkladı. KKTC ve Ankara ise, 'Bu yeni bir durum değil, tutumumuz değişmeyecek' diyor.

Haberin Öne Çıkanları

Rum Yönetimi'nden tedbir kararları

Barbaros geri çekilmeyecek

Güney Kıbrıs, 2011 yılında Afrodit sahasında 147 milyar metreküp doğalgaz potansiyeli keşfetti.

türk bandralı sismolojik araştırma gemisi barbaros hayrettin paşa, 20 ekim sabahı, kktc ile türkiye’nin yaptığı anlaşma çerçevesinde rum yönetimi’nin tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölge’ye (meb) girerek çalışmalarına başladı.

güney kıbrıs rum yönetimi (gkry), geminin, beraberinde iki destek gemisi ile birlikte, yasadışı şekilde güney kıbrıs’ın ‘özel ekonomik bölgesine’ girdiğini açıkladı ve alınacak tedbirleri konuşmak üzere ulusal konseyi topladı.

yeni fasıllar açılmasına blokaj

toplantının ardından açıklama yapan hükümet sözcüsü nicos christodoulides, sekiz maddelik önlemler zincirine karar verildiğini açıkladı. tedbirler türkiye'nin ab üyeliğini engellemeye dönük. gkry, konuyu birleşmiş milletler güvenlik konseyi'ne taşımanın da yollarını arayacak.

‘barbaros geri çekilmeyecek’

al jazeera’ye rum yönetimi’nin açıkladığı tedbirleri değerlendiren kktc dışişleri bakanlığı yetkilileri, “rum tarafının tek taraflı ilan edilen münhasır ekonomik bölgede sadece kendi hakları olduğu gerekçesiyle yapılan arama faaliyetlerini kabul etmiyoruz. siyasi bir duruşumuz var, kktc adına arama faaliyeti yapan barbaros gemisi de faaliyetini bitirmeden geri çekilmeyecek. bu, kktc ile türkiye arasında yapılan bir anlaşmanın yasal sonucudur.” dedi.

barbaros gemisine gelibolu ve bafra gemileri eşlik ediyor. gelibolu, barbaros’u korurken, bafra da kıbrıs adasının güneyinde sondaj çalışması yapan bahama bayraklı rum gemisi saipem-10000 isimli gemiyi izliyor. saipem-10000 gemisi araştırmalarına başladığında kktc bunun "endişe verici bir gelişme" olduğunu açıklamıştı. 

türk dışişleri bakanlığı’ndan 4 ekim tarihinde yapılan açıklamada da, güney kıbrıs rum yönetimi'nin ada'daki ekonomik bölgede hidrokarbon kaynaklarının araştırılmasına yönelik çalışmalarını tek taraflı olarak sürdürmesinden endişe duyulduğu açıkladı.

'türkiye'nin tutumu değişmeyecek'

türkiye dışişleri bakanlığı yetkilileri ise al jazeera’ye türkiye’nin tutumunu değiştirmeyeceğini, rum yönetimi’nin zaten bloke ettiği fasıllar olduğunu, bu durumun yeni bir şey olmadığını söyledi. başbakan ahmet davutoğlu da salı günü konuyla ilgili soruyu yanıtladı:

"barbaros gemisi orada sismik çalışmasını yapacak, gerekli koruma tedbirleri de barbaros gemisinin alınmıştır, kimse kriz çıkarmaya kalkmasın...ama hem çözümsüzlüğü teşvik edeceksiniz, siyasi müzakerelerden çekileceksiniz, hem türkiye'ye şantaj yaparcasına neredeyse başka görüşmeler yapmaya başlayacaksınız sonra da bunlardan türkiye'yi sorumlu tutacaksınız. bu kabul edilebilir bir durum değil." 

rum tarafı müzakerelerden çekildi

7 ekim’de de gkry lideri nikos anastasiadis, türkiye’nin doğalgaz arama sahasına savaş gemileri gönderdiğini iddia etti. anastasiadis, parti başkanları zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamada, rum tarafının müzakerecisi andreas mavroyannis ve müzakere heyetiyle görüşmelerden çekilme kararı alındığını söyledi.

kktc cumhurbaşkanı derviş eroğlu ve rum yönetimi lideri nikos anastasiadis'in, 2012’de tıkanan müzakerelerin ardından şubat 2014’te yeniden başlayan müzakere süreci kapsamında, 9 ekim perşembe günü lefkoşa’daki ara bölgede yeniden bir araya gelmesi bekleniyordu.

‘kktc’yi kabul etselerdi güney’deki kaynaklar onların olurdu’

olayların ardından kıbrıs türk tarafının yeni müzakerecisi ergün olgun, “rum tarafı, hidrokarbon keşfini doğru yönetmiyor. rum tarafı, kuzey kıbrıs’ın ilanını kabul etmiş olsa idi güney kıbrıs'taki kaynaklar kendilerine ait olmuş olacaktı. fakat kuzey kıbrıs’ın ilanını reddettiği için, ayrılmayı reddettiği için çözüm olmuyor." diye konuştu.

tpao ile kktc 2012’de anlaştı

rum yönetimi, akdeniz’de münhasır ekonomik bölgede arama faaliyetlerini, uluslararası petrol şirketleriyle anlaşarak yıllar önce başlattı. uluslararası alanda kıbrıs cumhuriyeti olarak tanındığı için kktc yönetiminin onayını almaya ihtiyaç duymadı.

bu noktada türkiye devreye girdi ve münhasır ekonomik bölgede birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi'ne göre hakkı olduğunu, bu anlaşmaları tanımadığını açıkladı. hem kktc hem türkiye, anlaşmaların uluslararası hukuku çiğnediğini savunuyor.

2012 yılında kktc ekonomi ve enerji bakanlığı ile türkiye'nin 'milli petrol şirketi' türkiye petrolleri anonim ortaklığı (tpao) arasında, deniz ve karada araştırma ve doğal kaynakları değerlendirmede ortaklık sağlayan anlaşma imzalandı. anlaşmayla, uluslararası alanda tanınmayan kktc’nin gerek karadaki, gerek akdeniz'de münhasır ekonomik bölgesindeki faaliyetlerini tpao yürütmeye başladı.

bu süreçte tpao, türkiye’nin de hakkı olduğunu söyleyerek, araştırma gemilerini rum yönetimi ile anlaşan firmaların çalışma yaptığı güney kıbrıs açıklarına göndermişti.

kaynak: al jazeera ve anadolu ajansı

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;