türkiye’de yenilebilir enerjilerin kamu ve özel sektörde yaygınlaşması için projeler geliştiren ekore firmasının ceo'su serhan süzer, 2015’ten itibaren türkiye’nin yeşil enerji alanında her türlü projeye adım atması gerektiğini belirtti. güneş ve rüzgar enerjisi başta olmak üzere küresel alanda görülen büyük projelerin türkiye’de var olmadığını belirten süzer, doğayı korumak için atılacak en önemli adımlardan birinin elektrikli araçların teşvik edilmesi olacağını söyledi.

al jazeera’ya konuşan süzer, elektrikli araçlar hakkında farkındalığın artması gerektiğini vurgularken, bu alana yatırım yapılmasının yerli otomotiv sanayisi için önemli getirisi olabileceğini ifade etti.

kömür ve diğer fosil yakıtları tamamen terk edebilir miyiz?

türkiye'de yeşil enerji alanında çok büyük bir potansiyel var. ülkesini seven ve güvenliğini, enerji bağımsızlığını, ekonomik çıkarlarını düşünen herkes kendi kaynaklarımıza odaklanmamız gerektiğini söyleyebilir. kaynaklarımızdan bahsederken son derece düşük kalorili ve ekolojik olmayan linyit kaynaklara değil, yenilenebilir kaynaklarımıza odaklanmamız gerekiyor. bu alanda güneş, rüzgar enerjisinden tutun biyokütle ve jeotermal gibi birçok seçenek var. doğaya zarar vermemesine dikkat edildiği sürece hidroelektrik santralleri de bir seçenek. türkiye'de tüm bu enerjileri kullanma fırsatımız var. en önemlisi, ihtiyacımız olandan çok daha fazla enerji elde etmemizi sağlayacak bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahibiz.

çok fazla konut inşa ediliyor. bu konutlar yenilenebilir enerjilere ne kadar uyumlu?

aslında tüm konutların en baştan sürdürülebilirlik konseptine uygun inşa edilmesi gerekiyor. örneğin pasif ev konsepti gibi örnekler var. içindeki malzemeden, mimarisine kadar dikkat edilen konseptlerde çatıya güneş panelleri koyulması, izolasyonunun artırılması, maksimum güneş ışığından yararlanması hatta bir bölümünde tarım yapılabilmesi gibi seçenekler yer alıyor. konut projelerinde pasif ev konseptine bakmamız ve konutları sıfırdan tasarlayarak inşa etmemiz çok önemli. yeni konutlarımızın sadece betonarme olmaması gerekiyor. yaptığımız her işte doğaya saygı göstermemiz şart.

doğaya karşı yeterince duyarlılık gösteriyor muyuz?

doğaya karşı yeterince ilgi var ancak her şey kamu tarafında. tabii ki duyarlı çok sayıda vatandaş ve işadamı var ancak, yine de azınlıkta kaldıklarını görüyoruz. doğaya saygı gösteren ve sürdürülebilirlik projelerine göre iş yapmaya başlayan işadamlarının sayısı artıyor. bu ülkemiz için olumlu bir gelişme. öte yandan, bu insanlar şu an azınlık halinde. işadamlarının veya herhangi bir alanda çalışan insanların, 'benim yaptığım işin doğaya bir zararı var mı' veya 'çevre için ne yapabilirim' sorusunu sorması gerekiyor. ayrıca, anaokulundan itibaren bütün çocuklara çevre eğitiminin veriliyor olması gerektiğini düşünüyorum. belli bir ekonomik düzende herkes eğitim alıyor ancak küçük yaşta bu bilinçliliği yaratmak gerektiğine inanıyorum.

elektrikli araçların yayılması için teşvik yapılmalı mı?

elektrikli araçlarda teşvik var ancak kullanımı artırmak için kamudaki bilincin artması gerekiyor. örneğin aracımın dolu batarya ile maksimum menzili ilk başta 110 kilometreydi ancak bugün 300 kilometreye kadar çıktı. dolayısıyla teknoloji çok hızlı gelişiyor ve gelecekte büyük tasarruf imkanı sağlayacak. aracımın boş bataryasını kendim 10 saat, şarj istasyonlarında ise 5 saatte doldurabiliyorum. bugün gelinen noktada, şarj istasyonlarındaki dolum süresi 45 dakikaya inmiş durumda. bu da istanbul'dan ankara'ya gideceğiniz zaman bolu'da bir mola verip yemek yerken aracınızı şarj edebileceğiniz ve geride kalan 300 km'yi rahatlıkla gidebileceğiniz anlamına geliyor.

bu alanda hem insanların bilinçlendirilmesi hem de türkiye'nin dört bir yanına şarj istasyonları konulması gerekiyor. insanları bu konuda daha fazla teşvik etmemiz gerektiğini düşünüyorum. aslında bu otomotiv sektörümüz için de bir şans çünkü elektrikli araçlara yönelik büyük bir eğim var. yerli otomobillerin düşünüldüğü dönemde bir türk markası çıkar ve sadece bir elektrikli araç olarak dünyaya ihraç edebiliriz.

türkiye dış ülkelerden hangi yeşil enerji projelerini örnek alabilir?

bence tüm projeleri hayata geçirmemiz lazım. bu sadece bir firmanın veya kamunun hayata geçirebileceği bir şey değil. herkesin uzman olduğu alanda yeteneğini öne koyarak işbirliğiyle hareket edilmesi gerekiyor. örneğin güneş enerjisi alanında uzmanların türkiye'nin dört bir yanında çalışması; rüzgar enerjisi için çalışmaların başlaması, kıyı açıklarında rüzgar çiftlikleri yapılması lazım. ciddi bir potansiyele sahibiz ancak bu çalışmalar henüz yeterli aşamada değil. bunların dışında hayvan atıklarının değerlendirilerek biyogaz olarak değerlendirilmesi gerekiyor. biyokütle gibi çöp gibi farklı atıklardan enerji üretimi yapılabilir. yapılacak çok şey var ancak yek hedef elektrik üretimi değil, aynı zamanda tüketimin optimum seviyeye inmesi gerekiyor. bu kapsamda teknolojik gelişmeleri çok iyi takip etmemiz gerekiyor.

bahsettiklerimin yanında dalga ve akıntılardan bile elektrik elde edebildiğiniz 40 farklı enerji türü sayılabilir. türkiye'nin geri dönüş performansı en doğrulanmış enerjilere yatırıma odaklanması gerek. bunların dışında konutların yapı malzemelerinde elektrik üreten boyalardan izolasyona kadar birçok teknolojik olanaklar mevcut. tüm bu olanakları değerlendirebilmemiz için bu alanlarda çalışan uzmanların bir araya gelerek çalışması gerektiğini düşünüyorum. doğada yaşanan sorunları bir arada hareket ederek tersine çevirebiliriz. bir işadamı olarak ben herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum.

hayvanları korumak konusunda nasıl daha başarılı olabiliriz?

hayvan sevgisi çocukluktan itibaren verilmesi gereken bir olgu. bakıyorsunuz anne hayvandan korkuyor ve çocuklarını da o şekilde yetiştirebiliyor. bazılarımız kediden korkuyoruz. bunlar tabii ki olabilecek şeyler ancak yine de hayvan sevgisi bir şekilde insanlara aşılanmalı. bu konuda da hem anne-babaların hem de çocukların eğitiminde önemli bir yer edinmeli. canlıları sevme olgusu sadece insanları değil, hayvanları ve bitkileri de sevmemiz gerekiyor. bunu da çocuk yaştan başlayan eğitimle yapabiliriz diye düşünüyorum.

kaynak: al jazeera