beyoğlu belediyesi’nde çalışan 31 yaşındaki uğur kurt, 22 mayıs’ta okmeydanı cemevi’nde bir yakınının cenaze törenine katıldı. bu sırada sokakta göstericilerle çatışan polislerden birinin attığı kurşun, cemevinin avlusundaki kalabalıktan uğur kurt’u vurdu. kaldırıldığı hastanede kurtarılamayan damadının aralarından ayrılışına bir türlü inanamadıklarını söyleyen narin kurt, al jazeera muhabirine o günden bu yana yaşadıklarını anlattı.

‘perişan ettiler bizi yavrum’

damadını öz çocuğundan ayırmadığını belirten narin kurt, “kızım neyse o da oydu benim için. yüreğimin yarısını alıp götürdü. o günden beri gecemiz gündüzümüz belli değil. ne desem, ne söyleyesem çaresiz. öyle bir acı bu işte. oğlum yok şimdi. geride kaldı bu parçam. kızım bir dikimevinde çalışıyor. kemal'im de bana kalıyor. babasızlığını hissettirmemeye çalışıyoruz ama nafile” dedi. 

sabahları babasını çağırıyor

anneanne kurt, 2.5 yaşındaki kemal’in her sabah duvardaki resmine uzanarak babasını çağırdığını anlattı:

“sabahları kalkıyor, babasının resmi var odada. babasını resmini okşuyor, ‘baba gel, gel, gel..’ yapıyor. ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. bir yumruktur ki oturuyor içime. allah onunkini de öyle etsin yavrum, daha ben bir şey demiyorum. onunkini de öyle etsin.” 

"adalet istiyoruz"

kurt ailesi şimdi avukatları aracılığıyla adalet arıyor. narin kurt, "üzüntümüz, acımız tarifsiz. hiç olmazsa adalet istiyoruz, dağ gibi oğlumuzu toprağa verdik, daha ne söyleyeyim" dedi. 

istanbul valiliği, uğur kurt’un okmeydanı cemevi’nde beklerken ölümüne neden olan silahı ateşleyen polisin tespitiyle ilgili soruşturma izni vermişti. soruşturma izniyle ilgili istanbul cumhuriyet başsavcılığı şu açıklamayı yaptı:

“olay günü araçlı devriye görevi ifa eden polis memurları düzenlenen molotoflu saldırı üzerine yanmıştır. saldırıyı yapanlara karşılık veren polislerin silahları üzerinde yapılan adli tıp kurumu incelemesinde uğur kurt’un polis memuru s.k.’nın silahından çıkan kurşunla öldüğü tespit edilmiştir. olay yeri görüntüleri incelendiğinde eylemin görevin ifası sırasında olduğu, bu nedenle de 30 mayıs’ta soruşturma izni istenmiş, istanbul valiliği de 27 haziran’da soruşturma izni vermiştir.”

yangın paniğe yol açtı

istanbul valiliği’nin izin yazısında ise şu ifadeler yer aldı:

"22 mayıs’ta okmeydanı’ndaki ito ticaret lisesi bahçesinde soma faciası ve berkin elvan eylemine ilişkin tedbir alındı, ancak eylemcilere dokunulmadı. bir süre sonra belirlen yüzleri kırmızı maskeli grupların molotofkokteyli ve havai fişeklerle saldırması üzerine polis karşılık verdi. grup gaz bombasıyla okuldan uzaklaştırıldı, kovalamaca sırasında bir molotof tem şube müdürlüğü’ne ait shortland zırhlı araca isabet ederek yangın çıkardı. yanan araçtan çıkan personelden polis memuru s.k., geri döndüğü araçtan aldığı tabancasıyla cemevi istikametinden molotof atan gruba yönelik ateş etti."

mesleki tecrübesizlik

polis memuru s.k.’nın ifadesinde iki el yere, iki el de havaya ateş ettiğini beyan ettiği vurgulanan yazıda, ateşin açıldığı yer ile cemevinin bulunduğu mevki arasında 45 derecelik eğim ve 60-70 metre mesafe olduğu belirtildi. bu koşullarda yere doğru yöneltilmiş merminin cemevinin avlusunda bulunanlara isabet etmesinin mümkün olduğu ifade edilen yazıda s.k.’nın ‘mesleki tecrübesizliği’ nedeniyle korku ve paniğe kapıldığı anlatıldı. s.k.’nın yapmaması gereken veya en azından usule uygun yapması gereken silah kullanma eylemini gerçekleştirdiğine dikkat çekildi. s.k.’nın ateş ederek o esnada bir cenaze töreni nedeniyle cemevinin avlusunda bulunan uğur kurt’un ölümüne sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

basına da yansıyan olay yeri görüntülerine göre ise s.k., molotof isabet eden polis aracından çıktıktan sonra geri dönerek tabancasını alıyor ve doldurarak cemevi yönüne doğru ateş ediyor.