Blog

'Bin kişi de ölse kaçakçılık bitmez'

Güneydoğu'da sınır bölgesinde kaçakçılığın engellenmesi demek yerel halkın yegane gelirinin yok edilmesi anlamına geliyor.

Habur sınır kapısında bekleyen bir tır.
Bölgede Habur'a ek olarak yeni kapıların açılması durumunda, taşınan malların dışında yeni iş imkanları yaratması bekleniyor. [Mahmut Bozarslan, Al Jazeera]

türkiye-irak sınırı ve kaçakçılar, cumhuriyet’in başından beri var olan gerçekler. aslında var ama yok. aslında sağır sultan bile biliyor o sınırların kaçak geçildiğini, ama bilmemezlikten geliyor. ta ki ortasu köyünde, kaçakçılık yapan 34 kişi uçaklar tarafından bombalanıp öldürülene kadar bu şekildeydi. olayın ardından harekete geçen hükümet, bölgeye yeni sınır kapıları açmaya karar verdi. bu karar köylüleri sevindirdi. “hiç olmazsa rahat rahat gider geliriz” diyor köylüler ve ekliyor: “yoksa değil 34, bin kişi de ölse, burda kaçakçılık bitmez. çünkü başka geçim kaynağı yok.”

ortasu köyü’nde yaşanan olay, bölgede cumhuriyet kurulup sınırlar çizildiğinden beri yapılan sınır kaçakçılığını birden türkiye’nin gündemine taşıdı. bu yolla kaçakçılık yapılmasına herkes şaşırsa da, sınır köylüleri hiç şaşırmadı. çünkü kaçakçılık onlar için adeta günlük hayatın bir rutini. hatta onlar kaçakçılık demiyor, ‘kervan’ diye tabir ediyorlar. kaçakçılık yolunu hem ticaret için, hem de bölgedeki hısım akrabaları ziyarete gitmek için kullanıyorlar. 34 kişinin kaçakçılık uğruna can vermesine rağmen, bu gerçek değişmiyor ve değişmeyecek de… ancak bölgeye yapılması planlanan 3 yeni sınır kapısının bunu bir nebze olsun değiştirmesi bekleniyor. bunu görmek için gittimiz ortasu köyü’nde, kaçakçıların kullandığı güzergahta ağır ağır ilerliyoruz. biz biraz tedirgin olsak da (tepemizde helikopterler, heronlar uçuşurken tedirgin olmamak elde değil),  köylüler gayet rahat. onlar için sınır geçmek, istanbul’da yaşayan biri için işlek bir caddede karşıdan karşıya geçmekten daha az tehlikeli. 


bölge insanı, uludere olayının üzerine bile aynı
şekilde geçim derdinde.
[mahmut bozarslan, al jazeera]

sıfır noktasına doğru yürüyerek sınıra ileriyoruz. aslında ortada sınır diye bir işaret de yok. sadece orayı kullananlar biliyor sınırın neresi olduğunu. dağların arasında kaybolmuş bir coğrafya... 34 kişinin öldüğü yere yakın sınır kapısı yapılacak. buraya fayda sağlayacağı konusunda şüphe duymadan edemiyor insan. zira kapı olunca herşey yasal olmak zorunda, kaçakçılık da yapılamayacak. ancak eskiden kaçakçı olan köy muhtarı haşim encü öyle düşünmüyor:

"sadece sınır kapısı olarak düşünmeyin. kapı açılırsa buraya lokanta açılır, market açılır, tamirhane açılır. birçok kişi buradan ekmek yer. biz de rahat rahat gider geliriz, kaçakçılık olmaz sınır ticareti olur."

köylüler, askerlerin, yaptıkları işten haberder olduğu iddiasında. bu yüzden de rahat rahat gidip geldiklerini söylüyorlar. risk çok az, ama kapıların riskleri tamamen ortadan kaldıracağı görüşü hakim. sınır boylarında gezinirken, odun yüklü katırlar dikkatimizi çekiyor. beraberimizdeki köylülere soruyoruz: “insanlar buraya gelmekten korkmuyor mu?”

sabri yanıtlıyor:

bunlar oduna gelenler, ama kaçakçılar da bir süre sonra gelmeye başlar. başka çaremiz mi var? bütün gelir kaynağımız bu, değil 34 kişi bin kişi de ölse, kimse kaçakçılıktan vazgeçmez.

coğrafyaya baktığımızda çaresizlik göze çarpıyor. tarım yapılabilecek bir metrekare arazi yok. hayvancılık yapılamıyor. her ev bir kaç keçi besliyor, onlar da günlük ihtiyaçlar için. muhtar haşim encü söze giriyor:

"hayvancılık yapsak ne olacak? sütü kime satacağız?"


köylülerin bahçelerinde kendi ihtiyaçları için besledikleri keçiler
dışında bölge insanı hayvancılık bile yapamıyor.
[mahmut bozarslan, al jazeera]

türkiye’nin irak’la tek bağlantı noktası habur sınır kapısı. bu kapı on binlerce kişiye gelir kaynağı durumunda. ancak habur’un nimetlerinden sadece güzergah üzerinde yaşayanlar yararlanabiliyor. cizre ticaret odası başkanı adnan elçi, yeni yapılacak kapılarla hem kaçakçılığın sınır ticaretine dönüşeceğini, hem de dağ köylülerinin bunun nimetlerinden yararlanabileceği görüşünde.

haklılık payı yüksek. zira habur olmadan önce, bölgede sınır ticareti kaçak yollardan yapılıyordu. şimdi ise yasal ve on binlerce kişiye ekmek sağlıyor.

Mahmut Bozarslan

Diyarbakır muhabiri Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;