“sosyal demokratlar” ankara ve istanbul’da en son seçim zaferini shp döneminde 1989’da kazandı. ankara’da murat karayalçın, istanbul’da ise nurettin sözen belediye başkanlığına seçilirken 1994 yerel seçimlerinde sosyal demokratlar bu koltukları refah partili melih gökçek ile recep tayyip erdoğan’a bıraktı.

1994 yerel seçimlerinde ankara ve istanbul’un kaybedilmesi soldaki bölüşmüşlüğe (chp-shp-dsp) ve iski’deki yolsuzluğa bağlandı. bu yenilgi 1995 yılında shp-chp birleşmesine yol açtı, bülent ecevit’in dsp’si ise “solda birleşmenin” dışında kaldı.

1999 seçimlerinde ”sosyal demokratların” bölünmüşlüğü yine tartışma konusu oldu. çünkü chp murat karayalçın’ı ankara’dan aday gösterirken dsp, eski çankaya belediye başkanı doğan taşdelen’i aday çıkardı.taşdelen yüzde 10.58 oyda kalırken, karayalçın yüzde  31.95 oy aldı; kazanan ise yine melih gökçek oldu. gökçek yüzde 33.79 oy aldı. taşdelen ve dsp gökçek’in ekmeğine yağ sürmekle suçlandı.

2004 yerel seçimlerine giderken de sosyal demokratlar yine aynı tartışmanın içinde buldu kendini. murat karayalçın yine ankara’da yarışın iddialı ismiydi ama bu kez başına geçtiği shp’nin adayı olarak. chp ise ankara milletvekili yılmaz ateş’i aday gösterdi. chp seçmeni de bu seçimde gökçek karşısındaki favori isme, karayalçın’a yöneldi. karayalçın chp’nin adayı yılmaz ateş’ten daha fazla oy aldı almasına ama sonuç değişmedi.

seçmenin sandıkta favori isme yöneldiğini gören chp 2009 seçimlerine giderken geçmişin muhasebesinin yapıldığı mesajını vererek chp’ye davet ettiği karayalçın'ı yeniden aday gösterdi. karayalçın yüzde 31, mhp’nin adayı mansur yavaş yüzde 27 oy aldı. gökçek bu yarıştan da yüzde 38.5 oyla galip çıktı. matematiğe göre muhalefetin oylarının toplamı gökçek’in oylarından fazlaydı ama “siyaset” başka ”matematik” başkaydı.

2014 yerel seçimleri’ne doğru chp adayını belirlerken kamuoyu araştırmalarını dikkate alacağını açıkladı ve bu doğrultuda tercihini mhp kökenli mansur yavaş’tan yana kullandı. bu tercih chp açısından bir ilk. elbet öncesi de var ama son 20 yılda yapılan yerel seçimlere ve ankara’daki aday tercihlerine bakıldığında chp'nin seçimlere kendi içinden çıkardığı adaylarla girdiği görülüyor. chp bu kez mansur yavaş tercihiyle hem bu geleneğini delmiş hem de seçim stratejisini değiştirmiş oldu. sadece ankara değil hatay’da da transfer bir isimle seçim yarışına girilecek. hatay’da ak parti’den istifa eden mevcut belediye başkanı lütfü savaş’ın adaylığı da kesinleşti.

aslında bu chp’nin sağ ve merkez sağ ile ilk flörtü değil. 2007 seçimlerinde deniz baykal milletvekili aday listesinde anap ve dyp kökenli isimlere yer verirken 2011 seçimlerinde de kemal kılıçdaroğlu merkez sağdan gelen isimlere kapıları açık tuttu. sinan aygün, turhan tayan, bülent kuşoğlu, aydın ayaydın gibi isimler milletvekili seçildi.

2014 yerel  seçimleri kılıçdaroğlu’nun chp’deki ikinci seçim sınavı olacak. baykal’dan görevi devraldığı kurultayda chp tabanına iktidar vaad eden kılıçdaroğlu 2011 seçimlerinde partisinin aldığı yüzde 25’lik oy çıtasını daha yukarı çıkarmayı amaçlıyor. 2014’teki yerel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi ile öne çekilme ihtimali konuşulmaya başlanan genel seçimlerin provası olacak bir bakıma. bu nedenle iktidarın da muhalefetin de hedefi aynı: fazla oy, daha fazla oy alabilmek.

bunların yanısıra muhafazakar seçmen yapısına sahip köylerle ilçelerin de artık büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde söz sahibi olması chp’nin mansur yavaş tercihinin gerekçelerinden biri olarak dile getiriliyor.

mansur yavaş tercihi ile muhafazakâr ve merkez sağ seçmene göz kırpan chp bu tercihiyle alevi seçmeni de küstürmemek niyetinde. murat karayalçın’ın chp’li olmayan kürt ve alevi seçmen nezdinde bir sempatisi olduğu biliniyor. daha önce karayalçın ile bu oylara talip olan chp’nin mansur yavaş tercihinin ardından hem parti tabanındaki hem de ankara’daki alevi seçmeni dikkate alarak bir denge hesabı yapacağı ve chp’nin oy deposu olarak görülen çankaya’da alevi bir aday ile seçim yarışına gireceği konuşuluyor. biraz klişe olacak ama bakalım "bu kez hesap çarşıya uyacak mı?"