Görüş

15 Temmuz ve alınacak dersler

15 Temmuz askeri darbe girişimi, muhalefetten iktidara, özgür medyanın gerekliliğinden laikliğe siyasal ve toplumsal yaşamımız açısından çok önemli dersler içeriyor.

15 temmuz darbe girişimi türk siyasi tarihi açısından çok önemli olaylara sahne oldu. muhalefet partileri hep bir ağızdan darbeye karşı çıktı. bazı milletvekilleri hemen meclise koştu.

ancak sokaklara dökülen binlerce insanın analizinden siyasi pozisyonu birbirine çok uzak politikacıların bir arada durabilmesine kadar üzerinde düşünülmesi gereken pek çok konu var.

makarna değil, dava meselesi

bu darbe girişimi muhalefet partileri için önemli bir ders içeriyor. geçtiğimiz iki yılda chp üzerine anadolu şehirlerinde yürüttüğüm bir araştırmada chp'lilerin iktidar partisini destekleyen insanlara bakışını da anlamaya çalışmıştım. bu kapsamda temel gözlemim şu oldu: chp'liler iktidar partisi destekçi ve seçmenlerinin büyük kesiminin makarna, kömür ya da her türden sosyal yardımlar nedeniyle bu partiyi desteklediğini düşünüyor. bunun yanında bu partinin kayırmacılık ağları yarattığı ve bu ağların partinin tabanının en önemli unsuru olduğu sıklıkla gündeme getirildi.

ancak darbe gecesi iktidar partisi tabanının nasıl meydanları doldurduğunu, ağır makinalı tüfeklerin üzerine yürüdüğünü, canlarını verdiğini gördük. bu insanların ortak bir davalarının olduğunu ve bunun için gerekirse yaşamlarından vazgeçebileceklerini anlamak gerekiyor.

chp'liler iktidar partisi destekçilerinin büyük kesiminin makarna, kömür, vb. sosyal yardımlar için bu partiyi desteklediğini düşünüyor. ancak darbe gecesi iktidar partisi tabanının nasıl meydanları doldurduğunu, ağır makinalı tüfeklerin üzerine yürüdüğünü, canlarını verdiğini gördük. bu insanların ortak bir davalarının olduğunu ve bunun için gerekirse yaşamlarından vazgeçebileceklerini anlamak gerekiyor.

chp ve diğer muhalefet partileri de yurtdışından seçmen ithal edilmeyeceğine ve seçmenlerin yarısı ak parti'ye oy verdiğine göre, iktidar olmak istiyorlarsa bu parti seçmenlerinden oy almalılar. bunu başarmanın yolu da bu tabanı daha doğru anlamaktan geçiyor. seçmen bu partiyi makarna, kömür için değil, kendi taleplerini karşıladığı için destekliyor. hem bu seçmenler hem de talepleri saygı görmeyi ve anlamaya çalışılmayı hak ediyor.

saygın ve güçlü muhalefet iyidir

iktidar partisi için en önemli ders ise muhalefet ile ilişkileri hakkında. ülkedeki kutuplaşmış siyasal ortam en çok adalet ve kalkınma partisi'nin işine yarıyor. siyasetimize şekil veren mevcut siyasal ve toplumsal bölünme hatları ve ayrım çizgileri bu partinin seçmen çoğunluğunun desteğini sürekli kılmasını sağlıyor. bu durum doğal olarak ak parti'yi kutuplaşmanın tonunu arttırmaya ve muhalefet ile arasına kalın duvarlar örmeye itiyor. ancak darbe girişimi karşısında ak parti'yi en güçlü kılan başlıca unsurların arasında kendi destekçisi olmayan kesimlerin ve farklı partilerin de demokratik nizamın devamını desteklemeleri geliyor.

muhalefet uzunca bir süredir iktidar tarafından "yerli ve milli olmamakla" ya da "paralelcilerin kontrolüne girmekle" suçlanıyordu. muhalefetle düşmanlığa dayalı bir ilişki ak parti’yi seçimlerde daha da başarılı kılabilir ancak ülkemiz demokrasisinin temellerini zayıflatıyor. muhalefetin saygın ve güçlü olması sadece demokrasilerde gerçekleşiyor. umalım bu gerçek anlaşılmış olsun.

aynı dünyaların insanı olmak ve yanılma

diğer bir ders, devletin niteliği ve devlette kadrolaşmayla ilgili. paralel devlet yapılanması mensuplarının devlet içinde örgütlenme gayretleri 1970'lerin sonlarından başlayarak gelişti. ancak ak parti'nin iktidarının ilk on yılında bu yapılanma mensupları devlet içinde kritik noktalara yerleşme imkanı buldular. adalet, emniyet, idare, ordu gibi alanlarda yoğun kadrolaşma gerçekleştirdiler. diğer yandan cemaate bu fırsatı yaratan unsurların başında 27 nisan muhtırası, kapatma davası gibi ak parti’yi köşeye sıkıştırma hamlelerinin geldiğini not etmek gerekiyor. karşısındaki ittifaklar ak parti’yi “aynı dünyanın insanları” olduğunu düşündüğü cemaatle daha da yakınlaştırdı. ancak bu yakınlığın düzeyi öyle arttı ki 2010-2013 arasında cemaat devletin neredeyse her kritik kurumunda hakim durumdaydı. peki iktidardaki ak parti, cemaatin bu gelişimine neden göz yumdu? cemaatin devleti ele geçirmesi karşısında neden sessiz kaldı?

aslında bu gelişmenin arkasında ak partililerin kendilerine bile itiraf etmekte zorlandıkları bir gerçek var. ak parti iktidara gelişinden cemaat tehlikesini açıklıkla gördüğü 2012-2013'e kadar cemaatçilerin ve kendilerinin "aynı dünyanın insanları" oldukları gerçeğinden hareket etti.

aslında bu durum devletin nitelikleri ve devletin kime ait olduğuyla ilgili. demokratik bir ülkede devletin herkesin olduğu ve devlet otoritesinin herkesin iyiliği için kullanıldığı düşünülür. ancak iktidar partisi bu anlayışı bir kenara bıraktı ve her yurttaşın olması gereken devleti kendilerini destekleyenlerin ya da kendileriyle benzer düşüncelere sahip olanların devleti olarak gördü. cemaat bu sebeple iktidar partisi için sadık ve güvenilir bir müttefik olarak göründü.

burada alınması gereken ders de, tam da bununla ilgili. devlet sadece birilerinin devleti olarak görülür, kimi toplumsal kesimler sistematik bir biçimde devletten ve iktidar alanında dışlanırsa, gün gelir ve sizden görünenler daha fazlasını ister. hatta cemaat örneğinde gördüğümüz gibi daha fazlasını isterken yeri geliyor kan da akıtıyor.

bugün cemaatten boşalan yerlere yine "ak parti’ye yakındır" ya da "benzer dünya görüşüne sahiptir" düşüncesiyle insanlar yerleştirilirse, bu kimselerin yarın benzer girişimlerde bulunmayacaklarının bir garantisi yok. hükümet hızlı bir biçimde türkiye'de devletin sadece bir kesimin devleti olmadığını, her yurttaşın devleti olduğunu göstermeli ve kendini dışlanmış hisseden kesimlerin desteğini kazanmalı. içeride dostların sayısını arttırmanın yolu buradan geçiyor.

özgür medyanın gerekliliği

darbenin erken saatlerinde bir bildiriler savaşı yaşandı. devletin resmi kanalı trt darbecilerin eline geçmiş ve spikerlerden birine silah zoruyla darbe bildirisi okutuldu. cumhurbaşkanı, kriz anında darbecilerin ele geçirmiş olduğu devlet televizyonu yerine ilk olarak cnn türk olmak üzere başka özel tv kanallarına da görüntülü telefonla bağlandı.

bu bağlantılarda vatandaşlardan darbeye karşı durmalarını ve sokaklara çıkmalarını istedi. ayrıca bu darbenin ordunun tümünün bir girişimi olmadığını, paralel devlet yapılanmasının, ordudan temizleneceğini gördüğü için çılgınca bir darbeye giriştiğini halka anlattı. erdoğan'ın çağrısında gösterdiği toplanma alanları ise şehir meydanları ve havaalanlarıydı. bu çağrı gerçekleşmemiş olsa muhtemelen cumhurbaşkanı’nın dalaman'dan kalkan uçağının istanbul'a inebilmesinin mümkün olamayacağını da not edelim.

iktidar muhalefeti "yerli ve milli olmamakla" ya da "paralelcilerin kontrolüne girmekle" suçluyordu. oysa darbe girişimi karşısında ak parti'yi en güçlü kılan başlıca unsurların arasında, destekçisi olmayan kesimlerin ve farklı partilerin de demokratik nizamın devamını desteklemeleri geliyor.

halk gelişmeleri izlemek için ağırlıklı olarak merkez medya kuruluşlarını takip etti. bu kuruluşlar da demokrasiyi destekleyen ve halkı doğru bilgilendiren yayınlarıyla darbecilerin oldubittisine engel oldu. anaakım medyanın önemi bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

bu durum iktidar için büyük bir ders içeriyor. zira merkez medyanın zayıflaması, çeşitli baskılara maruz kalması, ülkemiz demokrasisinin en önemli temellerinden birinin kaybına neden olabilir.  

bilinen hikayedir. dünya savaşı sırasında birçok alman'ın kendi ülkesinin propaganda yayınları yerine, savaşın gelişimini ingiliz yayın kuruluşu bbc'den takip ettiği söylenir. darbe bildirisini veren trt'nin değil, erdoğan'ın konuşmasını yayınlayan cnn türk gibi kanalların halk tarafından ciddiye alınmasının arkasındaki gerçeği görmek gerekli. trt yayınının güdümlü olduğu, cnn türk'te erdoğan'la mülakat yapan gazetecilerin gazetecilik yaptığı herkesin malumuydu. türkiye'de sorumlu ve tarafsız yayıncılığa ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu ve bunun faydalarını daha açık nasıl görebilirdik?

laiklik neden önemli?

son ders  ise laikliğin toplumsal barış için önemi hakkında. cemaat gerçeği bize birçok konuda laikliğin önemini tekrar tekrar gösteriyor. örneğin cumhuriyetin kurucularının diyanet işleri başkanlığı yoluyla düzenlediği din işlerinin böyle yapılmayıp da cemaatlere bırakılmasını ya da milli eğitimin yine cemaatler eliyle yürütülmüş olması durumunda olacakları düşünelim.

devleti dine ve cemaatlere göre inşa etmek girişimlerinin emniyette, yargıda ve idarede yarattığı felaketleri daha önce görmüştük. askeriyede yarattığı felaketi de 15 temmuz cuma gecesi gördük.

ülkemizde çoğulcu demokrasinin ancak laiklikle var olabileceğini ve laikliğin bu türden dinsel cemaatlerin toplumu ve siyaseti kontrolünü engelleyen en önemli enstrüman olduğunu görmek için daha kaç acı tecrübeye ihtiyaç var?

doç. dr. yunus emre, istanbul kültür üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. ayrıca sosyal demokrasi vakfı (sodev) üyesi, toplumcu düşünce enstitüsü kurucu üyesi ve cumhuriyet halk partisi (chp) gençlik kolları eski genel başkanı. türkiye’de siyasal hayat ve kurumlar, tarih yazımı ve karşılaştırmalı siyaset alanlarında çalışmalarını yoğunlaştırıyor. emre'nin 'chp, sosyal demokrasi ve sol' (iletişim yayınları, 2013) isimli kitabı, 2014 yılında 'the emergence of social democracy in turkey' başlığıyla ib tauris tarafından ingilizce basıldı.

twitter'dan takip edin: @yunusemre

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yunus Emre

doç. dr. yunus emre istanbul kültür üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. ayrıca sosyal demokrasi vakfı (sodev) üyesi, toplumcu düşünce enstitüsü kurucu üyesi ve cumhuriyet halk partisi (chp) gençlik kolları eski genel başkanı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;