Görüş
2015'i diğer yıllardan ayıran 5 fark
Süper Lig'de geçen sezon kıyasıya bir şampiyonluk yarışı yaşandı. Peki 2014-15 sezonundaki gelişmeler önümüzdeki sezona nasıl yansıyacak? Uğur Meleke yazdı.

süper lig'de 57 koca yıl geride kaldı, 58'inci için gün sayıyoruz. birçok sezon hafızalarda tek bir küçük iz bile bırakmadı; geçtiğimiz sezonu da muhtemelen üç büyüğün son haftalara sarkan heyecanlı yarışıyla ve fotofinişiyle hatırlayacağız sadece. peki geçtiğimiz sezonu diğerlerinden farklı kılan teknik detaylar neler? 2014-15'te neler değişti, bu gelişmeler 2015-16'ya nasıl yansıyacak?
1 )herkes caner erkin'ini arıyor
2013-14 ve 2014-15 sezonlarının anahtar oyuncularından birinin caner olması türkiye'de hemen hemen bütün antrenörleri etkiledi. caner'in sol beke geçmesiyle fenerbahçe'nin hücum gücünün neredeyse yüzde 50 artması, genç oyuncunun hemen her hücuma “artı bir” olarak katılması, özellikle yerli teknik adamların iştahını kabarttı, herkes takımının içinde bir caner aramaya koyuldu.
hamza hamzaoğlu, istanbul'daki dortmund maçında son yarım saatte yasin öztekin'i sağ bekte kullandı mesela. onda çok ısrar etmediyse de olcan'ı sol bek olarak kullanma konusundaki ısrarı daha uzun sürdü. olcan süper bir sezon geçirmedi ama antep'te-trabzon'da bek geçmişi olduğu için muhtemelen yeni sezonda da onu geri dörtlü içinde göreceğiz.
hamzaoğlu, sol açıktan sol bek üretmede çok başarılı olamasa da onun bir rakibi, abdullah avcı, galatasaray'a karşı son yarım saatte visca'yı sol bekte kullanarak iyi verim aldı. benzer iki kısa denemeyi slaven biliç de yaptı. ama olcay şahan da kerim frei da, o pozisyonu sürekli oynayabilecekmiş gibi bir izlenim bırakmadı kimsede. yılmaz vural'ın sağ bekte santrfor bertul'u denemesi de çok uzun ömürlü olmadı.
bu denemelerin en başarılıları ise anadolu'dan geldi: geçen sezon erciyes'te cenk ahmet'i sağ bekte kullanan karaman, bu oyuncuya adeta yeni bir pozisyon kazandırdı. bu yıl da rize'de eren albayrak onun yönetiminde sol bekte oynamaya devam etti. tüm bu devşirmeler içinde en verimlilerden biri de konya'nın yeni sağ beki ömer ali şahiner'di. oriijini sağ açık olan ümit milli futbolcu, aykut kocaman döneminde sağ bekte gayet iyi bir çizgi yakaladı.
tabii ki tüm bu adaylar içinde yeni caner olmaya en çok yaklaşan adamı, yusuf erdoğan'ı unutmamak gerek. ersun yanal onu sol bekte kullanarak bir çok maçta ekstra bir silah çıkardı genç oyuncunun içinden. ama yusuf önde de öyle başarılı ki, kariyerini hangi pozisyonda sürdüreceğini kestirmek şu an için güç.

2) kaleciler, neuer'e özeniyor
guardiola, bayern münih'te tiki-taka oyununu kurgularken kritik parçalarından biri de neuer'di bu sezon. dünya kupası'nda joachim löw de ondan böyle bir hizmet bekledi, o da hocasını özellikle ikinci turdaki cezayir maçında 29 ceza sahası dışı müdahaleyle haklı çıkardı. luis enrique'nin barcelona'da benzer bir şekilde bravo tercihi de söz konusu.
dünya futbolunda böyle bir libero kaleci rüzgârı olunca türk futbolunun da bundan etkilenmemesi mümkün değil tabii. rüştü, cordoba, martinez gibi bu işleri çok seven kaleciler geçti süper lig'den. muslera da bu yıl libero olmaya ciddi biçimde özendi. karabük kalecisi abdülaziz ve beşiktaş'ın genç yıldızı günay da bu işleri sevenlerden. muhtemelen gelecek yıl türkiye'de “libero kaleci” sevdası daha da ilerleyecek, koşu mesafesi istatistiğinde kalecilere daha fazla göz atacağız seneye.
3) kimse savunmadan uzun vurmak istemiyor
evet, bu yönde de global bir rüzgar var. tabii sadece şampiyonlar ligi'ni izliyorsanız... orada hep real madrid var, barcelona var, bayern var, psg var, iyi stoperler var ve evet hiçbiri savunmadan uzun vurmak istemiyorlar...
ama herkesin elinde mascherano gibi, boateng gibi, marquinhos gibi harika savunmacılar yok ve aslında avrupa'da orta sınıf takımlar hâlâ savunmadan uzun çıkma tercihi de yapabiliyorlar. kalecinizin ayağı iyiyse ve santrforunuz da topları yerine indirebiliyorsa, bu da gerektiğinde gayet olası bir plan.
sanırım bu konuda bu yıl süper lig'in en enteresan örneği, yılmaz vural'ın karabükspor'u idi. vural çok modern bir teknik adam ve hiçbir takımına savunmadan uzun vurdurmak istemiyor. kasımpaşa ile küme düşerken de pasla çıkmaya çalışıyorlardı, karabük'le küme düşerken de bundan vazgeçmediler. niyet olumlu, ama sizin savunmacılarınız bunu becerecek kalibrede değillerse sonuçları acı olabiliyor. karabük galatasaray'a karşı savunmadan çıkarken böyle iki gol yedi, beşiktaş'a karşı böyle on kişi kaldı. ve hiçbir tabela, karabük'ün savunmadan pasla çıkmaya çalıştığını yazmadı.
galiba futbolda uzun top yok, kısa top yok, doğru top var. eldeki imkanlar ne ise, ona uygun futbol var. en doğru plan galiba oyuncu kadronuza en uygun plan...
4) umschaltspiel, gegenpressing rüzgârı, türk futbolunu da etkiliyor
avrupa'da tiki-taka killer (tiki taka katili) olarak bilinen, klopp ve heynckes'le büyüyen umschaltspiel (transition play, geçiş oyunu) örneklerine bu yıl süper lig'de de rastlandı.
bu “geçiş oyunu” felsefesine göre, her an uyanık ve atik olmalısınız. top sizde değilken de kazanacağınız anda yapacaklarınızı önceden çalışmalı ve bilmelisiniz. topa her zaman sahip olamazsınız, hatta bazen sahip olmamanız daha iyi. çünkü rakibinizin en zayıf olduğu an, ondan topu kaptığınız an. onu organizasyonsuz, hazırlıksız yakaladığınız an. iki sezon önce heynckes'in bayern'inin guardiola'nın barcelona'sını, sonra ancelotti'nin real madrid'inin guardiola'nın bayern'ini geçme metotları aşağı yukarı buydu.
bu yıl süper lig'de bu anlayışı en iyi uygulayan ekip başakşehir'di. abdullah avcı, 5 yıllık ibb dönemindeki iyi savunma, hızlı hücum prensiplerine gegenpressing (karşı pres, şok pres) mantalitesini de eklemiş. ibb'nin bir üst versiyonunu, başakşehir'i üretmiş. zaten kazandıkları puanla da mantalitelerinin ödülünü aldılar.
5) ön liberolar devri kapanıyor
geçtiğimiz on yıl, türk futbolunda kesici önliberoların devri olarak geçti. onlarca klasik kesici, üçüncü stoper gibi oynadı ve böyle milyonlar kazandı futboldan. bu yıl bu klasik ön libero fetişizminden biraz sıyrılır gibi oldu türk futbolu...
tabii hemen hemen her çağdaş hamlede olduğu gibi bunda da öncü şenol güneş'ti. daha önce trabzon'2011'de selçuk-colman orta sahası ile ön liberosuz bir düzen kurmuştu. bu yıl da ozan-belluschi ikilisiyle orta sahayı oluşturarak klasik bir ön libero kullanmadı genelde. beşiktaş'ta da şenol hoca'dan bir sürpriz bekliyorum ben: pekala birçok maça ortada tolgay-oğuzhan-sosa üçlüsüyle çıkabilir güneş.
bu rüzgar sonucu eskişehir'de hürriyet, bursaspor'da bekir, karabük'te yiğit incedemir, kasımpaşa'da kerem şeras çeşitli sebeplerle eskisi kadar vazgeçilmez gözükmediler. carl medjani gibi, mahmut tekdemir gibi stoper kökenli ön liberolarsa gelişerek, çok daha fazla hücuma giderek adapte oldular yeni düzene.
doğrusu kendini ön libero olarak tanımlayan tüm oyuncuların özellikle medjani'ye ve mahmut'a bakıp ders çıkarmaları lazım bence.
uğur meleke, milliyet gazetesi spor yazarı.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar