Görüş
Arap Baharı ülkelerinde silahlı grupların etkisi
İsyanların üçüncü yıldönümünde bölge ülkelerini mercek altına alan Al Jazeera, uzmanlardan beş soruda isyanları, ikilemleri ve yeni düzeni yorumlamalarını istedi.
bölgedeki gelişmeleri takip eden uzmanlara sorduk:
el kaide ve benzeri gruplar bundan sonra bölge ülkelerinde ne kadar etkili olur?
abdelwahab el-affendi |

aşırıcılığın etkisi sınırlı ve kısa vadeli olacak. eski düzen teslim olmamakta ve zamanının dolduğunu kabul etmemekte direndiğinden, aşırıcılık kısa süreli olarak öne çıkabiliyor. bu ve yaşanan zulme karşı uluslararası tepkilerin zayıf kalması, aşırılık yanlısı karşı tepkilere yol açacak. ancak bunlar gelip geçici olacak.
adil latifi |

demokratik dönüşümle ve halkların sorunlarıyla ilgilenmeyen el kaide örgütü ise tunus ve mısır örneklerinden olduğu gibi devletin prestijinin düşmesi veya libya'nın durumu gibi devletin tamamen çökmesi suretiyle arap baharı'ndan istifade etti. bu hareketlerin suriye'den mali'ye ve oradan irak, mısır ve libya'ya kadar faaliyet alanlarının genişlemesi bu duruma açıklık getiriyor. şu an için durum bu. uzun vadede ise ılımlı siyasal islam'ın gerileyişine ve cihatçı örgütlerin gözden kaybolmasına tanık olacağız.
ahmet ağırakça |

el kaide, müslümanların başına örülen bir amerikan çorabıdır; selefilik adı altında islam'ı 'öcü' gibi göstermek üzere ortaya çıkarılan bir harici ve hasan sabbah hareketlerinin tarihte yeniden yansımaları olarak görülmelidir. islam'a ve müslümanlara zarar veriyor. suriye'de bu kadar güçlü iseler neden suriye rejimi ile savaşmayıp diğer muhalif gruplarla çatışıyorlar?beşşar esed'e, rejiminin işine yarayacak bir çatışmayı çıkarıp muhalifleri kendi aralarında anlaşamayan bir kitle olarak lanse etmeleri bir oyundur ve müslümanlara zarar veren bir düşmanca harekettir. ne olduğu artık bilinen el kaide'nin islam devletlerinde serseri mayın gibi dolaşan fertlerin dışında destek bulamaz.
ahmet uysal |

demokrasi yolunun kapanması el kaide gibi radikal örgütlere alan açacak ve malzeme sağlayacaktır. örneğin george w. bush, el kaide var gerekçesiyle irak'a saldırmış ve işgal el kaide'nin ülkeye girmesini kolaylaştırmıştır. suriye rejimi de başından beri el kaide ile savaşıyorum propagandası yapmış, hem işid gibi el kaide olduğu söylenen gruplar ortaya çıkmış, hem de nusra gibi örgütler rejimin cinayetlerini ve halkın çaresizliğini kullanarak ülkede zemin bulmaya başlamıştır. bu tip örgütler, baskı ve ölümlerin çok olduğu yerlerde daha rahat taraftar toplayabilmektedirler. arap dünyası'ndaki çatışmalar giderek şiddetlendiği için radikalleşmenin artması beklenir.
mısır darbecileri de darbeden hemen sonra müslüman kardeşleri terörist gibi göstermeye çalıştı. ülkede artan baskılar ve ölümlerin, ihvan silaha sarılmasa bile tabanda radikalleşme yaratması mümkün. cezayir'in 1990'larda yaşadığı süreç hem bugün suriye'deki baas rejimine, hem de mısır'daki darbecilere örnek oldu. terörle mücadele adına ortaya çıkan kayıplar daha sonra unutuluyor. bu mantıktan hareketle mısır'da daha fazla acılar bekleyebiliriz. mısır'daki sıkıntılar bölge ülkelerine de olumsuz yansıyacaktır. tunus'ta radikal selefi hareketler tarafından işlenen suçlar nahda hükümetini ciddi sıkıntıya sokmuş ve krize yol açmıştır. yeni dönemde bu hareketlerin üzerien gidilmesi beklenir. el kaide gibi yapıların sistem kurma şansı olmasa da, kurulan düzeni bozma ve bu ülkeleri istikrarsızlaştırma potansiyelleri vardır. bu durumu irak, suriye ve libya'da görüyoruz, istikrarsızlık bu grupları besliyor, bu grupların faaliyetleri de istikrarsızlığı artırıyor. bu kısır döngüyü kıracak liderliğe ihtiyaç var.
arif ebu hatim |

el kaide örgütü gizli bir oluşumdur. içinde silahlı teröristler, el kaide'nin uluslararası ağını arap rejimlerinin eğilimlerine hizmet edecek şekilde yönlendirmeye çalışan muhbirler, batılı ve uluslararası istihbaratlara bağlı oluşumlar bulunuyor. terörle mücadele gerekçesi altında ülkeler, partiler ve bireyler vuruldu. her halükarda aşırılık ve terörün bitirilmesi gerekiyor ki, halklara baskı yapan ve ülkeleri vuran argüman ve gerekçelerin önü kesilsin.
bu iğrenç oluşum bütün fiilleri ve sözleriyle dürüst değil. el kaide'nin ikiz kuleleri vurması ve uçakları düşürmesi, aynı zaman zarfında net bir ses kaseti çıkaramaması ve ardından masum ve silahsız insanları öldürmesi, arap halklarının el kaide'ye yönelik hıncını ikiye katladı ve halk sempatisini kaybettirdi.
halil enani |

el kaide'nin etkisi açık. bölge, radikal ve şiddet yanlısı islamcıların yükselişine tanıklık ediyor. bu, arap baharı'nın başarısızlığının diğer yüzü. müslüman kardeşlerin iktidardan indirilmesinin ardından, değişim için tek seçeneğin 'seçim sandığı' olmadığını düşünenler arasında el kaide'nin ideolojisini destekleyenlerin sayısı arttı.
el kaide ve müttefikleri, genç islamcıların içine düştüğü ümitsizlik ve düş kırıklığından yararlanarak kendilerine yeni üyeler ve taraftarlar bulmaya çalışıyor. böylece de suriye, yemen, mağrip ve bilumum bölgede büyüyor.
hoşeng ose |

bölgede yalancı ve yolsuzluk içindeki laik diktatör rejimlerin sürmesi, yolsuzluk, zulüm, baskı, özgürlüklerin yokluğu ve insan hakları ihlallerinin yayılması aşırılık için verimli bir iklim yarattı. bu rejimlerin yıkılması da arap toplumlarındaki aşırıların nüfuzunu güçlendirdi. ancak bu grupların bölgenin geleceğinin inşasında köklü bir etkisi olmayacaktır. kanımca bu uzun sürmeyecek geçici bir dalgadır. tıpkı 1960 ve 1970'li yıllarda canlanmaya başlayan aşırı sol örgütlerin durumu gibiler. terör ve şiddete başvuran bu örgütler eski sovyetler birliği'nden destek alıyordu. el kaide'ye bağlı terör grupları da birbiriyle zıt çıkarları olan birçok ülke tarafından destekleniyordu. bu yüzden bu ülkelerin uzlaşmaya varması el kaide'ye ve kollarına para ve beşeri unsurlar uzatan damarları kesecektir. sözün özü eski sscb ve muammer kaddafi rejimi gibi bölgesel diktatör rejimlerin ilelebet hayatlarını sürdürme gücü olmadıysa, aşırı islamcılar da kalıcı olmayacaktır. hatta gerek güç yoluyla, gerekse seçim sandıklarıyla iktidara gelseler dahi.
murtaza hussain |

el kaide ideolojisi, şimdiye dek hiç olmadığı kadar geniş çaplı bir popülerlik kazanıyor. eymen zevahiri liderliğindeki asıl örgüt, şu anda sadece sembolik bir grup olsa da, düşünceleri somali'den suriye ve irak'a kadar pek çok silahlı savaşçıya ilham veriyor. ne yazık ki bu eğilimin artacağını düşünüyorum. arap baharı’nın yol açtığı karışıklık da bu hareketlerin büyümesine daha fazla imkan sağlıyor.
richard falk |

el kaide'nin bölgedeki etkisinin, karakteri ülkeden ülkeye değişen, tartışmalı bir durumun öğelerinden biri olduğu açık.
bu tür radikal grupların, suriye'de ve bir dereceye kadar yemen'de olduğu gibi, bazı iç çatışmalarda dengeleri değiştirme kapasitesine sahip olduğuna şüphe yok.
bu tür tehditler, aynı zamanda otoriter uygulama ve politikalara başvurmak için bahanesi hazır, daha yerleşik bürokratik siyasi güçler ortaya çıkarırken, birçok orta doğu ülkesinin siyasi geleceğinde silahlı kuvvetlerin rolünü arttırıyor.
salih senusi |

el kaide ve silahlı islami örgütler libya ve suriye gibi silahlı devrimlerde büyük rol oynarken tunus ve mısır gibi silahsız devrimlerde hiçbir rolleri olmadı.
bu aşırı örgütlerin özellikle de güvenlik ve askeri kurumların zayıf olduğu ülkelerde güvenlik, istikrar ve demokratik kurumların inşası üzerinde etkileri olacaktır. ilımlı islam bu örgütlere karşı kayıtsız veya destekler bir tutum alırsa yahut batılı güçler bu ülkelerden birinde sahaya inerse aşırı örgütler daha da tehlikeli hale gelecektir.
selame kile |

öncelikle rejimlerin, kitle hareketlerini engelleme ve bitirme konusunda faydalandığı ve farklı isimler altında faaliyet gösteren el kaide örgütünün rolü genişledi. irak ve ardından suriye'de bu durum açık şekilde görülüyor. ancak el kaide'nin rolü mısır'da müslüman kardeşlerin düşmesi sonrası daha da arttı. bu rol tunus, yemen, irak ve suriye'de daha fazla etkinleşti, ancak ben bunu örgütün velev ki kendi adıyla birçok patlama gerçekleştirecek olsa bile son çekişmesi olarak görüyorum.
köktencilerin söylemlerinde 'dini' kullanma dönemi bitecek. zira devrimler, köktencilerin faaliyetini absorbe edebilir. bir başka açıdan da devrimler gökteki alternatifleri tahayyül etmek yerine yerdeki alternatiflere umut veriyor.
bu makalede yer alan fikirler yazarlara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar