Görüş
Aşırıcılıkla gerçek mücadelenin olmazsa olmazları
Gelinen noktada hem otokratik yönetimleri ile halka söz hakkı tanımayan Arap ülkelerinin, hem de ırkçılık ve İslamofobi sorunu yaşayan Batı ülkelerinin payı var.

fransa başbakanı manuel valls, ülkesinin artık radikal islam ile savaşta olduğunu söyledi. cumartesi paris'in güneyindeki evry semtinde konuşan valls "bu, teröre, cihatçılığa, radikal islam'a, kardeşlik, özgürlük ve dayanışmayı bozma amacı taşıyan her şeye karşı bir savaş," dedi.
peki "radikal islam" nedir? böyle bir şey var mı? ve de abd öncülüğünde aşırıcılığa – ve bunun en somut örneği olarak irak'ın kuzeyinde ve suriye'nin doğusundaki toprakların ve buralarda yaşayan halkın büyük bölümünü hakimiyet altında tutan işid'e – karşı yürütülmekte olan savaşı nasıl etkiliyor?
islamiyet'te iki tür "cihat" olduğunu pek az kimse bilir. en çok bilineni, dar kapsamlı, yani askeri mücadeleyi içeren cihattır. büyük çaplı ve daha az bilinen cihat ise, içimizdeki cihat veya mücadeledir.
arapça "cihat" kelimesinin – elbette askeri bir anlam atfedilmeksizin – incil'de geçtiği de pek bilinmez. pavlus'un timoteyus'a ikinci mektubunun dördüncü bölümü şöyle der: " yüce mücadeleyi sürdürdüm, yarışı bitirdim, imanı korudum". ayetin arapçasında "mücadele" için" cihat" kelimesi kullanılır.
dolayısıyla ister bu tür bir mücadele, ister daha iyi bir dünya için verilen savaş olsun, askeri cihat kavramının islamcıların tekelinde olmadığı kesin.
ideolojik bir savaş
dünya liderlerinin doğru olarak altını çizdiği üzere, işid ile hem askeri hem de ideolojik düzeyde mücadele edilmesi gerekiyor. ancak islam dinini radikalizm ile bütünleştirmemeye de dikkat etmek şart.
insanlar ve fikirler radikal olabilir, fakat bir dini radikalizm ekseninde hedefe oturtmak, yaraya tuz basmanın ötesine geçmeyecek ve doğru odak noktasından, yani bireysel bazlı aşırıcılıktan uzaklaşılmasına neden olacaktır.
geçmişte bunun örneklerine sıkça rastladık, ama bu aşırılık yanlısı grubun ardındaki ideolojilerle mücadele açısından pek az şey yapıldı.
geçtiğimiz günlerde fransız mizah dergisi charlie hebdo'ya – yüksek ihtimalle desteklediği fikirler yüzünden – düzenlenen menfur saldırı, bu hareketle bağlantılı aşırılık yanlısı düşüncelerle mücadele edilmesi gerektiğini açık bir biçimde ortaya koymuş oldu.
bir şiddet eylemi olduğunda, buna verilen doğal tepki, eylemin arkasındaki grup veya milisleri askeri yoldan yok etmektir. askeri yanıt için ortada iyi bir gerekçe olsa dahi, eşit ölçüde güçlü bir ideolojik tepki olmadığı müddetçe bu çabalar ters tepecektir.
bu fikirlere sahip insanları öldürebilirsiniz, ama herkes bilir ki, fikirler, kuvvet kullanarak öldürülemez. aşırılık yanlısı ideoloji ile pek çok farklı yoldan savaşılmalıdır.
aşırıcılığa karşı verilebilecek en önemli ideolojik yanıt, aşırıcılığı popüler kılan sorunlarla mücadele etmenin daha iyi ve etkili yolları olduğunu göstermekten geçiyor. bu bağlamda atılması gereken elzem adımlardan biri, aşırılık yanlısı liderlerin insanları kendi safına çekmeyi başardığı ülkelerde halk açısından önem taşıyan gerçek siyasi reformları hayata geçirmektir.
bu noktada, otokratik yönetimleri ile halkın büyük bir kesimine kendilerini etkileyen meselelerde söz hakkı tanımayan arap ülkelerine iş düştüğü kadar, iç kaynaklı terörün güç kazandığını gözlemlediğimiz batılı ülkelerin de ırkçılık ve islamofobi ile mücadeleyi sürdürmesi şart.
ölüm saçan eylemler
sorun, islam karşıtı görüşleri azaltmak yerine daha da artırma eğilimi gösteren ve son örneğini paris'te gördüğümüz ölümcül eylemler nedeniyle daha da karmaşıklaşıyor.
bu bağlamda yapılması gereken siyasi değişikliklere ek olarak, arap ve müslüman aydın ve liderlerin de kendi kendilerini mahkum ettikleri sessizliği bir kenara bırakıp, düşüncelerini net bir şekilde ve çekinmeden ortaya koymaları gerekiyor. eylemlerin gerçek islam'ı yansıtmadığını tekrar edip durmanın bir anlamı yok. yazar ve düşünürler bunun yerine 21. yüzyıla uygun, somut ve pratik fikirler üretmeli.
bugünün arap ve müslüman gençleri, aşırılık yanlılarının kendi görüşlerini bıkıp usanmadan savunmaya çalıştıkları - ve karşı tarafın konuşmak dışında bir şey yapmadığı - bu fikir mücadelesine uyarlayabilecekleri alternatif rol modeller ve fikirler bulmalı.
ürdün'de hayata geçirilen ammannet.net isimli yerel bir sitenin bağımsız görüş platformu, bu anlamda başarılı bir örnek. kültür, medya, kadın meseleleri ve çalışan hakları gibi farklı altyapılardan gelen bağımsız yazarların, işid'in ideolojisinin karşı tezi niteliğinde günlük analizler yayınladığı sitenin okuyucu sayısı günden güne artıyor.
aydınların bu tür bireysel çabaları desteklenmesi gereken bir şey, ama bundan çok daha fazlasının yapılması şart. hükümetler hem (ekonomik güçlendirme konusu başta olmak üzere) işleri yürütme, hem de aşırılık yanlısı düşünce ve uygulamalarla mücadele biçimlerini değiştirmedikleri müddetçe, aşırıcılığa karşı yürütülen askeri gayretler olumlu sonuç vermeyecektir.
bu son derece uzun ve zahmetli bir mücadele olacak, ama kazanmak için, iyi niyetli tüm insanların daha iyi bir gelecek için beraberce çalışması gerek.
daoud kuttab, filistinli ödüllü gazeteci, princeton üniversitesi eski öğretim üyesi.
twitter'dan takip edin: @daoudkuttab
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar