Görüş

Futbol neden siyasetten daha heyecanlı?

Dünya Kupası, zengin ve güçlü milletler ile yoksul ve zayıf olanların adil ve eşit şartlarda mücadele ettiği ve ikisinin de kazanma şansına sahip olduğu bir platform sunuyor.

Konular: Brezilya, FIFA, Dünya, Futbol, Spor
Dünya Kupası'nda ev sahibi Brezilya'nın, Almanya'ya 7-1 yenilmesi bir anda dünyanın en çok konuştuğu konu oldu. [Fotoğraf: AP]

haber manşetlerine bir bakın. irak, kendi kendini yok etmenin eşiğinde. paralı askerlerden oluşmuş uluslararası bir çete, irak ve suriye'de "hilafet" ilan etti. ukrayna derin bir krizin içinde. mısır'da askeri darbenin ardından saçma sapan bir seçim yapıldı; yönetimin acımasızlıklarını gizlemek için gazeteciler hapse atıldı. afganistan'da bir cumhurbaşkanlığı seçimine daha açıkça meydan okundu. filistin'de israilliler yine ortalığı kasıp kavurarak, askeri işgal altındaki masum insanları öldürürken, israil'de yaşayan afrikalı göçmenler, gördükleri kötü muameleden kurtulmak için birleşmiş milletler'e başvurdu. amerika birleşik devletleri'nde insansız hava aracı ile cinayet işlemek, her zamanki gibi bir sürü anlaşılmaz hukuki ifade içeren bir mahkeme kararı ile meşrulaştırıldı.

tüm bu son derecede önemli – hatta dünya tarihine geçecek – olaylar yaşanırken, yeryüzünün dört bir yanındaki insanlar, siyaset haberlerinden ziyade dünya kupası'na kilitlenmiş durumda. bu da, amerikalı askeri danışmanların eski abd başkanı george w. bush'a "şu anda iran'ı işgal etsek kimsenin ruhu duymaz, hatta iran'ın bile" dediği eski bir karikatürü hatırlatıyor.

peki bu durumun sebebi ne?

dünya kupası, dünyanın belli başlı bütün dinlerini aşıp gölgede bırakarak tüm dünyayı bir araya getiren, evrensel bir ritüel.

by Hamid Dabaşi

brezilya ağır bir mali kriz içinde. fifa, yozlaşmışlığı ile nam salmış bir kurum. 2022 dünya kupası'na ev sahipliği yapmaya hazırlanan katar, göçmen işçilere yönelik uygulamaları yüzünden mercek altında. futbolcu kaçırma skandalları, özellikle de afrika'dan avrupa'ya kaçırılan oyuncular herkesin malumu.

guardian'da yayınlanan bir makalede de belirtildiği gibi, "çoğu dokuz yaş civarında afrikalı genç ve yetenekli futbolcular, ac milan'da, paris st-germain'de top koşturmak için avrupa'ya geliyor. ama gerçek şu ki, büyük bölümü en sonunda sokaklarda taklit çanta satan birer seyyar satıcı olacak."    

bu ve benzeri skandallar futbolseverleri üzse de, dünya kupası popülerliğini koruyor? peki ama nasıl?

eşit şartlarda mücadele

hepimizin tutkunu olduğu ve dünya kupası boyunca yakından takip ettiği futbol, dünya sahnesinde sergilenen muhteşem bir oyun. bu sahnede zengin ve yoksul milletlerin, zayıf ile güçlünün, ünlü ile ünsüzün kazanmak için adil ve eşit şartlarda mücadele edip şeytanın bacağını kırma şansı var.   

isa'nın dağdaki vaaz'da anlattığı temel ahlaki ilkelerin belirginleştiği bu arenada, ezilmişler mutlu; çünkü (bir ihtimal) kupayı kazanarak dünyayı fethetme şansına sahipler. herhangi bir dünya kupası'nda hakem ilk maçın ilk düdüğünü çaldıktan sonra artık her şey olabilir. iran'ın abd, nijerya, rusya, gana ya da almanya'yı yenmesi bile mümkün ve bu ulusal göstergelerin dünya siyaset sahnesi ile futbol sahasında taşıdıkları anlamlar arasında kavramsal açıdan tuhaf bir uyumsuzluk söz konusu.

dünya kupası, dünyanın dört bir yanındaki – mevcut ve geçmiş – aktör, gösteri ve izleyicilerin hepsinin, bir an için de olsa, adil, özgür ve ortak bir oyunun parçası oldukları bir tiyatro. yahudilik, hıristiyanlık, islam, hinduizm ve budizm gibi dünyanın belli başlı bütün dinlerini aşıp gölgede bırakarak tüm dünyayı bir araya getiren, evrensel bir ritüel. hıristiyan ayinleri yahudilere ya da müslümanlara anlamsız gelebilir ya da islami ibadetler, müslüman olmayan dünya tarafından tuhaf bulunabilir. fakat fifa'nın düzenlediği şekliyle futbol öyle değil.

filistin'den portekiz'e, hindistan'dan gana'ya hangi çocuğa sorarsanız sorun, tüm dünya futbolun kurallarını bilir, ritüellerini yerine getirir, neticelerine üzülür veya sevinir. cennet ve cehennem bile onları bu denli ilgilendirmez. lionel messi (arjantin), robin van persie (hollanda) ya da luis suarez (uruguay) gibi ünlü futbolcuların isimleri, herhangi bir dinin azizlerinden bile daha iyi bilinir.

maç sonuçları, mağlubiyet bile olsa, bir sonraki maç yaklaştığı için istemeye istemeye kabullenilir. sanki insanlığımızın kaderi, o son maçın son golüyle belirlenecekmiş gibidir. maçlar başlamadan önce futbol âşıkları dışında pek az kişi oyuncuların isimlerini bilir, ama mücadele bittiğinde artık onları incil ya da kur'an'da adı geçen peygamberlerden bile daha tutkuyla bilir, sever ya da sevmeyiz. şu anda uruguaylı forvet luis suarez'in italyan savunma oyuncusu giorgio chiellini'yi ısırma vakasının ayrıntılarını bilenlerin sayısı, incil'de anlatılan herhangi bir hikâyeyi bilenlerin sayısından fazladır.

futbol, aslında siyasette olmasını istediğimiz adalet, incelik, hırs, dürüstlük ve güzelliği sunuyor.

by Hamid Dabaşi

futbolun dolaysız ve adil oluşu insanları tatmin ediyor, ki bunlar siyaset dünyasında fena halde eksikliği hissedilen unsurlar. dünya siyasetinde dick cheney ya da tony blair gibi savaş suçluları, bir ulus devleti tüm kurumlarıyla tamamen yok edip işin içinden sıyrılabiliyorken, dünya kupası'nda böyle bir şey söz konusu değil. yanlış bir harekette önce sarı kart görür, tekrarında ise kırmızı kartla oyun dışı kalırsınız. gerçek dünyada ise dick cheney ve tony blair, gazete ve dergilere makale yazıp, abd başkanı'nın bağdat'ı kendilerinin niyet ettiği gibi yok etmemesini eleştirir.     

siyasetin futbola tecavüzü

gerçi siyaset, tıpkı istenmeyen bir misafir gibi futbolun içine sızıyor. arjantin'in iran'ı 1-0 yenmesinden hemen sonra, irak şam islam devleti'ne (işid) ait olduğu iddia edilen bir twitter hesabından, maçın tek golünü atan lionel messi'yi tebrik ederek, arjantinli futbolcuyu bu eli kanlı örgüte katılmaya davet eden ve kendisini "ebu hedef" (golün babası) ve "latin amerika emiri" ilan eden bir destek mesajı yayınlandı. kulağa gerçek değil de, mide bulandırıcı bir şaka gibi geliyor, ama söz konusu twitter mesajı, washington post'ta ayrıntılı haber yapıldı. ben ise bunun hâlâ iğrenç bir şaka olduğuna inanıyorum.

messi'nin aldığı bu istenmeyen twitter mesajı, kupa sırasında yaşanan tek vaka değildi. uyuşturucu çetesi lideri fernando sanchez arellano da futbol aşkının "kurbanı" oldu. çıkan haberlere göre, 42 yaşındaki çete lideri arellano, tijuana'da "dünya kupasını izlerken yakalandı". "mühendis" lakabıyla tanınan arellano, meksika-hırvatistan maçını izlerken kendisini fazla kaptırınca güvenlik güçlerinin baskınından kaçamadı. arellano'nun başında bulunduğu bir zamanların güçlü uyuşturucu kartellerinden olan arellano felix çetesi, yönetmenliğini steven soderbergh'in yaptığı 2000 yapımı trafik filmine de ilham kaynağı olmuştu.

futbol, aslında siyasette olmasını istediğimiz adalet, incelik, hırs, dürüstlük ve güzelliği sunuyor. tuttuğumuz takımlara tezahürat yapıyoruz, çünkü eşit koşullar altında, tarihin tanıklığında, tüm dünyanın gözü önünde, saf güç ve gözle görülür bir cesaretle, saklanmadan, sır ya da ihanet olmadan mücadele ediyorlar.

dünya kupası'na gelene kadar, futbolun fay hatlarını zaten biliyoruz, ama bir an için gözlerimizi kapatıp açtığımızda gördüğümüz, hayatın daha adil ve güzel olduğu o hayali sahne, sefil siyaset dünyasına geri dönüp amaçlarımızı yeni baştan düşünmemizi sağlıyor.

hamid dabaşi, new york'taki columbia üniversitesi'ne bağlı hagop kevorkian kürsüsü'nde iran çalışmaları ve karşılaştırmalı edebiyat alanında öğretim üyeliği yapmaktadır. dabaşi, the fox and the paradox:  iran, the green movement and the usa (tilki ve paradoks: iran, yeşil hareketi ve abd) isimli kitabın da yazarıdır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hamid Dabashi

Hamid Dabaşi

hamid dabaşi, new york'taki columbia üniversitesi'ne bağlı hagop kevorkian kürsüsü'nde iran çalışmaları ve karşılaştırmalı edebiyat alanında öğretim üyeliği yapmaktadır. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;