Görüş

Irak seçimleri, büyük umutlar vaat etmiyor

Nuri Maliki’nin siyasi gücü diğer aktörler ile paylaşmadaki cimriliği, ABD dahil tüm aktörler tarafından paylaşılıyor. Yine de Irak'a bir şekilde istikrarın gelmesi, ABD için 2010 seçimlerindeki gibi öncelikli tercih olarak gözüküyor.

Irak Başbakanı Nuri Maliki'nin Hukuk Devleti Koalisyonu'nun, 30 Nisan 2014 genel seçimlerinden birinci parti olarak çıkması bekleniyor. [AFP]

abd'nin 2003 yılındaki işgali ile tarihinde yeni bir döneme giren irak’ta, demokratik siyasal sistemin olmazsa olmazı seçimler, bazen gecikmeli de olsa gerçekleştiriliyor. genel ve yerel seçimler için sandık başına giden iraklılar, ülkenin geleceğine dair kilometre taşları oluşturmaya başladılar. her ne kadar seçimler sonrasında ülkede bir türlü istikrarlı bir yapı ortaya çıkartılamadıysa da, demokratik sistemin yerleşmesi için seçimlerin üstlendiği işlev inkar edilemez.

uzun yıllar devam eden baas yönetimi sonrasındaki yeni dönemde oluşan siyasi partilerin geleneklerinin zayıflığı, siyasetin ideolojiler ve programlar zemininden daha çok etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinden yapılmasına neden oldu. geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bu eğilimin 30 nisan 2014’te yapılması planlanan ve 328 milletvekilinin belirleneceği seçimlerde de değişmesi pek muhtemel görünmüyor.

irak’ta 7 mart 2010 tarihli bir önceki seçim sonrasında hükümetin kurulması aylar almıştı. hiçbir siyasi parti veya bloğun kesin zaferinin beklenmediği 2014 seçimlerinin ardından da benzer bir senaryonun tekrarlanma olasılığı, irak içinde ve dışında endişelere yol açıyor. amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesinin ardından gerçekleştirilecek ilk genel seçim özelliği taşıması, 30 nisan 2014 seçimlerini daha da önemli hale getiriyor.

seçim öncesinde irak’ta, siyasi atmosferi en çok etkileyen üç konudan bahsediliyor:

1) merkezi yönetim ile irak bölgesel kürt yönetimi (ibky) arasındaki yetki paylaşımı, bütçe ve petrol gelirleri gibi konularda yaşanan anlaşmazlıklar.

2) suriye krizi çerçevesinde bağdat’ın izlediği politikanın desteklenmediği sünni ağırlıklı bölgelerde artan şiddet olayları.

3) irak şam islam devleti (işid) örgütü kaynaklı güvenlik sorunları.

böylesine zorlu şartlarda yapılacak seçimlerin, irak siyasetinin bilindik figürleri etrafında kümelenmiş ekipler arasından hiçbirinin ezici çoğunluk elde edemediği çok parçalı resmini ciddi oranda değiştirmesi öngörülmüyor.

30 nisan seçimleri öncesi irak’ın siyasi panoraması

irak başbakanı nuri maliki liderliğindeki hukuk devleti koalisyonu, diğer siyasi gruplara göre oy potansiyeli açısından daha avantajlı gözüküyor. 2010 seçimleri sonrasında istikrarın sağlanamayıp ülkede güvenlik ortamının gitgide bozulması, elektrik gibi temel hizmetlerin sürekliliğinde ilerleme kaydedilmemesi ve maliki’nin güç paylaşımında diğer şii gruplar ile yaşadığı bazı sorunlar, negatif hanesine yazılabilecek konular olarak öne çıkıyor. öte yandan ordu, yargı ve seçim komisyonu içerindeki müttefikleri üzerindeki etkisi ve devlet gücünü kontrol ediyor olmanın avantajı, hukuk devleti koalisyonu açısından pozitif unsurlardır.

irak'ta seçimler öncesinde dikkat çeken diğer şii kökenli siyasi ekibi ise sadr grubu (mukteda sadr siyasetten çekildiğini açıklamış olsa da) ve irak yüksek islam konseyi’dir.

sünni gruplar arasında sivrilen siyasi yapılar ise usame nuceyfi önderliğindeki muttehidun partisi, iyad allavi önderliğindeki irak ulusal ittifakı ve salih mutlak liderliğindeki irak ulusal diyaloğu olarak sıralanıyor. irak siyasetinde 2003 sonrasında dışlanma hissi yaşayan sünni gruplar, 2010 seçimlerinde büyük bir başarı kazanmışlardı. lakin sünnilerin bu duruma rağmen maliki başbakanlığında kurulan hükümetin uygulamalarından memnun olmadıkları apaçık ortada.

bu bağlamda sünni ağırlıklı vilayetlerde güvenlik ortamının kötüye gitmesi ile özellikle selahaddin ve anbar’da işid’in etkisinin artması, sünnilerin seçime katılımını sınırlayabilir. zira işid mensuplarının halkı seçimlere katılmama konusunda tehdit ettikleri göz önüne alındığında, bazı vilayetlerde seçimin sağlıklı şekilde yapılması konusundaki şüpheler yoğunlaşıyor.

kürt siyasi temsili açısından ise geleneksel olarak etkili olan kürdistan demokrat partisi (kdp) ve kürdistan yurtseverler birliği (kyb) yanında yavaş yavaş yeni gruplar da kendini gösteriyor. kürt bölgesinde 21 eylül 2013’te düzenlenen bölgesel parlamento seçimlerinde büyük başarı sağlayan goran hareketi’nin, 2014 ulusal parlamento seçimlerinde göstereceği performans, yakından takip edilecek diğer bir unsur olarak dikkat çekiyor.

irak merkezi yönetimi ile ikby'nin; bütçe, petrol gelirleri ve siyasi yetkiler gibi konulardaki anlaşmazlıkları derin; bunların aşılması için gündeme gelen görüşmeler de istenen sonucu veremedi. dolayısıyla bazı kürt siyasi figürlerin, bölgenin irak içerisindeki konumunu sorgulayan açıklamalar yapmaları da seçim sonrasında bağdat ile erbil arasında yeni gerginliklerin işaretleri şeklinde algılanıyor.

irak’taki siyasi karmaşa ve şiddet ortamının halkı siyasi süreçlerden uzak durmaya itmesi, en hayati sorunlardan birisidir. seçimin sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli hukuki ve teknik konularda çeşitli sıkıntılar söz konusudur ve harcanan çabalar henüz halkın zihninde seçimlerin güvenirliği ile ilgili soruları izale etmekten uzaktır.

abd, her ne kadar başbakan maliki’nin işid’e karşı ilan ettiği “terörle mücadele” politikasına destek verse de, onu tam manasıyla desteklediğini söylemek güçtür. washington’ın bölgesel müttefiklerinin maliki’ye bakışları da dikkate alındığında, bu tutum daha anlaşılır hale geliyor. abd açısından temel öncelik, irak’taki zaten bozuk olan güvenlik ortamının daha da bozulmasının engellenmesi ve irak’ın bir parçalanmaya gitmemesidir.

maliki’nin siyasi gücü diğer aktörler ile paylaşma noktasında cimri davrandığı hususu, abd dahil irak ile alakalı tüm aktörler tarafından paylaşılıyor. yine de irak'a bir şekilde istikrarın gelmesi, abd için 2010 seçimlerinde olduğu gibi öncelikli tercih olarak gözüküyor.

suriye’deki mevcut durum dolayısıyla irak’taki seçimler bölge ülkeleri tarafından da yakından takip ediliyor. ama güvenlik şartlarındaki bozulma nedeniyle 2010 seçimleri öncesindeki coşkulu ortamdan uzak bir atmosfer hemen fark ediliyor.

bu heyecansız durum, komşu ülkelerin tavırlarına da yansımış görünüyor. iran, türkiye, suudi arabistan gibi ülkelerin gelişmeleri daha düşük bir profilde takip ettikleri söylenebilir. bu noktada, 2010 seçimleri sonrasında bağdat’tan komşu ülkelere yöneltilen "irak'ın içişlerine karışma" eleştirilerinin etkisi akla geliyor.

seçim sonrasında kısa vadede irak’ta bir siyasi istikrar beklemek gerçeklikten uzaktır. 2014 seçimlerinin 2010 seçimlerinden çok farklı bir siyasi tablo ortaya çıkarması ihtimali düşüktür. ayrıca irak’taki güvenlik koşulları, pek çok yerde sağlıklı bir seçim yapılmasını engelleyebilecek seviyeye yakındır.

önceki yıllardaki yerel seçimlerde, güvenlik koşulları nedeniyle bazı vilayetlerde oy verme işlemleri daha geç gerçekleştirilmişti. ama şimdi ulusal parlamentonun oluşturulması mevzu bahis olduğundan bu seçeneğin devre dışı kalması nedeniyle, bazı vilayetler ile ilgili tartışmaların seçim sonrasında uzun zaman devam edeceğini öngörebiliriz.

ulusal parlamentoyu belirleyecek seçimler, şiddet olaylarının artma eğilimi gösterdiği, bağdat ile erbil arasındaki ciddi anlaşmazlıkların zirveye çıktığı bir dönemde yapılacak. üstelik cumhurbaşkanı celal talabani'nin, sağlık sorunları yüzünden uzak zamandır ülkeden uzakta olduğu, merkezi yönetimin bazı vilayetlerde denetimi sağlama noktasında sıkıntılar yaşadığı bir ortamda oy kullanacak irak halkı.

yukarıda değinilen etkenlerden dolayı seçimler, önemli bir gelişme olmakla beraber hem irak’ta hem de bölgede yeterince ilgi çekmiyor. seçimler sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilirse, seçim sonrasında 2010’da yaşanan sürecin tekrarlanmaması herkesin en büyük temennisi. özellikle yeni cumhurbaşkanının bu seçim sonrasında belirleneceği düşünülürse.

mesut özcan, dışişleri bakanlığı stratejik araştırmalar merkezi (sam) başkan vekili’dir. marmara üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü’nden mezun oldu. aynı okulun aynı bölümünde yüksek lisans yaptı. doktorasını boğaziçi üniversitesi atatürk enstitüsü’nde tamamladı. perceptions, insight turkey ve divan dergilerinin yayın kurulu üyesi olan özcan’ın ‘sorunlu miras irak’ (küre y., 2003), ‘harmonizing foreign policy: turkey, the eu and the middle east’ (aldershot: ashgate, 2008) ve muzaffer şenel ile birlikte yazdığı ‘medeniyetler ve dünya düzen(ler)i’ (klasik y., 2010) kitapları ile orta doğu siyaseti ve irak üzerine birçok makalesi bulunuyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mesut Özcan

dışişleri bakanlığı stratejik araştırmalar merkezi (sam) başkan vekili. marmara üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü’nden mezun oldu. aynı okulun aynı bölümünde yüksek lisans yaptı. doktorasını boğaziçi üniversitesi atatürk enstitüsü’nde tamamladı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;