Görüş
İran Ahmedinejad için ‘güvenli çıkış’ arıyor
Dini lider, cumhurbaşkanının rejime ve istikrara zarar vermeden gitmesi için uygun bir yöntem peşinde.

iran cumhurbaşkanı mahmud ahmedinejad’ın iran islam cumhuriyeti tarihinde bir ilke imza atarak islami danışma meclisi karşısına çıkması, iran rejiminin yaşadığı bölünmenin ve krizin boyutunu büyük ölçüde gözler önüne serdi. bu kriz yeni değil, ancak anayasanın, cumhuriyetin yüce rehberine (ali hamaney) ve cumhurbaşkanına verdiği yetkilere ciddi müdahale sebebiyle ‘yenilenmiş’ bir krizdir.
bazıları cumhurbaşkanı mahmud ahmedinejad’ın seçimleri ikinci kez kazanmasının, meşruiyetinden şüphe edilmesinin ve rehberin seçim sonuçlarına itiraz eden reformcu rakipleriyle mücadelesinde kendisine açık desteğinin, cumhurbaşkanının rehbere bağlılığını pekiştireceğini ve çatısı altında çalışmaya sevk edeceğini düşündü. 2009 haziranında yapılan seçimler sonuçları hâlâ süren ciddi bir siyasi krize yol açmıştı.
büyüklerin çekişmesi
ancak tam tersi bir durum yaşandı. cumhurbaşkanının ikinci kez seçimleri kazanması, (bu ikinci dönemin anayasaya göre son dönemi olması temelinde) kendisinin hareket özgürlüğünü ve manevra alanını genişletti. ardından cumhurbaşkanı, bağımsız politikalar izlemeye ve yürütme yetkilerini arttırmaya çalıştı. öncelikle meclise yüklenerek humeyni döneminde olduğu gibi meclisin iran siyasi sisteminin ekseni olmadığını ifade etti. sonrasında hükümet içinde köktenci muhafazakar akımdaki rakiplerine yakın isimleri devirmeye çalıştı. sözgelimi dışişleri eski bakanı manuçehr mutteki hakkında kasım 2010’da senegal devlet başkanıyla görüşmesi sırasında görevden alındığına dair karar çıkarıldı. bu durum iran islam cumhuriyeti tarihinde ilkti. sonunda ahmedinejad, birinci yardımcısı isfandiyar rahim meşai’nin görevden alınışını erteleyerek ve ardından kendi ofisinin başına getirerek rehberin bazı kararlarına kasten meydan okudu.
burada rehber, hem cumhurbaşkanını sıkıntıya sokmak hem de ona gerçek gücünü göstermek için açıktan mücadele etmek zorunda kaldı. özellikle de cumhurbaşkanının, rahim meşai’nin başını çektiği ve iran’da 'imam'a yakın dönüş' ve 'iran islam ekolü' düşüncesini benimsemeleri sebebiyle kendilerine ‘sapkın akım’ denen akıma gösterdiği somut destek sonrası…
istihbarat bakanı haydar maslahi’nin nisan 2011’de görevinden alınması krizi iki taraf arasındaki anlaşmazlığın zirvesiydi. rehber, cumhurbaşkanından, bakanı görevine iade etmesini istedi. ahmedinejad, rehberin talebine olumlu karşılık vermeyi ertelemesine ve 11 gün boyunca evine çekilmesine rağmen nihayetinde talebe olumlu karşılık vermek zorunda kaldı.
bu noktada cumhurbaşkanı, gerek dini rehberin kararlarına isyan etmesinden ve imam ile şii kitleler arasında bağlantıyı temsil eden ‘velayeti fakih’ makamının önemini düşüren ‘imam'a yakın dönüş’ düşüncesinden dolayı kendisini ayıplayan din adamlarından, gerekse de tek taraflı politikalarını ve danışma meclisi’nin yetkilerini aşma girişimlerini eleştiren köktenci muhafazalar rakiplerinden artan baskılar görmeye başladı.
bu noktadan hareketle 2 mart 2012’de yapılan danışma meclisi dokuzuncu dönem seçimi önem kazanmıştı. cumhurbaşkanı ahmedinejad’ın ve kendisini destekleyen akımın benimsediği politikalar ve eğilimler sebebiyle köktenci muhafazakar akımın birçok siyasi kanada bölünmesinin şüphe götürmeyen bir gerçek halini alması sonrası gelecek dönemde kendisini iran siyaset sahasına dayatacak yeni siyasi kutuplaşmanın ipuçları olgunlaştı.
seçimleri cumhuriyetin yüce rehberi ali hamaney’in destekçileri kazandı ve ahmedinejad’ın desteklediği akım, bazı isim ve kadroları kaybetti. bu durum cumhurbaşkanının birçok rakibini, son dört yıl zarfında iran sahasında ortaya çıkan, rehberle ve rehberin din adamlarından ve köktenci muhafazakarlardan yandaşlarıyla birçok kriz yaşamasına yol açan siyasi bir akım olarak nejadçılığın bittiği görüşüne götürdü.
ancak bu kehanetler birçok yaklaşımdan ötürü abartılı veya zamanı geçmiş olabilir. birincisi yeni dönemde önemli bir yeri temsil edecek olan bağımsızların siyasi kimliklerinin belirsizliği sebebiyle en azından halihazırda yeni meclisteki siyasi kamplaşmanın sınırlarını çizmek zor. özellikle de cumhurbaşkanının bazı yandaşları seçimlerde bağımsız aday olmuşken…
2 mart 2012'deki danışma meclisi seçiminde hamaney'in destekçi-
leri zafer kazanmıştı. [reuters]
ikincisi, cumhurbaşkanını en sert şekilde eleştiren ve şubat 2012’de mecliste soruşturulması dilekçesini imzalayan 79 milletvekilinden bazıları, yeni dönemde milletvekili olamayacaklardır. muhafız konseyi’nin, içlerinden 27 adayın dosyasını seçimlere aday olmasını reddetmesinin yanısıra, 31’i seçimleri kaybetti, ‘ümmetin sesi’ listesinin liderliğini yapan ali mutahhari gibi bazı isimler ilk turda kazanamadı ve nisan ayında yapılacak iade seçimlerine girmek zorunda kaldılar.
üçüncüsü, mecliste cumhurbaşkanının rakiplerini içine alan ‘usulcular birlik cephesi’ içinde yeni bölünmelerin yaşanabileceğine dair göstergeler var. bu durum iran'daki siyasi güçler arasındaki koalisyon ve ittifak biçimlerinin uzun vadede istikrarlı bir siyasi harita çizilemeyecek şekilde akışkan olmasına dayanıyor. usulcu muhafazakarların birçok kadrosu yeni döneminde danışma meclisi başkanlığı için yarışma arzusundalar. bu isimlerin başında yedinci dönemde (2004-2008) meclis başkanlığını üstlenen gulam ali haddad adil geliyor. kendisi başkent tahran’da 1 milyondan fazla oy alma başarısı göstermiş ve ilk sırayı almıştı. adil’in usulcu muhafazakarların en önemli iki listesi olan ‘usulcular birlik cephesi’ ve ‘direniş cephesi’nin adayı olması, ali larcani’nin yeni dönemde meclis başkanlığını koruma isteği gölgesinde bu konum için çekişmenin yaşanmasına yol açabilir.
ancak ali larcani, reformcular da dahil bütün taraflara açılma kararlılığı ve hatta kendi müttefikleriyle dahi mesafeyi koruma çabası sebebiyle son zamanlarda rehbere yakın bazı kesimlerin sert eleştirilerine maruz kalmaya başladı. bazıları bu durumu 2013 yılı ortasında yapılacak cumhurbaşkanlığı 11 dönem seçimlerine aday olma imkanını hesaba katarak hiçbir tarafı kaybetmeme hırsı olarak yorumluyor.
bu durum larcani’nin, yerel bankaların birinden zimmetine 2,6 milyar dolar geçirme skandalı sebebiyle ekonomi bakanı şemseddin el huseyni hakkında cumhurbaşkanı rakiplerinin gensoru verme girişimlerini kasıtlı olarak reddetmesinde açıkça görülüyor. ayrıca larcani, cumhurbaşkanının geçen haziran ayında anayasayı ihlal ettiği suçlamasıyla sorgulanması için harcadıkları çabaları engellenmesinin yanısıra, milletvekillerinin 14 mart 2012’de yapılan soruşturmada yönelttikleri sorulara alaycı ve küçültücü cevaplar vermesini engellemek için müdahale etmedi.
her halükarda meclis başkanlığı çekişmesinin netleşmesi, cumhuriyetin yüce rehberinin hesapları ile siyasi güç dengelerine yönelik bakış açısıyla ilişkili olacak. yüce rehber, son seçimlerden kârlı çıkan ilk isim olmasına rağmen kendisine meydan okuyan ve bazı kararlarını aşmaya çalışan ahmedinejad deneyimini tekrarlayacak şekilde tek bir siyasi akımın, karar alma merkezleri üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmasını engelleme üzerinde durdu.
bu noktadan hareketle hamaney favori politikasına dönebilir, yeni siyasi dengeler çıkararak bir yeniden yapılanmaya gidebilir. bu da ancak usulcu muhafazakarlar akımı içinde (rehbere büyük sıkıntılar oluşturacak bir cumhurbaşkanına izin vermeyecek) bir bölmeyle yapılabilir. tabii bu durum, rehberin ekim 2011’de iran siyasi sistemini cumhurbaşkanlığı siteminden parlamenter sisteme taşıma olasılığına göndermede bulunması gölgesinde, cumhurbaşkanlığı makamının gelecekte devam edip etmemesine karar verildiği takdirde geçerlidir. yani cumhurbaşkanlığı makamı kaldırılacak ve yürütme yetkileri meclis çoğunluğunun seçeceği başbakana verilecek.
cumhurbaşkanını kuşatma girişimi
bunun yanısıra seçim sonuçları, rehbere, ahmedinejad’ın görev süresinin geri kalan bölümünde cumhurbaşkanının önündeki manevra alanını ve hareket özgürlüğünü kısıtlama imkanı verecek olmasına rağmen, ali hamaney’i şu iki sebepten dolayı bu dönemde cumhurbaşkanı ile sert siyasi çekişmelere girmeye sevk etmeyecektir. birincisi cumhurbaşkanını devlet içindeki siyasi istikrarı etkileyebilecek tepkisel kararlar almaya sevk etmekten sakınmak.
ikincisi, gerek batı’nın petrol yasağı derecesinde iran’a dayattığı yaptırımların çıtasını yükseltme girişimleri bağlamında, gerek iran nükleer tesislerine yönelik askeri operasyon olasılığına dair artan israil ve amerikan tehditleri bağlamında ve gerekse de iran açısından pek iç açıcı görünmeyen suriye kriziyle ilgili çeşitli senaryolar bağlamında artan uluslararası baskılarla mücadelede iç kenetlenmeyi sağlamak.
hatemi rejimin cübbesini giyiyor
keza seçim sonuçları, halihazırdaki dönemde elde ettikleri koltukların çoğunluğunu kaybeden reformcuların ağır yenilgisine yol açtı. bu da şu iki nedene dayanıyor: ilki, reformculara çalışan en büyük güçlerin ve partilerin, temel taleplerinin hayata geçirilmesinde ısrar etmeleri sebebiyle seçimlere katılmaya yönelik isteksizlikleri. bu temel talepler, son cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına itiraz eden hareketin iki lideri mir hüseyin musevi ve mehdi kerubi’ye dayatılan zorunlu ev hapsinin kaldırılması ve nezih seçimlerin yapılmasının teminatlarının verilmesi. bunların yanısıra islami katılım cephesi partisi ve islam devrimi mücahitleri örgütü gibi bazı reformcu partiler 2009’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini takiben yapılan protestolara katılmakla suçlanmaları sebebiyle kapatıldılar.
ikincisi, halihazırda birbirine kenetlenmiş reformcu bir akımın varlığından bahsetmek mümkün değil. bu akım, tek bir siyasi akımın çatısı altına konulması zor olacak şekilde, parçalanma ve bölünme içindeki siyasi güçlere ve partilere dağıldı.
reformcu iki aday musevi ve kerubi’nin 2009’daki cumhurbaşkanı seçimlerini kaybetmesi ve ardından gelen ciddi siyasi kriz, bu akım içinde hâlâ islam cumhuriyeti rejimine ve ‘velayeti fakihle’ temsil edilen omurgasına inanan güçler ile rejimi, hukuki ve siyasi yapılarını reddeden iran muhalif hareketlerinin bakış açılarına büyük ölçüde yakınlaşan güçler arasındaki yeni kutuplaşmanın ipuçlarını olgunlaştırdı.
hatemi'nin danışma meclisi seçiminde oy kullanması reformcu
kanattan tepki toplamıştı. [reuters]
bu noktadan hareketle eski cumhurbaşkanı muhammed hatemi’nin seçimlerde oyunu kullanma kararlılığına açıklık getirilebilir. bu kararlılık, kendisini, bazı güçlerin ‘ahlaksızlık ve siyasi korkaklıkla’ suçlayacak derecede ciddi eleştirilerine maruz bıraktı.
hatemi’nin seçimleri boykot etmesi halinde musevi ve kerubi’nin akıbetine düşmekten sakınması derecesine varan bu adımın birçok açıklamasının ortaya çıkmasına rağmen, temel sebep belki de hatemi’nin hâlâ reformcu akım içindeki dini solu temsil etmesi. hatemi, sadece iran’ın halihazırdaki dönemde acil ihtiyaç duyduğu iç siyasi kenetlenmeyi gerçekleştirmek için değil, aynı zamanda siyasi reformun ve siyasi değişimin temel başlığı haline gelen ‘arap baharı’nın dayattığı verilerle uyum sağlamak için değişimin kaçınılmaz olduğunu düşünmesine rağmen islam cumhuriyeti sistemine inanıyor.
rafsancani vitrine dönüyor
haşimi rafsancani’nin de aynı tutumu benimsemesi dikkat çekiciydi. rejimin son cumhurbaşkanlığı seçimleri akabinde gelen protestolarda uyguladığı baskıya karşı çıkması sebebiyle tahran’da cuma namazı imamlığından alınmasından başlayarak mart 2011’de uzmanlar meclisi başkanlığı makamını kaybetmesine ve kızı faize hakkında hapis cezası verilmesine kadar maruz kaldığı baskılara rağmen rafsancani, "hâlâ rehbere bağlı olduğu ve rejim içinde çalıştığı" yollu önemli bir mesaj vererek seçimlerde oy kullandı.
ancak rafsancani’nin seçimlere katılmasının en önemli sebebi rejim içindeki son makamı olan danışma ve çözüm konseyi başkanlığı görevini de kaybetmeme çabası da olabilir. bu hedefine bizatihi ulaştı da. rehber seçimlerden sonra rafsancani’nin görevini bir beş yıl daha yineleme kararı aldı. rehberin, cumhurbaşkanının hareketlerini sınırlama, konumunu zayıflatma ve hatta rakipleriyle alt çekişmelerinde kan kaybına uğratma eğilimine işaret eden bir başka gösterge de bu. rehber bunları yaparken 2013 yılı ortasında cumhurbaşkanı için ‘güvenli çıkışı’ bekleyerek cumhurbaşkanını yine kendisinin temelini attığı denklemi devirmeye sevk etmek istememekte.
muhammed abbas naci, el ehram siyasi ve stratejik araştırmalar merkezi’nde araştırmacıdır. aynı merkezin çıkardığı ‘iran seçkileri’ dergisinin yayın koordinatörlüğünü yürütmektedir. ‘iran’ı kim yönetiyor’, ‘iran bir islam cumhuriyeti mi humeyni saltanatı mı?’, ‘iran ve türkiye’nin lübnan-israil savaşı’ndaki tutumları’ belli başlı çalışmaları arasında yer alıyor.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar