Görüş
‘Kafka’ Refah sınırında
Basit bir sınır geçişi Gazze’deki demir perdenin bir tarafında başlayıp diğer tarafında biten dört aylık uzun ve macera dolu zor bir yolculuğa dönüştü.

gazze şeridi’nde yeterince zaman geçirmiş, dikkatli her gözlemci gazzelilerin hareket özgürlüğüne ve kendi mallarını satma hakkına çok ihtiyaç duyduklarını ve bunları acilen istediklerini bilir. bu, gazzelilerin yüzde sekseninin birleşmiş milletler’den gıda yardımı almakta olduğu ve medyadaki gazze’nin filizlenen ekonomisi hakkındaki abartılı haberlere rağmen nüfusun yalnızca yüzde birinin gazze'nin ‘lüks mallarından, otellerinden ve restoranlarından’ yararlanabildiği gerçeğini hafifletmez.
birçok insan tarafından ‘dünyanın en büyük açık hava hapishanesi’ olarak nitelendirilen gazze, sınırlarından dışarı çıkmak isteyen siviller için acımasız bir şaka gibi. bir odada kilitli kaldığınızı, anahtarınız olmadığını ve duvarın diğer tarafında birinin odanın anahtarları şıkırdattığını duyduğunuzu düşünün. hareket özgürlüğünün anahtarını mısır ve israil ellerinde tutarken filistinliler, çıkış izni almak için iki devletten birine başvurmak ve onay damgası verilmesi garantisi olmayan meşakkatli ve bürokratik başvuru süreçlerini izlemek zorunda.
mayıs ayının sonunda, geçici mısır hükümeti refah sınırından geçen filistinlilerin seyahat kısıtlamalarını kolaylaştırmak için kararlı bir şekilde harekete geçmişti. bir aydan daha kısa bir süre sonra ise, mısır sözünden dönerek yeni politikasını değiştirmiş ve sınırdan geçen filistinliler için günlük kotayı önemli bir oranda azaltarak, 600’den 400’e düşürmüştü. bazı tahminlere göre, refah sınır kapısı, her gün 1000 kişinin geçmesine uygun. ağır hasta olanlar ve yurtdışındaki okullara giden öğrenciler refah sınır kapısının açılmasına çaresizce bel bağlamış durumda. aşağıda kısaca anlattığım, gazze'ye girebilmek için çektiğim eziyetler, mısır ve israil sınırlarını geçmeye çalışan gazzelilerin karşı karşıya kaldıkları, sisifos’unkine benzeyen, bitmek tükenmek bilmeyen anlamsız zorlukların küçük bir bölümünü resimleyecektir.
uzunca bir bekleyiş
2010 kışında, önde gelen bir toplumsal akıl sağlığı kuruluşu beni gazze şehri'ne davet etti. gazze’ye giriş izni almak için beklerken kahire’de sinir bozucu bir altı hafta geçirdim. mübarek hükümeti, mısırlı bir polis memurunun galloway yardım konvoyunun geçişiyle aynı zamanda öldürülmesine misilleme olarak, refah sınır kapısını yaklaşık iki ay süreyle kapalı tuttu. mısır dışişleri bakanlığı’na yedi kez başvurdum ve hiçbiri kabul edilmedi.
sınır nihayet yeniden açıldığında, sina yarımadası’ndaki refah kapısına en yakın kent olan el eriş’e giden bir otobüse atladım; sınır görevlilerini bana gazze’ye girme izni vermeye ikna edeceğimi ümit ediyordum. sina yarımadası’nın kuzeyi 'vahşi batı'yı anımsatıyor; yerel halkın yaşamı kendi kabile kanunlarına tâbi. sabah saatlerinde refah sınır kapısına doğru ilerlerken bedevi şoförümüz normal güzergahtan ayrıldı. onun sınıra giden asıl yolu bulmasına yardım eden, başka bir arabadaki silahlı suç ortağına da taksi parası vermek zorunda kaldık.
yol arkadaşım refah’tan geçebildiyse de ben geçemedim. bunun üzerine bir sonraki büyük adımı attım ve reddedilen başvurularım hakkında konuşmak için, izin verme konusunda nihai yetkiyi elinde bulunduran mısır istihbarat teşkilatı muhabarat’a gittim.
resmi yalanlar
muhabarat, duyduklarıma göre meşum ve taksi şoförlerinin yolcu götürmeyi pek istemedikleri bir yer. pasla kaplı dövme demirden yapılmış bir pencerenin arkasında hayal meyal gördüğüm güvenlik görevlilerinden, biriyle konuşmama izin vermelerini rica ettim. içeri girmeme üç saat sonra izin verdiler ve kim olduğunu bilmediğim, orta kademeli bir istihbarat görevlisiyle telefonla konuşmam için beni, iki buçuğa üç metre boyutlarındaki steril, mat gri bir odaya aldılar. görüşmemiz, görevlinin bana gazze’ye on dört gün geçerli bir giriş izni vermesiyle sonuçlandı. başlangıçtaki talebim altı ay içindi. gün biterken mısır dışişleri bakanlığı'na ulaştığımda iznimin faksla gönderilmemiş olduğunu gördüm ve şaşırmadım. abd’nin vergi ödeyen vatandaşlarının cebinden çıkan paralardan dış yardım olarak yılda iki milyar dolar alan yozlaşmış rejim mübarek yönetiminin acımasız yalanlar söyleyen güvenlik aygıtı beni ilk görüşmemizde böyle karşıladı.
2010 yılının bahar aylarında, nihayet, erez sınır kapısından gazze’ye giriş izni aldım ancak benzeri onay işlemleri peşimi bırakmadı. israil savunma bakanlığı başlangıçta güvenlik tehdidi teşkil etmediğime karar verdiyse de, en son aşamada “kriterlerine uymadığım için” beni reddetti. israilli bir insan hakları avukatına danıştıktan sonra, kökeni arapça olan soyadımın şüphe uyandırmış olabileceği söylendi. bu yorumu israil dışişleri bakanlığında çalışan bir binbaşı yapmıştı. ancak daha sonra asıl sebebin bakanlığın uyruğumu karıştırmış olduğunu keşfettik. beni yurtdışında okumak isteyen gazzeli bir filistinli öğrenci sanmışlardı. avukatım kimliğimin yanlış tespit edilmesiyle ilgili sorunu çözdükten sonra, bakanlığın gazze’ye giriş izni vermesi dört hafta daha sürdü. neticede gazze’ye girebilmek için dört ay uğraşmıştım.
paylaştıkları miras sebebiyle filistinliler, gazze’den çıkmak için mısır’ı, tercih edilmesi gereken sınır kapısı olarak algılıyor. ancak, devrim sonrasında mısır, gazzelilere daha fazla hareket özgürlüğü sağlamak konusunda olumlu işaretler vermedi. mısır’ın sınır politikasındaki sözlerinden geri dönmesi, israil’in gazze işgalinin normalleşmesini dolaylı yoldan desteklemektedir. refah sınırındaki kısıtlamaların yeniden sıkılaştırılması silah kaçakçılarına engel sayılmaz zira onların (en azından) tünelleri var.
sınırdaki kısıtlamalar bilakis yaşam desteği için özel tedavi ve ilaçlara muhtaç olan ölümcül yatalak hastalar gibi gazzelilerin en savunmasız olanlarına zarar veriyor. sınır geçişindeki gecikmeler, üniversite öğrencilerini yurtdışındaki eğitim burslarını kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. israil gazze'ye yaptığı saldırıları arttırmaya başladığında, refah sınır kapısı filistinli siviller için daha da önemli hale geliyor. bu dar sahil şeridi, nispeten düz olan topografik yapısıyla, gürültüyle yaklaşan apache helikopterlerinden ve her an her yerden vurma becerisine sahip, fazla ses çıkarmaksızın vızıldayan insansız hava araçlarından sığınacak yer sunmuyor.
bölgenin öncüsü olarak takdir gören mısır, ahlaklı bir adalet ve dürüstlük içinde hareket ederek refah sınır kapısını kalıcı olarak açmalıdır. mısır’ın sınır politikasında yapılan önemsiz değişikliklerden dolayı yaşadığı hayal kırıklığını ifade eden blog yazarı/öğrenci abu yazan şunları söylüyor: “lütfen bu kapıyı kapatın… onu istemiyoruz. refah sınır kapısı olmasa bizim için daha iyi olurdu, en azından onu düşünmek zorunda kalmazdık!”
diane shammas, uluslararası eğitim ve kentsel yüksek eğitim konusunda doktora sahibi ve arap amerika ilişkileri konusunda uzman. shammas, gazze şeridi’nde 2010-2011 yılları arasında öğretim görevlisi olarak çalıştı.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
kaynak: al jazeera
Yorumlar