Görüş
Kamuda şeffaflık paketi ne getirecek?
Başbakan'ın açıkladığı "şeffaflık paketi” olumlu bir beklenti yarattı. Ancak kentsel rantın kamuya geri dönmesi, milletvekillerinin özlük hakları ve ihbarcının korunması dışında siyasette şeffaflık ve hesap verebilirlik beklentilerinin bir başka bahara kalacağı anlaşılıyor.

adalet ve kalkınma partisi (ak parti) hükümetinin şeffaflık ve hesap verebilirlik karnesi, 2003’te tbmm yolsuzlukla mücadele araştırma komisyonu kurulmasıyla başlamış; daha sonra yolsuzlukla mücadele eden ülkeler grubu'na (greco) üyelik, ilgili avrupa konseyi sözleşmeleri ile birleşmiş milletler yolsuzlukla mücadele sözleşmesi'nin (bmyms) onaylanmasıyla devam etmiştir. bilgi edinme kanunu’nun kabul edilmesi ve kamu görevlileri etik kurulu’nun kurulması bu konudaki diğer girişimlerdir. bu süreçte önemli bir dönüm noktası, şubat 2010’da bakanlar kurulu’nca kabul edilen saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesi stratejisi’dir. strateji belgesi; greco tavsiyeleri, avrupa komisyonu ilerleme raporları, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de dikkate alınarak hazırlanmıştır.
strateji belgesinde yer alan hedefler doğrultusunda geliştirilen eylem planı ve kurumsal yapının oluşturduğu raporlar etkili ve bütünleşik bir ilerleme sağlayamamıştır. greco’nun üçüncü değerlendirme raporu'nda “suç isnadı” ve “partilerin finansmanının şeffaflığı” konularında yaptığı tavsiyelerin sadece yarısı tatminkâr bir biçimde uygulanabilmiştir. kasım 2014’te greco genel kurulu’nda onaylanan ve kamuoyuna henüz açıklanmayan üçüncü uyum raporu'nda özel sektörde rüşvet ve özel etkin pişmanlık savunması konularında eksiklikler bulunmaktadır. parti finansmanına ilişkin olarak ise, ne şeffaflık ne de etkin yaptırımlara ilişkin tavsiyeler tam olarak uygulanabilmiştir.
son yıllara ilişkin olarak sayıştay raporlarında da belirtildiği gibi başta maliye bakanlığı, toki (toplu konut idaresi başkanlığı), devlet demiryolları, ösym (ölçme, seçme ve yerleştirme merkezi) olmak üzere birçok merkezî idare kurum ve kuruluşu ile yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında ortaya çıkan usulsüzlükler, aralık 2013’te ortaya çıkan ve dört bakanın adının karıştığı “yolsuzluk iddiaları” kamuoyunda yolsuzluk algısını artırmıştır. türkiye, uluslararası şeffaflık örgütü’nün 2014 yolsuzluk algı endeksi'nde on sıra gerileyerek 175 ülke arasında 64. sırada yer almıştır. 2011’den başlayarak yargı sisteminde ortaya çıkan yasal ve kurumsal değişiklikler ile ifade özgürlüğü alanındaki sınırlayıcı yasal düzenlemeler ve uygulamaların da yolsuzluk algısını artırdığı ileri sürülmektedir.
paketin olumlu yanları ve eksikleri
dört eski bakana ilişkin yolsuzluk soruşturmalarının yargıda ve tbmm’de “aklandığı” bir dönemde başbakan prof. dr. ahmet davutoğlu tarafından açıklanan “kamu yönetiminde şeffaflık paketi” olumlu bir beklenti yaratmıştır. paket, başlıca üç bölümde irdelenebilir: siyasetin finansmanı ve siyasi etik; kamu görevlileri ve mal bildirimi ve imar planları. “şeffaflık paketi”, mevcut düzenlemelerde değişiklikler yapılmasını ve bu konularda yeni düzenlemeleri içermektedir.
anayasal bir zorunluluk olan seçim kampanyalarının düzenlenmesi 6271 sayılı cumhurbaşkanı seçimi kanunu dışında bugüne kadar yapılamamıştır. siyasi partilerin seçim öncesinde kampanya bütçelerini ve kampanya sonunda da bilançolarını kamuoyuna açıklamaları önemli bir yeniliktir. yerel ve genel seçimlere katılan adaylara yapılacak bağışların elektronik ortamda duyurulması ve seçim harcamalarının denetlenmesi ise önemli bir kara deliği kapatacak görünmektedir. ayrıntıları henüz bilinmemekle birlikte bu hükümlerin, greco tavsiyelerinin büyük bir bölümünü karşılayacağı söylenebilir. siyasetin finansmanıyla ilgili olarak pakette siyasi etik komisyonu kurulması da öngörülmektedir. bu düzenlemelerin 2015 genel seçimlerine az bir süre kala tbmm’de görüşülüp yasalaşması olası görülmemektedir. kısaca, bu konudaki düzenlemeler en erken olağan süresinde yapılacak 2019 mahalli ve genel seçimlerde uygulanabilecektir. bu bağlamda, hükümetin etkin olmayan olumlu bir adım attığı söylenebilir.
buna karşılık bu konuda pakette yer alan ve tüm parti grup başkanvekillerinin ortak imzalarını taşıyan tbmm üyeliği kanun teklifinin seçimlerden önce kanunlaşacağı ileri sürülmektedir. yakın geçmişte milletvekillerinin özlük haklarının genellikle kritik yasa değişikliklerinde ya da seçimlerden hemen önce düzenlenmesi kamuoyunda “siyasi rüşvet” iddialarını gündeme getirmiştir. bu ise, giderayak milletvekillerinin kendilerine “kıyağı” tartışmasını yaratacaktır.
kamu görevlilerine yönelik olarak 3628 sayılı mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele kanunu’nda yapılacak değişikliklere göre, mal beyanının kapsamı genişletilecektir. böylece, partilerin grup başkanvekilleri, genel merkez yöneticileri, il başkanları, ilçe başkanları, yüksek mahkeme başkan ve üyeleri ile daire başkanları ve ulusal ve yerel radyo ve televizyonların yöneticileri de mal beyanında bulunacaklardır. bildirim süresinin iki yıla indirilmesi yanında, başbakan’ın "herkes, kimin, hangi yıl, neyi elde ettiğini görebilecek" ifadesi şeffaflık yönünden önemli olsa da nasıl gerçekleştirileceği bilinmemektedir. öte yandan, cumhurbaşkanı tayyip erdoğan’ın basında yer aldığı şekliyle bu konudaki ilk tepkisi, değişikliklerin gerçekleştirilmesi hakkında soru işaretleri yaratmıştır.
başta 2531 sayılı kamu görevinden ayrılanların yapamayacakları işler hakkında kanun ile 5411 sayılı bankacılık kanunu’nda düzenlenen görev sonrası yasaklar ile yolsuzlukla ilgili somut ihbarda bulunanlara sağlanacak güvence, ödül ve yaptırımlar pakette açıklanan diğer düzenlemelerdir. etkili mekanizmalar olmadan bunların uygulanması zordur. ancak, gerek bm gerekse avrupa konseyi’nin ilgili sözleşmelerinin önleyici önlemleri ile şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda ilerleme sağlanabilecektir.
son olarak, hassas bir tartışma alanını ve sürecini oluşturan imar planları ile ilgili değişiklikler açıklanmıştır. bu konuda en somut çıktının imar değişiklikleri ile oluşacak rantın kamuya dönüşümü (rant vergisi) ile özellikle belediyelere yeni kaynak yaratılması olduğu düşünülmektedir. kuralsız ve ilkesiz planlama ve kentsel rant dağıtımı sürecinin sonuna gelindiği büyük kentlerde, bu bağlamda getirilecek katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin kısa vadede yaygın bir olumlu etki yaratacağını düşünmek gerçekçi değildir.
kuşkusuz, yolsuzlukla mücadele uzun erimli bir süreçtir. bu bağlamda, yolsuzlukla mücadelenin tek bir elden yürütülmesi ve eşgüdüm sağlanması için “bağımsız” bir yolsuzlukla mücadele biriminin –örneğin, statüsü değiştirilerek başbakanlık teftiş kurulu– oluşturulması önem taşımaktadır. türkiye’de btk (bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu), masak (mali suçları araştırma kurulu), sayıştay, kom (emniyet genel müdürlüğü kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanlığı) gibi kurumlar arasında eşgüdüm konusunun temel bir soru olduğu açıktır.
avrupa'daki uygulamalar
slovenya yolsuzluğun önlenmesi komisyonu, siyasi parti liderlerinin mal bildirimlerinin ve açıklanamayan kazançların incelenmesi yapmaktadır. romanya ulusal yolsuzlukla mücadele müdürlüğü, üst düzey siyasetçi, yargı ve yürütme erki üyeleri hakkındaki yolsuzluk iddialarını “tarafsız” bir biçimde soruşturmak ve kovuşturmakla görevlidir.
kamu yönetiminde atamaların, tayin ve terfilerin bağımsız bir kurul tarafından izlenmesi ve onaylanması ilk önlemdir. ingiltere ve galler kamu tayin komiseri, kraliçe tarafından atanır; hükümetten bağımsızdır ve kamu görevlisi statüsünde değildir. görev alanına giren kamusal atama süreçlerini düzenlemek, bu konudaki şikâyetleri incelemek, atamalarda liyakat ilkesini esas alarak, atamaların ekonomi, etkililik ve verimlilik ile fırsat eşitliğine uygun olarak yapılmasını geliştirmek başlıca görevleridir.
başta hollanda ve almanya olmak üzere birçok ülkede, çok paydaşlı ulusal ve yerel bütünlük (dürüstlük) sistemleri geliştirilmiştir. medya ve sivil toplum örgütlerini de kapsayacak bir biçimde tüm tarafların katıldığı etkileşimli bir sistem oluşturulmuştur. örneğin hollanda’da kamu yönetiminde bütünlük, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlamak üzere kamu sektöründe bütünlüğü geliştirilmesi dairesi (bios) kamu sektöründe bütünlük politikalarının tasarım ve uygulanmasında katkı sağlamaktadır. yaklaşık 500 şehirde yerel bütünlük sistemleri yerel yönetişimin önemli bir parçası olmuştur.
son olarak, merkezi ve yerel yönetimlerde ihale mevzuatı ve uygulamalarının şeffaf, açık ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun bir biçimde yapılması gerekmektedir. türkiye’de kamu ihalelerinde tespit edilen usulsüzlükler sayıştay raporlarında sıklıkla yer almaktadır. greco raporuna göre, alman ilçe ve belediyeler derneği federal küçük ve orta ölçekli inşaat müteahhitleri derneği ile ortaklaşa olarak hazırladıkları yerel yönetimlerde yolsuzluğun önlenmesi broşüründe ihale süreçleriyle ilgili birçok konuda bilgi ve yol göstermede bulunmaktadır.
sürdürülebilir ve etkili bir yolsuzlukla mücadele eylem planı için siyasetçi, kamu görevlisi, özel sektör, medya ve sivil toplum temsilcilerinin ortak ve kararlı birlikteliği önem taşımaktadır.
prof. dr. ömer faruk gençkaya, marmara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi fransızca kamu yönetimi bölüm başkanı. avrupa konseyi yolsuzluğa karşı ülkeler grubu’nda (greco) ülke değerlendirmecisi ve avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı (agit)-demokratik kurumlar ve insan hakları siyasal partiler uzmanları ana grubu üyesidir. tbmm, siyasi etik, siyasetin finansmanı ve yolsuzlukla mücadele konularında çalışmaktadır.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar