Muhalefetin siyaset dışı adayı | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Görüş

Muhalefetin siyaset dışı adayı

CHP ve MHP'nin adayı İhsanoğlu saygın bir isim, ancak siyasi tecrübesi yok. Halkın oyunu isteyen bir cumhurbaşkanı adayının siyasi rekabetin içinde aktif olması gerekecektir.

CHP lideri, İhsanoğlu'nun kampanya hesabına 9 bin lira yatırdı. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

ekmeleddin ihsanoğlu’nun cumhuriyet halk partisi (chp) ve milliyetçi hareket partisi (mhp) tarafından ortak çatı adayı olarak gösterilmesiyle cumhurbaşkanlığı seçiminde belirsizlikler oldukça azalmış gibi görülebilir. ihsanoğlu’nun saygın bir ismi olduğundan hareket edilse bile türkiye için bu seçimde ihtiyaç duyulan siyasi bir vizyonu ve tecrübesi olduğunu, seçmeni kampanya içerisinde ikna edebileceğini söylemek zordur. bu nedenle ihsanoğlu’nun adaylığının her iki parti için de ilginç olabilecek belirsizlikler taşıması söz konusudur.

ihsanoğlu’nun aday gösterilmesi bir açıdan 1980 öncesi cumhurbaşkanlığına özlem olarak görülebilir. oysa şu anda mevcut anayasal çerçeve içinde bile cumhurbaşkanı, oldukça aktif ve yönlendirici bir rol oynama yetisine sahiptir. üstelik hazırlanmakta olduğumuz yeni dönemde doğrudan halk tarafından seçilmenin getirmekte olduğu dinamiklerle üstleneceği yeni rol bugünkünden daha da aktif ve belirleyici olacaktır. popüler oyla tek başına, ismi, kişiliği ve karizmasıyla almakta olduğu milyonlarca oyun yeni cumhurbaşkanına getireceği siyasi gücün yok varsayılması mümkün olmayacaktır.

bu gücün anayasal kontrollerinin eksik ya da net bir şekilde olmamasının sıkıntılar yaratacağı aşikârdır. ancak bu güce talip olan bir adayın kendinden beklentileri de karşılayabilecek özelliklere sahip olması beklenir. hele hele karşısına çıkması beklenen aday, recep tayyip erdoğan gibi kendi vizyonunu güvenle doğrudan halk ile paylaşan, karizma sahibi iyi bir hatipse bu beklentileri yabana atmak doğru olmayacaktır.

bu seçimlerde yarışacak adayların öncelikle siyasi güçlerinin farkında ve bunu kullanmaktan kaçınmayacak olmaları beklenir. seçmen karşısına çıkıp oy istedikten sonra bu oyun ağırlığını çelişkili mesajlar vermeden sahiplenmeleri gerekecektir. burada anayasal kısıtlar içerisinde kalınması gereği vurgulanabilir elbette. ama seçmen karşısında bu aşikârı ilanın bile bir zayıflık olarak algılanabileceğini düşünmemiz için pek çok neden bulunabilir.

halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı olmak demek öncelikle halka anlatılabilecek bir vizyonunuzun olmasını gerektirecektir. bu vizyon, pozitif bir şekilde neler yapmak isteyeceğinizi anlatarak ya da nelerin nasıl değişmesi gerektiğini belirterek de anlatılabilir; rakip adayın eleştrisi temelinde de yapılabilir. ancak halkın oyunu isteyen bir cumhurbaşkanı adayı, onlara neler vadettiğini, nasıl bir ülke için çalışacağını da açıkça ortaya koymak durumundadır. üstelik karşınıza çıkacak rakibiniz bunu yapacaksa sizin buna sessiz kalmanız sadece yenilgiyi baştan kabul etmek olacaktır.

parti teşkilatı üzerinde ikna kabiliyeti olamayacak böyle bir adayın esas amacının chp teşkilatını dönüştürmek değil, ancak chp’ye yeni seçmen kitleleri katarak bu şekilde partiyi dönüştürmek olduğu ileri sürülebilir.

by Ali Çarkoğlu

bu düşünüldüğünde cumhurbaşkanı adaylarının siyasi rekabetin içinde aktif olmaları gerekecektir. ekonomi politikasından, kürt ya da alevi açılımına, mecburi din derslerinden türbanın kamusal alandaki yerine, suriye ve ortadoğu’ya yönelik politikalardan arap baharı'nın yorumuna, askerin ülke siyasetindeki yerine kadar her kritik konuda yeni cumhurbaşkanının fikirlerinin ne olduğu önem taşıyacaktır.

ihsanoğlu’nun gündemdeki her konu hakkında fikir beyan etmesi beklenirken bu konuların pek çoğu hakkında bir kapalı kutu olduğunu ileri sürmek abartı olmayacaktır. siyasete dışarıdan geliyor olmanın avantajı kritik konularda tavrınız hakkında belirsizliği sürdürmek değil, her konuda gündemi sıfırdan yeniden şekillendirebilecek bir beyaz sayfa ile yarışa başlamak olabilir. bu da yine kendi içerisinde tutarlı ve seçmene cazip gelecek bir vizyon etrafında şekillendirilebilir.

ihsanoğlu’nun ülke için vizyonu hakkında pek çok şey söylenebilir. ama herhalde chp tarafından bugüne kadar ortaya konduğu şekliyle sosyal demokrat, laik ve kemalist bir vizyonu olduğu söylenemez. ihsanoğlu’nun adaylığı en iyimser yorumla chp’nin kendini yenilemesinin yeni bir adımı olarak görülebilir. ancak chp, deniz baykal sonrası dönemde bu kendini yeniden tanımlama konusunda ne kadar yol alabilmişse ihsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ile daha uzun mesafe katedebileceğini ileri sürmek de pek inandırıcı değildir.

parti teşkilatı üzerinde ikna kabiliyeti olamayacak böyle bir adayın esas amacının chp teşkilatını dönüştürmek değil, ancak chp’ye yeni seçmen kitleleri katarak bu şekilde partiyi dönüştürmek olduğu ileri sürülebilir. bu noktada da ihsanoğlu’nun akp liderinin söylediklerinden farklı, ama onlara çok da yabancı ve itici olmayan bir argümanlar serisi üretmesi gerekiyor. bunun kolay bir iş olmadığı aşikârdır. hele bu konuda aktif siyasetin içerisinde şekillenmiş tecrübe ve birikiminiz yoksa.

ihsanoğlu’nun adaylığının mhp seçmeni için de benzer sıkıntılar taşıyacağı düşünülebilir. ancak yükselen muhafazakârlık karşısında kemalist prensiplerin yeniden tanımlanması  bağlamında ihsanoğlu’nun adaylığı mhp için chp'den daha az sorunlu olacaktır. bu bağlamda mhp tarafından desteklenen bir çatı adayının kürt açılımında yeni bir perspektif yaratmasını beklemek güç olacaktır. bu da doğal olarak ihsanoğlu’nun kürt oylarına talip olamayacağı sonucunu doğurur.

o halde matematiksel mantık ile ihsanoğlu’nun başarılı olması ancak chp ve mhp içinde uzaklaştırdığından fazla bir oyu akp’den alabilirse mümkün olabilecektir. bu da herhalde öncelikle bir zamanlar anap ya da dyp seçmeni diye tanımlanabilecek ve gezi ile 17 aralık süreçleri sonrasında akp’den rahatsız bir kitleye hitap edilerek yapılabilir. böyle bir kitle var mıdır? varsa bu kitle gerek mhp, gerek chp içinde yabancılaştırılacak gruplardan daha büyük müdür? bunu zaman gösterecek.

ancak seçime iki aydan az kalmışken yeni bir siyaset vizyonu üretebilmek mümkün olmayacaktır. peki ihsanoğlu, akp’den duyulan rahatsızlıkları maksimize etmek üzere eleştirel ve negatif bir kampanya yürütebilir mi? pozitif, yapıcı bir vizyon üretmek için pek vakit yoksa ve yeterli dozda negatif kampanya da yürütülemeyecekse başarı mümkün olabilir mi? akp’nin olası adayı karşısında tutarlı ve gerektiğinde sert bir eleştiri dozunu tutturup akp’yi yıpratarak seçimi kazanabilir mi? ve bütün bunları da ramazan ayında, irak ve suriye’de türkiye’nin güvenliğini tehdit eden gelişmeler yaşanırken yapabilir mi? göreceğiz...

prof. dr. ali çarkoğlu, koç üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve eylül 2013’ten itibaren iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekanı. daha önce boğaziçi üniversitesi ve sabancı üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. 2008-2009 akademik yılında hollanda beşeri ve sosyal bilimler yüksek araştırmalar enstitüsü’nde (nias) akademi üyesi olarak araştırmalar yapmıştır. 2013 yılında bilim akademisi’ne seçilmiştir. 

twitter'dan takip edin: @alicarkoglu

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Ali Çarkoğlu

prof. dr. ali çarkoğlu koç üniversitesi, uluslararası ilişkiler bölümü’nde öğretim üyesidir ve eylül 2013’ten itibaren iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekanlığını yürütmektedir. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;