Görüş
Ortadoğu çekişmesindeki derin değişimler
Amerikan hedeflerinin kendi bölgesel gücünü tehdit edeceği ve düşmanlarını güçlendireceğinden endişelenen İran, Suriye ve Irak'taki önemli rakipleri konumundaki Arap ülkelerinin, IŞİD karşıtı koalisyondaki rollerinden kaygılı.

ortadoğu'daki gelişmeler -güç dengeleri, iç çatışmanın kuralları veya arap maşrık'ı üzerinde kurulan denklemler açısından- bölgesel koşulların derinliklerine giden temel bir değişimi içeriyor. bu gelişmeler, bazı bölgesel ve küresel güçlerin, iran projesi ve rus yayılmacılığıyla mücadelede dayandığı uzun vadeli bir taktiğin zirvesini oluşturuyor. iran ve rusya'nın bölgenin şartlarıyla oynayıp istikrarını tehdit etmesi, felaketle sonuçlandı. bu felaketin derin etkileri daha uzun süre devam edecek.
bugün dünya (terörle savaş için uluslararası bir koalisyon kurulmasıyla birlikte) uçurumun kenarına nihayet gelebildi. ortadoğu'nun vücüdunda açılan yaraların, estetik ameliyatlarla iyileşmeyeceği ortada. kanser hücrelerini yok edecek ve vücudun dengelenmesini sağlayacak yeni hücreleri ekleyecek derin bir cerrahi operasyona ihtiyaç var.
dünyanın tavrındaki bu dönüşümde, iki değişken başat rol oynadı:
1) suriyelilerin direnişi, rusya ve çin'den destek alan iran projesiyle savaştaki güçlü iradeydi. şayet beşşar esed rejimi, müttefikleri ve destekçileri, suriyelilerin devrimini toprağa gömebilseydi, dünya bu yeni duruma uyum sağlamakta beis görmezdi.
2) ürdün'ün de katılmasıyla bir körfez arap gücünün oluşturulması, ortadoğu'daki gelişmelere dair okumaların, arapların çıkarları ve güvenliğini dikkate alacak şekilde gözden geçirilmesini dünyaya dayatıyor. arap gücü, bu dayatma esnasında iran'ın etkilerini izole edip kuşatma altına alacak bir politika yürütüyor. ve (bölge denklemlerini değiştirme fırsatı olarak görülen) bu yeni vizyon üzerinden uluslararası şartlara yaklaşıyor. hiç kuşkusuz bu noktaya gelinmesi, esed rejimini destekleyen ittifakın harcadığı büyük medya, finans ve silahlanma desteği karşısında muazzam bir çaba harcamayı gerektiriyor.
bugün şam rejimini destekleyen ittifakın, esed'in artık hedef olmadığı algısı yaratması yeterli olmadığı gibi, işlerin yolunda gittiğine dair kendini tatmin edecek haber ve açıklamaları bir araya getirmesinin de hiçbir yararı yok. çünkü esed yanlısı ittifakın görmesi gereken farklı bir durum oluşturuluyor. şam rejimi, geçmiştekinden daha kötü bir dizi olasılıklar hattı üzerinde bulunuyor. zaten sahada iç içe geçmiş bir yapı var ve esed yönetimi, tam da ortadoğu'nun coğrafi ve siyasi haritasından irak ve şam islam devleti (işid) örgütünü çıkarmayı öngören planın yolu üzerinde duruyor.
yukarıdaki olasılıkların merkezinde, birleşmiş milletler (bm) şartı'nın 7. maddesi uyarınca kabul edilen ve suriye'de harekete geçilmesinin hukuki temelini oluşturan 1270 sayılı güvenlik konseyi kararı'nın genişletilmesi yer alıyor. 1270 sayılı bmgk kararı, operasyonal zorunluluklardan dolayı hedef halkasının genişletilmesi olasılığını da içeriyor. burada, 1270 sayılı bmgk kararı çerçevesinde yapılacak daha esnek yorum ve içtihatlara ihtiyaç duyuluyor. aynı karar, işid ile savaşın sahasını belirlemiyor ve tüm suriye'nin merkezinde durduğu çatışmanın boyutlarını kapsamıyor.
barack obama yönetiminin bu noktada attığı adımlar şöyle özetlenebilir:
i) suriye'deki ılımlı muhalefetin desteklenmesi kararını, yasal yetki almasıyla beraber, hayata geçirmesi. abd yönetimi, ılımlı muhalefetin suriye sahasındaki konumunu iyileştirmek amacıyla, bu kesimin orta ve uzun vadede rehabilite edilmesine bel bağlıyor. suriyeli devrimcilerin savaşta sergilediği performans, onları göz ardı edilemez bir vakıa olarak dayattı. suriyelilerin sesini dünyaya duyurabilen ve esed'in sünni çoğunluğu yönetemeyeceğine obama yönetiminin ikna olmasını sağlayan sağlam güç olarak bu vakıaya artık itimat edilebilir. esed'in şaibeli seçimlerle kendisinin tüm suriyelilerin tercihi olduğunu ispatlamaya çalışmasına rağmen...
hiç kuşkusuz sünni oluşumdan bahsederek mezhepçi mantığa başvuran abd, o bağlamı, bazılarının ortaya koymaya çalıştığı gibi ortaya koymadı. washington daha çok iran'ın ürettiği siyasi sahanın kapsamındaki gerçekleri tanımlamaya çalıştı. tahran, bu siyasi saha üzerinde, faaliyetleri arap körfez'inden akdeniz sahillerine kadar uzanan askeri bir dinamizm kurmuştu.
ii) işid'i meydana getiren kapsamlı kaos haritası ve canlandıran çevre vurulmadan örgütü bitirmenin imkansız olduğu gerçeğini vurgulaması. abd'nin (suriye politikasına dair) uygulamasındaki bir gelişme olan bu hamle, bilincindeki bir gelişme konumundaki ilk maddeyi izliyordu. çerçevenin merkezine şam rejimini koyan washington, irak ve suriye'de sünni bir savaşçı sistem kurma niyetini açıklamak suretiyle tahran ile onun mantığı ve çalışma araçlarını kullanarak mücadele kararı aldı. abd'nin uzun vadeli hedefi, iran'ın faydalandığı boşluğu doldurmak. ki yapılmak istenen operasyonun sonuçları, (önceki afganistan ve irak operasyonlarında olduğu gibi) tahran'ın çıkarlarına hizmet etmesin.
'sünni savaşçı sistem' ise hazm hareketi, nureddin zengi tugayı, 13. tümen, 101. tümen ve suriye devrimcileri cephesi gibi titizlikle seçilmiş 18 grubu kapsayan ılımlı ekiplerden oluşuyor. bu sistemin sancağı altına, suriye ve farklı bölgelerde savaşan devrimcilerin ekseriyetinin girmesi bekleniyor. kalıcı olacak ve uluslararası çevrelerce tanınacak bu sünni askeri yapı, suriye'de devleti kuracak güçlerin çekirdeğini teşkil edecek. operasyonal gelişmeler ve taktiksel ihtiyaçlar doğrultusunda, faaliyetlerini arttıracak. washington'ın kurmaya çalıştığı sünni askeri yapı, iran'ın bölgedeki askeri yapısıyla tam bir tezat içerisinde.
yalnız şu günlerde etrafında büyük gürültü koparılan önemli bir başka soruna dikkat çekmek kaçınılmaz. bu sorun, abd'nin suriye'de ve destekleyeceği oluşumlar üzerinde tam bir kontrol sağlayamayacak olması. hiç kuşkusuz suriyeliler, devrimden dört yıl sonra uluslararası politikanın değişimlerine, masa altında dönen hile ve dolaplara, bölgesel ve küresel güçlerin yürüttüğü alış-verişlere dair tecrübeliler ve durumu daha iyi okuyabiliyorlar. dolayısıyla devrimcilerin tüm yumurtalarını amerikan sepetine koymaları beklenmemeli. suriyeliler, abd'nin işid'i bitirme stratejisindeki hedefleri ve çıkarlarını öne geçirmesine ve bu yolda onları kullanmasına izin vermeyecekler.
ayrıca suriyeliler, irak'tan da önemli dersler çıkardılar. işid'e yönelik amerikan savaşının sahada askeri güce ihtiyaç duyduğunu biliyorlar. irak'ta el kaide'ye karşı kurulan 'sahva güçleri' deneyimi, örgütten kurtulduktan sonrası ihmal edilen bu güçlerin hafızasında hâlâ tazeliğini koruyor.
şühesiz suriye devrimi'ne destek veren bölge ülkeleri, abd'nin esed rejimini devirme misyonunu yerine getirip getiremeyeceğini yakından izliyorlar. bu ülkeler, aynı minvalde kendi stratejilerini geliştirmek yolunda bunu kullanacak, silahlı muhalefete daha fazla destek pompalamak için suriye devrimi'nin silahlandırılması ve finanse edilmesinden yararlanmaya çalışacaklar.
oyunun ana hatlarını anlayıp tabloyu yeniden okumaya başlayan iran'ın, işid ile savaştaki coşkusu bittiverdi; tahran, süreçten şüphelenmeye başladı. bu tutum, iran'ın işid karşıtı koalisyon hakkında verdiği şaşkın ve belirsiz mesajlarına yansıdı. tahran'dan gelen mesajlar, işid karşıtı koalisyonun teşvik edilmesi ile iran'ın dini lideri ali hamaney'in, "tahran, washington'ın eli kirli olduğu için onunla ittifak yapmayı reddediyor." açıklaması arasında gidip geldi.
amerikan hedeflerinin kendi bölgesel gücünü tehdit edeceği ve düşmanlarını güçlendireceğinden endişelenen iran, suriye ve irak'taki önemli rakipleri konumundaki arap ülkelerinin, işid karşıtı koalisyondaki rollerinden kaygılı. bu rol, iran'ın bölgesel gücünü uzun süreliğine sonlandıracak. tahran'dan akdeniz sahiline kadar kendi hilalini çizen iran, (abd ve müttefiki arap ülkelerinin hamlesiyle) uzun yıllar kan kaybına uğramasının ardından gücünü toplama imkanı bulamayacak.
belki de iran'ı en fazla korkutan husus; ürdün ve körfez'den oluşan arap gücünün katıldığı bu organize yapının, tahran'ın bölgedeki güç tekeline son verecek olması veya en azından onu, mücadelesini veremeyeceği bir yıpratma oyununa sokması.
peki, bu tablo, iran'ın yarın araçlarını bölgeden toplayıp gideceği anlamına gelir mi? acaba bölgedeki kriz ve çekişmelerin, işid karşıtı koalisyon ve sahada kurulmaya çalışılan yapının tamamlanmasıyla son bulacağı söylenebilir mi?
gerçekler, çekişmenin bir dönem sürme ihtimali üzerinde duruyor. ancak olayın yapısına dahil edilmek istenen değişiklikler, hiç kuşkusuz bölgenin gelecekteki sahnelerinin belirlenmesinde paralel ve planlı sonuçlar doğuracak. gelecekte kurulacak iki sahneden söz edilebilir:
1) iran hilalinin temel eklemlerinin kırılması.
2) gelecekteki gelişmeler için farklı seçeneklerin sunulması ve mevcut sahnenin, ortadoğu bölgesinin atmosferini uzun süredir gölgeleyen ve iran egemenliğini temsil eden tek seçenekten kurtarılması.
gazi tahir dahman, suriyeli yazar. 1965'te şam-yarmuk'ta doğdu. siyaset bilimi öğrenimi gördü. arap gazetelerinde araştırma ve makaleleri yayımlanan dahman'ın, 'uluslararası hukukta kudüs', 'afrika-arap ilişkileri' ve 'müzakere yönetimi' adlı üç kitabı bulunuyor.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar