Görüş
Sporda cezalar ne kadar caydırıcı?
Trabzonspor-Gaziantepspor maçından sonra yaşanan olayların ardından Trabzon camiasına 'ağır' bir fatura çıktı. Peki, TFF tarafından verilen cezalar ne kadar caydırıcı? Yöneticileri nasıl ve hangi ölçüde etkiliyor? Spor hukukçusu Alpay Köse Al Jazeera için yazdı.
geçtiğimiz hafta oynanan trabzonspor–gaziantepspor maçı sonrası yaşanan olaylar bir kez daha gündeme sporda şiddet konusunu taşımış oldu. yaşanan olayların ve yapılan açıklamaların boyutları çok ciddi olması nedeni ile tff profesyonel disiplin kurulu tarafından verilecek cezalarında yüksek olması beklenmekteydi. nitekim beklendiği şekilde eşine az rastlanır cezalar verildi yöneticilere. olayı spor tarihinde bir ilk yapan ise ilk kez tff başkanvekili pozisyonunda olan bir kişinin disipline sevk edilmiş ve 1 yıl 6 ay gibi yüksek bir cezaya çarptırılmış olması oldu.
bu tip kulüp yöneticilerinin adının karıştığı olaylarda, yöneticilere temelde iki kategoride ceza verilmektedir. bunlardan ilki "hak mahrumiyeti" cezası olarak adlandırılmaktadır. aslına bakılırsa hak mahrumiyeti tff disiplin talimatında düzenlenen en ağır cezalardan birini teşkil etmekte.
cezanın tanımlamasına bakıldığında bu cezaya çarptırılan kişi futbol faaliyeti içerisinde elinde bulunan hiçbir yetkiyi kullanamamakta hatta stadyumlara girme hakkını bile kaybetmektedir. ancak uygulamaya baktığımızda birçok kulüp başkan ve yöneticisinin hak mahrumiyeti cezası almasına rağmen görevleri yönünden hiçbir değişiklik olmadığına ve kulüpleri aynen yönetmeye devam ettiklerini, maçlar sırasında maçı izlemek amacı ile dahi stada girememeleri gerekirken, sadece protokol tribününe giremedikleri bunun dışında maçı bir locadan rahatça takip ettiklerini görmekteyiz.
yani aslında verilen ceza müddeti boyunca futbol faaliyetinden uzaklaşması gereken yöneticiler açısından cezanın pratik anlamı sadece maç esnasında protokol tribününe girememeleri olmaktadır. zaten hukuki açıdan değerlendirildiğinde spor hukuku alanında verilmiş olan bir ceza ile dernek veya şirket yönetiminde bulunan bir kişinin bu görevinden uzaklaştırılması mümkün olmayacağından cezanın işleyiş açısından anlamı bulunmamaktadır.
burada cezanın caydırıcı olabilmesi için federasyonun cezanın gereğini yerine getirmeyen kulüp hakkında baskı uygulaması gerekmektedir. dolayısı ile hak mahrumiyeti cezasını yöneticilerin haklarına bir etkisi olmadığından caydırıcı olma özelliği de bulunmamaktadır.
yöneticilere verilen diğer ceza türü ise para cezası şeklinde olmaktadır. nitekim birçok suç teşkil eden fiillerde yaptırım olarak çeşitli miktarlarda para cezaları tff disiplin talimatında ön görülmüş durumda. en yakın örnek olarak son olaylardan sonra trabzonsporlu yöneticilere toplamda 2 milyon tl’ye yakın para cezaları verildi. verilen bu para cezalarının yöneticiler üzerinde caydırıcılığı ise ciddi ölçüde kuşkulu durumda.
aslına bakılırsa verilen para cezalarının miktarları gerçekten ciddi boyutlarda ve bir olay sonucu bir yöneticiye 300 bin tl’ye varan cezalar uygulanabilmekte. ancak uygulamada görülmekte ki kulüp başkan ve yöneticilerini bu para cezaları kesinlikle etkilememekte.
bunun pratikte sebebi aslında talimatın ilgili hükmünde yatmakta. para cezası her ne kadar yöneticiye verilse de bu cezaları hemen hemen tüm örneklerde cezayı alan kişi değil kulübün kendisi ödemekte. talimatın ilgili hükmüne bakıldığında verilen para cezaları yönetici, futbolcu veya diğer görevlilere verilse dahi kulüpler bu cezalardan direk olarak mesul durumdalar.
uygulamada ise yöneticiler bu paraları ödememekte tff tarafından direkt olarak kulübün alacağından mahsup edilmekte olduğundan kulübe hiç para gelmeden ceza kapatılmaktadır. dolayısı ile verilen para cezalarının kulüp yöneticileri açısından kendileri her hangi bir ödeme yapmadıkları ve para da bir nevi kulüp kasasından direkt çıkmadığından bu cezanın caydırıcılığından söz etmek mümkün değildir.
her ne kadar kulüplerin bu ödenen paralar için cezaya neden olan kişiden tazminat isteme hakları olsa da bu yetkinin kullanıldığı şu ana kadar görülen bir örnek de değil.
tff’nin disiplin talimatı ve uygulamasını tek başına düzenleme ve uygulama mutlak yetkisi bulunmaktadır. eğer gerçekten kulüp başkan ve yöneticilerinin hem şiddete neden olan açıklama ve eylemleri engellenmek, hem de kulüplerin bu cezalardan zarar görmesinin önüne geçilme isteniyorsa yapılacak düzenleme ile cezaların bizzat ceza verilen tarafından ödenmesi sağlanmalı ayrıca hak mahrumiyeti cezası alan bir yöneticinin gerçekten futboldan bu süre boyunca men edilmesi sağlanmalıdır.
aksi halde yöneticiler ön plana çıkmak, medyada yer almak veya sportif başarısızlığın üstünü örtmek gibi sebeplerle bu eylemlerine devam edecek ve futbolun geneli de bu eylemlerden zarar görmeye devam edecektir.
hüseyin alpay köse istanbul’da doğmuş, istanbul üniversitesi hukuk fakültesi’nde lisans, kadir has üniversitesi hukuk fakültesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır ve halen medipol üniversitesi hukuk fakültesi’nde doktora programına devam etmektedir. avrupa birliği hukukunun spor hukukuna etkileri isimli bir kitabı bulunmakta olup, gedik üniversitesi ve istanbul barosu'nda spor hukuku dersleri vermektedir. halen serbest avukatlık yapmakta olan yazar ayrıca istanbul barosu spor hukuku komisyonu başkanlığını yürütmektedir.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar