Görüş
Suriye Kürtleri ve IŞİD karşıtı ittifak
ABD'nin IŞİD'e karşı yerel güçleri destekleyeceğini açıklaması, Suriyeli Kürtleri ve özellikle de PKK'nın Suriye kolu PYD'yi, Batılı ülkelerden destek ve yardım almaları yönünde umutlandırdı. PYD, bu destek üzerinden bazı hedefler devşirmeyi amaçlıyor. Batı ise hem PYD hem de onun silahlı kolu YPG'ye karşı temkinli.
abd'nin irak ve şam islam devleti (işid) örgütü ile savaş stratejisini tamamlama çalışmaları sürerken, dikkatler bu strateji çerçevesinde örgütle savaşmak için sahada bulunan güçlere çevrildi.
görünen o ki suriye'de ypg (halk savunma birlikleri), işid ile savaşta tescilli tek güç. ypg, geçen iki yıl boyunca, batı kürdistan olarak bilinen suriye'deki kürt bölgelerinde işid savaşçılarıyla sert çatışmalara girdi.
bu çatışmaların en önemlileri; rasulayn (serakani) cuza, tel hamis ve suriye-irak sınırındaki, tel kocer olarak bilinen, rabia kapısı'nda yaşandı. ypg, günbegün suriye kürt bölgelerinde daha da güçlenirken, nüfuzu ve popülaritesi de artıyor.
irak kürtleri senaryosu
suriye kürtleri ve özellikle de demokratik birlik partisi (pyd) ve çatısı altındaki askeri güçler (ypg ve asayiş birimleri), batı'nın kendilerine yönelik çifte standardını yakından hissediyorlar. batı'nın, işid'e karşı yürüttüğü mücadelede, iraklı kürt kardeşlerini desteklediğine dikkat çekiyorlar. ama aynı desteğin, işid ile mücadelede liyakatlerini ispatlamalarına rağmen, niçin kendilerine sağlanmadığını sorguluyorlar.
dolayısıyla suriye kürtleri, mevcut çatışmalarda liyakatlerini ispatlamak ve washington'ın başını çektiği uluslararası ittifakla birlikte çalışmaya hazır olduklarını göstermek istiyorlar. suriye muhalif güçlerine açılmak suretiyle, batı'nın (erbil merkezli) irak kürtlerine destek senaryosunun kendileri için de tekrarlanmasını arzuluyorlar. yaşanan gelişmelerde; rollerini güçlendirecek, kendilerine yerel, bölgesel ve uluslararası tanınma sağlayacak gelişmiş silahlar almayı umuyorlar.
ypg güçleri, sincar'da ezidilerin başına gelenlerin ve binlerce ezidiyi tahliye organizasyonunda oynadıkları rolün, batılı güçler ve bilhassa abd ile ilişkilerde yeni bir sayfa açtığını düşünüyor. pyd, terör listesindeki pkk'nın suriye kolu sayılıyor. ama ezidilerin tahliyesi sırasında pyd ile abd, sincar'da ilk defa açıktan görüştü.
abd dışişleri bakanı john kerry, sahada işid'e karşı görev almaya hazır yerel güçlerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. kerry'nin vurgusu, suriye kürtlerinin, batı'nın kendilerine daha fazla açılması ve arzuladıkları yardımları vermesi yönündeki umutlarını artırdı.
suriye kürtleri ve esasen pyd, kendilerine yönelik böyle bir açılımın, ileride bir dizi hedefe ulaşması beklentisinde. bu hedeflerin en önemlileri şunlar:
1) yöneltilen bazı suçlamalardan dolayı, içeride ve dışarıda gölgelenen imajını düzeltmek. böylece pyd'nin nüfuzu artacak ve suriye'deki kürt bölgelerine egemen bir güç olmasının önü açılacak.
2) suriye'deki kürtlerin ulusal haklarının tüm dünya tanınmasını sağlamak. pyd, 2013 yılında cizire, afrin ve kobani (aynul-arab) üzerinde, bir tür yerel yönetim biçimi olarak, 3 kanton kurulmasına dayanan özerk idare planını açıklamıştı. aynı pyd yönetimi, abluka ve zor şartların yanı sıra patlak veren güvenlik sıkıntıları sebebiyle birçok sorun ve zorlukla mücadele ediyor.
3) batı'nın desteğinin, suriye'deki kürt sorunu'nu, ülkenin gelecekteki siyaset sahnesinin gündemine getirmesi. pyd böylece, krize ilişkin her çözümde, kürt sorunu'nun varlığının kabulünü zorunlu kılacaktır.
kuşkusuz suriye kürtleri, umutlarının bedel ödemeden gerçekleşmeyeceğinin farkındalar. ödenecek faturanın bilinmesi (işid'e karşı savaşta karada temel rol oynamaları) ve bu rolün önceden oynanmasına rağmen, batı'nın suriye kürtlerini desteklemesinin önünde birçok engel bulunuyor.
batı'nın çekinceleri
batılı ülkeler, kürt bölgelerini kontrolünde tutan pyd konusuna şüpheyle yaklaşıyorlar. bu şüphelerin kaynaklandığı endişe ve sebepler şöyle sıralanabilir:
i) pyd ile suriye rejimi arasında gizli bir ilişki ve koordinasyondan bahsedilmesi. bu koordinasyon, rejimin kürt bölgelerindeki mevzileri ve üslerini boşaltması üzerine pyd'nin hiçbir çatışma olmaksızın buraları ele geçirmesinde kendini göstermişti.
ii) pyd esasında türkiye'de 15 yıldır tutuklu bulunan abdullah öcalan'ın liderliğini yaptığı ve terör listesinde yer alan pkk'nın suriye kolu sayılıyor.
dolayısıyla suriye kürtlerine yönelik herhangi bir batı desteği, birçok sebepten ötürü türkiye'nin itirazlarıyla karşı karşıya kalıyor. bunlar, suriye krizini aşıp türkiye'nin genel olarak bölgedeki kürt sorunu'na dair politikasına, pkk ile yaşadığı çekişmeye ve ankara'nın güney sınırlarında ikinci bir kürt bölgesi doğması endişesine uzanıyor. türkiye'nin korkusu, suriye'deki kürt bölgesinin, kendi kürtlerinin talepler çıtasını yükseltmesi. zira pkk ile türkiye arasındaki çözüm süreci, ağır ve dikkatli ilerliyor.
iii) pyd ile suriye muhalif ve devrimci güçler koalisyonu (smdk) ve özgür suriye koalisyonu (öso) da dahil olmak üzere, diğer siyasi ve askeri muhalif gruplar ile arasındaki gergin ilişkiler. geçen dönem zarfında, pyd ile suriye muhalefeti arasında birçok bölgede çatışmalar yaşandı.
iv) pyd'nin üyesi olduğu rojava (batı kürdistan) meclisi ile erbil'i kendisine karargah ve referans edinen kürt ulusal konseyi (kuk) partileri arasındaki gergin ilişki. kuk, rojava meclisi'nin suriye kürtleri sahasını tekeline almasından ve güç yoluyla nüfuzunu dayatmasından şikayet ediyor. rojava meclisi ise mücadelenin erbil otelleri ve uzaktan değil, sahada yorucu bir çalışmayla ve kurbanlar verilerek yapılabileceğini ifade ediyor.
bunların yanı sıra rojava meclisi, mesud barzani liderliğindeki kürdistan demokrat parti (kdp) ile öcalan liderliğindeki pkk arasındaki tarihi rekabet çerçevesinde, erbil'in suriye kürtlerine vesayet dayatmaya çalışmasından şikayetçi.
hiç kuşkusuz tüm bu sebepler, batı açısından ypg güçleriyle ilişkiye geçmesi bağlamında bir güvensizlik oluşturuyor. kısacası washington, ypg'nin işid ile kısmen başarılı savaşma deneyimlerine rağmen, bu güçle ilişkiye geçmeye kuşkuyla yaklaşıyor. ypg, şimdiye kadar, suriye kürt bölgelerini işid'in eline düşmekten koruma noktasında başarılıydı.
ancak kuşkuları ve çekincelerine rağmen abd'nin (özellikle sahadaki yerel güçleri destekleyeceğine işaret etmesinin ardından), işid ile savaş stratejisi çerçevesinde suriye kürtlerini, irak kürtlerine benzer etkin bir rol oynayabilecek jeopolitik bir müttefik olarak gördüğü açık. hassaten yaşanan son gelişmeler, suriye kürtleri ile washington'ın ılımlı olarak niteleyip işid veya beşşar esed rejimiyle savaşmaları için kapsamlı bir cepheye toplamaya çalıştığı suriye muhalif güçleri arasında bir tür işbirliği veya ittifak doğurdu.
sahadaki sınav
suriye'de işid'e yönelik amerikan stratejisinin tamamlanması, askeri operasyonların şekli ve bu stratejiyi sahada hayata geçirecek güçlerin hazırlığı sürüyor. hâl böyleyken suriye topraklarında savaşan güçler arasındaki ittifaklar treninin, batı'nın güvenebileceği, kabul edilebilir bir cephe oluşturulması yönünde hareket ettiği açık.
belki de burada en hızlı ve belirgin gelişme, kürtler ile suriye'nin kuzeyinde savaşan bazı gruplar arasında fırat volkanı (burkan el fırat) adında ortak operasyon odası kurularak kapsamlı bir ittifakın oluşturulduğunun ilan edilmesidir. fırat volkanı ittifakı, halep'in kuzey kırsalı ile rakka'da işid'e karşı savaşmak üzere kürt ypg güçleri, öso'ya bağlı birçok tugay ve başka silahlı grupları kapsıyor.
bu ittifak ilanı, kürtlerin suriyeli silahlı gruplarla ilişkilerinde dikkat çekici bir değişim oluştursa da, zamanlaması itibarıyla, abd'nin işid'e karşı mevcut ittifak ve sahada savaşacak güçlerin oluşturulması için harcadığı çabalardan pek uzak olmayan siyasi mesajlar içeriyor. 'amerikan stratejisi hayata geçirilirken kendilerine güvenilebileceği' yönünde washington'a dönük bir mesaj taşırken, suriyeli kürtler açısından da birçok mesaj barındırıyor:
birinci mesaj; esed rejiminin düşmesini isteyen güçlere karşı kürtlerin, rejimle örtülü bir ittifak kurdukları yönündeki açıklamaların doğru olmadığı vurgusu.
ikinci mesaj; suriye kürtlerinin, suriye ulusal denklemi dahilinde, ulusal haklarını almak için hareket ettikleri, bu hakların tanınacağı yeni bir suriye inşa etmek için diğer güçlerle ortak çalışmaya hazır oldukları yönündedir.
üçüncü mesaj; batı'ya ve hatta türkiye'ye, kürt hareketinin yapısı, bağlantıları ve dolayısıyla umutları hakkındaki yanlış önyargıyı değiştirmeleri ve yeni bir bakış açısı getirmeleri gerektiği doğrultusundadır. nihayetinde suriye kürtleri (batı'nın askeri destek vermedeki tüm çekincelerine rağmen) coğrafi konumları, işid'e yönelik savaşçı deneyimleri, fazlasını yapmaya hazır olmaları ve sahada güvenilecek güçlerin yokluğu gibi sebeplerin, onları ortadaki ittifakta güvenilir bir ortak yaptığını düşünüyorlar. yaşanan gelişmelerin, sorunlarına yönelik uluslararası ve yerel bir tanınma sağlayacağına inanıyorlar.
hurşid deli, suriyeli yazar. suriye devlet televizyonunda haber editörü ve müdürü olarak çalıştı. iran merkezli el alem televizyonunun şam muhabirliği ve müdürlüğünü yaptı. el hayat, en nehar ve el müstakbel gibi gazetelerde makaleleri yayımlandı. türkiye ve kürt konularında uzman olan yazarın 'türkiye ve dış politikanın sorunları' başlıklı bir kitabı bulunuyor.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar