Görüş

Suriye’de çözüm formülleri

Suriye'nin parçalanmış hali ve devrimin başarısını istemeyen bölgesel ve uluslararası konjonktür gölgesinde askeri çözüm mümkün değil. Tek yol, yıllardır tekrarladığım gibi, Esed'in artık olmayacağı siyasi bir çözüm.

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, 10 Kasım 2014'te Şam'a giderek Beşşar Esed ve ekibi ile görüşmüş, sonrasında bir ateşkes planı sunmuştu. [Fotoğraf: EPA]

suriye muhalif ve devrimci güçler ulusal koalisyonu (smdk) eski başkanı muaz hatib'in kasım 2014 başındaki moskova ziyareti ve ziyaretin içeriğine dair sızan bilgiler, sert yorumlar ve eleştirileri körükledi. hatib'e ağır şekilde yüklenildi. eleştiriler (hatib'in suriye devlet başkanı beşşar esed'in çekilmesi konusunu ele aldığını belirttiği) 'siyasi çözüm' üzerinde yoğunlaşıyordu.

burada sorulması gereken soru şu: tüm bu eleştirenlerin sahip olduğu çözümler neler? peki siyasi çözüme alternatif başka bir çözüm var mı?

bazı muhalif kesimler, askeri çözüme bel bağladılar ve sonunda "müttefiklerinin" onlara ciddi bir destek vermediklerini anladılar. bu yüzden konu dallanıp budaklandı; silahlı tugaylar yeterli silahları olmadığı için dağıldı. nusra cephesi sahneye nüfuz etti, sahip olduğu silah ve para desteğiyle büyük bir güce dönüştü. ardından irak ve şam islam devleti (işid) çıka geldi, silahlı tugayların elindeki mevzilerin ve "kurtarılmış bölgelerin" çoğunu aldı. ceyşul islam (islam ordusu), dışarıdan gelen bir kararla şam çevresinden çekildi. oysa 2012 yılı sonunda rejimin zayıfladığı bir zamanda, yani hizbullah, irak milis güçleri ve iran devrim muhafızları henüz rejime destek gücü olmak için ülkeye girmeden önce şam'ı ele geçirme imkanı vardı.

bazı muhalifler, başından beri amerikan müdahalesini bekliyorlar. ancak amerikalılar, suriye'de iktidarı teslim alabilecek bir muhalefetin varlığa henüz ikna olmadılar.

by Selame Kile

sahadaki askeri ilerleme, sonuca dair iyimser bir hava oluşturdu ancak bu iyimserlik büyük bir değişim gerçekleşmeden son buluyordu. birçok cephede (rejimin yanı sıra işid ve nusra cephesi ile savaşılması, ceyşul islam içindeki tartışmalar ve rejimle savaşı tekeline alma eğilimi) anlaşmazlık çıkması sonrası işler karıştı ve anlaşılmaz bir hâl aldı.

şimdilerde muhaliflerin güney cephesindeki (dera ve kuneytra) ilerlemesine umut bağlanıyor. güney cephesi (kalemun’daki kazanımlarla birlikte) şam'ın kontrol altına alınması ihtimaline işaret eden makul başarılar elde etti. peki ama o ilerleme sırasında nusra cephesi'nin yapabileceklerine ne kadar güvenilebilir? nusra'ya yönelik tutum bir yana, örgütün güney cephesindeki varlığına güvenmenin bir yararı olur mu?

suriye'nin başka bölgelerinde (nusra cephesi ile) yaşanan sorunların güney cephesinde de yaşanma ihtimali üzerinde biraz kafa yorulmasını istirham ediyorum. bu örgüte silah ve para desteği verenlerin amacı gerçekten rejimi düşürmek mi? özetle bu ilerleme, esasen muaz hatib’in sunduğundan farksız bir siyasi çözüme katkı sağlayacak.

burada şu nokta iyi anlaşılmalı: suriye'nin parçalanmış hali ve devrimin başarısını istemeyen bölgesel ve uluslararası konjonktür gölgesinde askeri çözüm mümkün değil. lakin abd'nin işid'e müdahalesinin rejimi değiştirecek bir müdahaleye dönüşmesine bel bağlayanlar var. kanımca bazı muhalif kesimler, böyle bir müdahaleye inanıyor, hatta ona ciddi şekilde bel bağlıyorlar. başından beri bu müdahaleyi bekliyorlar. tüm stratejilerini bu müdahale üzerine kurdular ve hâlâ abd'nin müdahale etmek için manevra yaptığını sanıyorlar. oysa amerikalılar, suriye'de iktidarı teslim alabilecek bir muhalefetin varlığına henüz ikna olmadılar.

suriye rejimi, askeri yolla devrilemez

suriye rejiminin askeri yolla düşürülmesi imkansız. aksine tek yol, yıllardır defalarca tekrarladığım üzere, siyasi çözüm. zira abd, suriye'de "devleti korumak" istiyor ve işid ile savaşmak için muhalefetten bazı unsurların, devletin bekasına dayalı bir çözüme katılmalarını talep ediyor. washington, suriye'de siyasi çözümü de kapsayabilecek bölgesel uzlaşmayı düzenlemek için iran ile manevra yapıyor.

muhalefet içinde bazılarının kabul ettiği üçüncü seçenek ise çekişmenin rejimin düşüşünü getirecek şartlar oluşana kadar bu haliyle sürmesi. bu kimseler, ya körler ya da yaşanan ölümleri, yıkım ve açlığı görmezlikten geliyor veya görmek istemiyorlar. nihayetinde ortada sadece siyasi çözüm bulunuyor. suriye'nin bazı bölgelerinde küçük devletçikler kurulmasını kabul etme eğilimi var. bu, kötü bir eğilim; bir şekilde rejimi devirmek isteyen içgüdüsel yaklaşımı yansıtıyor. dolayısıyla aynı zamanda yıkıcı da.

suriye rejimi gücünü kaybetti ve esasen lübnan, irak, iran ve hatta yemen, pakistan, afganistan, rusya ve başka ülkelerden getirilen mezhepçi güçlere dayandı. bu yüzden çekişmeyi, iç güçlerden çok bölgesel ve uluslararası güçler yönetiyor. 

by Selame Kile

mesele, burada yani suriye şartlarında gerçekleşmesi mümkün seçeneklerle bağlantılı. suriye devrimi'nin akıbetinin nihayetinde tunus, mısır ve yemen'deki devrimlerin akıbetlerinden (yani iktidarda değişim ve "demokratik geçiş süreci" denilen periyodun gerçekleşmesi açısından) farklılık göstermeyeceği başından beri ortadaydı. despot yönetimlerin yıllardır oluşturduğu şartlar, devrime (siyasi ve ekonomik sistemin yıkılması anlamında) başarılı olma imkanı vermiyor.

esed veya etrafındaki güvenlik-finans ağının (yani mahluf ve esed ailelerinin) reforma gitmemesiyle rejimin yapısında (iktidarın bir ayağının geçiş sürecini kabul etmesiyle beraber) bir ‘kırılma’ yaşanabilir. zira muhalefetin, rejimin otoriter yapısı sebebiyle 'siyasi cehalete' sürüklenen halkla organik bir bağı yok.

bu yüzden devrimin çok spontane geliştiği açık. daha önce işaret ettiğimiz gibi devrim; rejimi sallamak, zayıflatmak ve hatta belki parçalamak dışında bir şey yapmadı. kaldı ki ortada devrimi yönetecek ve iktidarı alacak bir alternatif de mevcut değil.

muhalefet başka semalarda uçuyor. bir kısmı, tıpkı libya’da yaşandığı gibi, amerikan müdahalesine bel bağladı. düşüremediği rejimi teslim alma hazırlığı kapsamında suriye ulusal konseyi (suk) kuruldu. suk, kendi özel hesapları ve çıkarları olan emperyalist gücün rejimi devirmesini istiyordu. başka muhalif çevreler ise geçiş sürecine dayalı siyasi bir çözümü kabul etmesi için rejime yapılan baskılara bel bağladı. devrimin gelişimi kendi haline bırakıldı.

dahası, muhalefetteki kimi unsurlar, devrimin lekelenmesi, korku yayması, islamlaştırılması, nusra cephesi ve ardından işid'e kapı açılmasına katkıda bulundu. ayrıca muhalefetten bazıları, dünyanın suriye halkının haline acıyıp askeri müdahalede bulunması umuduyla halkın trajedisinin artması ve rejimin şiddetini arttırmasını destekledi. 

daha önce defalarca tekrarladığım üzere, abd'nin askeri müdahale ve suriye şartlarıyla ilgilenmediği açık. abd açıkça suriye'yi rusya'ya "sattı" ve belki şimdi de iran'a satacak. suriye devrimi'ni, 2010 sonunda tunus'ta başlayan ve arap dünyasına yayılan devrimci dalgadan korktukları (çünükü küresel ekonominin durumu da bu dalganın tüm dünyaya yayılmasına zemin hazırlıyordu) için bir katliama çevirmek isteyen bölgesel ve küresel taraflar bulunuyor.

bu hâl, bizleri içinde bulunduğumuz şartlara getirdi. halkın yarısı, göçmen veya sığınmacı oldu. şehirlerde semtler ve kırsalda köyler yıkıldı. yüz binlerce insan şehit oldu, yüz binlercesi de cezaevlerinde. daha da kötüsü, köktenci güçler sahnenin ön planında yer alıyorlar. bölge ülkelerinden para ve silahla doğrudan destek alıyorlar. rejimden daha kötü bir iktidar dayatmak için çalışıyorlar. devrimi geliştirip köktenciliği dizginleyecek büyük bir güç dahilinde düzen ve intizam kuramayan binlerce savaşçı genç var. ayrıca rejimin düşürülmesiyle sınırlı kalan devrimin hedefinin gerçekleşmesinin imkansız olduğu görüldü.

 suriye'de çözüm, tam yetkili bir geçiş konseyinin kurulmasını öngören [30 haziran 2012 tarihli] cenevre 1 bildirisi'nin uygulanmasına dayanıyor.

by Selame Kile

zayıflayan rejim, esedsiz siyasi çözümü kabul edebilir

rejimin zayıflaması, savaş kapasitesi esasen lübnan, irak, iran ve hatta yemen, pakistan, afganistan, rusya ve başka ülkelerden getirilen mezhepçi güçlere dayanmasına rağmen gerçekleşti. o nedenle (ister devrimle ilgili olsun ister rejimle) asıl mesele, çekişmeyi iç güçlerden çok bölgesel ve uluslararası güçlerin yönetmesi.

ortadaki şartların gölgesinde makul ve olası bir çözüm sunuluyor. karşılıklı şiddetin ise akılsızlık ifadesi ve içgüdüsel çatışma mantığının tahakkümü dışında hiçbir anlamı yok. şartlar, iran ve rusya'nın rejime desteği ve hayali "dostların" devrime kurduğu komplolara halkın direnme gücü sayesinde kitlenmiş vaziyette. fakat bundan ötesine geçilemiyor. bu yüzden yıkımı, ölümleri ve ekonomik çöküşü durdurup halka nefes aldıracak bir çözüm kaçınılmaz. 

gelinen aşamada çözümün herhangi bir faturası olamaz. bu nokta önemli. zira esed rejimi ve ekibi gitmeden silahlı çekişme son bulmaz. muhalefetteki gruplar, bu sonuca götürmeyen bir çözümü kabul etseler dahi hali hazırdaki çekişme son bulmaz. şu an çözümün temel ekseni bu. çözüm, tam yetkili bir geçiş konseyinin kurulmasını öngören [30 haziran 2012 tarihli] cenevre 1 bildirisi'nin uygulanmasına dayanıyor.

neticede, birleşmiş milletler suriye özel temsilcisi staffan de mistura'nın planı açıkça başarısızlığa uğradı. suriye'deki "çatışma bölgeleri" bu şekilde [yani dondurularak] sükunet bulunamaz. sükunete ancak esed’in devrilmesiyle varılır. belli bölgelerde varılan uzlaşmalar, rejimin (uluslararası alanda hiçbir kınama almadan veya soykırım suçlamasına maruz kalmadan) halka dayattığı boğucu ambargonun bir sonucuydu. dolayısıyla mistura planı, kesinlikle çekişmeyi durdurmayacak basit bir mola.

şartlar bir çözüm dayatıyor ve bu çözüm uluslararası güçlerin elinde; ama beşşar esed devrilmeden suriye'de çözüm olmaz. 

selame kile, filistinli yazar ve aktivist. 1955 yılında birzeit'te dünyaya geldi. bağdat üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında lisans eğitimi aldı. filistin direnişi ve arap sol hareketi içinde faaliyetlerde bulundu. suriye’de 8 yıl hapis yattı. birçok arap gazete ve dergisinde makaleleri yayımlanıyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Selame Kile

filistinli yazar ve aktivist. 1955 yılında birzeit'te dünyaya geldi. bağdat üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında lisans eğitimi aldı. filistin direnişi ve arap sol hareketi içinde faaliyetlerde bulundu. suriye’de 8 yıl hapis yattı. birçok arap gazete ve dergisinde makaleleri yayımlanıyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;