Görüş

Suriye'nin 'dondurulmuş' bölgeleri

Dondurulmuş bölgelerin siyasi anlamı, Suriye'de 'yerel uzlaşmalar' adıyla rejim ile muhalifler arasında varılan anlaşmaları karşılıyor. Kavram, yatayda yerel uzlaşmayı genelleştiren, dikeyde kapsamlı ulusal çözüme doğru giden sosyo-politik bir yaklaşıma vurgu yapıyor.

Suriye'nin Halep kentinde isyancı gruplar ile rejim güçleri arasındaki çatışmalar devam ediyor. [Fotoğraf: Reuters]

birleşmiş milletler'in suriye'deki dondurulmuş bölgeler ile ilgili girişimi ne anlama geliyor? bu model, yerel ulusal uzlaşma sürecini mi tamamlayacak? suriye sorunu'na dair uluslararası trafik nasıl görünüyor?

birleşmiş milletler (bm) suriye özel temsilcisi staffan de mistura, 30 ekim 2014 tarihinde bm güvenlik konseyi'ne (bmgk), ülkede dondurulmuş bölgeler olarak tanımladığı çatışmasız bölgeler kurulmasına dayanan eylem planını sundu. ve planın uygulamasının halep kentinden başlayabileceğine işaret etti.

mistura, 10 kasım günü şam'da suriye devlet başkanı beşşar esed ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, 'suriyeli yetkililerin, çatışmaları dondurma önerisinin tedricen uygulanması için ortak zemin bulunması amacıyla bm ile birlikte çalışma kararlılıkları hususunda bilgilendirildiğini' belirtmişti.

konuya girerken, dondurulmuş bölgeler kavramının uluslararası hukuk literatüründe hiçbir karşılığının olmadığı söylenebilir. gerçi her hangi bir araştırmacı, (özellikle fransa'da yayınlanan) bazı tarihi jeopolitik araştırmalarda böylesi bir kavrama rastlayabilir.

dondurulmuş bölgeler kavramının uluslararası hukukta karşılığı yoktur. tampon ve tarafsız bölgeler, silahtan arındırılmış bölgeler, askeri veya güvenlik bölgeleri, uçuşa yasak bölgeler, işgal altında ve her hangi bir tarafın vesayeti altındaki bölgeler vardır.

by Abdulcelil El Merhun

uluslararası hukukta tanımlanmış çeşitli alanlardan bahsedilebilir:

1) tampon bölgeler ve eş anlamlısı tarafsız bölgeler,

2) silahtan arındırılmış bölgeler,

3) askeri veya güvenlik bölgeleri,

4) uçuşa yasak bölgeler,

5) işgal altındaki bölgeler,

6) her hangi bir tarafın vesayeti altındaki bölgeler.

bu bölgelerin her bir türü için alt hukuki taksimler bulunuyor.

dondurulmuş bölgeler kavramı bağlamında askeri, sivil ve siyasi olmak üzere birbiriyle kesişen üç farklı anlamdan bahsedilebilir. 

i) askeri anlam; savaşçı (veya genel olarak askeri) eylemlerin durdurulması etrafında döner. çatışmaların durması, ağır silahlar ve silahlı güçlerin kısmen veya tamamen ilgili semt ve bölgelerden çıkarılmasını kapsar.

askeri anlam, önceki veya sonraki verilerin yapısında hiçbir şey değiştirmeyen bir bariyere benzer. ancak veriler (önceki ve sonraki) temel veya daha kapsamlı bir çevreyle bağlantılı faktörlere dayanarak her hangi bir zaman diliminde değişebilir. başka bir ifadeyle, halep kentinin dondurulmuş bölge olduğunu varsayarsak, bu dondurma işlemi askeri anlama dayandırıldığı takdirde, hali hazırdaki güvenlik denkleminin özünde hiçbir şey değişmeyecektir. ağır silahlar ve silahlı grupların bir bölümü çekilse de durum aynı kalacaktır. güvenliğin özü, sadece güç dengelerinde veya güç denkleminde kısmi bir dönüşümün yaşanmasıyla değişmez.

ii) sivil anlam; dondurulmuş bölgelerin sivil anlamı ise pasif savunmaya benzer bir sürece işaret eder. bu siyasi anlam, bazı açılardan yararlı ama ideal değil.

özü itibariyle sivil anlam, güç haritası ve askeri birliklerin konuşlanmasına karışmaksızın kamusal hayatın normalleşmesine karşılık gelir. sivil anlam çerçevesinde, esasen sivillerin özgürce ve güvenli şekilde dolaşımını sağlamak, günlük ve ekonomik faaliyetlerini gerçekleştirmelerini temin etmek, temel hizmetlerin ve ihtiyaçların kendilerine ulaştığından emin olmak için gerekli önlemler alınır.

bu anlam, (cazipliği ve ulusal vicdanla irtibatına rağmen) özü itibarıyla kriz yönetiminin bir türünü oluşturur ve pratik anlamda daha ilerisine işaret eder. aslında sivillerin hayatı tüm önceliklerin başında gelir. ne var ki sivillerin güven ve huzur içinde yaşamasının kriz yönetimi mantığıyla sağlanması zordur. bu mantık, daha kapsamlı (veya genel ulusal bağlamla en fazla irtibatlı olan) çözümlerin dolaylı (zımni) alternatifi olarak kendisini dayatabilir.

iii) siyasi anlam; sivil ve güvenlik çevrelerinin kamu düzeninin temellerini gerçekleştirecek şekilde kademeli olarak yeniden oluşturulmasını içeren aşamalı bir sürece denk düşer. bu kamu düzeni gölgesinde insanlar, hayatlarını normalleştirecek ve önceki hayatlarına döndürecek bir güven ve huzur bulurlar.

dondurulmuş bölgelerin siyasi anlamı, suriye'de daha çok yerel uzlaşmalar' adıyla rejim ile muhalifler arasında varılan anlaşmaları karşılıyor. suriye çerçevesinde bu kavram, yatay (afaki) olarak yerel uzlaşmalar modelini genelleştiren, dikey olarak kapsamlı ulusal çözüme doğru giden sosyo-politik bir yaklaşıma vurgu yapıyor. 

siyasetin her daim güvenliğin kağıda dökülmüş devamı olmadığı kuralına istinaden esed rejimi, halep’i askeri olarak elinde tutmak yerine başlığı dondurmak olan siyasi bir kazanca çevirmeyi kararlaştırdı. 

by Abdulcelil El Merhun

diğer yandan ortada metodolojik bir paradoks söz konusu. bu paradoks kendini, dondurulmuş bölgelerin belirlenmesi için dayatıyor. zira eldeki ender bilimsel referanslar, standart veya sabit temellere işaret etmiyor. hiç kimsenin bu konuda belirlenmiş kriterleri olmadığı açık. çünkü her çekişme bölgesinin genel şartları, güvenlik ve insani açının yanında zorunlu olarak askeri ve siyasi açıdan etüt ediliyor. kaldı ki iç ve dış coğrafi çevreyle irtibatlı yaklaşımlar da ele alınıyor. sayılan unsurlar hakkında bütün olarak çekişmenin jeopolitik çevresi kavramı kullanılıyor.

ortada ulusal sembolle irtibatlı, yerli toplum veya genel olarak halkla ilişkili uygarlığa, dini ve siyasi anlamlara işaret eden bir başka boyut daha bulunuyor.

peki dondurulmuş bölge modelinde, halep şehrine dair ne söylenebilir? halep etrafındaki çekişmenin jeopolitik çevre özelliği, kentin ulusal sembolik değeri (bilhassa ulusal ekonomideki büyük ağırlığı) açısından sahayla bütünleşmiş durumda.

jeopolitik çevrenin askeri ayağı açısından bakıldığında, "şiddetli çatışmaların çoğu, halep ve çevresinde, ayrıca kente çıkan yollarda ve kırsallarda yaşandı." şeklinde bir gözlemde bulunulabilir. bu büyük çatışmalar, nihayetinde ordunun halep kapılarında durması ve askeri keşif yapmasıyla son buldu.

gelişmenin siyasi ayağıyla ilgili olarak herkesin aklındaki soru ise şu: suriye hükümetinin, halep'i (askeri olarak) ele geçirmesinin ardından, şehrin dondurulmuş bölge olarak görülmesi noktasında kabul edebileceği karşılık nedir?

herkesin bildiği üzere siyasette karşılıksız hiçbir şey yoktur. güvenlikte ise karşılık genellikle kat kat olur. bu eski, değişmez bir denklemdir. buna rağmen siyaset, her daim güvenliğin kağıda dökülmüş bir devamı değil. ordunun halep’e, ülkedeki başka bölgelere girdiği gibi girmesi çok ses getirecek ve etkisi, ulusal sahanın ötesine geçip ilgili bölgesel ve uluslararası başkentlerin koridorlarında yankılanacak.

işte tam burada, çekişmenin jeopolitik çevresindeki bir başka boyuta, çevre boyutuna geçiyoruz. üstelik çevre boyutu sadece halep ile ilişkili ve sınırlı değil.

suriye hükümeti, halep kapılarında dizginleri eline alan ordusunun hareketlerinin uluslararası toplum tarafından takip edildiğini kuşkusuz biliyor. uluslararası toplumun bir kısmının (yani bölge ülkelerinin), ordunun kente doğru ilerleyişinin durdurulması çağrısı yaparak harekete geçtiğinin de farkında.

yukarıda değinildiği üzere, siyasetin her daim güvenliğin kağıda dökülmüş devamı olmadığı kuralına istinaden esed yönetimi, halep'i askeri olarak tutmak yerine başlığı dondurmak olan siyasi bir kazanca çevirmeyi kararlaştırdı. böylece şam, halep'te savaşa girmeden şehri kazanabilecek.

öyleyse uluslararası toplumun, suriye'nin mevcut halinin etkileşimleri üzerindeki projeksiyonları hakkına ne söylenebilir?

ankara, ordusunu tampon bölge dahil hiçbir başlık altında suriye'ye göndermeyi düşünmediğini açıkladı. bu doğru bir tutumdur. çünkü türk ordusunun suriye'de bir toprak parçasına girmesi, bölgeyi kimsenin bilemeyeceği bir tünele sokmak demektir. 

by Abdulcelil El Merhun

sürecin hususiyetinin, tutum değişiklikleri bağlamında siyasi hesaplarda önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. abd, son olarak irak ve şam islam devleti (işid) ile savaş gibi ortak bir hedefin gerçekleşmesi için şam ile birlikte çalışma ihtimalini uzak görmediğini ifade etti.

bu tutumun içeriği, abd savunma bakanı chuck hagel’ın 13 kasım 2014'te amerikan kongresi temsilciler meclisi silahlı kuvvetler komisyonu önündeki konuşmasında yer aldı. hagel ilk defa, "esed bu sürecin bir parçasıdır." dedi.

doğal olarak bu açıklama, abd'nin krize yönelik tutumundaki dönüşümü gözler önüne seriyor. hagel'ın konuşmasıyla eş zamanlı olarak abd başkanı barack obama'nın suriye'ye yönelik amerikan politikasının yeniden değerlendirilmesi çağrısı geldi.

bundan birkaç gün önce rus dışişleri bakanı sergey lavrov, amerikalı mevkidaşı john kerry’nin kendisine, 'esed'in suriye'de iktidarın başında olmasının abd açısından bir sorun teşkil etmediği ve halen önceliklerinin, işid ile mücadele olduğunu' belirttiğini açıkladı.

bu gelişme yankısını süratle türkiye'de buldu. ankara, ordusunu hiçbir başlık altında suriye'ye göndermeyi düşünmediğini açıkladı. bu başlıklara, nihai olarak vazgeçtiği tampon bölge söylemi de dahil. 

ankara'nın kararı, doğal olarak doğru bir tutum. çünkü türk ordusunun suriye'de her hangi bir toprak parçasına girmesi, bölgenin, boyutunu hiç kimsenin bilemeyeceği bir tünele sokulması demek olacak.

abd’nin bu dönüşümüyle ilgili tartışmaya, önümüzdeki aylarda daha da netleşebilir; washington ile tahran arasında iran'ın nükleer dosyası hakkında nihai bir anlaşmaya varılması halinde muhtemelen daha da güçlenir. iranlılar, nükleer dosya konusu sonlanmadan ve ülkelerine dayatılan yaptırımlar kaldırılmadan önce abd ile bölgesel hiçbir konuyu tartışmıyorlar.

washington, özellikle tahran'ın işid ile savaş hattına girmesine önem gösteriyor. bu önemin farklı sebepleri var. iran'ı suriye ve irak'a bağlayan ilişkinin yapısı da bu sebeplerden.

siyasette karşılıksız bir şey yoksa halep için verilecek karşılık, abd'nin suriye krizine yönelik siyasi yaklaşıma daha fazla vurgu yapması olabilir. 

abdulcelil merhun, körfez bölgesel sistemi konularında araştırmacı ve strateji uzmanı. çeşitli arap araştırma merkezlerinde görev yaptı. merhun'un, arap ve uluslararası medya platformlarında, körfez güvenliği ve ortadoğu'daki gelişmelere dair makaleleri yayımlanıyor. 

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Abdulcelil El Merhun

körfez bölgesel sistemi konularında araştırmacı ve strateji uzmanı. çeşitli arap araştırma merkezlerinde görev yaptı. merhun'un arap ve uluslararası medya platformlarında, körfez güvenliği ve ortadoğu'daki gelişmelere dair makaleleri yayımlanıyor.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;