Görüş
Yedi milyar insan için küresel bir gündem
Yakında doğacak olan bebek, 7 milyarıncı insan olarak dünyada küresel bir işbirliğine daha fazla ihtiyaç olduğunu işaret ediyor.
gelecek ayın sonunda doğru bir bebek doğacak; dünyanın 7 milyarıncı insanı olacak. içine doğacağı şartların ne olacağını asla bilemeyeceğiz. bildiğimiz şey, o bebeğin çevresel, ekonomik, jeopolitik, teknolojik ve demografik anlamda geniş ve öngörülemez bir değişimin ortasına doğacak olması.
1945 yılında birleşmiş milletler (bm) kurulduğundan bu yana dünyanın nüfusu üçe katlandı. toprak, enerji, yiyecek ve su üzerine baskı anlamına gelen bu rakam artmaya devam ediyor. küresel ekonomi de bu baskılara katkı yapıyor: artan işsizlik, büyüyen sosyal eşitsizlikler ve yükselişte olan yeni ekonomik güçler.
cereyan eden bu gelişmeler yedi milyar insanın geleceğini hiç olmadığı kadar birbirine bağlıyor. 21. yüzyılda karşılaşacağımız küresel sorunları hiçbir ulus tek başına çözemez. uluslararası işbirliği evrensel bir gereklilik haline gelmiş durumda.
bm genel kurulu’nun altmış altıncı birleşimi, tüm dünyadaki ülkelerin dar görüşlü ve kısa vadeli çıkarlarından sıyrılıp, insanlığın ele alması gereken uzun vadeli zorunluluklara işbirliği ile sarılması için iyi bir fırsat. bütün ulusların bireysel zorluklar yaşadığı bir dönemde, yedi milyarıncı bebeğin ve sonrasındaki kuşakların sürdürülebilir bir barış içinde, müreffeh, özgür ve adil bir dünyada yaşayabilmeleri için dünya çapında ortak bir gündem belirlememiz gerekiyor.
bu geleceği yaratabilmek için, genel sekreterlik’teki ikinci dönemimde küresel anlamda beş zorunluluğa odaklanmış durumdayım: bugün alacağımız kararlarla yarının dünyasını şekillendirmemizi sağlayacak beş adet üretilebilen fırsat.
mecburiyetlerden ilki ve en büyüğü sürdürülebilir kalkınmadır. gezegenimizi kurtarmanın, insanları yoksulluktan kurtarmanın ve ekonomik büyümeyi sağlamanın tek ve büyük bir mücadele olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor. ekonomik büyümeyi teşvik etmek, binyıl kalkınma hedefleri’ne ulaşmak ve iklim değişimine karşı savaşmak tamamen, 21. yüzyılda yeni bir enerji sistemi yaratmamıza ve bunu gezegendeki herkese ulaştırmamıza bağlı.
uluslararası bir işbirliği çerçevesi yaratmak için engelleyici tedbirler almak ise bizi bekleyen ikinci fırsat. bu sene bm barış koruma gücü bütçesi sekiz milyar dolar olacak. çatışmaları baştan engelleyerek ne kadar büyük bir kazanımda bulunabilirdik bir düşünün: örneğin çatışma bölgelerine, asker yerine siyasi arabuluculuk misyonları gönderebilirdik. bunun nasıl işlediğini gine, kenya ve kırgızistan örnekleri üzerinden biliyoruz.
üçüncü mecburiyet ise daha tedbirli ve güvenli bir dünya inşa etmek. bu çaba uğrunda demokrasi, insan hakları ve barış için zorluklara göğüs germeye cesaret etmek zorundayız. bu yıl fildişi sahili’nde, darfur’da, mısır’da ve birçok yerde barışı tesis etme ve güvence altına alma başarılarına imza attık. ancak nefret ve katliamlar hâlâ barış vizyonumuzun önünde birer engel teşkil ediyor.
ortadoğu’daki çıkmazın üstesinden gelmeliyiz. filistinliler bir devleti hak ediyor. israil’in güvenliğe ihtiyacı var. ikisi de barış istiyor. müzakere edilmiş bir çözüm bunu sağlayabilir ve bm, böylesine bir barışa şekil verme platformu.
aynı şekilde irak’ta, afganistan’da, kongo demokratik cumhuriyeti’nde, sierra leone’de demokratik bir yönetimi geliştirmek için çabalarımıza devam edeceğiz. ayrıca bütün insanlık adına, nükleer silahsız bir dünyayı yaratma hizmeti için nükleer silahsızlanma ve yayılımı önleme gayretlerimizi koruyacağız.
dördüncü büyük fırsat geçiş sürecindeki ülkeleri desteklemek. bu sene kuzey afrika ve ortadoğu’daki heyecan verici gelişmeler dünyanın her yerinden insana ilham verdi. gelin arap baharı’nı herkes için gerçek bir umut mevsimi yapalım.
libya’da geçiş yöneticilerine, libya halkının istekleriyle tutarlı nitelikte yeni bir yönetim ve hukuki düzen oluşturmalarına destek amacıyla bm destek misyonunu görevlendiriyoruz. suriye’ye özel ilgi gösteriyoruz. son altı aydır giderek artan şiddet ve baskıya tanık oluyoruz. hükümet tekrar tekrar reform yapacağına ve halkı dinleyeceğine dair sözler verdi. ancak yapmadı. harekete geçme zamanı şu andır. şiddet sona ermek zorunda.
son olarak, ama en az aynı derecede önem arz eden diğer bir konu da kadınlar ve gençlerle beraber çalışmaktır.
kadınlar, insanlığın yarısından fazlası ve dünyanın gerçekleştirilememiş potansiyelinin çoğu anlamına geliyor. yönetimlerde, iş dünyasında ve sivil toplumda onların tam olarak yer almasına ihtiyacımız var. bu sene, bm teşkilatı içinde çalışan kadınların, teşkilatın her kademesinde desteklenmesine öncelik verdik. böylece ilk kez bm kadın (bm cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi birimi), dünyanın her yerinde kadınların haklarını ve menfaatlerini korumak ve desteklemek için faaliyet gösteriyor.
dünyanın karşı karşıya olduğu küresel zorlukların karşısında yedi milyar insan bm’nin üreteceği çözümlere bakıyor. farklı dinlerden ve geçmişlerden geliyorlar, ama aynı hayalleri ve ülküleri paylaşıyorlar. küresel geleceğimiz bu bireysel yeteneklerle evrensel hakları ortak bir amaç uğruna bir araya getirmekten geçiyor. hadi bu ortak gündemimize başlayalım.
ban ki-moon birleşmiş milletler genel sekreteri’dir.
bu makalenin bir nüshası daha önce project syndicate tarafından yayımlandı.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar