Haber analiz

ABD'nin çekilmesi sonrası Irak Kürtlerinin konumu ve rolü

Merkezi yönetim ve Kürt bölgesi arasındaki gerginlik tekrar belirginleşiyor.

Celal Talabani ve Mesut Barzani yan yana oturuyor.
Celal Talabani (solda) ve Mesut Barzani (sağda), merkezi yönetim ve Irak Kürdistanı arasında köprü rolü üstleniyorlar. [Kurdistan Photo كوردستان, flickr]

amerikan güçlerinin çekilmesi, irak’taki merkezi hükümeti daha da zayıflatacak ve bu durum iki temel kürt partisini merkezi hükümete meydan okumaya, ayrılma talebinde bulunmaya ve taraflar arasındaki tartışmalı konulara emrivaki yapmaya teşvik edecektir. ancak komşu ülkeler irak’taki kürt güçlerine bu kez yardım etmiyorlar. iran, türkiye ve suriye, irak kürdistan bölgesinin bağımsızlığına yol açacak ciddi her türlü girişime karşı çıkacaktır. bunun yanısıra kürtlerin geleceğine hükmeden bu iki temel partiyle çekişen daha güçlü muhalif kürt güçler de bulunuyor.

merkezi hükümet ile kürdistan bölgesi arasında çekişmenin sürmesi, her ikisini de, aralarındaki anlaşmazlığı çözmek ve imzalanan anlaşmaları teminat altına almak için müdahalede bulunan dış güçlere her daim muhtaç kılmaktadır. bu durum da irak’ı, gelecekte bağımsız karar alma gücüne sahip olmayan zayıf bir ülke yapmaktadır. irak, gerçek bir federasyon içinde ortak yaşamın kurallarını yeniden formüle etmedikçe bir daha kendi ayakları üzerinde  duramaz. böyle bir devlette yurttaşlık bu federasyonun zemini olur ve merkezi yönetim de egemenlik konularını elinde tutar. 

dışarıdan yardım isteme oyunu

birinci dünya savaşı'ndan sonra modern irak devletinin kurulmasından itibaren araplar ve kürtler, bu devletin inşasında en büyük rolü oynadılar. içlerinden bazıları iktidardaki yönetim kapsamındaydı, bir kısmı da en büyük halk desteğini toplayan kitlesel gizli partilerle temsil edilen muhalif ulusal hareketlerin içindeydi. irak kürdistan demokrat partisi (kdp), irak’ın en büyük kürt kitlesel partisi olarak 1946’da kurulduğunda, kurucuları kürtlerin meşru ulusal ve kültürel haklarını talep etmekle birlikte ‘irak’ta arap halkıyla isteğe bağlı birlik’ ilkesini benimsediler. gerek krallık rejimi, gerekse de 1958 sonrası cumhuriyet rejimi gölgesinde merkezi yönetim ile kdp arasındaki çekişme, bu haklar etrafında dönüyordu. 1962 yılında parti hedeflerini geliştirdi ve 1961’deki silahlı devrimin taleplerinden biri olan ‘özerk yönetim’i birincil hale getirdi. peşi sıra gelen irak hükümetlerinin ve kanlı çatışmaların birçok turu ardından, kürtlerin özerk yönetim hakkının 1970’de kabul edilmesi dokuz yıl aldı. yalnız, baas partisi rejimi (1968-2003) gölgesindeki irak merkezi yönetiminin 1975 yılında silahlı kürt hareketini ezmekte başarılı olması sonrası bu hakkın temel içeriği boşaltıldı. merkezi yönetim bütün kürt topraklarında kontrolü sağladı ve kendisine boyun eğdirdi. irak merkezi yönetimi, 'irak kürdistanı özerk yönetimi' adına bağlı kalsa da, bu ilkeden geriye sadece ismi kaldı. temel iki parti kdp ve kürdistan yurtseverler birliği (kyb) ile temsil edilen muhalif kürt partiler, irak toprakları dışında çalıştılar ve belirli aralıklarla irak’a sızdılar.


irak kürdistanı ilk bölgesel seçimlerini 1992 yılında düzenleyip
111 sandalyeli kendi parlamentosunu kurdu. [s l james, flickr]

iran şah rejiminin 1979’da devrilmesi ve ardından 1980’de başlayan irak-iran savaşı, iki kürt partisinin irak’taki merkezi yönetime karşı askeri eylemlerini tırmandırması için altın fırsat oldu. bu kürt partiler iran’ın ve o vakit irak’a karşı iran’ı destekleyen suriye ve libya’nın desteğinden istifade ettiler. açıktan olmayan israil desteği ise 1962’de başladı ve günümüze kadar sürdü. ancak irak’ın iran’ı 1988’de ateşkesi kabul etmeye mecbur bırakmakta başarılı olması sonrası bütün silahlı kürt eylemleri ikinci kez çöktü. irak güçlerinin 1990’da kuveyt’i işgal etmesi ve koalisyon güçlerinin irak’ı kuveyt’ten çıkarmak için 1991’de savaş açması sonrası en büyük altın fırsat doğdu. zira irak’ın askeri kapasitesi büyük oranda azalmıştı. bu şartların gölgesinde iki kürt parti irak kürdistan dağlarına döndüler ve silahlı faaliyetlere bir kez daha başladılar. irak’ın geriye kalan askeri kapasitesinin tükenmesi endişesiyle saddam hüseyin, orduyu ve hükümet dairelerini üç irak kürdistanı vilayeti dehuk, erbil ve süleymaniye’den çekme kararı aldı. böylelikle bu bölgeler tarihlerinde ilk defa iki temel kürt partisinin kontrolüne geçti. ardından birleşmiş milletler’in güçlü amerikan-britanya desteğiyle irak’a dayattığı irak kürdistanı bölgesi üzerindeki uçuş yasağı geldi. bu yasak iki partiye, bölgeyi tamamen kontrollerine alma imkanı verdi. yalnız bütün bunlar iki parti arasında 1994’te kanlı bir savaş derecesine varan çekişmeyi sonlandırmadı. 1996 yılında kyb, kdp’nin kontrolündeki bölgeleri işgal edince tam bir yenilgi tehdidi altına giren kdp, irak merkezi yönetiminden yardım istedi. merkezi yönetim irak ordusundan bir birliği kürdistan bölgesine gönderdi. birlik, kdp savaşçılarına destek oldu ve kyb savaşçıları sınırın dışına iran’a sürüldü. ancak irak ordusunun çekilmesi sonrası kyb savaşçıları süleymaniye’yi ele geçirmek ve yerleşmek için tekrar döndüler. irak kürdistanı bölgesi iki parti arasında bölündü. süleymani’ye kyb’nin, erbil ve dehuk kdp’nin oldu. abd’nin irak’ın işgali için hazırladığı ittifaka katmak amacıyla iki parti liderleri arasında uzlaşıyı sağlamakta başarılı olması sonrası taraflar arasındaki düşmanlık dalgası hafifledi.

işgalin gölgesinde kürt partilerin yeri ve rolü

irak kürdistanı bölgesinin irak’ta 2003’teki amerikan işgali sonrası altın çağını yaşadığı gayet açık. bölge iki temel parti arasında bölünmüş olmasına rağmen, elde ettikleri kazanımlar aralarındaki çatışma ihtimallerini azalttı. özellikle de kyb lideri celal talabani’nin irak cumhurbaşkanlığı’na gelmekte başarılı olması ve kdp lideri mesut barzani’nin kürdistan bölgesi başkanlığını kazanması sonrası… önem bakımından büyük amerikan desteğinden geride kalmayan başka gelişmeler de iki kürt partisinin irak siyasetini kontrol etme şansını arttırdı. bu gelişmeleri şu şekilde özetlemek mümkün:

1. amerikan işgal güçleri tarafından programlı şekilde olmasa da irak devletinin çöküşü. ordu feshedildi, mühimmat ve silahları yok edildi. keza yerel polis ve güvenlik güçleri yanısıra, devletin diğer sivil organları, dolaylı olmasa da binlerce nitelikli çalışanı, feshedilen baas partisi üyesi oldukları iddiasıyla işten çıkarılma suretiyle dağıtıldı. aynı zaman zarfında kürt askeri güçlerine (peşmerge) veya güvenlik ve idari organlarına dokunulmadı.

2. kürt yönetimine irak parasından çok yüksek tutarlar (ilk ödeme olarak 1 milyar 200 milyon dolar nakit) amerikalı sivil vali paul bremer tarafından teslim edildi. oysa aynı vali irak’ın diğer bütün parasını kendi elinde tutuyor ve sadece kendi eğilimi doğrultusunda harcatıyordu.

3. bremer’in çıkardığı yasalar ve mevzuatlar, irak’taki arap tarafının aleyhine olacak şekilde kürt tarafına olan büyük sevgisini ortaya koydu. bu mevzuatların en önemlisi geçici devlet yönetimi yasasıydı. bu yasa abd’de yazıldı ve bremer tarafından atanan geçici meclis tarafından kabul edildi. bu yasa merkezi otoritenin zayıflatılması, kürt taleplerinin gözetilmesi ve irak arap taleplerine öncelemesindeki ısrarın gayet net olduğu maddeler içerdi. sonra 2005 yılında kabul edilen daimi anayasaya kürdistan bölgesiyle ilgili maddeler girdirildi. bu maddelerden en önemlisi kerkük ve ‘ihtilaflı konular’ adı verilen, yani kürdistan bölgesi hükümetinin istediği, bölgelerin geleceği etrafındaki 140. madde. madde, merkezi otoritenin yasalarının kürdistan bölgesinin yasa ve mevzuatlarıyla çatışacak bir çekişme yaşanması halinde, bölgenin yerel yasalarına üstünlük veriyor. yasalar, merkezi yönetimin gelirlerinin yüzde 17’sini isteme hakkını korumakla birlikte kürdistan bölgesine hareket etme ve bölgedeki doğal zenginliklerden istifade etme özgürlüğü verdi. merkezi yönetim kürt peşmerge silahlı güçlerinin masraflarını karşılamakla sorumluyken, bu güçleri harekete geçirme veya emir verme noktasında hiçbir yetkiye sahip değil. hatta bölgeye irak’ın dışarıdaki büyükelçiliklerinde kendisini temsil edecek ofisler açması hakkı dahi verildi. elçiliklerin bu bölümü irak’tan çok bölgeyi temsil ediyor. güçlü itirazlara rağmen kabul edilen anayasa maddelerinin içerdiği bütün bu ayrıcalıklar ve anayasanın geçmesi etrafında yayınlanan veriler, kısa süre sonra merkezi yönetim ile irak kürdistan bölgesi yönetimi arasında çekişme olmasa da anlaşmazlık noktaları oldu. bu noktalar hâlâ mevcut ve devam ediyor.

zayıf merkezi hükümet ve teyakkuzdaki komşu ülkeler karşısında kürtler

2011 sonunda amerikan güçleri irak’ı uzun süre istikrarsızlıkla tehdit eden zayıf parçalanmış bir ülke olarak terk edecek. merkezi yönetim büyük sorunlarla mücadele etmekte aciz kalacak. bu sorunların en önemlilerini taraflar belirleyecekler. aslında irak’taki amerikan varlığı süresince (2003- 2011), bu askeri varlığın kürdistan bölgesi hükümetini veya doğrudan bölge politikasını korumak için müdahale ettiğini gösteren bir işaret belirmedi. gerçekten de bölgenin, merkezi yönetimi vuran büyük zayıflığın gölgesinde böyle bir desteğe ihtiyacı yoktu. abd, kürdistan bölgesini bu tarihten önce desteklemişti. kürdistan bölgesini, irak hükümetinin saldırılarda bulunmasından ve merkezi yönetim kapsamına almasından endişelenerek irak uçaklarının uçuşuna yasak bölge ilan etmişti. esasen irak askeri gücünün yıkımı ve 2003 sonrası irak ordusunun feshedilmesi ardından ortada kürdistan bölgesini endişelendiren bir şey yoktu. hatta kürt peşmerge güçleri, merkezi yönetimin bu artan sorunlarla mücadele gücünün olmadığı bir zamanda ihtilaflı bölgelerdeki kürt haklarını garanti altına alma iddiasıyla bölge dışında da nüfuzunu yaydı. çoğu zaman irak hükümeti kürt emellerini ve bazen de kürt tehditlerini frenleme noktasında arabulucu rol oynaması için irak’taki amerikan yönetimine başvuruyordu. iktidardaki kürt partilerinin ihtiyaç duyduğu şey, irak’ta daimi amerikan nüfuzudur. bu nüfuz askeri çekilme sonrası da kalıcıdır ve 15 bin memurun yanısıra, sayıları 35 bini aşan güvenlik şirketleri çalışanını içine alan dünyanın en büyük amerikan büyükelçiliğiyle temsil edilmektedir.

abd’nin irak’tan çekilmesinin başlarda irak’taki merkezi yönetimini zayıflatacağı kesin. kürt partiler bu zayıflığı, merkezi yönetime baskı kurarak kendi çıkarları için kullanmaya çalışacaklar. bunun sonucunda da irak bir istikrarsızlık döneminden geçecek. halihazırdaki olaylar kürt partilerin bu durumu çatışma veya ayrılma tehdidinde bulunma dercesine kadar tırmandırmaya hazır olduğunu gösterdi. ayrıca merkezi yönetim pek de kısa olmayan bir süredir kürdistan bölgesi yönetiminin halihazırdaki idari sınırlarının dışına çıkma veya kendisine başvurmaksızın anlaşmalar ve kontratlar imzalama girişimlerine karşı durmaya başladı. bu durumun tarafları, aralarında mücadeleye götürmesi kaçınılmaz. tarafların anayasaya başvurulması gerektiği yönündeki iddiaları fayda vermeyecektir. çünkü anayasa askıdaki sorunları çözemeyecek mayınlar ve belirsizliklerle doludur. en büyük tehlikede burada saklı. doğal olarak merkezi yönetimin herhangi bir mücadeleden tek başına galip çıkamayacak kadar zayıf olduğunun altı çizilmeli; ancak bu yönetim, gücüne güç katacak ve mücadeleye sevk edecek bölgesel ve yerel desteğe sahip. buna karşın kürt partiler, kendilerine, mücadelenin en üst sınırlarına gitmelerini sağlayacak imkanlara ve güce sahip; ancak bu partiler iran gibi merkezi yönetimi destekleyen veya türkiye ve suriye gibi irak kürt nüfuzunun yayılmasına karşı çıkan bölgesel güçlerle nasıl mücadele edecek? bölge yönetiminin, irak kürdistan bölgelerine yönelik devam eden türkiye-iran bombardımanıyla mücadele etmekte veya durdurmakta nasıl aciz kaldığını, kınamakla ve bölge yönetiminin onayı olmadan bölgede güç gönderme hakkına sahip olmayan merkezi yönetimi suçlamakla yetindiğini gördük.


kdp lideri mesut barzani, saddam döneminde merkezi yönetime
karşı savaşmıştı. [kurdistan photo كوردستان, flickr]

bölgesel ve uluslararası alanda (1960’lı yıllardan itibaren) irak’taki kürt milliyetçi hareket her daim kendisini destekleme eğiliminde devlet veya devletler buldu. şu söylenebilir: irak’a komşu ülkeler ve genel şekliyle bölge ülkeleri irak’ı zayıflatmak için kürt milliyetçi hareketi desteklediler. ancak en büyük suçlama peşi sıra gelen irak merkezi yönetimlere yapıldı. bu yönetimler kürt milliyetçi hareketle uzlaşmakta başarısız oldular ve bu hareketi düşman çevrelerin yararına olacak şekilde kaybettiler. böylelikle iran, türkiye, suriye, körfez ülkeleri, ürdün, israil, abd, britanya ve fransa’nın farklı dönemlerde kürt partileri gizli veya açıktan destekleme noktasında rolleri oldu. destek, moral, maddi ve askeri olarak gerçekleşebiliyor. bu destekle birlikte kürt deneyimi, irak’taki kürt milliyetçi hareket açısından hep bir felaketle sonuçlanmasına rağmen kürt partilerin hâlâ bu desteğe bel bağlamaları ve bu destek için ödünler vermeleri üzücü. aynı zaman zarfında bu kürt partiler bu türden ödünleri irak’a vermeyi reddediyorlar. aynı zamanda peşi sıra gelen irak merkezi hükümetleri, kürt milliyetçi harekete karşı komşu bölgesel güçlerle işbirliği yapmaya ve irak ulusal çıkarları aleyhinde ödünler vermeye hazırdı. bu ödünleri kürt milliyetçi harekete sunmaya hazır bir görüntü çizmediler. her iki taraf da yabancıdan güç almanın bazı zamanlar yararlı olabileceği, ancak sonucunun irak ve kürt milliyetçi hareket için felaket olacağı gerçeğini anlamakta başarısız oldu. burada bazı örnekler verilebilir. kürt partiler krallık rejimi gölgesinde britanya’dan, cumhuriyet rejimleri gölgesinde iran, israil ve abd’den güç almaya çalıştılar; merkezi yönetimin önerilerine ve çözümlerine büyük bir sertlikle karşılık verirken bu ülkelerin rejimleriyle sıkı işbirliğine girdiler. peşi sıra gelen irak hükümetleri de aynı doğrultuda kürt milliyetçi hareketi bitirmek için desteklerini alma yolunda iran ve türkiye’ye ödünler vermeye hazırdı, ancak irak’ın ve halkının çıkarına olacak meşru kürt taleplerine karşılık verme hazırlığı içinde değildi.

irak parçalanma ile birlik arasında gidip geliyor

irak’taki belirsiz ve istikrarsız gelecek, bu ülkenin varlığının geleceği için demesek de bütünlüğü için birçok tehdide işaret ediyor. ayrıca daha önce de belirtildiği gibi, irak’taki amerikan politikası farklı şekillerde irak’ı zayıflatmaya çalıştı. belirsizlikler ve mayın tarlalarıyla dolu anayasa bu politikanın en tehlikelisiydi. zira anayasa maddeleri birleşik federal demokratik bir devlet inşasına katkıdan çok parçalanmayı teşvik ediyor. bu parçalanmanın işaretleri uzun olmayan bir süredir su yüzüne çıkmaya başladı. irak vilayetlerinin bölgesel sıfat (otonom yapı) elde etme talebi ve hatta ısrarı artmaya başladı. enbar, basra, salahaddin ve diyala sadece başlangıç ve liste uzayabilir. hatta son olarak diyala bölgesinin ilan edilmesi bir darbe niteliğindeydi. diyala meclisi'nin yayınladığı bildiriye göre halkın eğilimi doğrultusunda bölge kürdistan’a ilhak olacak. hakim kürt partilerin liderlerinin, bölgelerin kurulması taleplerine destek verdiği bir zamanda merkezi yönetimin ilk sınavı bu olacak. anayasa, otonom yapı kurulması hakkından sadece kerkük’ü istisna tuttu. kerkük, kürt partilerin itirazları sonucu çeşitliliği ve had safhadaki anlaşmazlıkları sebebiyle bölge olmaya daha fazla ihtiyaç duyuyor. görünen o ki, halihazırdaki irak hükümetinin politikası, anayasa izin verse dahi bölgelerin kurulması ateşinin yayılmasına kesin şekilde karşı çıkıyor.

acaba hükümet silahlı eylem görüntüleri almaya başlayan bu sorunla nasıl mücadele edecek? hükümet açık aczi ve içerisindeki büyük parçalanmalarla birlikte kürdistan bölgesinin sorunlarıyla, merkezi yönetimin onayını almaksızın uzun vadeli anlaşmalar ve kontratları imzalama ısrarıyla nasıl yüzleşecek. daha doğru ifade ile merkezi yönetim gerçek federasyon anlamını nasıl dayatabilecek? bu anlam merkezi yönetimin savunma, dış politika ve maliyeden sorumlu kalmasını, bunun dışındaki konuların yerel yönetimlere devredilebileceğini ifade ediyor. bu durum temel anayasal düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. acaba anayasayı belirleyenlerin düzeltme alanında koydukları neredeyse imkansız mekanizmanın bölgesinde bu düzenlemeler yapılabilir mi? tarafların arabulucu olması için amerikalı tarafa başvuracakları kesin. bu da abd’nin nüfuz ve varlığının sürmesi anlamına geliyor.

bu şartların ve verilerin gölgesinde kürdistan bölgesi yönetimi şu an ve çekilme sonrası irak’ta en üstün ele sahip olacak. ancak ortada iç ve dış belirleyici etkenler var. bu etkenler bölgenin hareket özgürlüğünü ve merkezi yönetime karşı koyuşunu engelliyor. birinci sorun bölgesel ve uluslararası şartlarda kendini gösteriyor. bazı bölge liderlerinin kendi geleceğini belirleme hakkı temelinde birçok kez ayrılma tehdidinde bulundukları doğru olsa da (bu hakkı uluslararası yasalar kabul ediyor ve şu an en az bir bölge gücü, yani israil bu hakkın gerçekleşmesini istiyor. israil’in bölgedeki müdahalesine ve varlığına dair birçok rapor yayınlandı) diğer bölgesel güçler, özellikle de kürdistan bölgesine bitişik ülkeler türkiye, iran ve suriye bu deneyimin kendi kürtlerine taşınması endişesiyle bu türden girişimlere karşı duruyorlar. uluslararası alanda bazı ülkeler bölgenin ayrılması veya merkezi yönetimden uzakta özgürce hareket etmesi yönünde desteklerini (bu özgürce hareket etme kendilerine önemli ekonomik ve petrol avantajlarıyla döndüğü takdirde) gösterebilirler. ancak tarihi deneyimler, dünya ülkelerinin güçlü merkezi yönetimle ilişki ve koordinasyon kurmayı yeğlediklerini gösterdi. özellikle de irak’ın petrol serveti kürdistan bölgesinin içerdiğinden çok daha fazlayken. dolayısıyla bu ülkeler bölgedeki basit yatırımlar için irak’taki yatırımlarını kaybetme riskine girmezler. özellikle de irak’ı yönetenler abd’nin desteğinden beslenirken ve nüfuz alanından çıkmamışken…

bölge hükümetinin hareket özgürlüğünü belirleyen en önemli etken aynı bölgedeki iç şartlarda kendini gösteriyor. süleymaniye ve dehuk’taki son gelişmeler bölge yönetiminin güçlü muhalefetle karşılaştığını gösterdi. zira süleymaniye’deki değişim hareketi (koran), erbil ve dehuk’ta islami cemaat ve kürdistan islam birliği, iktidardaki partiler için büyük sorun oluşturmaya başlayan güçlü muhalefet hareketleri oldular. bu sorun, iktidardaki partilerin hareket özgürlüğünü de belirleyecek. gerçi bu sorunun iktidardaki kürt partilerin çokça övündüğü bölge güvenliğini ve istikrarını tehdit edeceğini söyleyemeyiz. ayrıca çekişmeli bölgelerdeki şartlar iktidardaki kürt partiler lehinde değil. ayrıca güç yoluyla bir emrivaki yapılması hiçbir bölge gücünün kontrol altına alamayacağı kriz veya krizler patlatabilir.

geçmiş dönemlerde kürt milliyetçi hareket, irak’ta demokrasinin koruyucusu ve destekçisi rolünü oynayabildi. yalnız, dış güçlerin nasihatlerine başvurmayı seçti. bu nasihatler kendisini özelde kürt, genelde irak halkının çokça yaşadığı tehlikelere götürdü. görünen o ki bugün kürt partiler aynı hatayı tekrarlıyorlar. ülkenin yaşadığı sorunlara tatmin edici ve başarılı çıkış yolları bulma noktasında bugün iraklı siyasilere güvenilmeyebilir, ancak bu durum tarih ölçütünde uzun olmayan bir sürede barış içinde yaşam, demokrasi ve ekonomik refah modeli olabilecek bir ülkenin parçalanması için bir katalizör olarak alınmamalı.

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;