Türkiye

28 Şubat komutanlara uzandı

Dönemin kuvvet komutanları Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, Teoman Koman ile birlikte birçok emekli general gözaltına alındı.

Haberin Öne Çıkanları

Sabah başladı

Gözaltı sayısı dokuz

Savcılıkta ifade

Teoman Koman, 28 Şubat döneminin Jandarma Genel Komutanı'ydı. [AA]

28 Şubat'a giden yol

türkiye siyasi tarihinin son darbesi 28 şubat'ta soruşturma bu kez dönemin kuvvet komutanlarına uzandı, operasyonun beşinci dalgasında istanbul, ankara, izmir ve muğla'da gözaltılar var.

ankara cumhuriyet başsavcılığı'nın emriyle gözaltına alınan isimler arasında, dönemin kara kuvvetleri komutanı orgeneral hikmet köksal, hava kuvvetleri komutanı orgeneral ahmet çörekçi, jandarma genel komutanı orgeneral teoman koman, milli güvenlik kurulu (mgk) genel sekreterliği görevi yapan orgeneral ilhan kılıç öne çıkıyor.

istanbul'da gözaltına alınan söz konusu orgeneraller, çağlayan'daki adalet sarayı'na getirildi ve sağlık kontrolünden geçirildi. komutanlar, daha sonra ankara'ya doğru yola çıktı ve koman, kılıç, köksal ve çörekçi'nin uçağa bindiği sırada, güvenlik gerekçesiyle basın mensupları aprona alınmadı. 
 
dönemin genelkurmay plan prensipler başkanı emekli korgeneral vural avar muğla'da, emekli korgeneral kamuran orhon da izmir'de gözaltına alınıp ankara'ya göderilen diğer isimler. 
 
'böyle giderse darbe olur'
 
gözaltındaki komutanlardan koman, 28 şubat sürecinde basının karşısına en çok çıkan general olarak hatırlanıyor. koman'ın, 1996 yılında, refah-yol iktidarı kurulduktan iki ay sonra "böyle devam ederlerse darbe dahi olabilir" sözleri o dönem gazetelere yansıdı.
 
28 şubat bildirisinin altında imzası bulunan generalin medya arşivinde hizbullah'ı "pkk baskınlarına karşı kendini koruyan, dini inançları kuvvetli vatandaşlar" şeklinde tanımlaması da var.
 
soruşturmanın dördüncü dalgasında tutuklanan emekli korgeneral hakkı kılınç, mahkemede verdiği ifadede batı çalışma grubu (bçg) toplantılarına koman'ın emriyle katıldığını söylemişti.
 
türkiye teoman koman adını, ilk kez en gür şekilde susurluk davası sürecinde duymuştu. soruşturma için ifade vermeye gitmeyen general, kendisini meclise davet edenlere "vaktim yok" yanıtını vermişti. susurluk'un sembol ismi veli küçük'ü himaye ettiği medyada yer aldı.
 
emekliliğinden sonra çıktığı bir televizyon programında, kısaltması jitem olan jandarma istihbarat ve terörle mücadele birimiyle ilgili "jitem diye bir şey yok" demesi kayıtlara geçti. "yeşil (mahmut yıldırım) denen şahsı bölgede görev yapmış herkes tanır" sözleri de koman'a ait. yeşil, güneydoğu'daki birçok faili meçhulde ismi geçen ve jitem'in bölgedeki temsilcilerinden biriydi. jandarma genel komutanlığı'ndan önce milli istihbarat teşkilatı (mit) müsteşarlığı gibi görevler de yürüten koman, jitem'i kurmakla da suçlanıyor.
 
koman'la ilgili ilginç bir ayrıntı ise 27 mayıs 1960 darbesine uzanıyor. iktidardan indirilen dönemin başbakanı adnan menderes, yassıada'da yargılanırken başındaki nöbetçi üsteğmen teoman koman'dı.
 
balyoz tutukluları da ifade verdi
 
bu arada 28 şubat soruşturmada balyoz davasından tutuklu bulunan eski 1. ordu komutanı orgeneral çetin doğan, mhp'den milletvekili seçilen emekli korgeneral engin alan ve emekli korgeneral metin yavuz'un da ifadesi alındı. doğan, yalçın ve alan'ı taşıyan jandarmaya ait cezaevi aracı, ifadelerinin alınması amacıyla tutuklu sanıkları adliyeye sabah saatlerinde getirdi. 
 
soruşturmada daha önce da önemli generaller gözaltına alınıp tutuklanmıştı. cezaevine gönderilen generaller arasında dönemin genelkurmay ikinci başkanı çevik bir, emekli tuğgeneraller abdullah kılıçarslan ile idris koralp, emekli orgeneral fevzi türkeri ve emekli tümgeneral erol özkasnak gibi isimler var.
 
'post-modern' darbe
 
28 şubat soruşturması 15 yıl öncesine dayanıyor ve kayıtlara geçen ismi 'post-modern darbe'. necmettin erbakan'ın islami eğilimli refah partisi'nin 1995 genel seçimlerini kazanması ve ardından 1996 yılında dyp ile koalisyon hükümeti kurmasıyla başlayan süreç, 28 şubat 1997 tarihli mgk toplantısında 'irtica ile mücadele' amaçlı bir dizi kararın alınmasıyla somut bir hal aldı.
 
cumhuriyetin temel değerlerinin ve laik rejimin tehdit altında olduğuna dair seslerin yükseldiği bir dönemde gerçekleşen dokuz saatlik mgk toplantısının sonunda, generaller hükümete irticayla mücadele adına uygulamaya koyması için 18 maddelik bir belge sunmuştu.
 
dönemin başbakanı necmettin erbakan’dan imzalanması istenen belgede; laikliğin teminat altına alınmasından, kuran kurslarının milli eğitim bakanlığı'na devredilerek sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilmesine, tarikatların kapatılmasından orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medyanın kontrol altına alınmasına, kıyafet kanunu'na uyulmasından, atatürk aleyhindeki eylemlerin cezalandırılmasına kadar bir dizi madde yer alıyordu.
 
askerin iktidara baskısı artınca, erbakan 18 haziran 1997 tarihinde başbakanlıktan istifa etti ve refah-yol hükümeti çöktü. çevik bir ve yargılanan diğer isimler, işte bu koalisyon hükümetini devirmeye çalışmakla suçlanıyor. 
 
daha sonra çevik bir tarafından ‘demokrasiye balans ayarı' adıyla tanımlanan ve kayıtlara da bu isimle geçen süreçle ilgili, dönemin genelkurmay başkanı orgeneral ismail hakkı karadayı'dan sonra göreve gelen hüseyin kıvrıkoğlu, '28 şubat 1000 yıl sürecek" demişti. 
 
çevik bir, 1999'da emekli olunca siyasete atılmaya çalışmış ve cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan etmişti. ancak, bir dönemin meclisi tarafından dikkate alınmamıştı.
 
kaynak: ajanslar

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;