Dünya
ABD Pakistan'da Hakkani liderini vurdu
Celil Hakkani, insansız hava araçlarından atılan füzelerle öldürüldü. Saldırı, Washington'un özel temsilcisi Grossman Pakistan'dayken düzenlendi.
Haberin Öne Çıkanları
Zamanlama dikkat çekici
Örgütün iletişim sorumlusu
Clinton açık kapı bıraktı

amerika birleşik devletleri (abd) ve pakistan arasında afganistan'da taliban'a bağlı hakkani örgütü nedeniyle yaşanan gerginlik sürerken, yeni bir saldırı haberi geldi.
abd'nin insansız uçakları, afganistan'da sık sık saldırı düzenleyen örgütün üst düzey isimlerinden celil hakkani'yi vurdu. hava araçlarından çıkan iki füze, bir eve isabet etti ve evde bulunan 33 yaşındaki celil hakkani'yi öldürdü.
afganistan sınırındaki kuzey veziristan'da bulunan dande darpakhel köyü'nü ve güney veziristan'daki zeba pahari bölgesini hedef alan saldırılarda, en az altı militanın öldürüldüğü bildiriliyor. uçaklar, zeba pahari'deki bir grup örgüt üyesine üç füze gönderdi.
isminin açıklanmasını istemeyen bir istihbarat yetkilisi "celil, siraceddin hakkani'nin kuzeni ve güvenilir bir ortağıydı. uzun süredir grubun içindeydi ve iletişimi sağlamakla görevliydi" dedi. istihbarat yetkilisi, füzelerin vurduğu evin örgütün liderinin yakını olan muhammed cemil'e ait olduğunu söyledi.
zamanlama gözden kaçmadı
saldırının zamanlaması dikkat çekiyor. insansız hava araçları, abd'nin pakistan ve afganistan özel temsilcisi marc grossman'ın, iki müttefik ülke arasında gerilen ilişkileri tamir etmek için islamabad'a geldiği sıralarda saldırıyı gerçekleştirdi.
grossman, ziyaretinde ilk önce pakistan ordu komutanı general eşvak kayhani ile bir araya geldi. devlet başkanı asıf ali zerdari, başbakan yusuf rıza gilani ve dışişleri bakanı hina rabbani khar ile de buluşan grossman, washington'a islambad'ın mesajlarını iletecek. özel temsilci, "pakistan'la nasıl ortak hareket edebileceğimizi konuştuk" dedi.
pakistan başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise iki ülke arasındaki ilişkilerin artık terör önceliğinden ileriyi gitmesi gerektiği vurgulandı. açıklamada, tarafların ticaret, su, enerji ve altyapı konularında işbirliği için anlaşmaya vardıkları aktarıldı.
abd dışişleri bakanı hillary clinton, çarşamba günü yaptığı açıklamada ülkesinin afganistan'ı dengeli hale getirmek için pakistan ile çalışmaktan başka yolu olmadığını söyledi. clinton, "ne kadar hayal kırıklığına uğratıcı olsa da, her gün bu konu üzerinde çalışıyoruz ve çok yavaş, zorlukla fark edilen ilerlemeler kaydedebiliyoruz" demişti.
gerilim bin ladin'in öldürülmesiyle başladı
washington yönetimi, afganistan'ın başkenti kabil'deki abd büyükelçiliği ve askerlere defalarca saldıran hakkani örgütü'nün pakistan'la bağlantılı olduğunu savunuyor. abd'nin 2 mayıs 2011 tarihinde el kaide lideri usame bin ladin'i uzun yıllardır müttefiki olan pakistan'ın topraklarında öldürmesiyle başlayan gerginlik, hakkanilerin saldırılarıyla doruk noktasına çıktı.
13 eylül'de kabil'deki büyükelçiliğe yapılan saldırının ardından abd'nin eski genelkurmay başkanı mike mullen, hakkani'nin pakistan istihbarat teşkilatı'nın (isi) bir kolu olduğunu söyleyince islamabad-washington hattında şimdiye kadar görülen en büyük kriz yaşandı.
pakistan tarafı, washington'dan gelen suçlamalara sert tepki göstermiş ve açıklamalar devam ederse ilişkilerin gözden geçirileceğini duyurmuştu. reuters'a konuşan isi yöneticisi korgeneral ahmed shuja pasha, "hakkani örgütüne ne bir penny ödedik ne de tek bir kurşun temin ettik" dedi.
hakkani'lerin pakistan'ın kuzey veziristan bölgesindeki kabile bölgesinde örgütlendiği düşünülüyor. ancak, yakın zamanda medyaya konuşan örgüt lideri siraceddin hakkani, pakistan'da rahat hareket ettiklerini ve güvenli sığınaklara ihtiyaç duymadıklarını söylemişti.
clinton açık kapı bıraktı
abd dışişleri bakanı clinton, afganistan'da hakkanileri de içeren bir barış anlaşması için açık kapı bıraktı. siraceddin hakkani ise, eylül ayında reuters'a verdiği demeçte afganistan'da taliban'ın da katılması şartıyla masaya oturabileceklerini söylemişti.
hakkaniler, daha önce abd ve afganistan'daki hamid karzai hükümetinden gelen barış girişimlerini reddetmiş ve amaçlananın ülkedeki gruplar arasında bölünme yaratmak olduğunu savunmuştu.
kaynak: ajanslar
kaynak: ajanslar
Yorumlar