​günler önce halep’in en sıcak cephelerinden birinde, hattap lakabını kullanan 19 yaşındaki abdullah derviş adlı genç savaşçı, zırhlı bir aracın üzerine çıkıp elde ettikleri zaferleri gazetecilere gururla anlatmıştı. cuma günü derviş'in halep’teki şeyh neccar cephesinde öldüğü haberi geldi.

halep’in doğu kırsalındaki takad kasabasından gelen hattap, nusra saflarına katılabilmek için birçok yeni nesil gencin yaptığı gibi çok aşamalı ve zor sınavı başarıyla tamamlamıştı.

'savaşçı adaylığı'nı kazandıktan sonra, bütün yeni üyelerin katıldığı nusra cephesi'ne bağlı islam şer-i enstitüsü'nden mezun oldu.  

nusra'ya kabul edilmek isteyen gençler enstitüde psikolojik değerlendirmelerden geçiyor, dine ve ahlaka bağlılıkları sınanıyor. 

nusra cephesi'ne bağlı dini enstitü, sıcak noktalarda görev yapacak savaşçılara eğitim verdiği gibi ayını zamanda hocalık eğitimi de veriyor.

din hocalığı okuyanlar, enstitüdeki eğitimlerine devam ederken, savaşçı adayları eğitimlerini kamplarda tamamlıyor.

kamplarda sıkı bir eğitim alan askerler yavaş yavaş sahaya inmek için  hazırlanıyor. kamp komutanı hazır olduklarına karar verdiği anda ise sahada istihbarat toplama ve doğrulama görevlerine katılmaya başlıyorlar. asker, bütün bu aşamaları başarıyla tamamlarsa, gerçek operasyonlara katılmaya hak kazanıyor.

kamplarda aşamalı eğitim

bu uzun ve zincirleme eğitim aşamaları, şam'da başlayan el kaide bağlantılı hareketin cihat ideolojisini korumaya yönelik stratejik bir önem taşıyor. 

al jazeera'nin arapça yayın yapan kanalının muhabiri medin deyriye, yabancıların girmesine izin verilmeyen nusra cephesi kamplarından birine girip adayların eğitimlerini izledi. 

nusra cephesi, suriye’deki iç savaşta muhalif cephede azımsanmayacak bir güç kazandı. özellikle de ülkenin kuzeyindeki halep'te rejime karşı önemli kazanımlar elde etti. 

nusra'nın askeri sorumlusu ebu ali “sivillerin hedef alındığı ve varil bombalarının kullanıldığı halep kentine yapılan sistematik saldırılara, çok sayıda operasyonla karşılık vereceklerini” söylüyor.

al jazeera'ye konuşan ebu ali, dış kaynaklar tarafından başka muhalif gruplara temin edilen silahların sahalarda kullanılmadığını, hatta bazen kişilerin kendi çıkarları doğrultusunda bu silahları sattığını iddia ediyor. ali terörist grup oldukları gerekçesiyle nusra cephesi'ne ise silah verilmemesine tepki gösteriyor. 

nusra komutanları, bu nedenle kampta rejimden ele geçirdikleri cephane ve silahlarla kendi silahlarını üretmeye başladıklarını anlatıyor. komutana göre el kaide eğitimli silah uzmanları rejimden ele geçirdikleri parçalarla 'elektronik bir keskin nişancı' adını verdikleri bir silah geliştirmiş. 

nusra silah istiyor

“elde edebildiğimiz silahlar spesifik silahlar değil ve özellikle uçaksavarlar sadece 23 mm ve 57 mm; rejime ait uçaklar belli bir irtifada seyrettikleri zaman onlara karşı çok yetersiz kalıyor" diyen ebu ali'ye göre rejim pilotları muhaliflerin bu zaafını kullanarak çok yüksek irtifalardan halep'e varil bombaları atıyor. 

örgütün gelişmiş uçaksavar silahları, füzeleri ve radar sistemlerine 'hayati' ihtiyaç duyduğunu söyleyen askeri yetkili, rejimden ele geçirdikleri silahlardan bazılarını da şifreli sistemler nedeniyle kullanamadıklarını ifade etti. 

“savaşçıların gösterdikleri kararlılık sonucu, hama'dan halep'e doğru ilerlemeye çalışan rejime ait 14 askeri tugaydan oluşan konvoy ve onlara destek veren bazı silahlı milis güçlerin ilerlemesini durdurduk” diyen ebu ali, rejimin yoğun baskılarına rağmen sadece halep’in şeyh neccar cephesinde 100’den fazla askerin öldürüldüğünü ve 6 tankın imha edildiğini söyledi. 

kaynak: al jazeera