Türkiye
Analiz: Türkiyelileşme ama nasıl?
BDP çözüm sürecinde HDP sancısı çekiyor. Öcalan'ın "Türkiyelileşin" çağrısıyla HDP ile birleşme için ilk adım bu pazar atılacak. Ancak bundan sonraki süreç BDP için kolay olmayacak.
kan durdu... bir süredir ölüm haberleri gelmiyor. bu hükümetin pkk’nın imralı’daki lideri abdullah öcalan ile başlattığı görüşmelerin, “çözüm sürecinin” sonuçlarından biri... ancak sıkıntılar var. geri çekilme durdu, karşılıklı söylemler sertleşti ama pkk ateşkesi sürdürüyor. yani çözüm süreci şimdilik ilerlemese de en azından yerinde duruyor.
kanın durması türkiye için çözüm sürecinin en önemli ve en kalıcı olması istenen sonuçlarından biri. kürt siyaseti üzerinde ise bu sürecin başka yansımaları var.
kürt siyaseti öcalan’dan gelen “türkiyelileşme” çağrısıyla yeni bir dönemece girdi. çözüm sürecinde farklı bir anlam kazanmış olsa da öcalan’ın bu önerisi yeni değil. abdullah öcalan daha önce avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde de bir çatı partisi kurulması gerektiğini dile getirmişti. 2011 yılındaki önerisi “demokratik ulus kongre partisi” ismiyle oluşturulacak çatı partisinin hem türk solunu hem kürt solunu bünyesinde barındırmasıydı.
çözüm süreci ile birlikte yapısal bazı değişiklerle birlikte öcalan önerisini bir kez daha dile getirdi, bdp’ye artık bunu gündeminize alın mesajı gönderdi.
abdullah öcalan, temmuz ayında görüştüğü bdp heyetine partiyi kitlelere açma talimatı verdi.
öneri bu defa farklı bir etki yarattı. temmuz ayından bu yana bir yandan çözüm sürecinde abdullah öcalan bir yandan da hükümet ile görüşmeler yürüten bdp bir diğer yandan da kendi içinde hdp ile birleşmeyi tartışmaya başladı.
kapalı kapılar ardında yapılan toplantılardan basına, "partide sıkıntı var, konunun gündeme geldiği toplantılarda sesler hep yükseliyor” haberleri yansıdı. dışarıda ise neredeyse hiç kimse sıkıntısını açıkça dile getirmedi, ta ki iş somutlaşmaya başlayana kadar...
anayasa mahkemesi tarafından kapatılan dtp döneminde parti içinde şahinler ve güvercinler, yani ılımlılar ve radikaller ayrımı olduğu biliniyordu.
türk soluyla birleşme ise farklı bir ayrışmayı beraberinde getirdi.öneri öcalan’dan geldiği için karar tabi ki bu öneriyi hayata geçirme yönünde, ancak sadece bdp’liler değil, kürt siyaseti yakından takip eden bir çok isim de “birleşme doğru mu?” sorusunu gündeme getiriyor.
hdp nedir?
halkların demokratik partisi, halkların demokratik kongresi bileşenlerinin oluşturduğu bir siyasi parti. tıpkı bdp’de olduğu gibi hdp’de de eş başkanlık sistemi var.
bu bileşenlerin bugüne kadar izlediği politikalara bakıldığında sol kimliği, sol siyaseti, özellikle bir bölümünün uzlaşmacı siyasetten uzak durdukları ön plana çıkardıkları görülüyor, bdp’nin önceliği olan kürt sorunu ise çoğu zaman bu bileşenler açısından ikinci planda kalıyor.
“kürt islamcılar” kaygısı
birleşme açısından dikkat çeken bir diğer nokta ise özellikle doğu ve güneydoğuda daha muhafazakar bir yapısı olduğu bilinen kürt seçmene bu birleşmenin ne ifade edeceği.
öcalan’in nevruz’da yaptığı çağrıda imralı’ya giden ve içinde altan tan’ın da yer aldığı heyet ile yaptığı görüşmede de dikkat çekici islamiyet vurguları vardı.
öcalan son bdp heyetine de el kaide gibi örgütlerin islamiyetin yanlış anlaşılmasına sebep olduğunu belirterek bir demokratik islam kongresi toplanması gerektiğini söyledi. bu mesajlar öcalan’ın “islami hassasiyetleri” de dikkate aldığı yönünde yorumlandı.
ancak kimilerine göre yapılan çalışmalar bu hassasiyeti gözönüne almadan sürdürülüyor. birleşmenin yol açabileceği sorunlar hakkında bugüne kadar bdp içinde net konuşan tek isim milletvekili altan tan, konuya bu açıdan yaklaştı.
londra’da bbc türkçe’ye konuşan tan, “bu işi yürüten arkadaşlarımız sadece marjinal solla sınırlı kaldılar türkiye'de. bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, islam'la barışık değil. kürt islamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, türkiyeli müslümanlar da sıcak bakmıyor. hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. dolayısıyla, hdp projesi bütün liberal demokratları, müslüman demokratları, kürt halkının büyük bir kısmını içine alması gereken bir projeyken, maalesef sadece marjinal türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje haline geldi" dedi.
tan, öcalan’ın “demokratik islam kongresi” çağrısının da yanlış değerlendirildiği görüşünde. altan tan “fethullah gülen hareketinden hizbullah çizgisindeki hür dava partisi’ne kadar tüm islami gruplara açık olmaması halinde kongrede yer almayacağını” da belirtti. tan’ın altını çizdiği unsurlardan hüda-par ise bu süreçte daha farklı bir kaygı içinde. hüda-par, son 3 ayda pkk’nın gençlik yapılanması olarak niteledikleri grupların teşkilatlarına saldırdığını belirtiyor. "90’lı yıllardaki pkk hizbullah çatışmalarının yeniden yaşanmasından kaygılıyız" diyen parti yöneticileri bu kaygılarını görüştükleri başbakan erdoğan’a da dile getirdi.
tan'ın dışında hdk’nın başka bileşenleri de bu yapıyla müslüman demokratlara ulaşmanın zorunluluğuna dikkat çekiyor.
tek kaygı islam’dan uzaklaşma değil
birleşme konusundaki tek kaygı marjinal sol olarak kalma, kürt islamcılara, müslüman demokratlara hitap edememek değil. birleşmenin başka sebeplerle de oy kaybını beraberinde getirmesinden endişe duyanlar da var.
bdp bugün batı’da daha sık faaliyet yapıyor, hiç olmadığı kadar dikkatle izleniyor. hdk çatısı altında yapılan ve olaylı geçen sinop ve samsun ziyaretleri, izmir ve bazı illerdeki bazı etkinlikleri dışında, parti batı illerindeki siyasi faaliyetlerinde bir sıkıntı yaşamıyor. zaten yerel seçimlere batı illerinde hdp, doğuda bdp ile girme kararı da bu yüzden alındı. bu ikili yapının seçmenin kafasını karıştırma ihtimali de yüksek, bu yüzden şimdilik hedef genel seçimlere hdp çatısı altında tek parti olarak girmek.
geçtiğimiz haftalarda gazetelere parti içindeki bu kaygılarla yaşanan sıkıntılar yansıdı. hatta eşbaşkan birleşme ve aday gösterme konularındaki sıkıntılar nedeniyle istifa etme aşamasına geldiği iddia edildi. bu iddiaları yalanlayan demirtaş ise "kavga değil tartışma var" sözleriyle görüş ayrılıklarının yaşandığını kabul etti.
ancak tüm bu tartışmalar ve giderilemeyen kaygılara rağmen yerel seçimler için karar kesin, artık dönüş yok. adaylar batıda aralarında izmir, ankara, istanbul, karadeniz illerinin de bulunduğu 60 ilde hdp’den doğuda ise diyarbakır, mardin, hakkari gibi 21 ilde bdp’den gösterilecek.
kongreye kadar partinin genel başkanlık koltuğunda oturan yavuz önen, tüm kimliklerden adaylara kapılarının açık olduğunu vurguluyor, “eşçinsel ya da transseksüel adayların da olabilir” diyor.
kongre pazar günü ankara’da
hdp bu koşullar altında pazar günü ankara’da kongresini yapmaya hazırlanıyor. eşbaşkanlık koltuklarına bdp’den istifa eden sabahat tuncel ve öcalan’ın "mirasını taşıyorum" dediği mahir çayan’ın yol arkadaşı ertuğrul kürkçü oturacak.
bugüne kadar tek başına seslerini duyurmakta, dinletmekte zorlanan bir çok kesimin katılımıyla yeni bir yapıya kavuşacak hdp’nin “türkiyelileşme” amacına ne kadar hizmet edebileceğini görmek için mart ayında yapılacak yerel seçim sonuçlarını beklemek yeterli olacak.(al jazeera)
Yorumlar