2014 Yerel seçim
Başbakan'dan hodri meydan
Erdoğan, İstanbul mitinginde "25 Mart’ta şu çıkacak, 30 Mart’ta şu çıkacak. Hangi iftirayı atarsanız atın. Bu montajların, bu ahlaksızlığınızın altında ezilip gideceksiniz" dedi.
Foto galeri
Başbakan'dan hodri meydan
13 fotoğraf
adalet ve kalkınma partisi (ak parti / akp) genel başkanı ve başbakan recep tayyip erdoğan, yerel seçime altı gün kala istanbul'da düzenlenen mitingde konuştu. özellikle fethullah gülen ve chp'yi hedef alan erdoğan, internette yayınlanan ses kayıtları için "ben artık evimde bile rahat rahat konuşamıyorsam, bir başbakan olarak telefonla konuşamıyorsam, ailemle konuşamıyorsam; kimse kalkıp da bu montaj, bu uydurma, bu dublaj şeylere itibar etmek suretiyle bu ülkede başbakanını yargılayamaz" dedi.
erdoğan'dan gövde gösterisi
adalet ve kalkınma partisi'nin, istanbul'daki seçim mitingi erdoğan'ın gövde gösterisi şeklinde geçti. yenikapı'da denizin doldurulmasıyla oluşturulan yeni meydanda düzenlenen mitingde erdoğan şimdiye kadarki en kalabalık topluluğa seslendi. meydandakilerin sayısını "iki milyon' olarak veren başbakan erdoğan, "varsın birileri montaj desin, taşıma desin, bu muhteşem görüntüyü küçümsesin, dünya seni izliyor istanbul" dedi.
'twitter yargı kararına uymuyor'
konuşmasında twitter'a erişim yasağına yargı kararlarını gerekçe gösteren erdoğan "(twitter) abd anayasası'na, yasalarına uyuyor; ingiltere'nin kurallarına uyuyor; almanya'nın, rusya'nın, japonya'nın kurallarına uyuyor ama mesele türkiye olunca, mısır olunca, ukrayna olunca özgürlükten bahsediyor. türkiye muz cumhuriyeti değildir" dedi.
erdoğan şöyle konuştu:
"kutsal değerlerimize hakaretler ediliyor. aile hayatına, kişilik haklarına saldırılar var. buna özgürlük, deyip geçecek miyiz? çocuklar istismar ediliyor, ırkçılık yapılıyor, çok ağır suçlar işleniyor. twitter, facebook, youtube anlaştığı ülkelerde buna neden özgürlük demiyor? abd başkanı’nın gizli telefon görüşmeleri yayınlansa; bu twitter, bu facebook, bu youtube buna özgürlük, diyor mu? diyemez, türkiye’ye gelince mi akıllarına özgürlük geliyor? twitter gelir türkiye cumhuriyeti mahkemelerinin kararlarına uyacağını söyler, biz de gerekeni yaparız. bizim kanunlarımıza uymayacaksa biz de gereğini yaparız."
'cumhurbaşkanının kanaati farklı olabilir'
internette yayınlanan ses kayıtlarına da değinen erdoğan, hukuksuzluğa izin vermeyeceklerini söyledi.
"kusura bakmasınlar, bu tayyip erdoğan, kim ne derse desin bizim mahremimizi, görüşmelerimizi, konuşmalarımızı dinleyen ve dinletenlere karşı sonuna kadar mücadelesini verecektir. özgürlük adı altında kimse bizim mahremimize giremez. kim olursa olsun."
"beni dinleyecek, cumhurbaşkanı'nı dinleyecek, cumhurbaşkanımızın kanaati farklı olabilir. genelkurmay başkanı'nı, bakanları dinleyecek, tüm insanları dinleyecek. mahkeme, yasalar izin vermez. beni dinleyemezsin, yok böyle bir şey. ben artık evimde bile rahat rahat konuşamıyorsam, bir başbakan olarak telefonla konuşamıyorsam, ailemle konuşamıyorsam kimse kalkıp da bu montaj, bu uydurma, bu dublaj şeylere itibar etmek suretiyle bu ülkede başbakanını yargılayamaz."
'çamur atmanın provasını yapıyorlar'
30 mart'ta milletin kendilerine desteğini bir kez daha ortaya koyacağını söyleyen başbakan erdoğan, "ne çıkarırsanız çıkarın; bu montajların, bu alçaklığınızın ve ahlaksızlığınızın altında ezilip gideceksiniz" dedi. erdoğan şöyle konuştu:
"bunlarda neler var neler. şimdi ne diyorlar? '25 mart'ta şu çıkacak, 30 mart'ta şu çıkacak'. ne çıkarırsanız çıkarın, hangi montajı, hangi dublajı çıkarırsanız çıkarın, hangi yalanı söylerseniz söyleyin, hangi iftirayı atarsanız atın; bu tehditlerin, bu şantajların, bu montajların, bu alçaklığınızın ve ahlaksızlığınızın altında ezilip gideceksiniz. daha şimdiden 30 mart akşamı hangi yalanları söyleyeceklerini, hangi bahanelerin arkasına sığınacaklarını konuşuyorlar, daha şimdiden. çünkü neticeyi görüyorlar. acaba böyle bir başarısız netice için ne söyleyeceğiz. şimdi onu düşünüyorlar ve prova içerisindeler. çamur atmanın provasını yapıyorlar. senaryolar yazıyorlar, tabii büyük senaristleri var pensilvanya'da."
'onların da kasetleri var'
erdoğan, bazı medya gruplarının hükümete yönelik saldırılara izin verdiğini söyledi, bunun nedeni olarak da "çünkü pensilvanya’nın onlarla ilgili de kasetleri var. şantaj var" diye konuştu.
"açık söylüyorum. başta doğan grubu olmak üzere, açık söylüyorum, ciner grubu olmak üzere, buna benzerler, diğerlerinin isimlerini vermeyeceğim. utanmadan, sıkılmadan kalkıp şu anda bu olaylarda bize karşı yapılan haksızlıkları savunur durumdalar hâlâ. ya bu ülkenin başbakanına bu hakaretler yapılırken, siz nasıl oluyor da bunları savunuyorsunuz?
ha söyleyeyim, çünkü pensilvanya’nın onlarla ilgili kasetleri de var. şantaj var, onlarla ilgili şantaj. yeri geldiğinde onu da açıklarız, diyorlar. geçenlerde bir tane açıklandı, diğeriyle de ilgili açıklandı. şimdi korkuyorlar. çünkü batmışlar, bataklığa batmışlar. bunlardan çekiniyorlar. kendi devletine güvenmiyor, onlara güveniyor. biz de kusura bakmasınlar, gereken neyse bunu yaparız."
'ne komada ölen çocuk, ne burak yavrumuz'
başbakan erdoğan, polisin attığı gaz kapsülüyle komaya girip ölen berkin elvan'ı adını söylemeden "komada ölen çocuk" diye andı. ölümünün istismar edildiğini söyledi, 'mezar soyguncusu' ifadesini kullandı:
"mavi marmara vuruluyor pensilvanya'nın gözünde yaş yok. tam aksine o başkalarının yanında yer alıyor. bu aydın doğan'ın, bu pensilvanya'nın onların medyasının umurunda mı? ne istanbul'da, ne komada ölen çocuk, ne de sokakta vurulan gencecik burak yavrumuz bunların asla umurunda değil. bunlar nebbaş nebbaş. bunlar mezarlık soyguncusu. bunların gözyaşları timsah gözyaşı. inanın o iki gence de zerre kadar üzülmediler. eğer üzülselerdi, gencecik ölmüş bir çocuktan istismar malzemesi reyting malzemesi çıkartmazlardı. dhkp-c’nin bir elemanı olarak bunu kullanmazlardı. ölmüş bir çocuk üzerinden siyaset yapacak muhalefet olmazdı."
'bunlara 17 üniversite verdik'
gülen cemaati'nin dershanelerini boykot çağrısını tekrarlayan erdoğan, okullarda hafta sonları ücretsiz ders verileceğini söyledi. erdoğan, gülen cemaati'nin yıllarca kendilerini aldattığını anlattı.
"yıllarca bunlar bizi sömürdüler. sülük gibi sömürdüler. ama sülük faziletli, sülük zararlı kanı emer. bunlar bizim helalimizi yediler. sadaka dediler yediler, zekat dediler yediler, kurbanlık koyun, dediler yediler, adak dediler yediler."
"ey pensilvanya daha ne istiyordun? üniversite dedin, sana üniversite verdik. 17 üniversiteye sana müsaade verdik. ne istiyorsun ya?
dünyanın değişik yerlerindeki okullarını ziyaret etmemizi istediğinizde, oralara gidiyor, ziyaret ediyor, oradaki devlet başkanlarına, hükümet başkanlarına biz refere oluyorduk ya. ne istiyordun sen bizden? unutmayın kişi sevdikleriyle beraber haşrolacaktır. pensilvanya, sen bahçeli ile sen kılıçdaroğlu ile haşrolacaksın."
'geziciler bilmez'
1994'teki yerel seçimlerde istanbul'da kimsenin kendilerine şans vermediğini söyleyen erdoğan, o dönem belediyeyi devraldıkları chp'yi eleştirdi:
"1993'te ümraniye'de çöplük patladı, 39 kişi öldü. gençler bunu bilmez. geziciler bunu bilmeyebilir. ne çevreciliği... ümraniye belediyesi de (istanbul) büyükşehir belediyesi de chp'deydi. maalesef o çöplük 39 vatandaşımıza mezar oldu. bunun hesabını soran oldu mu? nerede o medya? yandaş medya nerede? sordular mı bunun hesabını? sormazlar, işlerine gelmez. niye? paslaşıyorlardı, dayanışma içerisindeydiler. tarih hesap soruyor şimdi. ey chp o 39 vatandaşımızın hesabını ver. ama bunlarda o yüz yok. istanbul'da seçkinler, elitler o zaman recep tayyip erdoğan'ın seçileceğine inanmıyorlardı. milleti bile kontrol ettiklerini sanıyorlardı. milletim onlara sandıkta ağır bir ders verdi. ama şimdi ne diyorum biliyor musunuz; 30 mart'ta sadece onlara değil, hani bu telefonları dinleyenler var ya, pensilvanya var ya, en önemli dersi ona vereceğiz."
başbakan erdoğan, chp'nin istanbul adayı mustafa sarıgül'ün de şaibeli olduğunu söyledi:
"şimdi biliyorsunuz pozlar veriyordu, klasör. yolsuzluk klasörü. tabii böyle şeylerin olacağını da zannetmiyordu. baykal genel başkan, o da yanında. klasörün sırtında ne yazıyor, yolsuzluk. kimin klasörü bu? şu anda büyükşehir adayı olarak gösterdikleri zatın. ne yaptılar onu? o ihraç ettikleri kişiyi getirdiler istanbul'a büyükşehir belediye başkan adayı yaptılar. ben söylemiyorum. klasörü sen hazırladın. niye? malzeme yok ellerinde. kimi koysunlar. bu durumdalar."
'sandığa alerjileri var'
erdoğan, sandıktan ümidini kesenlerin sokak olaylarıyla iktidarı devirme peşinde olduğunu söyledi, "ama kesinlikle başaramayacaklar" dedi.
"türkiye normalleştikçe, vesayetin gölgesi siyasetin üzerinden kalktıkça, millet siyasetin yegane sahibi oldukça, bunların sandığa karşı alerjileri giderek arttı. sandıktan ümitlerini kestikçe şirretleşiyorlar. kalplerinde, zihinlerinde 27 mayıs özlemiyle yaşıyorlar. sandığı devirerek elde etmek istedikleri iktidarın hayaliyle yaşıyorlar. her 10 yılda bir yapmaya alıştıkları gibi. yine milletin önünü kesmeye çalışıyorlar ama başaramayacaklar. meşru iktidarı sokakta devirmenin hesaplarını yapıyorlar. sokak şiddetini demokratik protesto hakkı diye yutturmaya çalışıyorlar."
erdoğan, konuşmasının sonunda istanbul büyükşehir belediye başkanı kadir topbaş'ı da yanına alarak istanbullulardan 30 mart için bir kez daha oy istedi.
kaynak: al jazeera
Yorumlar