Gülen örgütü soruşturmaları

Başbuğ: Listenin başında Yılmazer vardı

Eski genelkurmay başkanı Başbuğ, görevdeyken Gülen Cemaati yapılanmasıyla ilgili Başbakan Erdoğan'a bir liste verdiğini, listenin başında gözaltındaki eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer'in olduğunu söyledi.

Konular: Türkiye
İlker Başbuğ, Ergenekon'dan 26 ay cezaevinde kaldıktan sonra mart ayında serbest bırakılmıştı. [Fotoğraf: Reuters]

ergenekon davasından müebbet hapis cezası alan, ancak anayasa mahkemesi'nin hak ihlâli kararının ardından tahliye edilen eski genelkurmay başkanı orgeneral ilker başbuğ, gülen cemaati'ne yönelik operasyon konusunda star televizyonu'na konuştu.

başbuğ, 'tsk'ya karşı yargı ve polis yoluyla yürütülen operasyonlar' başlayınca, operasyonun arkasında kimlerin olduğunu araştırdıklarını söyledi. "çeşitli yerlerden aldığımız bilgiler, özellikle bu komplo operasyonunun arkasında emniyetteki bazı polis şeflerinin olduğunu gösteriyordu. emniyetle ilgili bir liste hazırladık" diyen başbuğ, listeyi başbakan tayyip erdoğan'a verdiğini anlattı. "hatırladığım kadarıyla, bu listenin başında da ali fuat yılmazer var. kendisi aldı, ilgileneceğini söyledi. sonuç alamadık, gelişme olmadı" dedi. 

başbuğ sabaha karşı yapılan gözaltılar için "ne hissettiniz" sorusuna şu cevabı verdi:

"samimi olarak söylemek gerekirse, karmaşık ve tuhaf duygular içindeyim. neden derseniz, bir tarafta ergenekon, balyoz, oda tv, poyrazköy gibi davalarda önemli rol oynadıkları ifade edilen o günün polis şefleri gözaltında. diğer taraftta, özellikle gözaltına alınma süreçlerinde yaşananlara bakarsanız, insanı tedirgin eden bir durum. insanı çok mutlu eden görüntüler değil. tabii şunu da ifade etmek lazım, ‘efendim bu görüntüler daha önce de yaşandı’. evet ama daha önce yaşanan yanlışlıklar bugünün yanlışlıklarına mazeret olmamalı. dolayısıyla ben gerçekten karmaşık düşünceler içindeyim. hatırlarsınız, 7 mart 2014 günü cezaevinden çıkarken, ‘bizlere gerçekten büyük haksızlık, büyük zulüm yapıldı. ama, bütün bunlara rağmen biz hiçbir zaman intikam ve kin duyguları içinde değiliz' demiştim. ama bir isteğimiz var. tsk'ya karşı yapılan, yaşatılan bu komploların mutlaka planlayıcılarının, icracılarının ve destekleyicilerinin bulunup adalet karşısına çıkarılarak adil yargılanmasını istiyoruz. bizim isteğimiz bu."

"raporu hazırlayan gözaltında"

"ben 6 ocak 2012 günü tutuklanmıştım. tutuklanmamdan önce benim hakkımda 4 ocak 2012 tarihli bir tespit raporu hazırlanıyor. bu raporu hazırlayan, şu anda gözaltına alınanlardan biri. rapora bakıyoruz 41 sayfa. sonra, savcının benimle ilgili hazırladığı iddianameye bakıyoruz, 39 sayfa. bu da işin bir garip yönü. yani hep söylendi ya, ‘polisler raporları hazırladılar’ diye. tespit tutanaklarını hazırladılar ve bunlar adeta iddianameye dönüştü. bu da bir noktada insanı gerçekten düşündürüyor."

"17 - 25 aralık süreciyle mi sınırlı kalacak?"

hükümet kanadından operasyonların genişleyebileceğine yönelik sinyaller gelmişti. başbuğ, operasyonların 17-25 aralık tarihli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını yürütenlerle sınırlı kalabileceğinden endişeli olduğunu söyledi. 

"burada önemli olan soru bence şu: salı günkü gözaltıların amacı ne? acaba bu gözaltılar sadece 17 - 25 aralık süreciyle mi ilişkili olacak ya da daha açık bir deyimiyle bu gözaltılar 17 - 25 aralık süreciyle mi sınırlı kalacak? bu tabii ki doğru ve uygun yaklaşım olmaz. bizim düşüncemiz, arzumuz ve isteğimiz, başta da ifade ettiğimiz gibi, bu gözaltına alınan emniyet mensuplarının büyük bölümünün silahlı kuvvetlere karşı yürütülen komplo davalarında rol aldığını görüyoruz. silahlı kuvvetlere karşı işlenen komploların müsebbibleri de ortaya çıkartılsın ve yargılansın. bu konuda atılacak adımların yanında oluruz. gayet tabii buna karşı pozisyon almamız söz konusu değil. yanında olmamız ve desteklememiz lazım, bunda hiç tereddüt yok."

"komploysa ortaya çıkarılsın"

"bu soruşturmalar, 17 - 25 aralık olaylarıyla sınırlı kalmamalı. bu fevkalade yanlış olur. bu arada yeri gelmişken şunu söylemekte yarar var. biz türkiye'de her olayda olduğu gibi bu olayda da toplama bakıyoruz. siyah - beyaz gözlüğüyle bakılıyor. artık siyah - beyaz gözlüğüyle bakmaktan vazgeçmeliyiz. ne demek mi istiyorum. diyorum ki; önümüzdeki süreçte tsk'ya karşı yapılanların planlayıcıları, icracıları, destekleyicileri adalet karşına çıkarılsın. bunun yanında, iddia edildiği gibi 17 -25 aralık sürecinde de komplolar yapılmışsa, bu komplonun müsebbibleri de ortaya çıkarılsın, yargı karşısına çıkarılsın. ama bunun yanında, 17-25 aralık sürecinde ileri sürülen ididalar da incelensin, bunlar da açıklığa kavuşturulsun. dolayısıyla olaya bir bütün olarak bakmak lazım. sadece kendi açınızdan baktığınız takdirde, siyah ya da beyaz görüyorsunuz. anlatmak istediğim bu."

"cemaat konusuna açıkça değindim"

başbuğ, gülen cemaat'ini ne zaman tehdit olarak görmeye başladığı sorusuna şu yanıtı verdi:

"mit'in, emniyet genel müdürlüğü’nün istihbarat raporlarına baktığınız zaman, cemaat ile ilgili bilgiler son yıllara kadar yer alıyordu. biz bunları görüyorduk. bu raporlarda yer aldığına göre risk ve tehdit olarak görülüyordu. dolayısıyla bu durum yeni bir şey değil. yıllarca görülen ve yaşanan bir durum. demek ki devlet cemaat'i risk olarak görmüş. son yıllar hariç, mit ve emniyet genel müdürlüğü raporlarına bakarsınız maddelerden biri cemaat ile ilgilidir. benim genelkurmay başkanlığı dönemimde üzerinde durduğum konu, milli ordudur. milli orduda ne etnik, ne de mezhepsel ayrımcılık vardır. dışarıdan gelecek her türlü tehditlere karşı mücadale etmek komutanların görevidir. bu nedenle, özellikle genelkurmay başkanı olarak 14 nisan 2009'daki yıllık değerlendirme toplantısında cemaat konusuna açıkca değinmiştim."

"başbakan'a listeyi verdim, sonuç alamadık"

"tsk'ya karşı yargı ve polis yoluyla yürütülen operasyonları yaşamaya başlayınca, bu operasyonun arkasında kimlerin olduğunu imkanlarımız dahilinde araştırmaya çalıştık. çeşitli yerlerden aldığımız bilgiler, özellikle bu komplo operasyonunun arkasında emniyetteki bazı polis şeflerinin olduğunu gösteriyordu. çeşitli kanallardan aldığımız bilgiler dahilinde, emniyetle ilgili bir liste hazırladık. tabii düşünce ve endişelerimizi birkaç defa sayın başbakan ile paylaştım. ve bu polislerle ilgili kendisine bir liste verdik. hatırladığım kadarıyla, bu listenin başında da ali fuat yılmazer var. kendisi aldı, ilgileneceğini söyledi. sonuç alamadık, gelişme olmadı."

ilker başbuğ, bu polis şeflerinden bazılarının gazeteciler ahmet şık ve nedim şener'in ergenekon davasından sonra görevden alındığını hatırlattı. "bunlar daha önce görevden alınabilirdi" dedi.

başbuğ'un bahsettiği eski emniyet müdürü ali fuat yılmazer şimdi cemaat operasyonu kapsamında gözaltında olan isimlerden biri. 

"başbakan'ın talimat verdiğine inanmıyorum"

ali fuat yılmazer, başbuğ'un tutuklanması talimatından başbakan tayyip erdoğan'ın haberi olduğunu iddia etmiş, başbakan bunu reddetmişti. başbuğ buna inanmadığını söyledi.

"ben 6 ocak 10212 günü tutuklandım, cuma günü. ben tutuklanacağımın haberini bir hafta önce aldım. bir kaynak tarafından bilgi geldi, genellikle sağlıklı bilgilerdir ve doğru da çıktı. bazı çevreler tutuklanmama bir hafta önce karar vermiş. ali fuat yılmazer, ‘başbuğ ile ilgili başbakan talimat verdi’ dedi. yani tutuklama talimatını başbakan’ın verdiğini söyledi... ‘başsavcıvekili telaşlanarak bana geldi, böyle bir şey var; benim ne yapmam lazım' diye bana sordu. 'dosya gereği neyse onu yapın dedim' dedi. bu konuşmalardaki ifadeler gerçekten çok vahim bir gerçeği ortaya çıkarıyor. yani savcı, tutuklama kararı verip vermeden önce gidip emniyet mensubuna soruyor. siz şimdi bunu nereye oturtacaksınız? gerçekten çok vahim. polis müdürüne sorması üzerine daha fazla söylenecek bir şey olacağını düşünemiyorum. hukuk yerle bir edilmiş; daha ne konuşacağız, ne söyleyeceğiz... bana getirilen bilgiler ışığında başbakan'ın benim tutuklanmama yönelik böyle talimat verdiğine de inanmıyorum."

cezaevinden çıktığı akşam erdoğan'ın kendisini telefonla aradığını da hatırlatan başbuğ, "bu görüşme esnasında, bir zaman diliminde benimle görüşmeyi azru ettiklerini söylediler. ama bu görüşmenin gerçekleşmesi açısından karşı taraftan bir talep olmadı" dedi.

"başbakan'ın net tavır almasını beklerdim"

"geriye dönüp baktığınızda bir kırgınlık, kızgınlık var mı" sorusuna başbuğ'un cevabı şöyle oldu:

"kimseye karşı kırgın olduğumu ifade edemem. ancak, tsk komutanlığı yapmış biriyim. dolayısıyla, tsk boyutuyla baktığımda bizi rencide eden çok önemli konular var. bunlardan bir tanesi, genelkurmay başkanına terör örgütü yöneticisi denilmesi. benim gibi yaptıkları çok ortada olan, sözleri ve davranışları herkes tarafından bilinen bir kişiye, darbeci denilmesi beni çok rahatsız ve rencide etti. iki sene kara kuvvetleri komutanlığı, iki sene genelkurmay başkanlığı yaptım. özellikle genelkurmay başkanlığı döneminde neredeyse her hafta sayın başbakan’la bir araya geldik. bana ‘siyasiler arasında sizi en yakından tanıyan kimdir?’ diye sorulsa, sayın başbakan'ın tanımış olması gerekir derim. ben 26 ay tutuklu kaldım, az bir süre değil. tutukluluk durumuma karşı net tavır aldı, bunda hiçbir tereddüttüm yok ancak bu tutukluluk 26 ay sürdü ve sayın başbakan bu süreçte, özellikle benim ve karargahımın darbeci olarak nitelenmesine karşı net bir tavır almadı. burada da net bir tavır almasını beklerdim."

26 ay cezaevinde kaldı

ilker başbuğ, "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçlamasıyla başlatılan ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

anayasa mahkemesi'nin 6 mart perşembe günü eski genelkurmay başkanı ilker başbuğ için verdiği "kişi hak ve hürriyetleri ihlal edilmiştir" kararının ardından, nöbetçi istanbul 20. ağır ceza mahkemesi başbuğ'un cezaevinden tahliye edilmesine karar vermişti.

başbuğ 26 ay cezaevinde kaldıktan sonra 7 mart'ta serbest bırakılmıştı.

kaynak: star

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;