marmara üniversitesi iletişim fakültesi dekanı ve yeni şafak gazetesi yazarı prof. ergün yıldırım ve galatasaray üniversitesi iletişim fakültesi öğretim üyesi doç. dr. ceren sözeri, 'terör örgütüne yardım ve casusluk' suçlamasıyla tutuklanan cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni can dündar ve ankara temsilcisi erdem gül'ün soruşturmaya konu olan haberlerini sorduk. 

her iki iletişim uzmanı da, dündar ve gül'ün haberlerini gazetecilik faaliyeti olarak tanımladı, istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinin haber konusu yapılabileceğini söyledi. bunun demokrasinin gereklerinden olduğuna dikkat çekti.

"mesele, bilginin sızdırılmasının engellenmesi"

aynı zamanda yeni şafak gazetesinin de yazarı olan profesör ergün yıldırım'ın görüşü şöyle:

"türkiye’de yoğun bir gündem içinden geçiyoruz. türkiye’nin yeniden yapılanması konusunda ciddi görüş farklılıkları var. paralel yapı ve buna karşı devlet’in giriştiği tutumlar söz konusu. bu yoğun gündem içinde can dündar olayı ile karşılaşıyoruz. dündar’ın haber yapmasını demokratik özgürlük açısından normal görüyorum. devlet sırrı, devlet sırrı ne demekse, gizli kalması gereken bilgileri yayınlamakla suçlanıyor. ama mesele bence o bilginin sızdırılmasının engellenmesi. bütün demokratik ülkelerde gazeteciler böyle bir bilgiyi yayınlarlar.

ayrıca, terör örgütüne yardım tanımlaması da çok yanlış bir tutum. dündar’ın yaklaşımlarına katılmayabiliriz. o kendisi sonuçta bir gazeteci.

istihbarat birimlerinin ya da herhangi bir birimin, kişinin tutumu temel haklarla, anayasayla bağdaşmıyorsa, gazeteciler bunları tartışırlar, kamuoyu ile paylaşırlar. çünkü kimse yasalardan bağımsız harekete etme ayrıcalığına sahip değildir. ana ilke budur."

"kamuyu ilgilendiren istihbarat faaliyeti haber yapılabilir"

galatasaray üniversitesi öğretim üyesi doçent ceren sezeri de, dündar ve gül'ün yaptıklarının gazetecilik faaliyeti olduğunu söyledi:

"dündar ve gül’ün yargılamaya söz konusu olan faaliyeti, elbette ki gazetecilik faaliyetidir. çünkü yalnızca türkiye kamuoyu yararına değil, uluslararası toplumu da ilgilendiren bir haberi açığa çıkardılar.

gazetecilik yüzünden yargılanıyorlar. cumhurbaşkanı, ‘o tırların içinde silah olsa ne olur, olmasa ne olur’ dediğinde sır denilen konu alenileşti. böylece kamuyu ilgilendiren bilgi açığa çıktı ve sır kalmadı. dolayısıyla ben bu davanın düşeceğini düşünmüştüm. ama öyle olmadı. üstelik cumhurbaşkanı bu meseleyi kişiselleştirdi, ‘yanına bırakmayacağım’ dedi. intikam aracı haline dönüştürdü. buradaki sorun, casusluk faaliyeti falan değil, kimin nasıl haber yapacağına iktidarın karar vereceği yeni bir döneme geçilmesi.

istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinin kamuyu ilgilendiren bir durumu varsa elbette haber yapılabilir çünkü haberin tanımında var olan kamuoyu yararı söz konusudur. istihbarat örgütlerinin bilgiyi korumak istemesi onların görev tanımında olabilir, bu istihbarat faaliyetlerinin bir parçasıdır. fakat gazetecilerden istihbarat faaliyetinin bir parçası olması beklenemez. çünkü gazetecinin görevi, kamu adına iktidarı ve onun kurumlarını denetlemektir." 

kaynak: al jazeera