Latin Amerika
Demir Leydi'yle dört yıl daha
Dilma Rousseff, hapis yatıp işkence gördüğü gerilla yıllarından, ülkesinin ilk kadın devlet başkanılığına uzanan yolculuğuna dört yıl daha devam edecek. Kendisine hem 'Demir Leydi' hem de 'Halkın Annesi' unvanlarını kazandıran, küresel ekonomiye muhalif sosyal devlet politikaları ise halen çok tartışılıyor.

rakiplerinin ‘demir leydi’, seçmeninin ise ‘halkın annesi’ diye adlandırdığı brezilya’nın ilk kadın devlet başkanı dilma rousseff, iniş çıkışlarla dolu dört yıllık başkanlık döneminin ardından ikinci kez bu göreve seçildi.
latin amerika’nın en büyük, dünyanın ise sekizinci büyük ekonomisine sahip brezilya’da, işçi partisi dördüncü zaferini kutlarken, seçim sonuçları hem sosyal sınıf hem de coğrafi bakımdan ülkeyi ikiye ayıran çizginin kalınlaştığını işaret ediyor.
zengin güney, yoksul kuzey’e karşı
seçimi ikinci turda yüzde üç farkla rousseff’e kaybeden merkez sağın adayı aecio neves, ülkenin varlıklı nüfusunun yoğun olduğu güney ve batı kesimlerden büyük destek aldı. neves, son dört yılda ekonominin yüzde 8 büyüme oranından durgunluğa düşmesinden, rousseff’in vergi politikasını sorumlu tuttu.
ekonomik durgunluk pahasına ülkenin 40 milyon yoksulunun hayat koşullarını iyileştiren politikaları da, 66 yaşındaki ‘halkın annesi’ rousseff’e kuzey ve doğu bölgelerindeki yoksul seçmenin desteğini getirdi.
200 milyonu aşkın nüfusa sahip brezilya’nın yüzde 40’ının evine ayda 700 dolardan az para giriyor. 19 yaşındaki üniversite öğrencisi livia roma, seçimde kendisi için değil, yoksullar ve azınlıklar için rousseff’e oy verdiğini söylüyor:
“ihtiyaç sahiplerinin yaşamlarını iyileştiren politikalarına devam etmesi için dilma’ya ihtiyacımız var.”
ekonomide ‘brezilya modeli’
rousseff 4 yıl önceki ilk zaferinde, selefi lula da silva'nın desteğiyle yüzde 56 oy almıştı. güçlü bir ekonomi devralan rousseff, enerji bakanlığı ve kabine başkanlığı tecrübelerine sahipti.
latin amerika’daki pek çok merkez sol hükümetinin örnek aldığı ‘brezilya modeli’ büyüme, yoksulları hedefleyen sosyal politikaları temel alan ve devasa komşuları abd’nin küresel ekonomideki karşı konması güç etkisine kafa tutmayı başardı.
ancak bu akıntıya karşı dik duruş, ekonominin temellerinde aşınmaya da neden oldu. rousseff ikinci döneminde para politikasında daha fazla disiplin uygulayacağının ve sosyal harcamaları kısacağının sözünü verse de, son dört yılda yüzde 5,3 azalan yatırımlarla brezilya ekonomisi 2009’dan bu yana en kötü günlerini yaşıyor.
yeni dönemde brezilya’nın ekonomi bakanı olması beklenen dünya bankası çalışanı otaviano canuto’ya göre, ikinci dönemde her şey para politikasına göre şekillenecek.
ancak canuto, sosyal harcamalarının yüzde 90’ı yasalarla çerçevelenen brezilya ekonomisinde çok fazla manevra kabiliyeti de olmadığını ekliyor.

sosyal güvenlik primlerinde yüzde 10 artış getiren ancak gelir seviyesi düşükleri muaf tutan bolsa familia adlı ekonomik plan, orta ve üst gelir seviyesindeki brezilyalıların tepkisini çekti. anketlere göre, bu plan nedeniyle demir leydi bir ayda yaklaşık yüzde 7 oy kaybetti.
buna karşın, 2009’da yoksulluk seviyesinin altındaki nüfus yüzde 13,3’ten 2013 sonunda yüzde 9’a geriledi. son dört yılda işsizlik oranı yüzde 8’den, yüzde 6,6’ya geriledi. 2010’da 510 dolar olan asgari ücret, 2014’te 724 dolara yükseldi.
yeni bir ekonomik düzen mümkün mü?
gençlik yollarında brezilya’nın askeri cuntasına karşı marksist gerilla hareketine katılan ve üç yıl hapis yattığı 1970’li yıllarda işkenceye de maruz kalan dilma rousseff, ülke ekonomisinde köklü değişimlere neden olacak pek çok hamleye imza atmayı başardı.
bu başarıların belki de en umut vaat edeni, brics ülkeleriyle işbirliği halinde uluslararası para fonu’na (imf) rakip olacak yeni gelişim bankası’nın (ndb) kurulması kararı oldu.

brics ülkeleri, yani brezilya, rusya, hindistan, çin ve güney afrika’nın oluşturduğu gelişen ülkeler birliği, 100 milyar dolar sermayeyle yola çıkacak bir gelişim bankası ve para havuzu kurulacağını açıkladı.
bu hamle, brics tarafından batı tekelindeki küresel finans sistemine karşı ilk somut adım oldu. abd’nin 2013’te mali teşviklerini azaltma kararıyla, yabancı yatırımcıların gelişen ülke piyasalarından kaçışını tetiklemesi üzerine başlatılan bu proje, küresel ekonomide ayakta kalmak için çırpınan gelişen ülkelere destek olacak.
projeyi, “muhtelif ekonomilerin, abd’nin giderek azalan mali genişleme politikası nedeniyle karşılaştıkları dalgalanmaları kontrol altına almaya yardımcı olacak” diye niteleyen rousseff, bankanın getireceği rekabet sayesinde imf’de reformu teşvik edeceğini de umduklarını söylemişti.
kaynak: reuters, dünya bankası
Yorumlar