halkların demokratik partisi (hdp) eş başkanı selahattin demirtaş, düzenlediği basın toplantısında konuştu. demirtaş'ın gündeminde türkiye'nin güneydoğusunda güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonlar vardı:

"hükümet güçleri derin bir cehalet örneği sergiliyor. türkiye’de hendek ve barikat sorunu varmış gibi adını koyarak, ‘yakacağız, yıkacağız’ edebiyatıyla 100 yıllık siyasi sorun olan kürt sorununu görmezden geliyorlar.

bu kadar süreç ve diyalogdan sonra bu konuma şaşırıyoruz. pkk dağa çıktığında yine  3-5 çapulcu dediniz. bunun kriminal vaka olduğunu söylediniz. 1980’lerden bugüne geldik. bu kadar süre zarfında devleti yönetenlerin kafası hiç mi değişmez? 80’lerde neler söyleniyorsa, şimdi aynısını başbakan ve cumhurbaşkanı söylüyor. iktidar yanlısı medya, aynı ‘temizleyeceğiz’ manşetlerini atıyor.

başbakanın tehdide, hakarete varan sözleri, bölge halkında nasıl duygu uyandırıyor, biliyorlar mı?

tanklarla, 10 bine varan kara gücüyle operasyonlar yapılıyor. 120 bin nüfuslu ilçeler, aylardır askeri abluka altında, bunu başarı öyküsü olarak anlatmaya çalışıyorlar. ortada büyük bir fiyasko vardır.

‘suriye’de sokaklarda halkına tank kullanan yönetim meşru değildir’ diyen hükümet, şimdi kendi sokaklarına tank sokuyor. kadın, genç, çocuk demeden infaz ediliyor. sokağa çıkan siviller, keskin nişancılar tarafından öldürülüyor. birkaç saat sonra sivil insanları terörist ilan ediyorlar.

devlet kararlı olabilir, yakabilir yıkabilir. ama hiçbir şey kazanamaz. bunu unutuyorlar. cizre’de, silopi’de, nusaybin’de, sur’da mesela gerçekten pkk’li meselesi olsaydı, bu kadar operasyondan sonra şimdiye kadar mesele çözülmüş olmaz mıydı?

‘hendekler kazıldı. ondan sonra devlet ağır operasyon yaptı’ demesin kimse. hendekler ondan sonra kazılmıştır. hükümet söylemleriyle ülkenin batısını kandırıyor. belediye başkanları içeri atılmadan önce ne hendek vardı, ne çatışma vardı.

akp, 1 kasım’da darbe sonucu elde ettiği iktidar karşısında bir tek kürtlerden çekiniyor. bu darbeye başka kimse direnemedi. operasyonlarla hdp’nin kürt tabanının iradesi kırılmaya çalışılıyor. bunu türklerin anlaması lazım. 7 haziran’dan sonra parlamentonun çalışmasına izin verilmemiştir. suruç ve ankara’daki patlamalarla, iktidar gasp edilmiştir.

güvenlik politikasından bugün vazgeçerlerse, halkın çoğu barıştan yanadır. biz barış çağrısı yaparken, başbakan savaş, çatışma çağrısı yapıyor.

saraybosna’da 4 yıl kuşatma yaşandı. oradaki kahramanlıkla andığımız saraybosnalı insanlar hendek kazdı, barikat kurdu, keskin nişancılar vurmasın diye perde astı, ihtiyaçlarını karşılamak için tüneller kazdı.

özyönetim ilan edenlere ne istiyorsun desen ne kaybedersin? bu halk seni seçti, genelkurmay başkanını değil! özyönetim, yerelden yönetim diktatörlüğe karşıdır. bunların hepsi tek adam sistemine karşı şeyler. cizre’de başkanlık ilan edilse, davul zurnayla karşılarlar.

suriye’de kürtlerin güçlenmesini istemiyorlar. suriye’de türkiye’nin en yakın müttefiki kürtler olmalıdır." 

'lavrov’la görüşmemizin sonuçlarını paylaşmaya hazırız'

demirtaş, moskova'da rusya dışişleri bakanı sergey lavrov’la yapacağı görüşme hakkında şu ifadeleri kullandı:

“geçen yıl da moskova’da görüşmeler yaptık. rusya dışişleri bakan yardımcısıyla görüşmüştüm. türkiye-rusya krizi ortaya çıkmadan önce bu girişimler vardı. bazı çevrelerce yapılan çiğ yorumları yadırgıyoruz. bizim türkiye’nin iç ve dış sorunlarına dair politikalarımız var. bunların hiçbiri türkiye’nin aleyhine değildir. hükümetin iç ve dış politikalarını benimsemek zorunda da değiliz.

türkiye’nin ortadoğu’da çözüm için çok etkili bir güç olması gerektiğini, ama akp’nin politikalarıyla bunun imkânsız olduğunu söylüyoruz. akp, türkiye’yi hiçleştiren, ortadoğu’da taraf haline getiren mezhepçi politikalarla türkiye’nin kredisini tüketen bir politika uyguladı.

lavrov’la suriye sorunu konusunda görüşlerimizi paylaşacağız. vize nedeniyle pek çok esnafımız sorun yaşıyor. sayın lavrov’la bunu da görüşeceğiz. arzu eden herkesle bu görüşmelerin sonuçlarını paylaşmaya hazırız.”

davutoğlu'nunu eleştirisine cevap

demirtaş, başbakan davutoğlu’nun "türkiye özgür bir ülke, tabii ki herkes istediği yere gidebilir. ama neden 2 ay önce, bir sene önce gitmediler? neden hava sahamızı ihlâl ettikleri için kriz yaşadığımız bir ülkeye tam da bu zamanda gidiyorlar?" sorusuna yanıt verdi:

"cehaletin daniskası, moskova’ya geçen sene de gittim haberi yok. dönüşte kamuoyuna da bilgi verdim."

kaynak: al jazeera