Gülen örgütü soruşturmaları
Dinlemeye terör suçlaması
Usulsüz dinleme iddialarıyla başlatılan soruşturmanın fezlekesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. TİB ve TÜBİTAK görevlisi 28 kişi terör örgütü kurmakla suçlanıyor.

gölbaşı cumhuriyet başsavcılığı'nın, devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına ilişkin, telekomünikasyon iletişim başkanlığı (tib) ve türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu (tübitak) görevlisi 28 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmaya ilişkin fezleke ankara cumhuriyet başsavcılığı'na gönderildi.
şüphelilere "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "yönetmek ve üye olmak", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ile "siyasal ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltildi.
'şüpheliler terör örgütü üyesi'
fezlekede, kriptolu telefonların yazılımını yapan ve imei numaralarını bilen şüphelilerin, "kamuoyunda 17-25 aralık olayları olarak bilinen, 17-25 aralık 2013'ten önce ve yine mart 2014'te yapılan mahalli seçimler öncesinde, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ederek, türkiye cumhuriyeti hükümeti'nin görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek maksadıyla devletin idari, askeri ve yargı teşkilatında görev yapan üst düzey yöneticilerin konuşmalarını hukuka aykırı olarak kayda alıp, daha sonra montajlamak suretiyle görsel ve internet medyasında yayımlamak için örgüt kurdukları" ifade edildi.
hiyerarşik bir yapı içinde hareket
fezlekede, terörle mücadele kanunu kapsamındaki örgütlerin "silahlı olması zorunluluğu" aranmadığı belirtildi, sözkonusu dinlemelerin bireysel olarak işlenemeyeceği vurgulandı:
"böylece, bütün şüphelilerin hiyerarşik bir yapı içinde eylem ve fikir birliği halinde hareket etmeye karar vererek, terör örgütü kurdukları, söz konusu suçların hiyerarşik bir örgüt yapısı olmadan, bireysel olarak işlenmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmıştır"
"...telefonların dinlenilmesi, kayda alınması ve montajlanarak kullanılması baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit anlamına gelmektedir"
fezlekede "devletin üst düzey yetkilileri ile hükümet üyelerini dinlemek suretiyle devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerin elde edilmesi, açıklanması veya bu kayıtların montajlanarak kullanılması suretiyle hükümet üzerinde baskı kurarak, görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edildiği için suçun yasal unsurlarının gerçekleştiği" öne sürüldü.
mağdurlar ve şikayetçiler
şikayetçiler ise cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, kalkınma bakanı cevdet yılmaz, eski adalet bakanı sadullah ergin, gaziantep büyükşehir belediye başkanı fatma şahin olarak gösterildi.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar